Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/596 E. 2020/1539 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/596 Esas
KARAR NO: 2020/1539 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2015/1059 Esas 2018/718 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davacı …’nin sahibi bulunduğu yada kiraladığı gemiler ile ticari deniz taşımacılığı yaptığını, dolayısıyla karada veya mahiyetinde olduğu gemilerde personel çalıştırdığını, personelin her türlü ihtiyacını karşılamakla yükümlü olduğunu, diğer davacıların davalılara ait ürünü çalışma alanları olan şirket merkezi ve gemide aynı zamanda tüketen tüketiciler olduğunu, davacı şirketin sefere çıkacak gemilerin her türlü yiyecek ve içeceklerini temin etmekle görevli olduğunu, davalı …Tic. Ltd. Şti.’nden gemide ve şirket merkezinde çalışan personel tarafından tüketilmek üzere davalılardan … Ltd. Şti. tarfından imalatı yapılan damacana su satın alındığını, suyun gerek şirket merkezinde çalışan, gerekse gemilerde sefere çıkan personel tarafından tüketildiğini, personelin karın ağrısı şikayeti üzerine yapılan denetimde kullanılmamış damacana şişelerinin dip kısmında çökmüş bir halde yosun tabakası olduğunun görüldüğünü, durumun davalı … Suları San Tic. Ltd. Şti.’ne bildirildiğini, şirketçe sorunun halledileceği ve zarar ve ziyanın karşılanacağının söylendiğini, ancak söylenenlerin yerine getirilmediğini, İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/64 değişik iş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, bilirkişi raporunda suyu yönetmelikte belirtilen parametrik değerlere uygun olmadğından içme suyu olarak kullanılamayacağının belirtildiğini, suyun ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, her bir davacı yönünden 7.000 TL manevi tazminat ile davacı şirketin uğradığı maddi zararın tazmini için şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd.vekili cevap dilekçesinde özetle ; dava konusu ürünlere ait fatura tarihlerinin 09.01.2014, 16.02.2014 ve 29.05.2014, tespit tarihinin 20.05.2014 olduğunu, raporun 21.08.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, açık ayıp yönünden 30 günlük ihbar süresinin davacılar tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu edilen suyu davacı şirket tarafından satın alındığını, 28.02.2014 tarihinde satın alınan su bulunmadığını, zararlı su tüketildiğine ilişkin delil sunulmadığını, dava konusu suyun davacı şirket tarafından satın alınmış olmasının diğer davacıların suyu kullandıklarının kanıtlamadığını, gerçek kişilerin açtıkları davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ticari nitelik taşıyan uyuşmazlıkta, Tüketici Mahkemelerinin görevli olmadığını, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davalı şirketin uzun yıllardır su sektöründe faaliyet gösterdiğini, halkın sağlığını bozacak nitelikte ürün üretmediğini, dava konusu edilen suyun davalı firmaya ait olduğunun belli olmadığını, tespitin yokluklarında yapıldığını, suların diğer davalı şirkete ne zaman teslim edildiği ve sonrasında davacı şirkete ne şartlarda teslim edildiği, nasıl muhafaza edildiğinin belli olmadığını, şişelenmiş suyun saklama koşullarına uygun olarak korunması gerektiğini, bu şartların davacı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini, tespite konu damacana sularının paremetrelere uygun olduğu, ancak suda bulanıklık olduğunun tespit edildiğini, ambalajlı suların son kullanma tarihleri geçmesi veya serin yerde muhafaza edilmemesi halinde suda bulanıklık olmasının kaçınılmaz olduğunu, bu durumda davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … San. Tic. Ltd. Şti tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/06/2018 tarih ve 2015/1059 Esas – 2018/718 Karar sayılı kararında; ” ….Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, maddi ve manevi tazminat davası olup Davacılardan … A.Ş. Sefere çıkacak gemisi için davalı … Suları Ltd. Şti.’nin üretici-satıcı firma olduğu, davalı … Ltd. Şti.’nin dağıtıcı firma olduğu damacana sularından çok miktarda satın almış olup çalışanları arasındaki şikayetler ve rahatsızlanmalar neticesinde suların içilmeye elverişli olmaması nedeniyle su içimini durdurduğu ve İstanbul 6. Sulh Mah’nin 2014/64 D.iş sayılı tespit dosyasında alınan analiz sonucu ve bilirkişi heyet raporu sonucunda analizleri yapılan 19’lu pet damacana içerisinde bulunan suyun bulanıklığının tüketicilerce kabul edilebilir olmadığı, numune içerisinde yosun görüldüğü, parametrik değerlere uygun olmadığı anlaşılmış olup insan sağlığı açısından içilmeye uygun olmayan suların satıcı firması olan davalı … Ltd. Şti.’nin verilen zararlardan sorumlu olacağı, diğer davalı … Ltd. Şti yönünden dağıtıcı firma olup, suların paletlerle ve streçli şekilde her palette 100-120 damacana olacak şekilde sevkiyatını sağladığı, ayıplı maldan – herhangi bir sorumluluğun bulunmadığı, bu nedenle bu davalı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, Davacı asiller, … A.Ş. Çalışanı olmakla birlikte tanık beyanları ile sabit olduğu üzere sulardan rahatsızlanan çalışanların, davacı asiller olup olmadığının net ve somut şekilde kanıtlanmadığı, tanık beyanlarında sadece çalışanları arasındaki şikayet duyumundan bahsedildiği, zarar görenlerin – net olarak kanıtlanmaması nedeniyle davacı asillerin açtığı manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş, davacı şirketin açtığı maddi-manevi tazminat davasına gelince insan sağlığına zarar verici suları temin edip çalışanlarına içilmek üzere sunmuş olması nedeniyle ticari itibari zedelenmiş olacağından manevi zararın giderilmesi için 7.000 TL manevi tazminata ve suların içiminin durdurulup yeni su temini yapmak zorunda kalmış olması ayrıca çalışanların rahatsızlanması nedeniyle maddi zarara uğramış olması nedeniyle hakkaniyet ilkesi çerçevesinde 1.000 TL maddi tazminata hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, A) Davacı asillerin manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın REDDİNE, B) Davacı … yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜNE, 1.000-TL maddi tazminatın ve 7.000-TL manevi tazminatın davalı … Ltd.ŞTi ‘nden tahsiline, diğer davalı … Ltd.Şti yönünden taleplerin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar ve davalı … LTD. ŞTİ. Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, davacı şirketin sefere çıkacak gemileri için davalı …Tic. Ltd. Şti.’nden gemide ve şirket merkezinde çalışan personel tarafından tüketilmek üzere davalılardan … Ltd. Şti. tarafından imalatı yapılan damacana su satın alındığını, suyun gerek şirket merkezinde çalışan, gerekse gemilerde sefere çıkan personel tarafından tüketildiğini damacana şişelerinin dip kısmında çökmüş bir halde yosun tabakası olduğunun görüldüğünü, durumun davalı … Ltd. Şti.’ne bildirildiğini, şirketçe sorunun halledileceği ve zarar ve ziyanın karşılanacağının söylendiğini, ancak söylenenlerin yerine getirilmediğini, davacı … davacı şirketin de yetkilisi olan … tarafından, her iki davalı şirketin de arandığını, telefon kayıtları ile de sabit olduğunu, Davalı şirket, dava konusu edilen suyu davacı şirket tarafından satın alındığını, 28.02.2014 tarihinde satın alınan su bulunmadığını, zararlı su tüketildiğine ilişkin delil sunulmadığını, dava konusu suyun davacı şirket tarafından satın alınmış olmasının diğer davacıların suyu kullandıklarının kanıtlamadığını, davalı şirketin ihbar yapılmadığını ve suyun tüketilmediğini, Davaya konu suyun insan sağlığına zararlı olduğunu, Tüketici malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü olduğunu, ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde müteselsilen sorumlu olduklarını, (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. Maddesi – 47. Maddesi – 49. Maddesi – 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi) Gemide çalışan işçilerin listesinin davacı firmadan SGK kayıtlarını SGK’dan talep ettiklerini, sulardan rahatsızlanan çalışanların davacı asiller olup olmadığının net ve somut şekilde kanıtlanmadığını gerekçesiyle davayı davacılar yönünden reddedildiğini, İleri sürerek, davanın bir kısım davacılar yönünden reddine dair kararın bozulması gerektiğini, yerel mahkeme kararının davalılardan … Ltd. Şti. yönünden davanın reddine dair kararın bozulmasının, davacılar adına 7.000,00.TL manevi tazminat yönünde karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, Davacıların ayıplı malı bildirmek zorunda olduğu yasal süreler içinde bildirim yapmadığını, müvekkili şirketin suları diğer davalı şirkete ayıpsız bir şekilde teslim edildiğinden her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Davacı tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, şirketin merkezinde tüketilen aynı nitelikteki suları tüketenlerde bir rahatsızlığa yol açmaması fakat sefere çıkan gemilerde tüketilen suların iddia edilen rahatsızlıklarla sonuçlanması ancak suların saklama koşullarına uyulmadığını gösterdiğini, Müvekkili şirket tarafından üretilen suların ayıpsız şekilde diğer davalı şirkete teslim edildiğini, Söz konusu suların bulanık ve yosunlu olduğu halde tüketilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, İleri sürerek, tehir-i icra talebinin kabulünü, yerel mahkeme kararının kaldırılarak usul ve esastan reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; satış sözleşmesi nedeniyle ayıplı maldan kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, Davacı asillerin manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın REDDİNE, Davacı … yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜNE, 1.000-TL maddi tazminatın ve 7.000-TL manevi tazminatın davalı … Ltd.ŞTi ‘nden tahsiline, diğer davalı … Ltd.Şti yönünden taleplerin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili ve davalı … LTD. ŞTİ. Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/64 D.İş sayılı dosyasında 14/05/2014 tarihinde delil tesbiti talebinde bulunulduğu, delil tesbiti dosyasına ibraz edilen 12/08/2014 havale tarihli raporda ” Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, … Ltd.Şit’ne ait olduğu belirtilen, orjinal ambalajında 19 litrelik pet damacana ile satışa sunulan ve bilirkişiler nezaretinde İstanbul 1 No’lu Halk Sağlığı Laboratuarına teslim edilip analizleri yapılan suların, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik’te belirtilen, parametrik değerlere uygun olmadığından, içme suyu olarak kullanılmasının da uygun olmayacağı ” görüşü bildirilmiştir. Tesbit dosyasından alınan bilirkişi raporunun tesbit dosyasında karşı taraf davalılara tebliğ edildiği ve davalı … LTD. ŞTİ.’nin tesbit raporuna karşı itirazlarını içerir beyan dilekçesini tesbit dosyasına ibraz ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, itiraz edilen ve tek taraflı alınan tesbit raporu hükme esas alınmıştır. HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. Somut olayda, davacı şirketin davalılardan … LTD. ŞTİ. tarafından üretilen ve diğer davalı … LTD. ŞTİ. Tarafından satılan damacana sularda ayıp nedeniyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve 2015/8094 Esas, 2015/12630 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde TBK’nun 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, Davacının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK’ nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir. Mahkemece, Davalı … LTD. ŞTİ. tarafından imal edilen ve diğer davalı tarafından davacı şirkete satılan damacana şişelerin dip kısmında çökmüş halde oluşan yosun tabakasının üretimden mi yoksa saklama ve muhafaza koşullarına uyulmadığından mı kaynaklandığı, buna göre kimin ne oranda kusurlu olduğu ve satılan damacana sulardaki ayıbın açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu hususunda uzman bilirkişilerden rapor alınmadığı ve buna göre davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının tesbit edilmediği ve davacının maddi tazminata konu maddi zararının nelerden ibaret olduğunun davacı tarafa açıklattırılmadığı ve bu yönde mahkemece verilen gerekçeli kararda da değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. HMK’nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 mad. uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir.Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile Davacılar vekili ve Davalı … Ltd. Şti. Vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tarafların delilleri toplanmak suretiyle yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacılar ile Davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2018 tarih ve 2015/1059 Esas – 2018/718 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde davacılara iadesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, toplam (35,90.TL+136,62.TL=)172,52.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.