Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/555 E. 2019/872 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/555 Esas
KARAR NO : 2019/872 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2018
NUMARASI : 2018/391 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
TALEP : İhtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması talebi.
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekilleri dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin uğradığı zararların tazmini / alacağının tahsili zımnında ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları çerçevesinde, davacılardan … A.Ş. için 14.000.000,00.TL’nin sigorta tazminatının ödendiği tarih olan 26/02/2018 tarihinden itibaren 3095 sk 2. mad. uyarınca değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacılardan … A.Ş. için 8.154.028,00.TL’nin temerrüt tarihinden itibaren 3095 sk 2. mad. uyarınca değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, işin aciliyetine binaen karşı taraflara tebligattan sarfınazar edilerek, duruşma yapılmaksızın ve ceza dosyalarında gelinen aşama ve resmi raporlardaki tespitler de nazara alınarak teminat aranmaksızın, toplam 22.154.028,00.TL müvekkilleri alacağı için belirtilen şekilde … A.Ş. için 14.000.000,00.TL açısından ve … A.Ş. için 8.154.028,00.TL açısından davalıların menkul ve gayrimenkulleri, 3. Şahıslardaki hak ve alacakları ile bankalardaki mevduatları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 02/04/2018 tarihli ara kararı ile, ibraz olunup incelenen talep dilekçesi ve eki belgeler münderecatına göre alacaklıların, talep dayanağı belgede yer verilen ve tutarı kararda gösterilen alacak bakımından vaki isteği, İcra ve İflas Kanunun 257. Maddesinin l.fıkrasına uygun görüldüğünden, aleyhine ihtiyati haciz istenilen ile üçüncü kişilerin muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın, % 15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda, borçluların menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, 1 no’lu davacı yönünden 14.000.000,00 TL, 2 no’lu davacı yönünden 8.154.028,00 TL olmak üzere toplam 22.154.028,00 TL borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ve İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkilinin ikametgahının Adana olup, açılan davada ceza dosyasına dayanıldığını, haksız fiilden kaynaklı zarardan müteselsilen sorumluluk iddiasında bulunulduğunu, davanın genel yetki kuralı uyarınca müvekkilinin yerleşim yeri veya haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde açılabileceğini bu nedenle davaya ve ihtiyati haciz kararına karşı yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, ayrıca açılan davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini ileri sürmüş, ihtiyati haciz kararı için alınan teminat miktarının düşük olduğunu, müvekkilinin davalılardan … Tic. Ltd. Şti’nde muhasebe elemanı olarak çalıştığını, olaylarla ilgisi olmadığını, patronunun kardeşlerinin ricası üzerine internetten mail gönderdiğini, işçi olmanın getirdiği zorunluluk hissi ile mailleri söylenen yere gönderdiğini, suç unsuru olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, davacılarla ticari ilişki içinde olmadığını, müvekkilinin menfaat elde etmediğini, alacağın belli ve muaccel olmadığını, illiyet bağının eksik olduğunu, davacı … çalışanı … davacının aleyhine savcılık dosyasına verdiği ifadeler bulunduğunu, davacının bunlardan bahsetmediğini, ortada zarar var ise davacı …’in bağlı olduğu … Holding’in de bu zarardan sorumlu olduğunu, zararın artmasına neden olduğunu, davacı şirket üst düzey yönetiminin oluşan zararda asli kusurlu olduklarını belirterek verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile; … savcılıkta verdiği ifade nedeniyle müvekkilinin ceza dosyasında yargılandığını, …nin ifadesinde belirttiği mali müşavir … adlı kişinin müvekkili olmadığını, müvekkilinin aralarında akrabalık ilişkisi bulunan kişilerin sahibi olduğu davalı şirketlere mali müşavirlik yaptığını, bunun hayatın olağan akışına uygun olduğunu, MASAK raporlarında veya davacı yanın beyanlarında müvekkilinin herhangi bir haksız eyleminden bahsedilmediğini, tüm davalılar hakkında dava konusu tutar kadar ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının tedbirde ölçülülük ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile; gerek müvekkilinin ikametgahının ve gerekse iddia olunan haksız fiilin işlendiği yerin Adana olması itibariyle davaya bakmaya yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, bu yüzden ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalılardan …San. Ve Tic. A.Ş.’nin kurucusu olması ve şirketin kısa süre içinde yüksek cirolara ulaşması ve ….şirketinin yetkilisi tarafından vekaletname ile yetkili kılınmasının ceza dosyasında yargılanmasına gerekçe olarak gösterildiğini, müvekkilinin şirketi kurduktan 15 gün sonra …’ya devrettiğini, bu süreç içerisinde şirketin yüksek cirolara ulaşmadığını, müvekkilinin tarım ilacı ve gübre işindeki uzmanlığı ve Tarım Müdürlüklerindeki işlemlerde bilgi sahibi olması nedeniyle … tarafından vekaletname verildiğini, bu vekaletname ile … Şirketi’ne karşı herhangi bir eylem ve işlemde bulunmadığını, davacının da böyle bir iddiasının olmadığını, vekaletname veriliş tarihinin iddia edilen olayların başlamasından çok önceki bir tarih olduğunu, yine bu olaylar başlamadan önce şirketin devredildiğini, müvekkiline verilmiş bir ceza kararı bulunmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalılar …, … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. itiraz dilekçeleri ile; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel ve vadesi gelmiş bir borç bulunması gerektiğini, ancak böyle bir borcun bulunmadığını, yerleşim yerlerinin belli olduğunu, İİK 257 maddesindeki şartların oluşmadığını, davacı … ile şirketleri arasında imzalanan taşıma sözleşmesine istinaden teminat olarak verilen çeklerin iade edilmediğini, Adana 1. ATM 2016/1368 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, açılan davaya konu çek hakkında ihtiyati tedbir kararı alındığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.İhtiyati hacze itiraz eden davalılar …, …, …, …San.ve Tic.AŞ., ….Ltd.Şti. vekili itiraz dilekçesi ile; gerek davalıların tümünün ikametgahının Adana olması, gerekse iddia olunan haksız fiilin işlendiği yerin Adana olması nedeniyle dava ve ihtiyati haciz kararına karşı yetki itirazında bulunduklarını, davaya bakmaya yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, davacıların meydana geldiği iddia olunan zararlarında müvekkillerinin hiç bir eylemi veya kusuru bulunmadığını, iddia olunan hukuki ilişkinin davacı …, … arasında olduğunu, … firması ile müvekkili şirketler ve yetkililerinin akrabalık bağı ve ticari faaliyetlerinin bulunması haksız fiilin varlığını göstermeyeceğini, dosyaya sunulan MASAK raporunda belirtilen para transferleri konusunda kesin ve bilimsel veriler değil subjektif değerlendirmelerin dayanak alındığını, müvekkillerinin müteselsil sorumluluklarının bulunduğuna dair davacı iddialarının hukuka aykırı olduğunu, MASAK ve vergi raporlarında müvekkillerinin zarar verici olaya neden olduklarının belirtilmediğini, İİK 257 maddesindeki şartların oluşmadığını, vadesi gelmiş bir borcun bulunmadığını, müvekkillerinin kaçma ve mal kaçırma eyleminde bulunmadıklarını, ihtiyati haciz kararında haczoulunacak şeylerin açıkça belirtilmediğini, bu durumun İİK 260 maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.İhtiyati hacze itiraz eden davalılar …, …, …, …, … vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkillerinin ikametgahının Adana olması itibariyle davaya bakmaya yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, İİK 257 maddesindeki şartların oluşmadığını, şartların oluştuğunun davacılar tarafından ispat edilmesi gerektiğini, müvekkillerinin davacı tarafa rehinle temin edilmemiş veya vadesi gelmiş bir borçları bulunmadığını, ödenmesi gereken borcun bulunmadığını, müvekkilleri hakkında verilmiş bir ceza bulunmadığını, ceza dosyasının derdest olduğunu, davacıların sunduğu MASAK raporunda da müvekkillerinin davacılara herhangi bir borcu olduğunun gösterilmediğini, müvekkillerinin mal kaçırma girişiminde bulunmadıklarını, davacı … çalışanlarının da olayda kusuru bulunduğunu, dava dosyasına sunulan MASAK raporunun hiçbir hukuki denetimden geçmeyen ve geçmesi mümkün olmayan, yoruma dayalı raporlar olduğunu, verilen haciz kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … ve … San. Ve Tic. A.Ş. vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkillerinin ikametgahının Adana olduğunu bu nedenle davaya bakmaya yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu, müvekkillerinden …’nın diğer müvekkili ….AŞ.nin sahibi olduğunu, şirketin yasa dışı faaliyetinin olmadığını, müvekkilleri ile davacılar arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacılarla ticari ilişki içinde olmadıklarını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin kısa sürede gösterdiği aktif bilanço yüksekliğinin ceza dosyasında yargılanmasına gerekçe olarak gösterildiğini, yüksek bilanço nedeniyle davaya dahil edildiklerini, müvekkili …’nın sahibi bulunduğu başka bir firma olmadığını, bilanço kayıtlarının tamamen gerçek olduğunu, hayali satışın söz konusu olmadığını, müvekkili şirketle benzer sektörde iş yapan ve aynı zamanda akrabası olan şirketlerle iş yapmasının yasa dışı bir yanı olmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 23/05/2018 tarih 2018/391 Esas sayılı ara kararında;”Talep, İİK. 265. madde hükmüne göre ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İhtiyati hacze itirazın duruşmalı olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, duruşma günü açılmak suretiyle taraflar davet edilmiş, 11/05/2018 günlü duruşmada her iki taraf vekillerinin beyanları alınmıştır. Mahkememizce verilen 02/04/2018 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş olup, ihtiyati haciz kararı dosya kapsamında sunulan deliller, Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen yargılama ve MASAK ve Vergi Denetim raporuna dayanılarak verilmiştir.İhtiyati hacze itiraz edenler mahkememizin yetkisine itiraz ile ikametgahlarının ve haksız fiilin meydana geldiği yerin Adana olması nedeniyle gerek davada gerekse ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüşlerdir. Davacı taraf, haksız fiile dayanarak tazminat talebiyle dava açmıştır. HMK 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda yetki hususu düzenlenmiş olup, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu kabul edilmiştir. Davacıların yerleşim yeri mahkememizin yetki sınırları içinde olduğundan davalıların ihtiyati hacizde mahkememizin yetkisine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.Davalıların bir diğer itirazı ise ihtiyati hacze konu edilen alacağın muaccel olmadığına ilişkindir. Haksız fiilin faili herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda yani haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden alacakta muaccel hale gelmiş olur. Haksız fiilin işlendiği an itibariyle davalıların temerrüdü oluştuğundan artık muaccel bir alacak söz konusu olup, vadesi gelmemiş bir alacaktan söz edilemeyecektir. İhtiyati haciz talep eden tarafta İİK.nun 257/1 maddesi uyarınca talepte bulunmuştur. Bu nedenle davalıların ihtiyati hacze konu alacağın muaccel olmadığı yönündeki itirazları yerinde değildir. İİK.nun 257/2 maddesinde muaccel hale gelmeyen alacaklar için ihtiyati haciz düzenlenmiş olup, bu durumda borçlunun mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalışması yahut kendisinin kaçmaya hazırlanması gibi hususlar aranır. Somut olayda muaccel olmayan bir alacaktan söz edilemeyeceğinden davalıların bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalıların bir kısmı ihtiyati hacizde öngörülen teminatın düşük olduğunu ileri sürmüş iseler de dava konusu edilen tutarın %15’i oranında öngörülen teminat mahkememizce yeterli bulunmuş, bu yöndeki itirazda reddedilmiştir. Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/352 esas sayılı dosyasında davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …’in dolandırıcılık, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanımı suretiyle dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından yargılandıkları, bu kişilerin bir kısmının mahkememiz dosyasında davalı durumunda oldukları, yine Adana C.Başsavcılığının 2017/41601 sayılı soruşturma dosyasında da …, … ve … hakkında dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından ötürü soruşturmanın devam ettiği belirlenmiştir. Davalı ….Ltd.Şti.firmasının yetkilisi …’in Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında savunmasında gerçekte hiçbir taşıma işi yapılmadığı halde şirketin fişlerine plaka yazıp davacı şirkete kargo ile gönderdiğini, şirketin hesabına para geldiğinde çekip kendi işleri için kullandığını, Kuzey Irak’a mal gönderdiğini, para gelmeyince şirketi kapattığını beyan ettiği görülmüştür. Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesi dosyası kapsamında bulunan Vergi Denetim Raporu ve MASAK raporunda … Ltd.Şti. ve … Ltd.Şti.’nin yurtdışı ve yurtiçinde sebze, meyve ihraç eden firmalar olduğu, BA/BS formlarında birbirlerine yüksek miktarlı fatura düzenledikleri, … AŞ.nin 02/08/2016 tarihinde kurulup 2016 yılının sonuna kadar 26.265.022,07 TL.ciroya ulaştığı, bu tutarı BS bildiriminde … firmasına yapılan satışlar olarak bildirdiği, bu 3 firmanın yıllık toplam cirosunun birbirlerine düzenledikleri satış faturaları dahil 149.749.707,00 TL.olup ortaklar arasında baba-oğul-kardeş ve … Ltd.Şti.nde ise ikinci derecede amca oğlu ilişkisi bulunduğu, bu derecede yüksek ciro yapan … gayrimenkul, depo, makine, teçhizat bilgisine rastlanmadığı, vergi beyanlarında milyonlarca liralık stok bildirimi yaptıkları halde dönem sonunda depolarının olmadığını ve hali hazırda stoklarının bulunmadığını beyan ettikleri, …’nın dolandırıcılık parasını gizlemek için … tarafından kurulan … devraldığı, … haklarında yapılan yoklamalarda aynı adresi paylaştıkları, hepsinin kanuni beyanlarında … firmasına ait mail adresi ve telefonu kullandıkları, muhasebecilerinin ortak olduğu, …’ın … vekalet ettiği, bu firmaların faaliyet gösterdikleri işyerlerinde elektrik ve su aboneliklerinin başka kişiler adına olduğu, … genel olarak KDV iadesinden doğan alacaklarını … firmasına olan borçlarına temlikini istediğini,… teyit maillerinin … ile aynı adresi paylaşan … firmasının mail adresi ile şirket çalışanı …’nin gönderdiği, … firmalarının mali müşaviri olduğu, usulsüz para aktarımlarının kaydileştirilmesinden sorumlu olduğu, …. EFT ile gönderilen 20.922.868,06 TL.nin …, … ve … tarafından 20.492.143,00 TL.nın çekildiği, …’in çektiği paranın bir kısmını … aktardığı, bu paranın aynı gün … ortağı … tarafından … hesabından çek ile çekildiği, yine aynı paranın 2 dakika sonra bu kez … tarafından … hesabına yatırıldığı, aynı miktardaki paraların şirket hesabından çıkıp yine aynı gün aynı hesaba dönmesinin ticari icaplara uygun olmadığı, bu paraların …. firmasının ortağı … tarafından çekildiği, …’in faturaların sahte olarak düzenlediğini itiraf ettiği, …’in…. firmasını kardeşi … ile birlikte 2007 yılında kurduğu, hissesini 2009 yılında …’e devrettiği ancak şirketle ilişkisini sürdürdüğü, şirketin görünen yüzü olduğu için … yapılan ilk teklifin şirket yetkilisi … ile birlikte …’e yapıldığı, bunun yanı sıra dolandırıcılık girişimleri başladıktan ve … tarafından şirket …’e devredildikten sonra şirket işlerini idare etmesi için …’e geniş yetkiler içeren vekaletname verildiği, … teyitleşmelerinin … tarafından yapıldığı, …’in … şirketini kardeşi …’e devrettikten sonra fiili ilişkisini sürdürdüğü, aile şirketi olarak yönetmeye devam ettikleri tespit edilmiş, tüm bu tespitler uyarınca davacının yaklaşık ıspat koşulunu sağladığının kabulüyle ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş olup…”gerekçesi ile, İtirazların reddine karar verilmiş ve karara karşı davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar …San. Ve Tic. Ltd. Şti., … ve … vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının haksız ve hukuki dayanaktan uzak olduğunu, yasa koyucunun geçici bir tedbir olan ihtiyati haczi düzenleme amacına aykırı olduğunu, İhtiyati haciz sebepleri ve haczedilecek taşınır, taşınmaz, alacaklar somut olarak belirtilmeden genel olarak müvekkili şirketin ve ortakların ticari mahvına sebep olacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin mevzuata ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, İİK 257.maddesine göre sadece alacaklı olan kişilerin borçlularına karşı ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği, davacı … ise sadece müvekkili şirket ve ortaklarına değil belki de bütün davalılara karşı alacaklı konumda olmadığı, alacaklı sıfatının varlığının yargılamaya muhtaç olduğunu, Haksız fiilden kaynaklı alacak davası açabilmek için yani alacaklı sıfatını kazanabilmek için her şeyden önce davacı tarafın zarara uğramasının gerekli yasal zorunluluk olduğunu, Adana Ağır Ceza Mahkemesinde … A.Ş. genel müdürünün vermiş olduğu ifadenin ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, Şirketin kendi kusurundan kaynaklı zararın bir kısmını diğer davacı … A.Ş.’nin ödemiş olup, sigorta ettirenin ağır kusur ve ihmalinin Masak ve Vergi Tekniği Raporu ile tespit edilmesine rağmen, sigorta şirketinin neden 14 milyonu davacı şirkete ödediği ve alacaklı sıfatının varlığının tartışmayı gerektirdiğinin açık olduğunu, İİK 258. maddesine göre dava konusu olayda ihtiyati haciz kararı verebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, İhtiyati hacze dayanak olarak gösterilen Masak ve Vergi Tekniği raporu da gerek içerik gerek verildikleri kurumlar dikkate alındığında kanunun aradığı anlamda yaklaşık ispat için yeterli olan deliller arasında sayılamayacağını, Dava konusu olayda müvekkillerine karşı alacağın esasının faraziyeye ve kurguya dayanılarak oluşturulmaya çalışıldığını, İlk derece mahkemesinin raporları hükme dayanak alacaksa raporları davacı şirketin aleyhe ve lehine olan bütün kısımları ile dikkate alınması gerektiğini, iddia edilen haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı kesildiği için ortada haksız fiil olmadığını, olmayan bir haksız fiile istinaden huzurdaki dava konusu husumetin müvekkili şirket ve ortaklarına yöneltilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, Ortada bir haksız fiil varsa söz konusu şahısların Masak ve Vergi Tekniği raporunda izah edildiği üzere ilgili ağır kusur ve ihmalleri, kısaca alacaklı olduğunu iddia eden davacı şirketin kusuru illiyet bağını kestiğini, ortada haksız fiil bulunmadığından verilen ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Dava konusu olayların çözümü yargılamaya muhtaç olduğu, dava konusu olayda her şeyden önce illiyet bağının zarar görenin ağır kusuru neticesi kesilmiş olduğunun göz ardı edildiği, masak raporu ve vergi tekniği raporunda davacı şirketin ağır kusuru ve ihmali tespit edilmesine rağmen yerel mahkemenin söz konusu raporları sadece davacı şirket lehine yorumlayarak lehine ihtiyati haciz kararı vermesinin hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğüne ve adalet anlayışına aykırı olduğu gibi dava konusu olay ve belgeler sadece davacı şirket lehine yorumlandığı, %15 gibi az bir teminat karşılığı müvekkili şirket ve ortakları lehine olan olaylar dikkate alınmadan peşinen müvekkili şirketi ve ortaklarını haksız fiilden sorumlu tutar şekilde karar verildiği, bu durumun açıkça hakimin ihsası reyinin de göstergesi olduğunu, Dava konusu haksız fiilinde yargılamaya muhtaç olduğu, mağduriyetin uzaması halinde ciddi bir hak kayıpları yaşanacağı, yukarıda usule ilişkin itirazlarda belirtildiği üzere ilgili mevzuata ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak hangi mal varlığı üzerine ihtiyati haciz uygulanacağı açık olarak belirtilmeden, müvekkili şirket ve ortaklarının bütün malvarlığı üzerinde ihtiyati haciz tutarını kat ve kat aşacak şekilde ve ihtiyati haciz uygulandığı, müvekkili şirketin çalışanlarına borcunu ödeyemediği, faturalarını dahi yatıramadığı, banka kredilerinin durduğu verilen ihtiyati haciz kararının malvarlığı belirtilmeden verildiğinden müvekkili şirketin ve ortakların hiçbir ödeme yapamadığı, güya geçici olan ihtiyati haciz kararı ile kalıcı olarak müvekkillerin mahvına, iflasına neden olacağı hususları dikkate alınarak; dilekçe ekinde yer alan sigorta poliçesinde görüleceği üzere, müvekkili şirketin, tapuda; … ili, … İlçesi, … Mah., … Sokak No:… adresinde, … parsel,… cilt, ….sayfa numarasında kayıtlı fabrika binasının 2018 ila 2019 tarihleri arasındaki sigorta toplam bedeli 53.600.000.-TL olduğu, üzerinde takyidat olarak 2012 yılında konulan 8.000.000.-TL limit ipoteği olduğu, geri kalan meblağ huzurdaki davada iddia edilen haksız fiil alacağını kat ve kat karşıladığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, aksi halde yeniden yargılama yapılarak ihtiyati haczin sadece taşınmaz üzerine konulması şeklinde kararın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili hakkında ceza dosyası bulunduğu ancak verilen bir ceza kararı olmadığını, … San. Ve Tic. A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere kuruluş tarihi ile devir tarihi arasında herhangi bir işlem yapılmadığını, Mahkemece yapılan tespitte …’nın dolandırıcılık parasını gizlemek için … tarafından kurulan … Narenciyeyi devraldığı denildiği, bu cümlenin müvekkilinin herhangi bir şekilde donlandırıcılık parasını aklamak için yapılan iş veya eylemden bahsedilmediğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını,… ticari defter kayıtları incelendiğinde de görüleceği üzere, kuruluş tarihi ile devir tarihi arasında işlem yapılmadığını, zaten kuruluş ve devir tarihi arasında toplamda 15 günlük bir süre bulunduğu, bu kapsamda şirketin yapmış olduğu cirolarla ilgisi bulunmayan müvekkilinin yalnızca şirket kurmuş olması gerekçesiyle hakkında yargılama yapılmış olmasının ve bu yargılama nedeniyle müvekkilinin tüm malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkilinin tarım ilacı ve gübre işindeki uzmanlığı ve tarım müdürlüklerindeki işlemlerle ilgili bilgi sahibi olmasının, kendisine verilen vekaletnamenin asıl dayanağını teşkil ettiğini, bu vekaletnameyle müvekkilinin davacı … Şirketine karşı herhangi bir eylem veya işlemde bulunmadığını, zira … şirketinin böyle bir iddiası da olmadığını, yine … Şirketinin iş ve işlemleri için verilen vekaletname tarihinin de olayların başlamasından çok evvel olduğunu, Mahkeme kararında sadece …. firmasının kurulduğu ve …’ya devredildiği, … firmalarına vekalet ettiğinin yer aldığını, …. firmasına vekalet etmesi söz konusu olmayıp, müvekkilinin bu eylemleri suç unsuru içermediği gibi işbu dava kapsamında kusurlu olarak nitelendirilemeyeceğini, böyle olmakla müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına itirazının reddine dair kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Masak raporlarında, vergi müfettişi raporlarında veya davacının beyanlarında müvekkilinin herhangi bir haksız eyleminden ya da dolandırıcılık eyleminden bahsedilmediğini, müvekkili hakkında işbu dava dosyası açıldığını ve mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı ile müvekkilinin cezalandırıldığını, Müvekkilinin SMMM olmasından ötürü yapması gerekenler dışında hukuka aykırı olarak yaptığına dair hiçbir bilgi veya belge bulunmadığını, yine ne vergi teknik raporunda ne de Masak raporunda SMMM’in yapması gerekenlerin neler olduğu, müvekkilinin bunların dışında hukuka aykırı olarak ne yaptığına dair bir karşılaştırma veya tespit olmadığını, Müvekkilinin ibraz edilen evrak ve belgelerin uygunluk sorumluluğu, esas itibariyle şekli ödevlere ilişkin mesleki özeni göstermekle sınırlı olduğunu, SMMM sorumluğunun kapsamına harici araştırma yetki ve yükümlülüğünü de içeren doğruluk sorumluluğu girmediğini, Kanun maddelerinde akrabalık bağı bulunan firmaların mali müşavirliğini aynı SMMM bakamaz diye bir hüküm bulunmadığını, Gerek ağır ceza mahkemesi dosyası kapsamında ve gerekse yerel mahkeme dosyasında müvekkilinin hukuka ya da mevzuata aykırı bir şekilde yaptığı bir eylemden bahsedilmediğini, müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, Ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte ihtiyati haciz kararının ölçülülük ilkesine uygun şekilde verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …. San. Ve Tic. A.Ş. Ve … vekili istinaf dilekçesi ile, Meydana gelen maddi zarar nedeniyle hukuki ilişkinin tarafı olan … yetkilileri ile müvekkili şirketlerin yetkililerinin akrabalık bağının olmasının ve ticari faaliyetlerinin varlığının müvekkilleri yönünden haksız fiilin varlığından bahsedilemeyeceğini, Mahkemece, müvekkilleri dinlenmeden sadece davacının iddialarıyla ve müvekkili şirket yetkilileri hakkında suçtan elde edilen gelirlerin aklanması suçu nedeniyle soruşturmanın devam etmesi dayanak tutularak verilen ve müvekkili şirketin çok kısa sürede iflasına ve müvekkilinin tüm gelirlerinin kesilmesine neden olabilecek ihtiyati haciz kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
İsnat olunan suçlumalar ve meydana gelen zararla hiçbir ilgisi olmayan müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmayıp devamı halinde, müvekkili şirketin mevduatlarına konulan ihtiyati hacizlerin, ticari faaliyette bulundukları şirketlerdeki hak ve alacaklarına konulan ihtiyati hacizlerin, çeklerin karışılıksız kalmasına, üçüncü kişilerin müvekkili şirketlerle çalışmaktan kaçınmasına, bankaların müvekkili şirketlere kullandırmış olduğu ticari krediler nedeniyle hesap kati ve kredilere teminat olarak alınan ipoteklerin paraya çevrilmesine sebep olacağını, Davacının iddialarının Masak ve vergi tekniği raporlarında müvekkilleri aleyhine yapılan yorum ve değerlendirmelerde dahi müvekkillerinin zarar verici olaya neden olduğunun belirtilmediğini, Dava konusu zarar iddiası nedeniyle vadesi gelmiş bir borçtan söz edilemeyeceği gibi ve hatta müvekkili şirkete ödenen bir para veya yapılan bir mal teslimi ya da hizmet olmadığı halde üstelik müvekkili şirketin yüklü hacimde ticari faaliyetleri devam etmekte iken kaçma veya mal kaçırma imkanı yokken verilen ihtiyati haciz kararının hukuki dayanağının olmadığını, Kararın İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile infazı yoluna gidildiğini, İhtiyati haciz talep eden davacıların ihtiyati haciz isteminin hangi taşınmaz veya taşınıra ilişkin olduğu açıklattırılmadan, ihtiyati haciz talep edenin maddi tazminat talebi ile orantısız biçimde borçlulara ait taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine borç tutarı ile sınırlı olarak ihtiyati haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tedbirde ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 23/05/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … A.Ş. ve … vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin Adana ilinde tarımsal alanda faaliyet gösteren şirket olduğunu, üzerinde kayıtlı bir mal varlığı bulunmadığını, işin niteliği itibariyle bazen ciddi zararlar edildiğini, Müvekkilinin Ek iddianame ile Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/352 esas sayılı dava dosyasına girdiğini, bu iddianamenin esasını yüksek ciroya rağmen makine parkının ve mal varlığının bulunmaması oluşturduğunu, bu iddianame karşısında kısa sürede beraat edeceğini, İhtiyati haciz kararının şirketi batıracağının kesin olduğunu, Müvekkili şirketin tek sahibi …’nın ticari itibarını korumak ve alacaklılarına karşı borçlarını ödemekle yükümlü olduğunu, sahibi bulunduğu şirket dışında başkaca bir kazancı bulunmadığını, ev ve iş yaşamının iaşesi müvekkili şirketin gelirine bağlı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 23/05/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …, …, … istinaf dilekçesi ile, İhtiyati haczin İİK 257. maddesinde düzenlendiğini, yasa metnine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için öncelikle muaccel ve vadesi gelmiş bir borcun somut bir şekilde var olması gerektiğini, vadesi gelmemiş bir alacak söz konusu ise borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması ya da mal kaçırma amacı ile hareket edilmesi şartı gerektiğini, Temsile yetkili oldukları şirketin Türkiye çapında tanınan, bilinen ve itibar edilen bir şirket olduğunu, yerleşim yerinin belli olduğunu, muaccel olan ve vadesi gelen bir alacak olmadığını, yasanın 257. maddesine tam anlamıyla uyan bir durumun varlığından söz edilemeyeceğini, Ortada somut bir alacak olmadığını, davacının afaki ve gerçekle bağdaşmayan iddialarının kabul edilebilir olmadığını, Davacıların beyanlarının aksine, davacı … ile şirketleri arasında taşıma sözleşmesi, çeklerin teminat olarak … verildiği ve iade edilmesi gereken çeklerin iade edilmediğinden bahisle Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1368 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında dava konusu 377.364,00.TL bedelli çekin ödemesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı alınmış olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 23/05/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince İİK 257/1. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verildiğini ancak şartların oluşmadığını, Gerek davalıların tamamının gerekse iddia olunan haksız fiilin işlendiği yer Adana olup Adana Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Dosyada bulunan %15 teminatın düşük olduğunu, teminatın yükseltilmesi gerektiğini, Müvekkilinin davacılar ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, olayda tek ilgisi … Ltd. Şti.’nde muhasebe elemanı olarak çalışıyor olması olduğunu, bu nedenle ceza dosyasında yargılandığını, Bilmediği bir ticari ilişki içerisine sokularak 22.000.000,00.TL gibi müvekkilinin hayal bile edemeyeceği bir zarar iddiasından sorumlu tutulmak istenmesinin hukuken adil olmadığını, Davanın haksız fiile dayandığından mahkemenin görevsiz olduğu kanaatinde olduklarını, müvekkili ile davacılar arasında sözleşme ilişkisi olmadığını, davacı … şirketinin ödediği tutar nedeniyle halef olarak dava açtığından haksız fiile dayandığını, müvekkili yönünden ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğini, alacak muaccel olmadığı gibi belirli de olmadığını, ceza dosyasında davacı şirketin üst düzey yöneticilerinin de yargılandığını, zarara kendisi sebep olan kişinin hak iddiasında bulunamayacağını, davacının bu davaya özellikle davacı şirket yöneticilerini dahil etmediğini, müvekkilinin asgari ücretle çalışan personel olduğunu, diğer davalılarının da çiftçi olduklarını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 23/05/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …, …, …, … ve … vekili istinaf dilekçesi ile, İİK 257. maddesinde ihtiyati haczin şartlarının düzenlendiğini, İİK 258. maddesi ve İİK 50. maddeye göre davanın HMK’ya göre yetkili mahkemede açılması gerektiğini, açılan davanın dava dilekçesinde belirtildiği üzere sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davası olduğunu, dolasıyla HMK 6/1. maddesi gereği davalıların ikametgah adresinde açılması gerektiğini, davalıların tümünün adresinin Adana ili olduğunu, bu nedenle yetkisiz mahkemede alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Kararda belirtildiği üzere haksız fiil neticesinde meydana gelen alacağın bulunması bu alacağın muaccel hale gelmiş olduğu yorumu kabul görse dahi tek başına ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yeterli olmadığını, Müvekkillerinin davacı tarafa rehinle temin edilmemiş veya vadesi gelmemiş bir borcu bulunmadığını, ödenmesi gereken bir borcun bulunamadığını, Mahkemenin ceza dosyasındaki bu belgeleri de incelemesi ve ihtiyati haciz kararını bu duruma göre vermesi gerektiğini, Davacıların müvekkillerinden tazminat alacağının olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiğini, belirlenen bir alacak söz konusu olmadığını, Müvekkillerinin uzun zamandır aynı yerde oturduklarını, muayyen yerleşim yerinin bulunmaması şartının oluşmadığını, kaçmalarının söz konusu olmadığını, müvekkillerinin mal kaçırma kastı veya kaçırmalarının ispat edilemediğini, … firmasının alacağını alıp almaması, …’in nakliye yapıp yapmaması, … firmasının çekleri ödeyip ödememesinin tamamen onların arasındaki hukuki ihtilaf olduğunu, müvekkillerinin bu olaylar ile ilgili hiçbir ilgisi bulunmadığını, … ile şirket yetkililerinin … Ltd. üzerine gidilmesi gerekirken müvekkillerinin haksız yere davalı konumunda gösterildiğini, müvekkillerinin dosyanın davalısı değil mağdurları, zarar görenleri olduklarını, Masak raporunun vergi tekniği raporundan kopyalandığı, vergi tekniği raporunun da şikayet dilekçelerinden adeta kopyalandığını, Tacirin basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, basiretli bir tacir gibi davranmayan davacıların sonuçlarına katlanmasının onların kendi sorunları olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi Esas Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.Davacılar vekili, müvekkili … ile davalılardan … Ltd. Şti. arasında nakliyat konusunda sözleşme imzalandığını, fiili taşıma işini … Ltd. Şti’nin yaptığını, taraflar arasındaki ilişkinin fiili taşımayı yapan …Ltd. Şti’nin yaptığı nakliyeye ilişkin faturaları düzenlemesine müteakip, davalı … enciye Ltd. Şti’nin onayı üzerine müvekkili … Ltd. Şti’ni ödeme yaptığını ve fatura bedellerine kendi karlarını ekleyerek davalı … hesabına borç olarak kaydettiğini ve bu şirketten ileri tarihli çek aldıklarını, … Ltd. Şti.’nin ihtarname göndererek kendileri tarafından düzenlenen 18 adet faturaya süresinden sonra itiraz ederek söz konusu faturalar içeriği hizmetin alınmadığını beyan ettiklerini ve avans olarak ödedikleri bedeller ile teminat olarak verdikleri çeklerin iadesini talep ettiklerini, bunun üzerine ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, yapılan soruşturmalarda … Ltd. Şti. yetkilisi …’in verdiği ifadede söz konusu nakliye işlerinin gerçekte yapılmadığını, nakliye işlemleri yapılmış gibi evrak düzenlendiğini ve fatura edildiğini, … firmasından alınan paralarla başka işler yaptığını itiraf ettiğini, böylece müvekkili şirketin davalılar tarafından dolandırıldığını, bu durumun gerek vergi müfettişi, gerekse Masak raporu ile tespit edildiğini, sorumlular hakkında ceza davası açıldığını, müvekkili … söz konusu olay nedeniyle uğradığı zararın bir kısmının sigorta poliçesi kapsamında diğer müvekkili davacı … tarafından ödendiğini, ödediği zarar miktarınca …A,Ş.’nin … firmasına halef olduğunu, belirterek alacaklarının tahsili bakımından davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece 02/04/2018 tarih 2018/391 E. nolu ara kararla talebin kabulü ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu davalılar tarafından itiraz edilmiş, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda mahkemece, 23/05/2018 tarihli istinafa konu itirazın reddine dair karar verilmiş, davalı borçlular bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/352 E. sayılı dosyasından ilgili iddianameler istenmiş, gelen iddianamelerden davalı borçlu gerçek kişiler hakkında davaya konu olay nedeniyle dolandırıcılık, bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarını araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı görülmüştür.İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir.Doktrinde ihtiyati haczin; muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi, koruma tedbiri, teminat tedbiri olduğu ifade edilmektedir. (Talih Uyar-İcra Hukukunda Haciz. Şubat 1983) . Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir. 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)İstinafa başvuran borçlular, …, …, …, …, … ve … yetki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşlar ise de, HMK’nın 16. maddesinde yer alan “haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” hükmü gereğince, bu davalılar hakkındaki talep haksız fiile dayandığından ve alacaklıların yerleşim yerine göre ilk derece mahkemesi yetkili olduğundan, yetki itirazlarının reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde değildir. Somut olayda vergi müfettişinin hazırladığı rapor, Masak raporu, Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/352 E. sayılı davası iddianamesi, faturalar, banka kayıtları, taşıma belgeleri, 51 Nakliyat şirketi yetkilisi …’in beyanları dikkate alındığında, istinafa başvuran davalılar hakkında davaya konu, davacıların zarara uğramasına neden oldukları yolunda İİK. 258. maddede öngörülen yaklaşık ispatın sağlandığı, İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu, davalıların diğer itirazlarının İİK 265. maddede sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı anlaşılmakla, yargılamayı esastan yürütüp hüküm verecek olan ilk derece mahkemesince, sunulu deliller kapsamında takdirini kullanarak verdiği ihtiyati haciz talebinin kabulü kararında, dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden yapılan ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstinaf eden davalıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar … Şti., …, …, …, San. Ve Tic. A.Ş., …, …, …, … ve … tarafından yatırılan 98,10’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar … A.Ş., …, …, …, …, … tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalılar … Şti., …, …, …, …, …, … ve … tarafından peşin olarak yatırılan 35,90’ar.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50’ar.TL’nin bu davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına,5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden davalılar … A.Ş., …, …, …, …, … tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/06/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.