Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/577 E. 2021/55 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/577
KARAR NO: 2021/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/692 Esas – 2018/1031 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 25/01/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı … A.Ş.’ye sözleşme ile taşıma hukuku çerçevesinde hizmet verdiğini, davalılardan … A.Ş.’nin de alt taşıyıcı olarak müvekkiline, … Kargo’nun ise ise diğer davalı … Lojistik firmasına yine taşıma hukukuna göre hizmet verdiğini, … AŞ’nin 22,03.2013 tarihinde … ve … no.lu İrsaliyeleri İle … (Çankırı) firmasına iki palet; … ve … no.lu irsaliyeler ile … (Uşak) firmasına teslim edilmek üzere 4 palet yükün davalı … Lojistik firmasına teslim edildiğini, davalı … Lojistik firmasının … plakalı araç ile bahsi geçen yükleri teslim aldığını, davalı firmaların yük toplama ve yük ayrıştırma istasyonunda bu yükleri karıştırdığını ve alıcısına teslim edemediğini, davalıların paletli ve ambalajlı olan yükleri, palet ve ambalajlarından dağıttığını, alıcılarına yükleri paket bazında teslim etmeye kalkıştığını, bunun üzerine alıcıların malı aldıkları yerle temasa geçerek ve sevk irsaliyelerini inceledikten sonra davalıların yanlış yük getirdiğini tespit edip malları tesellümden imtina ettiklerini, uzun uğraşlar sonucunda … (Çankırı) firmasının tarihi okunamayan teslim tutanağı ile iki palet yükü teslim aldığını, ancak … firmasının mallarının teslim edilemediğini, paletler bozulduğu için …’un teslim tutanağını imzalamaktan kaçındığını, neticeten …’un 22.03.2013 tarihli tutanağı düzenleyerek kendisine yanlış mallar geldiği ve … (Çankırı)’nın mallarının teslim edilmeye çalışıldığını belirttiğini, ardından bir dizi telefon görüşmesi sonucunda paletsiz ve dağınık vaziyetteki yüklerin …’a bırakıldığını, … firmasının bırakılan malları saydığında eksik olduğunu tespit ederek tutanak tuttuklarını, …’un zararlarının tazminini … firmasından istediğini, … eksik çıkan mallar nedeniyle müvekkiline rücu ettiğini ve müvekkilinin bu zararı tazmin ettiğini, …’nin eksik mallar nedeni ile 03.05.2013 tarihinde müvekkiline 8,501,10 TL tutarlı bir fatura keserek bedelini müvekkilinin cari hesabından düştüğünü, bunun üzerine müvekkilinin de 21.05.2013 tarihli fatura ile alt taşıyıcıya rücu ettiğini, ancak davalının Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye no.lu ihtarnamesi İle faturayı iade ettiğini, akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, 8.501,10 TL’nin 22.05.2013 tarihinden itibaren Merkez Bankası avans faizi oranıyla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin, Uşak’ta bulunan … İnşaat şirketine gidecek 2 palet ürünü … Kargo’nun 22.03.2013 tarih ve … seri no.lu taşıma faturasına kaydettiğini, … A.Ş.’nin Çankırı’da bulunan … firmasına gidecek paletli ürünleri ise … Kar-go’nun 22.03.2013 tarih ve … seri no.lu taşıma faturasına kaydettiğini, taşıma faturaları doğru kesilmişse de barkodlama hatası nedeniyle eşyaların karıştığını, …’a gitmesi gereken eşyaların sehven …’a 25.03.2013 tarihinde teslim edildiğini, hata fark edildiğinde … firmasıyla görüşülmüşse de firmanın ürünleri geri vermediğini, …’a ait ürünlerin … firması uhdesinde kaldığını, davanın aleyhe sonuçlanması halinde ürünleri iade etmeyerek malvarlığında haksız zenginlenme oluşan … firmasına rücu hakkı doğabileceğinden davanın dava dışı bu şahsa ihbarını, davanın reddini talep etmiştir. İhbar olunan … ihbara cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş. firmasından alınması gereken malları bu firmanın Ankara bayisi olan … Ltd. Şti. üzerinden aldıklarını, ellerinde bulunmayan malları direk olarak … A.Ş.’nin sevk irsaliyesi ile gönderdiğini, ürünlerin faturasının ise …’nin Ankara bayisi olan … Ltd. Şti.’ye kesildiğini, bu bayinin de firmalarına fatura ettiklerini, izah edilen nedenlerle dava konusu yanlış gelen ürünleri …’nin Ankara bayisi olan … Ltd. Şti.’ye iade ettiklerini, ürünlerin Ankara bayisi olan firma araçları ile alındıklarını, ürünlerin yanlış gönderilmesi sebebiyle de herhangi bir iade faturasının da kesilmediğini, ürünlerin uhdelerinde kaldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalının kendi kusurunu örtmek niyetinde olduğunu, huzurdaki davada taraf sıfatlarının, haksız ve mesnetsiz davanın taraflarına ihbarının mümkün olmadığını beyan etmiştir. Fer’i müdahale talebinde bulunan … A.Ş. vekili 08.04.2014 tarihli dilekçesinde özetle; davacı Eksper nakliyat ile müvekkili arasında bir taşıma sözleşmesi akdedildiğini, buna göre 22.03.2013 tarihinde 2 palet mal … (Çankırı) firmasına, 2 palet mal da … (Uşak) firmasına teslim edilmek üzere davacı şirkete teslim edildiğini, davacının malları muhataplarına ulaştırılmak üzere alt taşıyıcı şirkete teslim ettiğini, ancak alt taşıyıcının yük toplama ve ayrıştırma istasyonunda yükleri birbirine karıştırdığını, paletli ambalajlı olan yükleri palet ve ambalajlarından dağıttığını, yanlışlıkla Uşak’a gidecek malları Çankırı’ya, Çankırı’ya gidecek olanları Uşak’a gönderdiğini, Çankırı müşterisi …’ın gelen malları geri çevirmediğini, kabul ederek aldığını ve malzemelerin kendisinde kalmasını istediğini belirttiğini, aldığı ürünlerin bedelini ödediğini, daha sonra sayım yaparak elindeki fazla malların listesini müvekkiline gönderdiğini, ancak …’ın verdiği liste ile … (Uşak) müşterisinin eksik malzeme listesinin birbirini tutmadığını; mallar paletlerinden dağıtıldığı için bu eksik malzemelerin ne olduğu hususunda bilgilerinin bulunmadığını, eksik malların taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edilen, ancak olayların hitamında bayilere veya müvekkiline teslim edilmeyen mallar olduğunu, bunların beledinin 8.501,10 TL olarak müvekkili tarafından davacı asıl taşıyıcıya fatura edildiğini ileri sürerek, davacı yanında fer’i müdahil sıfatıyla davaya katılma talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/11/2018 tarih ve 2017/692 Esas – 2018/1031 Karar sayılı kararı ile; ” … Davacı şirketin, dava dışı … A.Ş.’ye sözleşme ile taşıma hukuku çerçevesinde hizmet vermekte olduğunu, davalılardan … A.Ş.’nin alt taşıyıcı olarak müvekkiline, ikinci davalının ise birinci davalı … Lojistik firmasına yine taşıma hukukuna göre hizmet verdiği hususu çekişmesizdir. Bu ilişki çerçevesinde … firmasına iki palet … firmasına 4 palet yükün teslim edilmesi gerekirken, taşıma sırasında bu yüklerin karıştığı ve yüklerin yanlış adrese gittiği hususları da yine çekişmesizdir. Davalı taşıyıcılardan fiili taşımayı yapan … Kargo firmasının, davacıdan iki ayrı alıcı firmaya ait yükleri tam ve eksiksiz teslim aldığı toplam 4 pafet eşya-emtialardan, 2 palet muhteviyatı 2423,89 Kg/Brüt olan yükü dava dışı … Elektrik firmasına teslim ettiği, ancak dava dışı … firmasına gönderilen 2 palet (kilogramı belirsiz) yükü Uşak’ta yerleşik firmanın adresine teslim etmeyerek, … firmasının işyerine bırakıldığı, bu ürünlerin paletlerinin açık ve dağınık vaziyette olduğu, dava dışı alıcı Uşak firması olan …’a teslimi gereken ürünlerden “Delta 3’lü TGP Klamensll 912 adet, Delta 6’ii TGP Klamensii 468 adet, Delta 6’lt TGP Klamensll 468 adet, Delta-Golyad 3’lü TOP Fiş-priz 818 adet” nin dava dışı … firmasına sehven teslim edilen ürünler arasında bulunmadığı ve zayii olduğu, bu ürün bedellerine karşılık davacının gönderene 8.501,10 TL ödediği tespiti karşısında, Davaya konu gönderinin davalılar tarafından esas alıcısına teslim edilmediği, bu konuda davalılardan fiili taşıyıcının kendi adamlarının fiil ve ihmali olduğu, davalı taşıyıcıların meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu mahkememizce de benimsenmiştir. Mahkememiz önceki hükmünün İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi’nce delillere ilişkin ortadan kaldırma gerekçesi doğrultusunda işlem tesis edilerek tarafların delilleri toplanmış ve tespit edilen zarar miktarının sınırlı sorumluluk kapsamı içinde kaldığı anlaşılmakla gerçek zarar üzerinden davanın kabulü gerekmiştir. Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile; 8.501,10 TL’nin 09/07/2013 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kabulü ile; 8.501,10 TL’ nin 09/07/2013 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu ürünün içerik ve miktarlarının ihtilaflı olduğunu, dosya kapsamında fer’i müdahil tarafından eksik olduğu belirtilen mallar için fatura düzenlenmiş olması ve bu bedelin de davacı tarafça ödenmiş olmasının, dava konusu ürünlerin içerik ve miktarlarına dayanak oluşturmadığını, tanzim edilen fatura dışında, davacı yanca dava konusu ürünlerin cins ve değerlerinin ispat edilemediğini, bu yönde müvekkil şirketlerde de herhangi bir kayda rastlanmadığını, sırf fer’ i müdahilin beyanları ile düzenlenen faturanın davacı yanca ödenmiş olmasının davacıya tazminat hakkı kazandırmayacağını, Müvekkili şirketlerin tazminat sorumluluğunun doğması için hukuka aykırı fiil, zarar ve illiyet bağları şartlarının bir arada olması gerektiğini, dolayısıyla somut vakıada sözleşmeye aykırılık olduğu iddiası kabul edilse dahi, sırf sözleşmeye aykırılık müvekkillerinin tazminat sorumluluğunu doğurmayacağından, bu hususun bir rücu sorunu değil tazminat sorumluluğu olduğunu, Dosyadaki mevcut kök raporda da işaret edildiği üzere ” emtianın bir kısmının gönderene teslim edilmediğinin kabulü durumunda taşıyıcının ödeyebileceği tazminatın belirlenebilmesi için zayi olduğu ileri sürülen emtianın brüt ağırlığına ihtiyaç duyulduğu ancak dosyada bir veri bulunmadığı ” nın belirtildiğini, bu sebeple dava konusu edilen ürünlerin emsalleri baz alınarak ağırlık tespiti yapıldıktan sonra müvekkili şirketlerin tazminat sınırının belirlenmesi gerektiğini, ancak fer’i müdahil … firmasının cevabi yazısında belirtilen ağırlık miktarı baz alınarak bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda hüküm kurulduğunu, ancak fer’i müdahil tarafından gelen cevabi yazıdan da tespit edileceği üzere söz edilen ağırlık miktarının ” tahmini ” bir rakam olduğunu, bu sebeple dava konusu edilen ürünlerin fer’i müdahil beyanı baz alınarak değil, emsalleri baz alınarak araştırma ve ağırlık tespiti yapılması gerektiğini, bu itirazlarının ileri sürülmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, Yerel Mahkeme tarafından verilen kabul kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklı hasar bedelinin ödendiğinden bahisle alt taşıyıcı ve fiili taşıyıcıya yönelik rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu olayda yurtiçi taşıma bulunduğundan uyuşmazlığın TK m. 850 vd. hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Davacı şirketin, fer’i müdahil … A.Ş.’ye sözleşme ile taşıma hukuku çerçevesinde hizmet verdiği, davalılardan … A.Ş.’nin alt taşıyıcı olarak davacıya, … AŞ’nin de davalı … Lojistik firmasına alt taşıyıcı olarak hizmet verdiği ve dava konusu uyuşmazlıkta fiili taşıyıcı olduğu, fer’i müdahil … A.Ş. tarafından taşınmak üzere davacıya teslim edilen, ihbar olunan Çankırı firması … Elektrik- …’a gönderilen ürünler ile Uşak’ta yer alan … firmasına gönderilen ürünlerin karıştığı ve yüklerin yanlış adrese gittiği, dosya kapsamına göre, … firmasına teslim edilen malların, … için gönderilen mallar olup aynı gün … Kargo ile … Firmasına gönderildiği, … firması için gönderilen malların ise, paletlerin açılarak bir kısmının kaybolduğu, bu hususta tarihsiz tutanak ile … Firması tarafından eksik teslim edilen malların listesinin belirlendiği, dava dışı fer’i müdahil tarafından taşınmak üzere davacıya teslim edilen ancak kayıp nedeniyle eksik teslim edilen malların bedelinin fatura tanzim edilerek davacı şirketten tahsil edildiği, davacının da ödediği bu bedeli, alt taşıyıcılar olan davalılardan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen ilk kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 30/06/2017 tarih 2017/376 Esas 2017/359 Karar sayılı kararı ile; ” Bilirkişilerin bu eksik olan malların değerleri ve benzer nitelikteki malların ağırlığı ne olduğunu tespit etmediği, …firması için gönderilen ve … firmasına teslim edilen malların tamamının tekrar gönderen firmaya iade edilip edilmediği eksikliğin var olup olmadığı hususuna ilişkin mahkemeye sunulan delillerin toplanmadığı, ….Dava aşamasında davacının tüzel kişiliğinin sona erdiği, davacı vekilinin de bu şirkete yönelik vekalet yetkisi ortadan kalktığının anlaşıldığı, aktif husumet eksikliği bulunduğu gerekçeleri ile mahkeme karanın HMK 353/a-4 ve 6. mad. uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği görülmektedir. Dairemizin geri çevirme kararından sonra, davacı şirketin … Anonim Şirketi ile birleşmesi nedeniyle davacı vekilinin yeni şirketten vekaletname ibrazı suretiyle taraf teşkili ve aktif husumete ilişkin dava şartı eksikliğinin giderildiği, mahkemece, fer’i müdahil … firmasına yazı yazılarak, ürünlerin, yanlışlıkla teslim edildiği Çankırı firmasından iade alınıp alınmadığı, alınmış ise eksik teslimin söz konusu olup olmadığı ve var ise; zayinin ne sebeple ne şekilde meydana geldiği, ayrıca eksik teslim edilen malın ağırlığı hususlarında bilgi verilmesi için yazı yazıldığı, gelen yazı cevabına göre değerlendirme yapılmak üzere bilirkişilerden ek raporlar alındığı, 2. ek raporda “Davalı taşıyıcının kısmi hasar ve ziyadan dolayı TTK m. 882/1, 2/a, 4 fıkraları hükmü çerçevesinde sınırlı sorumlu olduğu üst sınır dikkate alındığında; 3.748.50 SDR karsılığı 10.252.89 TL olarak hesaplanmaktadır” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıka; dava dışı … firmasına teslim edilmek üzere davalı … Lojistik’e teslim edilen malların bir kısmının taşıma sırasında zayi edilmesi nedeniyle uğranılan zarardan, davalıların TK m. 875 ve 888. maddeleri uyarınca sorumlu oldukları, tazminat miktarının TK 880 madde hükmüne göre belirlenmesi gerektiği, … Firması tarafından eksik teslim edilen malların listesinin tutanak ile belirlendiği, taşınmak üzere teslim edilen malların imalatçısı olduğu beyan edilen fer’i müdahil tarafından malların alt ve üst sınır olmak üzere ağırlıklarının bildirildiği, bilirkişilerin, bildirilen ağırlığın ortalamasına göre hesaplama yaptıkları, bildirilen alt sınır ağırlığa göre dahi talep edilebilecek tazminat miktarının 9.113,68 TL (400×8,33=3332 SDR 3332×2,7352=9.113,68 TL) olduğu nazara alındığında, rapora itibar edilmesinin hatalı olmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 580,70 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalılar tarafından yatırılan 145,20 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 435,5 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/01/2021 HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.