Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/542 E. 2020/1218 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/542 Esas
KARAR NO: 2020/1218 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/225 Esas – 2018/720 Karar
TARİH: 26/06/2018
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ve davalı arasında 23.08.2010 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin davalının yap-işlet-devret modeli ile kiralamak istediği Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait İstanbul, Zeytinburnu, …, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı 27.376,00 m2 miktarlı arsanın kiralanması işlemlerini vekil sıfatı ile yürüteceğini (davalının bu taşınmazı akaryakıt istasyonu olarak kiralamak istediği), bu sözleşmede özetle; Gerekli tüm İşlemlerin danışman müvekkili tarafından yürütülmesi (sözleşme madde 2/a) ve karşılığında davalı tarafından müvekkiline 1.350.000,00 USD ödeneceğini (madde 3/a), bu ödemenin Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iş sahibi arasında sözleşme imzalanıp, ihale kesinleştikten sonra yapılacağını (madde 3.1b), kira bedeli 20.000,00 TL’den yüksek olur ise, bu işlemlerin herhangi bir anında herhangi bir bedel ödemeksizin cayma hakkına sahip olduğunu, bu hal dışında iş sahibi işten cayar ise veya ihale olması halinde, ihale iş sahibinin üzerinde kalıp da iş sahibi ihaleden cayarak sözleşme imzalamaktan kaçınır ise, danışmanın sözleşmede yer alan miktara hak kazanacağını, bahsedilen ödeme tarihinin en geç idare ile sözleşmenin imzalandığı tarih her halükarda ise idare tarafından iş sahibine sözleşme imzalanması için verilen sürenin son günü olacağını. bu tarihin temerrüt tarihi ve temerrüt faizinin de %10 olacağını, sözleşmenin en fazla altı ay ile sınırlı olup, iş sahibi süresi dolmadan kira bedelinin 20.000,00 TL.’den yüksek olması haricinde herhangi bir sebeple sözleşmeden dönerse bedeli tamamen, ihale aşamasına gelinmeden fesh ederse sözleşme bedelinin yarısını danışmana ödeyeceğini (madde 4/d), Müvekkilinin sözleşme kapsamında davalı tarafından yetkilendirilmiş olup, sözleşmedeki işleri yürütmek üzere şirket tarafından müvekkili adına yetki belgesi düzenlendiğini, Müvekkilinin bu yetki belgesi kapsamında; 27.08.2010 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne … başvuru numarası ile başvuru yaptığını ve resmi kurumlar nezdinde gerekli işlemlere başlandığını, proje hazırlanmasının istendiğini, davalının 23/02/2011 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, ancak daha sonra davalının müvekkilini arayarak 24/02/2011 tarihinde aynı şartlarla ikinci bir sözleşme imzalandığını, ikinci sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilince hazırlanan projenin idare tarafından onaylandığını ve ihale işlemlerinin başladığını, ihale gününün 24/08/2011 tarihli resmi gazete de yayınlandığını ve aynı gün müvekkilinin ihale şartnamesini alarak davalıya teslim ettiğini, davalının ise 26/08/2011 tarihinde noterlik aracılığı ile keşide ettiği ihtarname ile sözleşme süresinin 6 ay olduğundan bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, sözleşme süresi içinde davalı tarafa ihale şartnamesi teslim edilmiş olmasına rağmen ihaleye katılmayarak sözleşmeyi feshetmesinin haksız olduğunu, davalarının kabulü ile 6100 sayılı HMK. madde 107 kapsamında yargılama aşamasında belirlenecek alacağın şimdilik 50.000,00 TL,’ sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, iş bu sözleşme gereği davacının yapmış olduğu masraflara ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin dava ve hakların saklı tutulmasına, iş bu alacağa sözleşmenin 3/e maddesi gereğince faiz işletilmesine, temerrüt tarihin 24.08.2011 olarak belirlenerek, bu tarih itibariyle faiz işletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmede 3 aylık bir geçerlilik süresinin kararlaştırıldığını, ancak davacının bu süre sonuna kadar taahhüt ettiği edimi yerine getirmeyi başaramadığından sürenin dolması ile birlikte sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/06/2018 tarih 2016/225 Esas – 2018/720 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiği de açılan dava sözleşmeye bağlı alacak davası olup taraflar arasında 24.02.2011 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme incelendiğinde 4 a md’de “bu sözleşme imza tarihinde yürürlüğe girecek olup idare ile sözleşme imzalanması veyahut idare tarafından iş sahibinin sözleşmeye davet edilmesi halinde sona erecektir. Bu süre en fazla 6 ayla sınırlıdır” hükmüne yer verildiği buna göre sözleşmenin 24.02.2011 başlangıç ve 24.08.2011 bitiş tarihli olduğu, bu süre içinde ücrete hak kazanabilmek için idare ile sözleşme yapılması veya en azından iş sahibinin davet edilmesi gerektiği, fakat 24.08.2011 tarihine kadar davalı şirket ile idare arasında sözleşme imzalama veya davet edilme edimi gerçekleşmediği, ihale şartnamesinin alınmış olmasının sözleşmeye davet edilme olarak yorumlanamayacağı, bu nedenlerle davalı şirketçe 26.08.2011 tarihinde yapılan feshin haklı olup davacının sözleşme hükümleri gereğince ücret talep edemeyeceği…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın, dosyaya mübrez belgelerden anlaşıldığı üzere yaklaşık 1 sene davam eden süreçte ulaşılmaya çalışılan ortak amacı sözleşmenin son gününde olsa da gerçekleştirdiğini, davacının davalı adına yaptığı başvurunun resmi makamca onaylandığını ve ilanın resmi gazetede yayınlandığını, ihalenin yaklaşık bir ay sonra 21/09/2011 tarihinde yapılacağını, Aracılık Sözleşmesi ilişkisinin yaklaşık 1 yıl devam etmesinin, kiralama ihalesinin süresinin 30 yıla yayılan uzunluğunun dikkate alındığında davalının, sözleşme süresi içinde idare ile sözleşme imzalanamadığından sözleşmenin fesih edildiği gerekçesinin haklı görülmesinin mümkün olmadığını, İhalenin ilanının, sözleşmeye davet edileceği hususu anlamına geldiğini, Davadan önce açılan tespit davasında alınan iki bilirkişi raporu ile mahkemece alınan ana ve ek bilirkişi raporları arasında açık zıtlıklar olması nedeniyle dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine verilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, Sözleşmedeki amacın hasıl olmasına rağmen sözleşmede öngörülen kamuya ait taşınmazın akaryakıt istasyonu niteliği kazandırılarak ihaleye çıkarılmasının müvekkilinin emek ve çabaları neticesinde gerçekleştirildiğini, davalı tarafından ihaleye girilmeyerek sözleşmeyi fesh etmenin kötüniyetli bir davranış olduğunu, İleri sürerek, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/225 E. 2018/720 K. Sayılı ilamının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, mümkün olmadığı takdirde eksik inceleme nedeniyle bozularak yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava simsarlık sözleşmesinden kaynaklı ücret alacağının tahsili davasıdır. Davacı vekili, taraflar arasında davalının yap-işlet-devret yolu ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralayıp akaryakıt istasyonu olarak işletmek istediği arsanın kiralama işlemi için 23.08.2010 tarihinde aracılık sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre gerekli tüm işlemlerin davacı tarafından yürütüleceğini ve karşılığında 1.350.000 USD ödeneceğini, davacının resmi kurumlar nezdinde gerekli işlemlere başladığını ve davalıyı temsilen … Ltd. Şti’den proje hazırlanmasının istendiğini, davalının 23/02/2011 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, taraflar arasında aynı şartlarda 24/02/2011 tarihinde yeni bir sözleşme imzalandığını, ikinci sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili tarafından hazırlanan projenin Vakıflar Genel Müdürlüğü Meclisi’nce onaylandığını ve ihale gününün 24/08/2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandığını, davacının aynı gün ihale şartnamesini aldığını ve davalıya teslim ettiğini, davalının ise 26/08/2011 tarihinde sözleşmenin süresinin altı ay olduğundan bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, müvekkilinin kararlaştırılan ücrete hak kazandığını belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile 50.000 TL ücret alacağı ile sözleşme kapsamında davalı adına yaptığı masraflara ilişkin olarak şimdilik 10.000 TL alacağın tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 24/02/2011 tarihli Aracılık Sözleşmesinin, Sözleşmenin süresi ve sona ermesi başlıklı 4/a. Maddesinde “iş bu sözleşme imza tarihinde yürürlüğe girecek olup, idare ile sözleşme imzalanması veyahut idare tarafından iş sahibinin sözleşmeye davet edilmesi halinde sona erecektir. Bu süre en fazla altı ayla sınırlıdır.” hükmü düzenlenmiştir. Yine sözleşmeye göre simsarın (aracının) ücrete hak kazanabilmesi için idare ile iş sahibi arasında söz konusu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin imzalanması veya ihalenin iş sahibinin üzerinde kalıp iş sahibinin sözleşme imzalamaktan kaçınması gerekmektedir. Yine sözleşmeye göre 3-c maddesinde öngörülen hal dışında iş sahibinin tek taraflı olarak sözleşmeden dönmesi halinde davacı ücrete hak kazanacaktır. Sözleşme 6 ay süreli yapılmış olup, sözleşme süresi içinde iş sahibi ile idare arasında kira sözleşmesi imzalanmadığı gibi bu süre içinde idarece taşınmazın kiralanmasına ilişkin ihale de gerçekleştirilmemiştir. Buna göre sözleşme kararlaştırılan süre sonunda taraflarca yenilenmediği için kendiliğinden sona ermiştir. Davalı da sözleşme süresi sonunda sözleşmenin sona erdiğini ve sözleşme ile bağlı olmadığını davacı tarafa ihtar etmiştir. Söz konusu taşınmaza ilişkin idare tarafından ihale şartnamesinin yayınlanması sözleşme ile kararlaştırılan aracılık ediminin yerine getirildiği ve davacının ücrete hak kazandığı sonucunu doğurmaz. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 05/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.