Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/546 E. 2020/1473 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/546 Esas
KARAR NO : 2020/1473 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI : 2016/947 Esas 2018/1311 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili banka Bayrampaşa Şubesi ile dava dışı …San Tic. A. Ş. firması arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak borçlu firmaya kredi kullandırıldığı, davalılardan … ve … ise Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı tarafından kullandıkları krediye ilişkin geri ödemeleri yapmamaları üzerine davalılar Eyüp … Noterliğinin 30.11.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş olmasına rağmen müvekkil bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı ile birlikte İstanbul …. İcra Müdürlüğünüm. …E. Sayılı dosyası ile icra takibi yaptkıklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, Davacı banka tarafından kredi borçlusunun sözleşmeleri yerine getirilmediği bahisle sözkonusu kredi hesabı kat edilerek Eyüp … Noterliğinin 30.11.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun ödenmesi istenmişsede müvekkil şirkete bugüne kadar tebliğ edilmediğini, ihtarname tebliğ yönünden usulsüz olduğunu, ihtarnamenin içeriğine tamamen itiraz ettiklerini, müvekkil şirket ile davacı banka arasında carî hesap mutabakatı bulunmadığını, asıl borçlu dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan sözleşmeyi müvekkil şirket kefil sıfatıyla imzaladığını ve sorumluluğunun kefalet miktarı ile sınırlı olduğunu, davacı bankanın bu durum gözetmeden takip başlattığını, davacı bankaca asıl borçlu davalı şirketin yapmış olduğu bir kısım ödemelerin ve muhtelif tahsilatların borçtan düşülmediğini, bankanın talep etmekte olduğu faiz oranlarıda fahiş olup kabulü mümkün olmadığını, sözleşmenin tek tıp sözleşme olduğunu, sözleşmeye bağlı kalınarak edinimler arasındaki oransızlığın giderilmesi gerektiğini, davacı bankanın dava dilekçesinde dayatmış olduğu ihtarnamede muhataplara ödeme, için yalnızca 1 gün verdiğini, bu durumun davacı bankanın haklarını kullanırken iyi niyet kurallarına uymadığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla temerrüt oluşmaksızın asıl alacak olarak belirlenen tutarların içeriğinde alacaklı görünene işletilen faiz bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/12/2018 tarih ve 2016/947 Esas – 2018/1311 Karar sayılı kararında;”…. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava dışı …SanTic. A. Ş. ile davacı …. A. Ş. Bayrampaşa Şubesi arasında 06.11.2009 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme kapsamında …SanTic. A. Ş. kredi kullanmış ve kredi borcunu ödemediğinden, banka tarafından hesap kat edilerek, dava dışı asıl borçlu, …SanTic. A. Ş. ve davalı kefillere Eyüp …. Noterliğinden, 30.11.2015 tarihli ihtarname gönderilmiştir. Davalı borçlular 06.11.2009 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine, 1.800.000,00 TL azami meblağla kefil olmuşlardır. Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi ve kefalet incelendiğinde, yasaya uygun olup, sözleşmenin ve kefaletin şekil şartlarının olduğu, GKS ve kefaletin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, GKS’den kaynaklı alacağına yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi yapmış yapılan icra takibine borçlu müteselsil kefiller itiraz etmiş, takip durmuş, davacıda itirazın iptalini talep etmiştir. Davamızın konusu icra takibine yapılan itirazın iptali talebidir. Mahkememizce, dava konusu kredi sözleşmesinden dolayı alacak miktarının tespiti açısından dosya ekleriyle birlikte bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi tarafından, dosya, ekleri ve banka kayıtları üzerinde inceleme ve hesaplamalar yaparak 01.06.2018 tarihli raporu tanzim etmiştir. Netice itibariyle dava konusu, Genel Kredi Sözleşmesi, kefalet ve hesap kat ihtarı geçerli olduğundan, bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabül, kısmen reddine karar verilmiş yine asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. …”gerekçesi ile, Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin 1.003.551,86 TL asıl alacak, 5.456,81 TL işlemiş faiz 272,84 TL BSMV, 382,14 TL toplamı 1.009.663,65 TL üzerinden borç tamamen ödeninceye kadar asıl alacak üzerinden %20,25 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV ile takibin devamına, Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 1.003.551,86 asıl alacağın %20’sine tekabul eden 200.710,37 TL icra inkar tarzminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının, takibe yapılan itirazın iptali ve davanın kabulü yönünden hukuka uygunluğuna karar verilmesini talep ettiklerini, Ancak, yerel mahkeme tarafından taleplerinden farklı olarak %20,25 oranında temerrüt faizi işletilmesine karar verilmiş olup, söz konusu kararın sadece belirtilen tutarda temerrüt faizi işletilmesi yönünde müvekkili lehine ortadan kaldırılarak davanın tüm talepleri ile birlikte kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda sadece %20,25 oranında temerrüt faizi işletilmesi yönünden kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, GKS. den kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya ve icra dosyası arasında bulunan fotokopi 2 adet GKS. incelendiğinde, Dava dışı …SanTic. A. Ş. ile davacı …. A. Ş. Bayrampaşa Şubesi arasında 04.12.2008 tarihli ve 1.200.000,00 TL. miktarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların bu GKS. müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları ve kefalet limitlerinin 1.200.000,00 TL.olduğu, bu sözleşme kapsamında … SanTic. A. Ş. Ye kredi kullandırıldığı anlaşılmıştır.Dava dışı … SanTic. A. Ş. ile davacı …. A. Ş. Bayrampaşa Şubesi arasında 06.11.2009 tarihli ve 1.800.000,00 TL. miktarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların bu GKS. müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları ve kefalet limitlerinin 1.800.000,00 TL.olduğu, bu sözleşme kapsamında … SanTic. A. Ş. Ye kredi kullandırıldığı anlaşılmıştır. Kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından asıl borçlu, …SanTic. A.Ş. ve davalı kefillere Eyüp … Noterliğinden çekilen 30.11.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile hesabın kat edildiği, dava dışı asıl borçlu şirkete ve davalılara kat ihtarının 02/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 1 günlük sürenin sonunda 04/12/2015 tarihinde temerrüre düştükleri, borcun ödenmemesi üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığı ve takibe davalı kefillerin itiraz üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacı banka vekilinin, yerel mahkeme tarafından taleplerinden farklı olarak %20,25 oranında temerrüt faizi işletilmesine karar verilmiş olup, söz konusu kararın sadece belirtilen tutarda temerrüt faizi işletilmesi yönünde müvekkili lehine ortadan kaldırılarak davanın tüm talepleri ile birlikte kabulüne karar verilmesine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin benzer mahiyetteki 2018/2511 Esas-2019/3854 Karar sayılı kararında;”…..Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizinin ne şekilde hesap edileceği açıkça gösterilmiştir. Temerrüt faizi yönünden davacı bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faizi oranı üzerinden değil, mahkemece bankacılık konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek banka kayıtları incelenip dava konusu krediler için bankanın temerrüt tarihindeki emsal kredilerde fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı belirlenip bu orana %50 ilave edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşmede uygulanması gereken temerrüt faizi oranı saptanarak buna göre temerrüt faizi uygulanması gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması bu yöndedir. (Dairemizin 30/10/2017 tarihli ve 2016/13171-2017/7393 E.-K. sayılı ve 11/06/2012 tarihli ve 2012/2383-2012/9839 E.-K. sayılı kararları) Mahkemece bilirkişiye bu yönde bir araştırma yaptırılmaksızın doğrudan davacı banka tarafından T.C. Merkez Bankası’na bildirilen kredi faiz oranlarının %50 fazlasıyla temerrüt faizi belirlenmesi ve mahkemece benimsenerek karar verilmesi ve bu hususun temyiz konusu yapılmasına rağmen mahkeme kararının onanması doğru olmadığından davalılardan … vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin onama kararı kaldırılarak açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan … vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02/04/2018 tarihli ve 2016/16939-2018/1713 E.-K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, Taraflar arasında imzalanan GKS. Nin YÜKÜMLÜLÜKLER VE TEMERRÜT FAİZİ BAŞLIKLI 34.2 MADDESİNDE;”….Kredinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde, bankanın kısa,orta veya uzun vadeli kredi faizlerinden en yüksek olanının %50 fazlası nisbetinde temerrüt faizi isteyebilecektir,” hükmünün düzenlendiği anlaşılmıştır.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, 17/08/2015 hesap kat tarihi itibariyle uygulanmakta olan ticari faiz oranının %13,50 olup bunun %50 fazlasının ilavesiyle temerrüt faiz oranının %20,25 olması gerektiğini belirtip bu faiz oranı üzerinden temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faiz miktarının hesaplandığı anlaşılmıştır.Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir ibraz ettiği beyan dilekçesinde, müvekkili banka tarafından Merkez Bankasına bildirilen azami faiz oranına %50 ilave edilmek suretiyle ihtarnamedeki %61,05 temerrüt faiz oranının hesaplandığını, bu yönde yeni rapor alınmasını talep ettiğini belirtmiştir.Mahkemece, 13/12/2018 tarihli duruşmanın ara kararı ile, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek yeni rapor veya ek rapor alınması taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı Yargıtay ilamında, taraflar arasındaki ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizinin ne şekilde hesap edileceği açıkça gösterilmiştir. Temerrüt faizi yönünden davacı bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faizi oranı üzerinden değil, dava konusu krediler için bankanın temerrüt tarihindeki emsal kredilerde fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı belirlenip bu orana %50 ilave edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşmede uygulanması gereken temerrüt faizi oranı saptanarak buna göre temerrüt faizi uygulanması gerekir.Somut olayda, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda TL. kredilerde uygulanmakta olan faiz oranının en yükseğinin %50’si ilavesiyle temerrüt faiz oranının %20,25 olduğu tesbit edilip temerrüt faizi bu oran üzerinden hesaplanarak takip tarihi itibariyle davacı alacağı tesbit edildiği ve mahkemece de bilirkişi tarafından hesaplanan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/12/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.