Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/595 E. 2020/1283 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/595 Esas
KARAR NO: 2020/1283 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/402 Esas – 2018/415 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, davalı … Ltd. Şti’ne kumaş sattığını, karşılığında da …Çankaya İzmir Şubesine ait, keşidecisi … Ltd Şti, lehdarı … Ltd Şti olan toplam 51.100 TL bedeli çeşitli çekleri aldığını, müvekkilinin işbu çekleri yine aralarındaki ticari ilişkiden dolayı ödeme olarak dava dışı … A.Ş’ye ciro yoluyla devrettiğini, Dava dışı … A.Ş. Yetkililerinin … no.lu çeki tahsil için … Bankası A.Ş. Afyon Şubesi’ne takasa ibraz ettiğini, banka yetkililerinin 29/12/2008 tarihli yazısında çek aslı ellerinde olduğu halde, 90 karşılıksız kodu ile takastan iade ettiğini, daha önce ödenmiş bulunan çekin aslının hamilin elinde değil de ödeme yapan banka şubesinde bulunması gerektiğini, bu durumunda davalı … Yetkililerinin çek aslını değil de kopyasını ibraz etmiş olan şahıslara ödeme yapmış olduğunu gösteriğini, akabinde çekin bedelinin … A.Ş’ye ödenerek, çekin teslim alındığını, yine … nolu çekin … A.Ş yetkilileri tarafından tahsil için … Afyonkarahisar Şubesi’ne ibraz edildiğini, bankanın keşideci imzasının yetkili temsilciye ait olmadığı gerekçesiyle ödeme yapmadığını, her iki çekte de keşideci imzasının aynı imza olduğunu, davalılar aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin 51.100 TL olan alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili bankanın davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, eğer davacının alacak iddiası ve istemi B.K md.41 hükmü uyarınca kusura (haksız fiile) dayalı tazminat talebi ise, işbu dava öğrenme tarihi itibariyle başlayan 1 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açılmamış olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davacının herhangi bir şekilde kusura dayalı tazminat talebinde bulunma hakkının olmadığını çünkü bu sorumluluktan bahsedebilmek için varlığı aranan kusurların oluşmadığını, dava konusu 2 adet çekin ayrı ayrı bankaya ibraz edildikleri tarihte keşideci diğer davalı … Ltd. Şti nin hesap bakiyesi 0 TL olup çeklerin karşılıklarının zaten ilgili hesapta bulunmadığını, davacının davalı bankaya atfedilebilecek bir nedenle dahi zarara uğradığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya yanıt vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/05/2018 tarih 2014/402 Esas – 2018/415 Karar sayılı kararında; ” Somut olayda hukuki ihtilaf ödenmeyen çek bedellerinden davalıların sorumlu olup olmadığı ve davacının alacak talep edip edemeyeceği noktasındadır. 1- Bankanın sorumluluğu açısından yapılan delil değerlendirmesi: 30.12.2008 tarihli 21.350,00 TL lik çekte keşideci imzasının hesap sahibi ile örtüşmediği nedenle ödeme yapılmadığı kayıtlıdır. Muhatap banka ibraz edilen çekteki keşideci imzasını kendi kayıtları ile karşılaştırmak görev ve sorumluluğundadır. Aksi takdirde çek keşidecisine karşı kendi yasal sorumluluğu doğacaktır. Bu çek yönünden davacının özen yükümlülüğüne aykırı bir eylem ve işlemi bulunmakatadır. Bilirkişi heyeti de bu çekle ilgili olarak aynı görüşü bildirmiştir. 30.11.2008 tarihli 29.750 TL bedelli çekle ilgili olarak ise bilirkişi raporunun aksine, çekin 10 günlük ibraz süresinde bankaya ibrazına dair kanıt bulunmamıştır Dolaylı bir sorumluluk olması nedeni ile bu çek yönünden kambiyo hukuku anlamında davalı bankanın sorumuluğundan söz edilemeyecektir. 2- Davacının ticari ilişkisinin olduğu … ve … şirketi hakkında: … şirketinin yetkilileri hakkında Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde 2011/273 Esas ve 2012/355 Karar sayılı dosyada yapılan dolandırıcılık soruşturmasında beraatlerine karar verilmiştir. Davacı yanın sunduğu ve tasdik eksikleri nedeni ile lehine delil teşkil etmeyen ticari defterlerinde davaya konu çekler ile ilgili hiçbir kaydın bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda davacı kök ilişki nedeni ile alacağının varlığını ve bu çeklerin kendisine verildiğini kanıtlayamadığı …”gerekçesi ile, Kanıtlanamayan davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin sattığı kumaşlar karşılığında davalı …’den iki adet çek aldığını çeklerin keşidecisinin …, lehtarı … olduğunu, çeklerin … Bank’a ait 30/11/2008 tarih ve … nolu çek ile … Bank’a ait 30/12/2008 tarih ve … nolu çek olduğunu, müvekkilinin bu çekleri ticari ilişkisi gereği dava dışı …e ciroladığını, Dava dışı … yetkililerine, … no.lu çek için takastan iade edildiği, … no.lu çek için de imzanın yetkili imzası olmaması sebebiyle çek bedellerinin ödenmediğini, Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, davalı bankanın çekin aslını elinde bulundurmadan ödeme yaptığı ve müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğu, yine müvekkiline, ürünleri karşılığı ödenmeyen bedelin davalılardan tahsilinin gerektiğinin belirtildiğini, fakat bilirkişi raporuna rağmen, yerel mahkemece davanın tümden reddine karar verildiğini, İleri sürülerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ciro yoluyla devredilen çeklerin ibrazında bedellerinin ödenmemesi nedeniyle hamile bedelini ödeyerek teslim alan ciranta davacının çekten dolayı sorumlu olanlardan bedelinin rucüen tahsili talebine ilişkindir. Davacı, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalılardan … Ltd. Şti.’nin keşideci, davalı … Ltd.Şti.’nin lehdar olduğu 2 adet çeki lehdardan ciro yoluyla devraldığını ve çekleri borcu nedeniyle dava dışı … A.Ş.’ne ciro ederek verdiğini, çeklerin hamili dava dışı … A. Ş. Tarafından … nolu çekin takasa ibrazında muhatab davalı bankaca çekin 90 (daha önce ödenmiş çek) karşılıksız kod ile takastan iade edildiğini, diğer çekin ise davalı bankanın Afyonkarahisar şubesine ibrazında keşideci imzasının yetkili temsilciye ait olmadığı şerhi ile ödenmediğini, anılan çeklerin ibraz eden hamil tarafından kendilerine iade edildiğini, çek bedellerini dava dışı … A.Ş.’ye ödediklerini, davalı bankanın … nolu çekin aslı kendisinde olmasına rağmen söz konusu çek aslını görmeden çek bedelini ödediğinden dolayı davalı bankanın kusurlu olduğunu, davaya konu diğer çekteki keşideci imzasınında ödendiği belirtilen ilk çekteki keşideci imzasıyla aynı olmasına rağmen ikinci çekte keşideci imzasının, keşideciye ait olmadığının, belirtilerek ödeme yapmaması ile kusurlu olduğunu, diğer davalıların çekten dolayı sorumlu olduklarını belirterek ödediği çek bedellerinin rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davaya konu çeklerden 30/12/2018 tarihli çekteki keşideci imzasının keşideciye ait olmadığını, davalı bankanın keşideci imzasını kontrol ile yükümlü olduğunu, bu çek yönünden davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranmadığını, 30/11/2018 tarihli çek yönünden ise süresinde bankaya ibrazına dair kayıt bulunmadığı davalı bankanın bu çek yönünden sorumlu olmadığı diğer davalılar yönünden davacının söz konusu çekleri ticari ilişki nedeniyle aldığını, alacağın varlığını kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu çek asılları dosyaya getirtilerek mahkeme kasasına alınmıştır. Mahkemece her ne kadar dosyada bankacı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de; söz konusu rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilirkişi heyeti davalı banka kayıtları üzerinde her hangi bir inceleme yapmadan rapor düzenlemişlerdir. Davalı banka cevap dilekçesinde; davaya konu çeklerin ayrı ayrı muhatap bankaya ibraz edildikleri tarihte keşideci hesap bakiyesinin 0 TL olup çeklerin karşılıklarının zaten ilgili hesapta bulunmadığını, bu nedenle sorumluluklarının olmadığını savunmuştur. Daha sonra aşamalarda ise ilgili çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmediğini belirtmiştir. Davaya konu çeklerle ilgili şikayet üzerine soruşturma yürütülmüş olup Cumhuriyet Savcılığınca davalı bankaya yazılan yazı üzerine davalı banka, 23/03/2019 tarihli yazısında … nolu çekin 1.900,00 TL bedelli olup 26/0/9/2008 tarihinde takas merkezi tarafından sorulduğu ve karşılıksız konuma geldiği, … nolu çekin ise 19.250,00. TL tutarında olup 06/11/2008 tarihinde takas merkezi tarafından sorulduğu ve karşılıksız hale geldiği savcılık yazısı ekinde gönderilen ilgili çek örnekleri ile sistemlerindeki çek kayıtları arasında uyumsuzluk bulunduğu, imzaların yetkisiz kişiye ait olduğu, çeklerle ilgili her hangi bir ödeme kaydının bulunmadığı yolunda cevap verilmiştir. Davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan ve şikayet dilekçesi ekinde de mevcut olup ilgili ceza dava dosyasında örnekleri bulunan yine davalı bankanın 26/01/2009 tarihli yazısında … nolu çekin 02/01/2009 tarihinde şubelerine ibraz edilerek aynı tarihte çekteki keşideci imzasının yetkili temsilciye ait olmadığı şerhiyle ödenmediği belirtilmiştir. Dosyada bulunan ilgili çek örneklerinden … nolu çekin 30/11/2008 keşide tarihli 29.7520,00.YTL bedelli, 1502821 nolu çekin 30/12/2008 keşide tarihli 21.350,00.YTL bedelli olduğu, her iki çekin keşidecisinin davalılardan … lehtarının davalı … Ltd. Şti, olduğu, lehtarın cirosuyla davacıya geçtiği, onun cirosuyla da dava dışı şirkete devredildiği, … nolu çekin arkasında “keşideci yetkisiz temsilci olup ödeme yapılmamıştır. ” şerhinin bulunduğu, diğer çekte dava dışı … Bankası A.Ş, kaşe ve imzasının bulunduğu ibraza ilişkin her hangi bir şerh bulunmadığı anlaşılmıştır. Ceza dosyasında ve dava dosyası içerisinde dava dışı … Bankası A.Ş’nin 29/12/2008 tarihli yazısı mevcuttur. Söz konusu yazıda 01/12/2008 tarihinde takasa ibraz ettikleri …İzmir şubesi üzerine keşideli … seri nolu 29,750.YTL tutarlı çekte çek aslı ellerinde mevcut olduğu halde 90 (daha önce ödenmiş çek) karşılıksız kodu ile takastan iade edildiği belirtilmiştir. Buna göre söz konusu banka yazılarında davaya konu çeklerin keşide tarihleri, miktarları, ibraz edilip edilmedikleri, ibraz edildikleri tarih hususları çelişkili olup mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda da bu hususlara değinilmediği gibi davaya konu çeklerin davalı bankaya ibraz edilip edilmedikleri, ibraz edilmiş ise ibraz tarihleri, davalı bankanın savcılığa verdiği yanıtta söz konusu çeklerin sistemde kayıtlı çek örnekleri ile uyuşmadığına ilişkin cevabı, değerlendirilmediği gibi banka kayıtları üzerinde bu konuda her hangi bir inceleme yapılmamıştır. Söz konusu davalı banka cevap ve yazıları, çeklerden birini hamil adına takasa ibraz eden dava dışı banka yazısı, bu yazılar arasındaki çelişki karşısında davaya konu çek asılları da mahkeme kasasında olduğundan, çek asıllarının aslına uygun onaylı arkalı önlü okunaklı suretleri dosya içine alınarak, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak söz konusu çelişkilerin giderilmesi, davaya konu çeklerin süresinde hamil tarafından bankaya ibraz edilip edilmedikleri, ibraz edildi ise muhatab bankaca yapılan işlem, ibraz tarihinde ilgili çeklerin bağlı olduğu hesapta karşılıklarının bulunup bulunmadığı hususlarında çelişkileri giderecek şekilde ayrıntılı rapor alınması, 30/11/2008 keşide tarihli çekin dava dışı bankaca takasa sunulup sunulmadığı, sunuldu ise takasta yapılan işlem, takas sonucu yapılan işlemin çek arkasına şerh edilip edilmediği, edilmedi ise sebebi dava dışı bankadan sorularak alınacak yanıta göre hukuki durumun tespiti, davalı bankadan dosya içinde ve savcılık soruşturmasında bulunan yazıları eklenerek söz konusu yazılardaki çelişkinin sebebi sorularak var ise bunlara ilişkin tüm kayıtların temini ile tüm bu deliller toplandıktan sonra tarafların hukuki durumları ve sorumlulukları belirlenerek oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, davaya konu çekler konusunda mevcut çelişki giderilmeden, bu konuda deliller toplanmadan, yeterli bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ilgili çeklerin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinin kabulü ile bu duruma göre oluşan sonuç değerlendirilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur. Ayrıca davalı banka cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece bu itiraz konusunda her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yine mahkemece diğer davalılar hakkında davanın red gerekçesi olarak davacının ilgili çeklerin ticari ilişki kapsamında kendisine verildiğini, temel ilişkiyi, temel ilişki nedeniyle alacağın varlığını kanıtlayamadığını belirtmiştir. Bu gerekçede dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle örtüşmemektedir. Davalı banka çeklerin ibraz edildiğini savunmasında belirtmiş olup çeklerin bankaya ibraz tarihi ve ibraz sonrası yapılan işlemler ile çeklerin banka kayıtlarıyla uyuşmadığı hususundaki çelişkiler giderilip ilgili çeklerde tahrifat olup olmadığı, bankaya süresinde ibraz edilip edilmedikleri kambiyo vasfını yitirip yitirmedikleri tam olarak tespit edilmeden kambiyo vasfını yitirdikleri gerekçesiyle karar verilmesi en azından davaya konu … nolu çek yönünden çelişkili olmuştur. Mahkeme bu çekle ilgili olarak davalı banka yönünden yaptığı değerlendirmede ilgili çekin süresinde muhatap davalı bankaya ibraz edildiği, bankaca “çekte keşideci imzasının banka kayıtları ile uyuşmadığından işlem yapılmadığı” şerhinin düşüldüğü kabulü ile davalı bankanın sorumlu olmadığını kabul etmiştir. Mahkemenin bu kabulü davaya konu çekte lehdar hamil olan davalı bakımından yaptığı değerlendirme ile örtüşmemektedir. HMK’nın 353/1-a-6 maddesinde; mahkemece tarafların gösterdikleri esasa etkili delillerin toplanmadan veya değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını esasın incelenmeden mahkeme kararının kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesi sebebi olarak belirtilmiştir. Belirtilen nedenlerle; yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak, taraflarca dosyaya sunulan deliller toplanıp, bu delillerde mevcut olan çelişki giderilerek, çek asıllarının onaylı, okunaklı bir örneği dosya içine alınarak, bu örneğe göre muhatap bankaya ve dava dışı çeklerden birini takasa sunan bankaya dosya içinde bulunan yazıları da eklenerek çeklerin süresinde ibraz edilip edilmedikleri, edildi ise ibraz tarihleri ve sonrasında yapılan işlemler tereddüde mahal vermeyecek şekilde açıklattırılarak, muhatab bankanın savcılığa göndermiş olduğu cevabi yazıda değerlendirilerek, ilgili çekler ve muhatab banka kayıtları üzerinde konunun uzmanı bilirkişi aracılığı ile gerekmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınarak oluşacak sonuca göre tarafların hukuki durumlarının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmek üzere dosyanın HMK 353/1-a6 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08/05/2018 tarih ve 2014/402 Esas – 2018/415 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.