Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/536 E. 2019/515 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/536 Esas
KARAR NO : 2019/515 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/1447 Esas – 2017/1019 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekilleri dava dilekçesi ile, davalı şirketin müvekkiline tam otomatik küp şeker üretim ve paketleme tesisi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak gelen makine ve cihazların eksik, kaliteli olmayan malzemelerden yapılmış olduğunu, cihazların düzgün olarak çalışmadığını, bu nedenle ürünlerin zarar gördüğünü, cihazların bazı bölümlerinin hata nedeni ile kendini emniyete alarak durdurduğunu, davalı tarafa ayıpları ve eksikleri gidermesi için ihtarname gönderildiğini, ancak cevap alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, makenilerin ayıplı ve eksik olması sebebiyle 5.000,00.TL geç teslimden ve arızalardan kaynaklanan nedenlerle üretim yapılamama sebebiyle yoksun kalınan kar karşılığı 5.000,00.TL olmak üzere, şimdilik 10.000,00.TL tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 15/03/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın makinelerin içerikleri, özellikleri ve vasıflarını bilerek satın aldığını, sözleşmede bu hususlara yer verildiğini, sözleşmede belirtilen süre zarfında makinelerin teslim edildiğini, cihazların müvekkili şirketten davacı tarafça teslim alınmış olduğunu, davacı tarafın maliyeti düşürmek için kurulum talep etmediğini, davacı tarafın sürekli olarak ek taleplerde bulunduğunu, bunların ek maliyetler gerektirdiğinin bildirildiğini, davacı taraf bu bedelleri ödememek için kendi başına ve teknik gerekliliklere uygun olmayan müdahalelerde bulunduğunu, bu nedenle işleyişe zarar verildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2017 tarih 2014/1447 Esas – 2017/1019 Karar sayılı kararında;”…Davacı tarafın makinelerin içerikleri, özellikleri ve vasıflarını bilerek satın aldığını, sözleşmede bu hususlara yer verildiğini, sözleşmede belirtilen süre zarfında makinelerin teslim edildiğini, cihazların müvekkili şirketten davacı tarafça teslim alınmış olduğunu, davacı tarafın maliyeti düşürmek için kurulum talep etmediğini, davacı tarafın sürekli olarak ek taleplerde bulunduğunu, bunların ek maliyetler gerektirdiğinin bildirildiğini, davacı taraf bu bedelleri ödememek için kendi başına ve teknik gerekliliklere uygun olmayan müdahalelerde bulunduğunu, bu nedenle işleyişe zarar verildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı alıcı ile davalı satıcı arasında karşılıklı imza altına alınan 17/08/2012 tarihli sözleşme ile tam otomatik R 725 küp şeker üretim ve paketleme tesisi, tam otomatik sdc 120 f ikili küp şeker sarma makinası , tam otomatik ypm 81s tekli küp şeker paketleme makinası, tam otomatik TD5 Stick paket dolum makinesinin davacı tarafça satın alındığı, iş bu satım sözleşmesine konu makinelerin davacı yana 23/08/2013 tarihinde teslim edildiği, 17/08/2012 tarihli sözleşme kapsamında cihazlar için hiçbir teknik açıklama eklenmeden taraflar arasında kabul ve taahhüt edilmiş olduğu, sözleşmede garanti şartları cihazların montajları kime ait olduğu, cihazların devreye alınmasının ve işletici gerekli eğitimlerin ne şekilde ve ne kadar süreyle verileceği hususlarını açıklayan maddelerin bulunmadığı, sözleşmenin 3. maddesinde düzenlenen konu ve kapsam başlıklı bölümünde satıma konu makinaların tanımlarının yapıldığı ve tanımları yapılan makinalara ilişkin içeriğin taraflar tarafından bilinmekte ve kabul edilmekte olup, işbu satış sözleşmesine konu makinaların vasıfları ve buna ilişkin diğer özelliklerin iş bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun taraflarca kabul edilmektedir şeklinde düzenlendiği, 5. maddesinin ise satış sözleşmesine konu ürünlerin alıcıya süresinde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği belirtildiği, taraflar arasındaki anlaşmada makine vasıflarına ilişkin hangi marka ve nitelikte olması gerektiği ile ilgili bir maddenin bulunmadığı, davacı yanın ibraz ettiği hesap ekstrelerinde görüldüğü üzere davalı tarafın elemanlarını 20/09/2013 – 06/10/2013 tarihleri arasında davacıya ait fabrikaya gönderdiği, ayrıca bu tarihlerden sonra da 16/01/2014 ve 30/01/2014 tarihleri arasında davacı yanın tesisin de çalışmış oldukları, her iki tarafın da tacir olup basiretli bir iş adamı gibi hareket etmelerinin gerektiği, sözleşmeye konu edilmeyen vasıflar hakkında sözlemenin diğer tarafını yükümlülük altına almanın söz konusu olmayacağı, davalı çalışanlarının davacı tesiste geçirdikleri süre nazara alındığında davacının satın almış olduğu makinelerin 2013 yılının 9. ayında kurulumunun yapıldığı, davacının ise 13/03/2014 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğu, davacı yanın 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c ve TBK 223. maddelerinde öngörülen iki ve sekiz günlük süreler içinde muayene ve ihbar yükümlülüğünün bulunduğu, somut olayda iğfal niteliğinde bir gizleme bulunduğuna dair bilgi ve belgeye de dosyada rastlanılmadığı, anılı yasa maddeleri uyarınca davacının ayıp ihbarını süresi içinde yerine getirdiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, davacı yanın makinelerin ayıplı olması nedeni ile şimdilik 5.000TL, üretim yapılamaması nedeni ile yoksun kalınan kar karşılığı 5.000TL talepte bulunmuş olmasına karşın usulüne uygun tutulan defter ve bilançolar kapsamında fabrikada kurulu makinalardan kaynaklı bir üretim zararına veya olağanüstü bir gider kalemine rastlanmadığının SMMM bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, davacı yanın işbu taleplerini ispatlamaya muktedir belge ve kayda rastlanılmadığı anlaşılmakla; sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Bilirkişi raporunda ve hükümde, davacının 19.09.2011 tarihli imzasız proforma niteliğindeki belgelere, davalının da 17.08.2012 tarihli imzalı sözleşmeye dayandığını, ayrıca sözleşmenin ekinde teknik hiçbir detayın bulunmadığının iddia edildiğini, ancak 19.09.2011 tarihli belgede, davacıya satılan makinelerin teknik özelliklerinin yazılı olduğunu, davalının sunduğu teklifin olduğunu,Davacının dayandığı sözleşme,ödeme kapsamında verilen çeklerin listesi yapılan bir ek sözleşme olduğunu, bu sözleşme ile birlikte çeklerin teslim edildiğini,17.08.2012 tarihli bu sözleşmenin 5.maddesinde “sözleşmeye konu makinelerin alıcıya eksiksiz olarak teslim edildiği” yazıldığını, ancak dosyadaki belgelerden ve tarafların ticari defter ve kayıtlarından da anlaşıldığı üzere makinelerin 23.08.2013 tarihinde eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğini, davalının 17.08.2012 tarihli sözleşmeye makinelerin teslim edildiği şeklinde hüküm bulunmasını davalının makineleri eksik ve ayıpları ile teslim etmeyi en başından planladığının anlaşıldığını, davalının kötüniyetli olduğunun anlaşıldığını, hukuk düzeninin kötüniyeti koruyamayacağını,Davalı, davacının kurulum talep etmediğini iddia ettiğini, ancak bilirkişi raporunda kurulum yaptığının tespit edildiğini, makinenin, kurulum, deneme, vasıf ve özelliklerine uygun bir çalıştırma yapılmadan alındığı iddiasının hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere aykırı olduğunu, davalının sırf yardım olsun diye kurulum için eleman gönderdiği iddiasının ise yükümlülüklerini yerine getirmediğinin açıkça ikrarı olduğunu, Bir fabrikanın makinelerini imal eden davalının bu makineleri çalıştırmadan, deneme üretimi yapmadan, tutanakla teslim etmeden, teslim yükümlülüğünün yerine getirmiş sayılamayacağını, özellikle de tüm dosya kapsamına göre sabit olan eksik ve kusurlara rağmen, davalının tüm edimini ifa etmiş sayılamayacağının açıkça ortada olduğunu,İlamın gerekçesinde ve bilirkişi raporunda, ayıbı ihbar yükümlülüğünün zamanında yapılmadığının ileri sürüldüğünü, davacının söz konusu makinelerin tesliminden sonra sözlü olarak ihbarda bulunduğunu, bu hususta tanıklarının dava dilekçesinde bildirildiğini, ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinin her türlü delille kanıtlanabildiğini, 23.08.2013 tarihinde İstanbul’da makinelerin kamyona yüklenmesinden, 20.09.2013 tarihinde davalının personelinin gelişine kadar aradaki 27 gün davacının davalıya makul sürede ayıbı ihbar ettiğinin açıkça göstergesi olduğunu, üstelik müvekkilinin davalının personelinin ulaşım, konaklama, yeme-içme masraflarını karşıladığını,Buna rağmen ayıbın ve eksiklerin giderilmemesi sebebiyle, davacı davalıyı Ankara’ya fabrikaya davet ederek edimini ifa etmesini istediğini, davalının bu talebe uzun süre olarak direndiğini, 16.01.2014 tarihinde bu kez 4 personelini gönderdiğini, müvekkilinin yine bu personellerin barınma, yeme-içme ve ulaşım masraflarını karşıladığını, 16.01.2014 tarihinden itibaren 29.01.2014 tarihine kadar Ankara’da kalan davalının personellerinin ayıbı ve eksikleri gidermeden geri döndüğünü, Müvekkilinin ısrarlı talebi üzerine davalının bir personeli 14.03.2014 tarihinde Ankara’ya geldiğini ve bir kısım ayarları düzelttiğine dair bir tutanak düzenleyerek geri döndüğünü, tüm bu geliş gidişler, makinelerin eksiksiz ve çalışır biçimde teslim edilmediğinin göstergesi olduğunu,Müvekkilinin ayıpları kendisinin gidermeye çalıştığını, bazı eksikler için ise üçüncü kişilerden hizmet ve malzeme satın almak zorunda kaldığını,Davalının hem sözleşme hem de garanti şartları gereğince, tüm aksamı ile makineleri teslim etmek, kurulumunu yapmak, deneme üretimini gerçekleştirmek, tutanakla teslim etmek, garanti süresi boyunca yedek parça ve servis ihtiyacını karşılamak, vereceği eğitimi de işin mahiyetine uygun makul süre boyunca vermek zorunda olduğunu,Uzun süre, ayıp ve kusurlar için gelen işçilerin davalının çalışanı olup olmadığının SGK’dan veya davalıdan sorulmasını talep ettiklerini, ancak bu yönde bir incelemenin yapılmadığını,Teslim edilmediği belirlenen makine aksamı bedelinin veya arızalı makine aksamının değiştirilmesinin veya tamiri için gereken bedelin hesaplanmamasının bir eksiklik olduğunu,Davacının söz konusu eksikler ve ayıplar sebebiyle hiçbir zaman tam kapasite ile çalışamadığını, dolayısı ile davacının tam kapasite ile çalıştığı takdirde dava tarihine kadar yapacağı üretim miktarı ile eksik ve ayıplar sebebiyle üretebildiği mevcut üretim miktarı arasındaki farktan elde edebileceği kar miktarının davacının yoksun kaldığı kar tazminatı olarak hesaplanması gerektiğini beyanla,İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, dava kapsamındaki eksikler için bilirkişi raporunun alınmasını, yapılacak istinaf incelemesi sonucu davanın kabulüne, istinaf incelemesi sonuna kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satış sözleşmesine konu malın ayıplı olmasıyla ödenmiş olan semen indirimi ile eksik ifa nedeniyle uğranılan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu, taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesi çerçevesinde eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Davacı vekili, tam otomatik küp şeker üretim ve paketleme tesisi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak gelen makine ve cihazların eksik, kaliteli olmayan malzemelerden yapılmış olduğunu, cihazların düzgün olarak çalışmadığını, bu nedenle ürünlerin zarar gördüğünü, cihazların bazı bölümlerinin hata nedeni ile kendini emniyete alarak durdurduğunu, ayıplı ve eksik malzeme ile geç teslim ve arızalardan dolayı yoksun kalınan karın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Taraflar arasında 17/08/2012 tarihli ticari satım sözleşmesi bulunduğu, davalı satım sözleşmesinin yanında satım konusu makinelerin montajının yükümlülüğünü de üstlenildiği, söz konusu sözleşmenin ekindeki belgelerde satım konusu makinelerin alıcı davacıya teslim edildiği belirtilmiş ise de, davalının imzasını inkar etmediği 30/07/2012 belgede, alıcı davacı tarafınca makinelerin ödeme şeklinin satış bedelinin % 60′ ının ön ödeme, bakiye % 35′ lik kısmının makinelerin hazırlanmasına müteakiben, kalan % 5′ inin de makinelerin tesliminden 3 iş günü içinde yapılacağının kararlaştırıldığı, ön ödemelerinin yapılmasına müteakip 180 gün içinde makinelerin teslim edileceğinin belirlendiği, bu bağlamda davalı satıcı tarafından kesilen 23/08/2013 tarih ve 712.699,29.TL meblağlı fatura karşılığında, mahkemenin gerekçeli kararda da belirtildiği üzere 2013/Eylül ayında makinelerin kurulumu yapılmak suretiyle teslim edildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, makinelerin kurulumunun aşama aşama yapıldığı, en son belirlenen tarihin 2013/ Eylül ayında olduğu, bu şekilde kurulumun gerçekleştiği tarihin, teslim tarihi olduğu, nitekim 6098 sayılı TBK’ nun 219 üncü maddesi gereğince satıcı davalının sağlam ve çalışır vaziyette makineleri teslim etmesinin gerektiği gözetildiğinde, davalının satım konusu makineleri 2013/ Eylül ayında teslim ettiğini kabul etmek gerektiği anlaşılmaktadır. Davacı, 2013/ Ağustos ayında makineleri tesise nakliyesini üç seferde nakliyesini sağlandığını, nakliye masraflarını dahi, kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, davalının sözleşmede makinelerin kurulumunu üstlendiği halde, ötelemeler nedeniyle geç ifa edildiğini belirtmiş ise de, iddia ettiği temerrüt olgusu karşısında yasal hakkını kullanmadığı gibi, 2014/ Ocak ayında makinelerin bir kısmı eksik olduğu halde, ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslimi kabul ettiği, böylece sözleşmeyi ayakta tuttuğu, makinelerin teslim tarihi 2013/ Eylül ayından çok sonra satıcı davalıya gönderdiği Ankara …. Noterliği’nin 13.03.2014 tarihli ihtarnamesiyle; “gönderilen E 725 kilitli kutu makinesinde besleme ünitesi ve huni bulunmadığı, tarih atma makinesi, kırma makinesinin gönderilmediği, TD 5 stick şeker makinesinde dolum makinesi ve besleme ünitesinin bulunmadığı, merdanelerin çelik olması gerekirken alüminyum olduğu, rulmanın SKF marka olması gerekirken ucuz Çin malı konulduğu, kutu makinesi kam yatağı olmadığı, tutkal makinesi Norsum marka olması gerekirken %50 ucuz olan US olduğu, mevcut makineler ile de şeker üretiminin yapılamadığını, satıcının elemanlarının deneme üretimi yapmadan ayrıldığını, nihayetinde makineni beyninin arıza yaptığını bildirmek suretiyle eksik makinelerin gönderilmesi veya bedellerin ödenmesini, arızalarının giderilmesini, kalite düşük olanların değiştirilmesini, çalışamamaktan veya makinelerdeki arızalardan doğan tazminattın ödenmesi, eksik fatura düzenlenmesini” ihtar etmiştiği, söz konusu ihtarnamenin satıcı davalıya tebliğinden hemen sonra, 14/03/2014 tarihinde davalının elemanlarınca düzenlenen tutanak kapsamından anlaşıldığı üzere elemanların 25 ton küp şeker tesisinde dolum makinesinde program hatasının, tambur motorunun hızının arızasının, mikser motorunun hızının arızasının, ekranda robot 1 hız parametresindeki arızanın giderildiği görülmüştür. Taraflar arasında makinelerin satışı yapıldığı ve bedelinin ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Satım konusu makinelerin arıza vermesi nedeniyle teslimden hemen sonra, davalının vermiş olduğu garanti kapsamında arızanın giderildiği ve bu husus davalının da kabulünde olduğu, en son arızanın 2014/ Ocak ayı olduğu, davaya konu makinelerin arıza çıkar çıkmaz davacının, davalıya başvurarak onarım talep ettiği, davalı elemanlarınca arızanın giderildiği, 14/03/2014 tarihinde davalının elemanlarınca düzenlenen tutanak kapsamından anlaşıldığı üzere elemanların 25 ton küp şeker tesisinde dolum makinesinde program hatasının; tambur motorunun hızının arızasının; mikser motorunun hızının arızasının; ekranda robot 1 hız parametresindeki arızanın giderildiği görülmüştür. Davacının göndermiş olduğu ihtarnamede, teslim edilen makinelerin bir kısmının sözleşme, öneri teklifi niteliği taşıyan faturada, sözleşme ekindeki belge ve kayıtlara göre satım konusu makinelerin istenilen vasıfta olmadığı ileri sürmüştür; Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, taraflar arasındaki 17/08/2012 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde satış sözleşmesine konu ürünlerin alıcıya süresinde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği belirtildiği, sözleşme konusu makinelerin vasıflarına ilişkin hangi marka ve nitelikte olması gerektiğinin belirlenmediği, sadece 3. maddede satıma konu makinelerin tanımlarının yapıldığı ve tanımları yapılan makinelere ilişkin içeriğinin tarafların bildiği ve kabul edilmekte olduğunun belirtildiği, mahkemece talimat yolu ile alınan bilirkişi raporunda, sözleşme ve öncesi, ekindeki belgelerden satım konusu makinelerin hangi vasıfta olduğunun taraflar arasında kararlaştırılmadığı bildirilmiş olduğu, bu yönüyle raporun denetime uygun olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 17/08/2012 tarihli sözleşmenin yanı sıra, davalının imzaladığı 30/07/2012 tarihli sözleşmenin de mevcudiyetini koruduğu, ancak davalının iddia ettiği gibi sözleşme ve ekindeki teknik özelliklerle ilgili belgenin “satılan makinelerin tüm teknik özellikleri ve standartlarının” belirtilmediği, sadece bir şeker fabrikasında olması gereken makinelerin genel özelliklerin belirlendiği, davacı tesis kurulduktan sonra, faaliyete geçtiği, makinelerde arıza olduğunda, garanti kapsamında davalıdan arızanın gidermesini talep ettiği, davacının sözleşme konusu sistemi teslim ettiği ve kurduğu 2012/ Eylül tarihinden sonra, davalının garanti kapsamındaki edimlerini üstlendiği, oluşan arızaları giderdiği, bu şekilde davacının teslimden çok sonra, en son arıza sonrası gönderdiği ihtarnamenin, eksik ifanın söz konusu olmadığına karine teşkil ettiği, davacının göndermiş olduğu ihtarnamenin, sistemdeki aksaklıkları detaylı olarak açıklayan bir bildirimi de içermediği, davacının davalının ifasını kabul ve makinelerin bakım hizmeti aldıktan altı ay sonra, sözleşmenin eksik ifa edildiğini ileri sürmesinin de iyiniyetli olmadığı, davacının 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c ve TBK 223. maddelerinde öngörülen iki ve sekiz günlük süreler içinde muayene ve ihbar yükümlülüğü bulunduğu halde, bu sürelerden altı ay sonra ayıp ihbarında bulunduğu, davacının çekincesiz ifayı kabul ile muayene sürelerini riayet etmemesinden dolayı, makinelerin ifasını kabul etmiş olduğu, böylece davacının ileri sürmüş olduğu iddiaların dinlenmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.