Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/60 E. 2019/100 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/60 Esas
KARAR NO : 2019/100 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/830 D.iş 2018/840 Karar
TARİH: 20/09/2018 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARHİ: 23/01/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, borçluların müvekkilline vermiş olduğu 1 adet 25.07.2018 vade tarihli, 22.10.2014 tanzim tarihli 3.500.000,00-TL bedelli İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu senedin 2.711.764,70-TL’lik kısmı vadesinde ödenmediğini, bugünkü tarih itibari ile müvekkili bankanın alacağı 2.711.764,70-TL’ye ulaştığını ileri sürerek, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklılarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 06/08/2018 tarihli kararı ile, alacaklının borçlulardan alacağı olan 2.711.764,70.TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu…. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkili şirketin … ilinde zirai ilaç sektöründe faaliyet gösterdiğini ve talebe müstenit teminat senedi üzerinde isminin ve imzasının bulunmadığını, müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulmasının nedeninin avalist borçlu … Şti.’yi devralmak suretiyle birleşmesi olduğunu, müvekkili açısından alacağın yargılamayı gerektirdiğini, müvekkilinin birleşme sebebiyle; doğrudan senet metninde imzası varmış gibi ihtiyati hacizden ve kambiyo takibinden sorumlu tutularak kambiyo borçlusu muamelesi yapılmasının doğru olmadığını, kambiyo evrakındaki dava dışı şirketin imzasından dolayı müvekkili firmanın sorumlu olup olmayacağının yargılama sonucu belli olacak bir durum olduğunu ileri sürerek dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise taşkın haciz nedeniyle müvekkili adına kayıtlı araçlar ile menkul malları ve banka hesapları üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin alacaklı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 20/09/2018 tarih 2018/830 D.iş 2018/840 sayılı kararında;”Talep, İİK 265. maddesi gereğince süresi içerisinde yapılmış ihtiyati haciz kararına itiraz istemidir.İİK 265/1.maddesi gereğince borçlu; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.Görüldüğü üzere, ihtiyati haciz kararına yönelik itiraz nedenleri yasada sınırlı olarak sayılmış olup, bu nedenler dışında ihtiyati haciz kararına yönelik başka bir itiraz nedeni bulunmamaktadır. Somut olayda, ihtiyati haciz kararının, rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş (muaccel) olan, yasal unsurları taşıyan kambiyo senedinden kaynaklı borç için yetkili ve görevli mahkememizce alacaklının talebi doğrultusunda verildiği ve yasa gereği gerekli teminatın da alındığı, …. Ltd. Şti.’nin ihtiyati haciz talebine dayanak senette müteselsil kefil sıfatı ile geçerli kefaletinin olduğu, muterizin ise devralan sıfatıyla … Şti’yi devraldığı dolayısıyla devraldığı şirketin borcundan müteselsilen sorumlu olduğu, taşkın haciz iddiasının ise İİK 265. madde kapsamında değerlendirilemeyeceği saptanmış olmakla…”gerekçesi ile, İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu …. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, İlk derece mahkemesinin 06.08.2018 tarihli ihtiyati haciz kararıyla alacaklı vekili lehine 485,00.-TL vekalet ücretine hükmedilmişken itiraz üzerine verilen gerekçeli kararla alacaklı vekili lehine ayrıca 600,00.-TL vekalet ücretine hükmedildiğini, aynı dosya nedeniyle aynı taraf lehine birden fazla vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, İlk derece mahkemesi gerekçesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin kanunda tahdidi olarak sayıldığını, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, teminata ve mahkemenin yetkisine itiraz edilebileceğinin belirtildiğini, itiraz dilekçesinde belirtilen hususların mahkemece ihtiyati haczin dayandığı sebepler olarak görülmediğini, itiraz dilekçesinde, senedin kambiyo vasfında olmadığı, alacaklının bu senet nedeniyle başvuru haklarını kaybettiği, alacağın rehinle (ipotekle) temin edilmiş olduğu, alacaklının kendi kusurundan yararlandığı, alacağın yargılamayı gerektirdiği iddiaları ihtiyati haciz sebeplerini bertaraf ettiğini, Talebe konu senetin teminat senedi olup borçlulardan … Şirketi’nin kullanacağı kredinin riskleri (doğması muhtemel bir alacak) için verildiğini, bu risklere karşılık talep konusu senetten başka 23.10.2014 tarihinde “….-…-… ada-… parsel” yalı üzerine teminat ipoteği koyduğunu, talep konusu senedin keşide tarihi 22/10/2014, ipotek tarihi 23/10/2014 ve ilk kredi kullandırım tarihi 28/10/2014 tarihi olduğunu, senet metninde “bedeli nakden ahzolunmuştur” ibaresi yer aldığını, hal böyle olunca talebe konu senedin kredinin teminatı için verilmediğinin kabulü için alacaklı banka hesabından keşideci borçlu hesabına bahsedilen kredi dışında 3.500.000,00.-TL nakit çıkışı olması gerektiğini, Bankacılık Kanunu 37. Maddesi gereği bankalar tüm işlemlerini gerçek mahiyetlerine uygun surette muhasebeleştirmek zorunda olduğunu, şayet alacaklı banka talep konusu senet nedeniyle keşideciye 3.500.000,00.-TL nakit ödeme yaptıysa bu ödemenin bilançolarında yer alması gerektiğini, yine ticari defterlerinde ve bilançolarında işbu senedin kayıtlı olması gerektiğini, zira hiçbir banka senet karşılığında nakit para vermeyeceğini – veremeyeceğini, uygulamada şimdiye kadar hiçbir örneği olmadığını ve hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, aksinin kabulünün mümkün olmadığını,Yukarıda da izah edildiği üzere borçlulardan … Şirketi’nin kullanacağı kredinin riskleri için alacaklı bankaya talebe konu senet ve 23.10.2014 tarihinde “İstanbul-Üsküdar-Vaniköy-…arsel” yalı üzerine teminat ipoteği verildiğini, senedin kredi riskleri için alındığını, senedin kredi için alındığı hususu alacaklı bankanın da kabulünde olduğunu, banka vekilinin senedin krediye teminat olarak değil ödeme olarak alındığını beyan ettiğini, kredi taşınmaz ipoteğiyle teminat altında olduğuna göre alacaklı kambiyo takibi yapmakta serbest ise de bu senet nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, senet de taşınmaz ipoteği de bankanın kredi alacağının tahsiline hizmet ettiğini, bankanın alacağı zaten rehinle temin edilmişken bir de üzerine bankanın alacağını temin amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi kanuna aykır olduğunu, müvekkilin bu borçtan sorumlu tutulmasının nedeni avalist borçlu olan …Ltd.Şti’ yi devralmak suretiyle birleşmesi olduğunu, bu birleşmeden dolayı TTK 157. Maddesi gereği alacaklıların haberdar olması ve alacaklarını teminat altına almak üzere itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere yedişer gün arayla 26/01/2018, 02/02/2018 ve 09/02/2018 tarihlerinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan yapıldığını, müvekkiline başvurup alacağını teminat altına aldırmayan bankanın alacağın teminat altında olmadığı iddiasıyla ihtiyati haciz talep etmesi TMK 2. ve 3. maddelerine aykırı olduğunu, Kanunun kişilere verdiği haklar ancak TMK 2. ve 3. maddeleri sınırları içerisindeyse koruma sağlayacağını, Herhangi bir adli makamdan kambiyo evrakındaki dava dışı tasfiye olunan şirketin imzasından dolayı müvekkilin sorumlu olduğuna dair herhangi bir karar getirilmeden kambiyo borçlusu-ihtiyati haciz sorumlusu yapılması ve malları üzerine ihtiyati haciz koyulması doğru olmadığını, Keşidecinin protesto edilme zorunluluğunun müteselsil kefil için de gerçekleştiğinin kabulü gerekeceğini, yine ticari işletmenin aktif ve pasifiyle birlikte devralınacağı kuralındaki pasif malvarlığı değerlerine kefalet veya aval kavramlarının girip girmeyeceği de tartışılmalı olduğunu, bir işletmenin pasif mal varlığına o işletmenin kendi borçları dahil olduğunu, başkasının borcuna olan kefaletinin pasif malvarlığına dahil olup olmayacağı somut olaya göre yargılamayı gerektirdiğini, dolayısıyla müvekkilinin doğrudan kambiyo borçlusu kabul edilmesi ve hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi hukuka aykırı olup müvekkili açısından ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Hamil ödememe protestosu için kanunda belirlenen süreyi geçirmiş ise keşideciye ve diğer borçlulara karşı sahip olduğu hakları kaybedeceğini, belirli bir günde ödenecek poliçeler için (kanun gereği bonolar için de geçerlidir) ödememe protestosu düzenleme süresi ise TTK 714/3 maddesinde ödeme gününü izleyen iki iş günü olarak belirlendiğini, dava konusu bononun ödeme tarihi 25/07/2018 olup alacaklı hamil tarafından en geç 27/07/2018 tarihinde ödememe protestosu çekilmemesi halinde alacaklı hamil avalist olan müvekkile karşı takip hakkını kaybedeceğini, talep dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ödememe protestosu bulunmadığını, (Yargıtay 12. H.D. E-K:2017/8591-16229 sayılı 26/12/2017 tarihli ilamı)Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıdaki görüşü işlerlik kazanmış olup benzerolaylarda verdiği diğer kararlar da aynı yönde olduğunu, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’ nin 25.19.2017 tarihli, 2017/5423 E.-2017/11254 K. Sayılı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’ nin 19.04.2017 tarihli, 2016/17339 E.-2017/6078 K. Sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 22.03.2000 tarihli, 2000/12-706 E.-2000/181 K. Sayılı kararları) TTK 730/1-b madde hükmünün açık olduğunu, ödeme gününden itibaren iki iş günü içerisinde ödememe protestosu çekmeyen hamil cirantalara, düzenleyene ve diğer borçlulara karşı sahip olduğu hakları kaybedeceğini, esasında kanun maddesinde yer alan diğer borçlular denilmek suretiyle avalistlere karşı da sahip olunun hakların kaybedileceği ifade edilmiş olsa da avalist kime aval verdi ise onun gibi sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin devraldığı … şirketi keşideciye aval vermiş olup keşideciye karşı sahip olduğu hakları kaybeden hamil, keşidecinin avalistine karşı da sahip olduğu hakları kaybedeceğini, alacaklının müvekkili aleyhine kambiyo takibi yapma hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde delillerin toplanması için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, yargılama giderlerinin alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/830 D.iş 2018/840 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek istinaf incelemesi yapılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasanan 258. maddesi hükmüne göre, ihtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacktır. İİK’ nın 265. maddesinde; ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminatına 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir. İhtiyati haciz talep eden tarafından bononun fotokopisi sunulmuş ve bonoda aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu … ŞTİ’ NE ait aval imzası bulunmasa da, bono metninde … LTD.ŞTİ’ NİN aval imzasının bulunduğu ve bononun keşide tarihi 22/10/2014′ den sonra, dosya kapsamında bulunan ticari sicil gazetesinden anlaşıldığı üzere aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … ile … LTD.ŞT’ LERİNİN 09/02/2018 tarihinde birleştiği ve gazetede ilan edildiği, bu bağlamda TTK’ nun 191-193 maddelerinde birleşme, bölünme ve tür değiştirme bakımından ortak hükümleri düzenlenmiş olup, ortak hükümler, alacaklarının korunmasını da amaçlamıştır. Ortaklık payı ve haklarının sürekliliğidir. Bu haklarının, yeni ortaklık yapısında mevcut olan ortaklık paylarının ve haklarının, yeni ortaklık yapısında, uyarlanmış değeri, içeriği ve kapsamıyla aynen devam etmesidir. Şirketlerin Yapısal değişikliklerde ortaya çıkan zarar ortaya çıktığı durumlar söz konusu olduğunda alacaklıların korunması amaçlanmıştır. Dolayısıyla, birleşme durumunda birleşen her iki şirketin alacaklıları yapısal değişiklik geçiren birleşme sonucu oluşan şirkete başvurabilecektir, dosya kapsamında iki şirketin birleşmesinin de kesinleşmiş olduğu, aksine iddia ve delil bulunmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz talebine konu bononu onaylı fotokopsinin dosyaya sunulduğu, bu örnekte birleşen şirketlerden …. LTD. ŞTİ avalist görüldüğü, bu aşamada ihtiyati haciz talep edenin alacaklı olduğu hususunu yaklaşık ispat noktasında ortaya koyulmuş olduğu, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen tarafın itirazı ve bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda ipotekli takip yapılmış olması, İİK’ nun 45 inci maddesi gereğince kambiyo senedine dayalı takip yapılmasına engel olmadığı gibi, ihtiyati haciz talep eden bononun genel kredi sözleşmesinin teminatı amacıyla bankaya verildiğine ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi yazılı bilgi belgenin bulunmadığı, İİK’ nun 265 inci maddesi kapsamında itiraz nedenlerinin sınırlı olduğu ve bu itirazın ihtiyati haciz yargılaması sırasında incelenebilecek itirazlardan olmadığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacının taşkın hacze ilişkin itirazlarının da İİK’ nun 265 inci maddesi kapsamında itiraz nedenlerinin sınırlı olduğu ve bu itirazın ihtiyati haciz yargılaması sırasında incelenebilecek itirazlardan olmadığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; İİK.nun 265. maddesi uyarınca hacze itiraz eden vekilinin ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısmının birinci bölümünde ihtiyati hacizde takdir edilecek vekalet ücretleri hususunda özel düzenlemeler getirilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece tarifenin belirtilen bölümüne göre alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine yönelik verilen kararda, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.