Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/521 E. 2020/1511 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/521
KARAR NO: 2020/1511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı İle )
TARİHİ: 12/11/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/559 Esas – 2018/431 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Boğazı Sağlık Denetleme Merkezi tarafından Türk Boğazlarından geçen gemilere sağlık işlemlerinin yapılarak transit geçiş için izin anlamına gelen transit .. hizmeti verildiğini, İstanbul Boğazı Sağlık Denetleme Merkezi görevlileri tarafından … hizmetlerinde kullanılmakta olan … motor botuyla 06/09/2015 tarihinde saat 19:50 ‘de Rumeli Fenerinde planlı … işlemi yapıldığı sırada … gemisine işlem yapılmak üzere gemiye yanaşıldığı sırada iskele vasat tarafından … isimli balıkçı gemisinin … motor botu üzerine geldiğinin farkedildiğini, görevli kaptan tarafından ışıkla ikaz edilmesine rağmen … balıkçı gemisinin rota ve hızında değişiklik olmadığının farkedildiğini, kaptanın motor bota tam yol vermek suretiyle kurtarma manevrası yaptığını, buna rağmen balıkçı gemisinin … motor botuna iskele kıç omuzluk tarafından vurduğunu, bu şekilde saat 20:45 sularında çatma meydana geldiğini, saat 20:0’de gemi trafik kontrol istasyonunun aranarak olayın rapor edildiğini, … gemisinin çatmadan sonra olay yerinden hemen uzaklaştığını, yaklaşık 15 dakika sonra geri dönerek motor botta görevli olan personeli darp ettiğini, VTS ile yapılan ikinci görüşmede Sahil Güvenlikten yardım istendiğini, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait … botunun yardıma geldiğini, saat 21:25 ‘te Sahil Güvenlik Komutanlığına ait … botunun … motor botuna yanaştığını, olay mahallinin fotoğraflarını çekerek tespit yaptığını, … balıkçı teknesinin kusurlu olarak … motor botuna çatması esnasında motor botta tüm seyir fenerleri ile ışık sisteminin açık faal halde bulunduğunu, ışıkla ikaz edilmesi ve kurtarma manevrası yapılmasına rağmen çatmadan kaçınılamadığını, bu nedenle çatmanın meydana gelmesinde … motor botunun kusur yada ihmalinin bulunmadığını, çatma nedeniyle motor botun güvertesinde yaklaşık 1metre gard üzerinde ezilme, yaşam mahallinde ezilme ve yırtılma meydana geldiğinin olay anında motor botta bulunan personel tarafından tespit edilerek tutanak altına alındığını, ayrıca müvekkili genel müdürlük tarafından da bir komisyon oluşturularak motor botta meydana gelen hasarla ilgili onarım işi teknik şartnamesi oluşturulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, ıslah dilekçesi ile bu talebini 43.200,00.TL’ ye yükseltmiştir. … gemisinin müşterek maliklerinden olan davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; olayın boğazın kuzeyinden güneye devam eden hat üzerinde kendisinin kaptanı olduğu teknenin güneye seyri sırasında meydana geldiğini, … botunun kendisine göre ters band üzerinden kuzeye seyir yaptığını, kendisinin selektör ile … botunu uyardığını, ancak … botunun kendi teknesine çarptığını, kendisinin kullandığı teknenin seyir hızının 8 mil olduğunu, … botunun seyir hızının ise en az 15-20 mil olduğunu, bu sürat ile seyir yapan bir tekneye kendisinin çarpmasının imkansız olduğunu, hakkındaki suçlamaları ve iddia edilen hasarı kabul etmediğini beyan etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/11/2018 tarih ve 2015/559 Esas – 2018/431 Karar sayılı kararı ile; ” … Yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, 06/09/2011 tarihinde saat 20:48 ‘de İstanbul Boğazının kuzey girişinde Garipçe mevkiinde davacı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ‘e ait … isimli bot ile davalıların donatanı olduğu … isimli balıkçı teknesinin çatışması sonucunda … motor botunda hasar meydana geldiği, bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmelere göre çatmanın TTK’ nun 1217.maddesine göre müşterek kusurlu çatma niteliğinde olduğu, bu nedenle davalıların kusurlarının ağırlığı oranında davacıya ait motor botta meydana gelen hasar tutarını tazmin etmeleri gerektiği, hükme esas alınan ikinci ve üçüncü bilirkişi kurulu raporlarına göre olayın Çatmayı Önleme Tüzüğü Kural 10, birbirine aykırı gelen iki geminin çatışmadan kaçınma yükümlülüklerini içeren kural 14’e göre değerlendirilebileceği, buna göre ilgili kurallarla doğrudan ilintili olan kural 5 (gözcülük), kural 7 (çatışma tehlikesi), kural 8 (çatışmadan kaçınma davranışı), kural 16 (yol veren teknenin davranışı), kural 18 (tekneler arasındaki sorumluluklar), kural 34 (manevra ve uyarma işaretleri) hükümlerinin somut olay açısından irdelenmesi gerektiği, DÇÖT kural 15’te “aykırı geçiş” halinin düzenlendiği, olayda diğer tekneyi sancak tarafından gören teknenin … balıkçı teknesi olduğu, kural 15 doğrultusunda … teknesinin … botunun yolundan çıkması, koşullar elverdiği takdirde …’ün pruvasından geçmekten sakınması gerektiği halde kural 15 kapsamında belirtilen aykırı geçiş kurallarına uygun manevra yapmadığının tespit edildiği, DÇÖT kural 5’te gözcülük yükümlülüğünün düzenlendiğini, olayda gözcülük faaliyetinin her iki teknede de tam olarak yapılıp yapılmadığının dosyadaki delillere göre kesin olarak anlaşılamadığı oysa ki iyi bir gözcülük faaliyeti sonucu çatışma tehlikesinin daha erken ve iyi şekilde farkedilerek gerekli manevralar ve uyarılar yapılmak suretiyle çatışmanın önlenebileceğinin değerlendirildiği, DÇÖT kural 7’de çatışma tehlikesine yer verildiği, somut olayda her iki teknede de kural 7 kapsamında çatışma tehlikesinin tespiti noktasında gerekli bilgilendirme ve uyarıların yapılması ile bu konudaki tereddütlerin Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sektör Türkeli ve diğer teknelerle paylaşılmadığının tespit edildiği, DÇÖT kural 8’de çatışmadan kaçınma davranışlarının düzenlendiği, yine olayda her iki teknenin çatışmadan kaçınma davranışı kapsamında kural 8’e uygun bir davranışı erken ve etkin olarak yapmadıklarından kusurlu oldukları kanaatine varıldığı, DÇÖT kural 16 ‘da yol veren teknenin davranışı, DÇÖT kural 17 ‘de de yol verilen teknenin davranışının belirtildiği, aykırı geçiş durumundaki diğer tekneyi sancağında gören … balıkçı teknesinin yapması gereken manevranın erken ve belirgin olması gerektiği, ancak … teknesinin dosyadaki belge ve ifadelerden anlaşıldığı üzere hiçbir sakınma manevrası yapmadığı, dolayısıyla da yol veren teknenin davranışına ilişkin kurallara uygun davranmadığından kusurlu olduğu, … botunun ise … balıkçı teknesinin rotasını değiştirmediğini fark edince tam yol vererek ve dümeni iskele alabanda yaparak kurtarma manevrası yapmış olduğundan başlangıçtaki rotasını ve hızını koruduğu, daha sonra … teknesinin herhangi bir sakınma manevrası yapmadığını farkederek çatışmayı önleyici etkin bir manevra olmasa da bir kurtarma manevrasının yaptığının anlaşıldığı, DÇÖT kural 18’e göre tekneler arasındaki sorumlulukların eşit olduğunun düşünülmesi gerektiği, DÇÖT kural 34’te manevra ve uyarma işaretlerinin düzenlendiği, olayda her iki teknenin de manevra ve uyarı işaretlerine kurallara uygun olarak kullanmamalarından dolayı kusurlu oldukları sonucuna varıldığından, tüm bu değerlendirmeler ışığında tarafların kural ihlalleri gözönüne alınarak … balıkçı teknesinin % 85 oranında asli kusurlu, … teknesinin ise % 15 oranında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, … botunda meydana gelen hasarların onarımı için davacı kurum tarafından hazırlanan şartname doğrultusunda üç ayrı firmadan alınan fiyat tekliflerinden … tarafından verilen 12/10/2015 tarihli teklifin yerinde olduğu, buna göre hasarın giderimi için teklif edilen 48.000,00 TL ‘nin kadri marufunda olduğu değerlendirildiğinden davalıların TTK ‘nun 1278.maddesi gereğince söz konusu hasar tutarından dolayı kusurları oranında sorumlu oldukları, çatmanın meydana gelmesinde davalı taraf % 85 oranında kusurlu görüldüğünden kusur oranına göre tazmin edilmesi gereken tutarın 40.800,00 TL olduğu kanaatine varılmakla, bu tutar üzerinden davanın ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne, 40.800,00 TL ‘nin olay tarihi olan 06/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın ıslah edilmiş hali ile KISMEN KABULÜNE, 40.800,00 TL ‘nin olay tarihi olan 06/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Motorbotunda kararda belirtilen oranda kusur ya da ihmal bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müvekkili kuruma % 14 oranında tali kusur atfedildiğini ve mahkeme tarafından da bu oran üzerinden tazminat miktarından indirime gidildiğini, ancak % 15 olarak belirlenen kusur oranını kabul etmenin mümkün olmadığını, özellikle madde 8 (Çatışmadan Kaçınma Davranışı ) kapsamında; % 5 olarak belirlenen kusur oranına itiraz ettiklerini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda … motorbotunun çatışması sonucu meydana gelen hasarın onarımı ile ilgili … tarafından verilen 48.000,00 TL + KDV teklifin uygun olacağının belirtildiğini, ancak raporda zarar ile bu zararın tamir bedelinin kalem kalem gösterilmesi gerekli iken, müvekkil kurum tarafından alınmış 3 adet tekliften, en düşük rakamlı olan … tarafından verilen 48.000,00 TL teklifin raporda dikkate alınması ve bu miktarın da mahkeme tarafından hükme esas alınmasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, … tarafından verilen teklif tarihinden karar tarihine kadar 37 ay geçtiğini, bu süre zarfında karşılaşılan ekonomik koşullar ve … motorbotu tekne/ üst binasının ( AIMg4,5Mn0,7) olması nedeni ile malzeme işçilik ücretleri döviz kurundaki artışın da dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yargılama sırasındaki itirazlarını karşılamadığını, somut olayın tespitinden ziyade varsayımsal ve kanaate dayalı değerlendirmelere dayandığını, delillerinin raporlarda dikkate alınmadığını, VTS Kayıtlarında, olay öncesinde çarpışma ile ilgili hiçbir ikaz konuşması ve gemi düdüğü ikazına rastlanmadığını, çarpışma hitamında … botunun kaptanının “ ben çarptım “ dediğinin sabit olduğunu, bilirkişi raporunda bu tabirin “çatma olayının”bildirimi / ifadesi” olarak değerlendirildiğini, oysa çarptım/ çarptık kelimelerinin, çarpma fiilinin kim tarafından gerçekleştirildiğinin kabullenişine ilişkin olduğunu, müvekkili botun çarpışma hızının 8KNOT, davalı botunun ise 14 KNOTta olduğunu, her iki tekne kaptanının da olaydan önce, telsiz ve gemi düdüğü kullanmadığının VTS ve dosya kapsamında sabit olup, müvekkilinin Çatışmayı Önleme Tüzüğüne uygun ışıkla uyarı işareti vermiş olmasına rağmen, trafik ayırım düzenleri kullanan bir teknenin, Çatışmayı Önleme Tüzüğü Kural 10 (Trafik ayrım düzenleri) b paragrafı (i) bendinde “uygun trafik şeridinde, o şeridin genel trafik akımı yönünde ilerleyecektir” hükmüne uygun olarak müvekkilinin teknesi ile seyretmekteyken, davacı botunun ilgili bendin gerekliliğine uygun trafik şeridinde, o şeridin genel trafik akımı yönünde ilerleme kabiliyeti olmadığının anlaşılmakta olduğunu, görev ayrımı yapmaksızın düşünüldüğünde, trafik ayrımının tersinde başka bir tekneye yaklaşan davacı bot kaptanının da bulunduğu ters ayrımda çok daha hassas olması gerektiğini, işi gereği gemilere yanaşan davacının trafik ayrımını ihlal ederken uygun trafik şeridinde ilerleyen tekneleri görmemesi ve tüzükle belirli gerekli telsiz gemi düdüğü vb gibi ikazları yapmayıp beyanlarındaki gibi bekleyip sonra manevra yapmasının, davacının bot kaptanının ya bilinçli kusuru ya da ters şeritte bile ağır ihmalinin olduğunu ve çarpışmaya sebebiyet verdiğini göstereceğini, bu durumda müvekkilin müşterek sahibi olduğu … isimli balıkçı teknesinin asli kurusundan söz edebilmenin mümkün olmayacağını, müvekkilin teknesi balıkçı teknesi olup manevra kabiliyeti sınırlı olmasına rağmen manevra yapabildiğini, ancak hızla seyreden ve ters şeritteki davacıya ait tekneye çarpmadan kaçınamadığını, İstanbul Boğazında azami hız 10knot olmasına rağmen davacı … motorbotunun 14knot, müvekkilinin ise 8knotta seyretmekte olduğunu, davacının yasal hız sınırlarının üzerinde olduğunu, … Teknesinin kumandasını komuta etmesi gereken kişinin çarpma anında teknenin kıçında olup düştüğü ve telsiz kayıtlarında ilk konuşanın bir sağlık personeli olduğu gözetilerek, müvekkiline atfedilen kusur oranı fahiş olmakla, hükmün de hukuka aykırı bulunduğunu, Müvekkili manevra yapmamış olsaydı bu hasardan çok daha fazlasının olacağını ancak davacının hızını değiştirmemiş olması sebebiyle çarpmanın kaçınılmaz olduğunu, asli kusurun davacı … motorbotuna ait olmasına rağmen, müvekkiline asli kusur yüklenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, çarpışma sırasında … motorbotunun kaptanının teknenin kıç kısmında oturma pozisyonunda olduğunu, çarpma neticesinde yuvarlandığını, ilk telsiz konuşmasının kaptan tarafından yapılmayıp, bir sağlık memuru tarafından yapıldığını, … motorbotunda başka hiçbir personelde kaptan ehliyeti de olmadığının yargılama sırasında ispatlandığını, çatma anında kaptanın teknenin kıç kısmında bulunması nedeni ile dümeni yetkisiz bir personele bıraktığının açık olduğunu ve bu durumda çatmadan kaynaklı tüm kusurun davacı … motorbotunda olduğunu, bu yöndeki itirazlarının raporda hiç dikkate alınmadığını, … motorbotunun onarımı için karaya alınmasına gerek olmadığını, tüm bilirkişi raporlarında da, motorbotun onarımının deniz üzerinde çok daha uygun bir bütçe ile yapılabileceğinin tespit edildiğini, zarar gören … motorbotunun 2008 imal tarihli olduğu düşünülürse, davacı kurum ilgili motoryatların imalatı ve/ya tamiratını yaptırmak konusunda uzman olmasına rağmen, zarardan fazla maliyete sebep olacak şekilde tek taraflı talepte bulunmasının hakkaniyete uygun olmadığını, Davacı … motorbotunun deniz trafiğinin tersi istikamette, yönetmelikle belirlenen hız sınırlarının çok üzerinde ve kaptan yeterliliği olmayan bir sağlık memurunun idaresinde seyrettiği esnada çatmaya sebebiyet verdiğini, davaya konu çatmada asli kusurlu davacı olmasına karşılık, dosyadaki somut delillerin dikkate alınmayarak yahut müvekkili aleyhine değerlendirilerek oluşturulan hatalı bilirkişi raporlarının hükme esas alınması neticesinde verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının lehlerine bozulmasını, kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çatma sonucu meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının istinaf başvurusu yönünden; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’ nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’ yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’ nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00-TL olmuştur. Davacı tarafça ıslah dilekçesi ile talep 43.200,00 TL’ye yükseltmiş, mahkemece davacı talebinin 40.800,00 TL’ lik kısmı kabul edilmiş, bakiye 2.400,00 TL’lik kısmı ise red edilmiştir. Bu hali ile, istinafa konu miktar 2.400,00 TL olup, ilk derece mahkemesince verilen karar davacı yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’ nın 352. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalının İstinaf Başvurusu Yönünden; 06/09/2011 tarihinde saat 20:48’de İstanbul Boğazının kuzey girişinde Garipçe mevkiinde davacı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne ait … isimli motorbot ile davalıların donatanı olduğu … isimli balıkçı teknesinin çatışması sonucunda … motorbotunda hasar meydana geldiği, davacı tarafça hasar bedelinin tahsilinin talep edildiği görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, ikinci ve üçüncü bilirkişi heyetlerinden alınan raporlarda; sözkonusu kazanın meydana gelmesinde DÇÖT kural ihlallerine göre … balıkçı teknesinin % 85 oranında asli kusurlu, … teknesinin ise % 15 oranında tali kusurlu olduğu, alınan fiyat tekliflerine göre … teknesinde meydana gelen hasar bedelinin 48.000,00 TL olarak tespit edildiği, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, dosya kapsamı ile çatma sırasında … teknesinin dümeninde kaptanın bulunmadığının ispatlanamadığı, ikinci ve üçüncü bilirkişi heyetlerinden alınan raporlarda, söz konusu hasarlar su kesimi üzerinde olmakla birlikte tekne malzemesinin alüminyum olması, alüminyum yapının kaynağının koruyucu argon gazı örtüsü altında MIG/MAG kaynak yöntemi ile yapılacak olması, bunun için teknenin dış hava şartlarından korunması gerekeceği (Kapalı alan içine alınması) ve ayrıca çatma kuvvetinin su altı yapısında da hasar oluşturup oluşturmadığının tespitinin yapılması bakımından, teknenin karaya alınması ve tespit ve onarımının karada yapılması gerektiğinin belirtildiği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasaya, usule ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’ nın 352. maddesi gereğince reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalı …’ in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı …’den alınması gereken 2.787,00 TL harçtan, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 654,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.133,00 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.