Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/518 E. 2020/1216 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/518 Esas
KARAR NO: 2020/1216 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/245 Esas – 2018/1148 Karar
TARİH: 20/11/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 14.12.2010 tarihli Bayilik Anlaşması ile davalı şirketin kiraladığı akaryakıt satış yeri ve müştemilatında akaryakıt satış işletmeciliği, akaryakıt petrol müştakları, madeni yağlar ve sair emtia satışı yapmak üzere müvekkili şirkete tevdi edildiğini, sözleşme süresi bitiminde şirket yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde bayilik sözleşmesinin sona erdirildiğini, istasyonda mevcut … marka ve logosunu taşıyan tüm malzeme ve teçhizatın söküldüğünü, tüm bu işlemler sonrası davalı şirket tarafından müvekkili şirkete istasyon söküm bedeli adı altında 07.10.2015 tarih … no.lu 12.100,90 TL bedelli ve akaryakıt satış istasyonundan sökülemeyen ekli listede belirtilen demirbaşların bedeli adı altında 07.10.2015 tarih E … no.lu 17.219,86 TL bedelli iki adet fatura tebliğ edildiğini, istasyon söküm bedeli adı altında kesilen 12.100,90 TL ‘lik faturanın fahiş bedelli olduğunu, ayrıca akaryakıt satış istasyonundan sökülemeyen ve faturaya ekli listede belirtilen demirbaşların bedeli olarak 17.219,86 TL bedelli fatura kesilmişse de fatura ekinde herhangi bir liste de gönderilmediğini, davalı şirketin demirbaş olarak hangi eşyaların bedelini istediğinin kendilerince anlaşılmadığını, söz konusu anlaşma yapılmadan önce de müvekkili şirketin aynı yerde akaryakıt satış işletmeciliği yapmakta olduğundan esasen davalı şirkete ait bir demirbaştan söz etmenin de mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından gönderilen Konya …Noterliği’nin 15.10.2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile söz konusu faturaların içeriğine ve fatura bedellerine itiraz edilerek faturaların davalı şirkete iade edildiğini, daha sonra davalının müvekkili şirket nezdinde oluşan cari hesap borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine, istanbul Anadolu … Îcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu-davalı şirket icra dosyasına hiçbir gerekçe bildirmeksizin itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı-borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının aleyhine %20 icra inkar tazminatı ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirket ile müvekkili arasında, davanın konusunu teşkil eden Kocaeli ili, İzmit ilçesi, … Mahallesinde kain tapuda … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunun davacı tarafından işletilmesi amacıyla 19.09.2010 tarihli Bayilik Anlaşması ve Satış Yeri Çerçeve Protokolü imzalandığını, bayilik Sözleşmesinin 3.c maddesinin 2. paragrafında ve Satış Yeri Çerçeve Protokolünün I1C maddesinin 4. paragrafında davacı bayinin, müvekkili … tarafından istasyona gerçekleştirilen mütemmim cüz niteliğindeki yatırımları ve işçilik bedellerini sözleşmenin herhangi bir nedenle sona erdiği tarihte rayiç bedeliyle satın almayı, aksi halde iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle dava konusu taşınmaza müvekkili şirket tarafından sağlanan ve fakat davacı tarafından iade edilmeyen yatırım ve demirbaşların müvekkili tarafından düzenlenen 07.10.2015 tarih ve … no.lu KDV dahil 17.219,86 TL tutarlı fatura ile davacıya faturalandırıldığını, Bayilik Anlaşması’nın 12. maddesinin 3. paragrafı Satış Yeri Çerçeve Protokolü’nün IIC maddesinin 5. paragrafında davacı bayinin söküm ve nakliye masraflarının kendisi tarafından karşılanacağını kabul ettiğini, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, davacının takip tutarının %20’sin aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/11/2018 tarih 2016/245 Esas – 2018/1148 Karar sayılı kararında; ” Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı ödeme emrinin davalıya 24.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği davalının 31.12.2015 tarihinde süresinde yaptığı itiraz ile takibin durduğu ve eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya tarafları arasındaki sözleşme, taraf kayıtları ve davalı tarafından davacıya teslim edilen ürünlerde incelenmek sureti ile öncelikle sözleşme gereği teslim edilen ürünler üzerinde keşif yapılmak üzere bilirkişiye verilmiş, bilirkişiler raporlarında davacıya teslim edilen ürünler, otomasyon sistemi ve istasyon söküm nakliyesi olarak davacıya kesilen faturadaki bedelin 5.369,00 TL olarak yansıtılmasına rağmen bu bedelin 2.950,00 olarak düzeltilmesi ve faturanın 2.419,00 TL eksiltilmesi gerektiği, davalı tarafından 17.219,86 TL olarak kesilen akaryakıt tadilatı, gaz dedektör sistemi, muhtelif inşaat işleri, otomasyon sistemi tesis bedeli olarak belirlenen faturadaki miktarın 2.360,00 TL olarak düzeltilmesi gerektiği, bu hususların mahallinde yapılan keşif ile belirlendiği, belirlenen bu miktarlar üzerinden Mahkememizce yaptırılan mali müşavir raporunda da davalı kayıtlarının TTK 64 ve devamı ve V.UK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu, HMK 22 maddesi anlamında delil niteliğinde olduğu ve davacının faturalarının belirlenen şekilde düzeltilmesi ile davacının davalıdan 17.278,86 TL alacaklı olduğu davalının itirazının bu miktar üzerinden iptali gerektiği, davacı her ne kadar İİK 67 maddesi gereğince inkar tazminatı talep etmiş ise de alacak yargılama ile belirlendiği ve likit olmadığı anlaşıldığından şartları bulunmayan tazminat talebinin ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin davacının hem haksız hemde kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından reddi gerektiği, taraflar tacir olmakla itiraz edilen alacak için takip tarihinden itibaren 3095 S:Y 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması gerektiği …”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İst. And. … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 17.278,86 TL üzerinden iptali ile, takibin devamına, takip tarihinden itibaren bu miktara 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin Reddine, 2-Davacı ile davalı tarafından talep edilen İİK 67/2 maddesindeki inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin şartları bulunmadığından ayrı ayrı Reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiğini, davanın kabulüne dair kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı ile müvekkili şirket arasında davacı tarafından işletilmesi amacıyla 19.09.2010 tarihli Bayilik Anlaşması ve yine aynı tarihli Satış Yeri Çerçeve Protokolü akdedildiğini, Bayilik Anlaşması’nın 3c maddesinin 2. paragrafında ve Satış Yeri Çerçeve Protokolü’nün IIC maddesinin 4. paragrafında, davacı tarafından, bayi müvekkili … tarafından istasyona gerçekleştirilen mütemmim cüz niteliğindeki yatırımları ve işçilik bedellerini sözleşmenin herhangi bir nedenle sona erdiği tarihte rayiç bedeliyle satın almayı aksi halde iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, Sözleşmenin sona ermesi nedeniyle, dava konusu taşınmaza müvekkili şirket tarafından sağlanan ve fakat davacı tarafından iade edilmeyen yatırım ve demirbaş bedellerinin müvekkili tarafından düzenlenen 07.10.2015 tarih ve … nolu KDV dahil 17.219,86 TL tutarlı fatura ile davacıya faturalandığını, Bilirkişi heyetinin raporda taraflar arasında mutabakat sağlanamadığı gerekçesiyle faturadaki listede yer alan Gaz Dedektör Sistemi dışındaki tüm ekipmanın değerinin faturadan indirilmesi gerektiği yönünde bir rapor hazırladığını, müvekkili şirket tarafından yapılan yatırımların hiçbirisinin hesaba alınmadığını, müvekkili şirket tarafından sağlanan ve fakat davacı tarafından iade edilmeyen yatırım ve demirbaşlara ilişkin hiçbir hesaplama yapılmaması nedeniyle yerel mahkeme kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Satış Yeri Çerçeve Protokolü’nün II C maddesinin 5. Paragrafında da, davacı Bayi söküm ve nakliye masraflarının kendisi tarafından karşılanacağını kabul ettiğini ancak sözleşme sona ermesine rağmen … marka ve logosu taşıyan malzemelerin, kurumsal kimlik giydirmeleri verilmiş olan ekipmanın müvekkili şirkete iade edilmediğini, Davacıya faturalandırılanlar dışında kalan ekipmanların ise müvekkili şirketin görevlendirdiği teknik ekip tarafından sökülerek teslim alındığını, söküm ve nakliye masraflarının müvekkili tarafından düzenlenen 07.10.2015 tarihli … numaralı KDV dahil 12.100,90 TL bedelli fatura ile davacıya faturalandırıldığını, Ekipman sökümüne ilişkin tutarın bilirkişi raporuna göre belirlendiğini, Müvekkili şirketin, söküme ilişkin bedelleri ödemiş olduğundan, bu bedellerden indirim yapılmasının müvekkili şirketi zarara uğratacağını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, İleri sürerek, istinaf talebinin kabulü ile davanın kabulüne ilişkin kısmının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır, Davacı, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin süresi sonunda feshedildiğini, davalının istasyon söküm bedeli adı altında 07/10/2015 tarihli 12.100,90 TL bedelli ve sökülemeyen demirbaşlar bedeli adı altında 07/10/2015 tarihli 17,219,86 TL bedelli iki adet fatura düzenlediğini, söz konusu davalı faturalarının kabul edilmeyerek iade edildiğini, taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarının olduğunu, bu alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, davalı söz konusu faturaların taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında düzenlendiğini, davacının bu faturalara itirazının haksız olduğunu, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı borçlarının bulunmadığını takibe itirazlarının haklı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu, bayılık sözleşmesinin süre sonunda feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davalı tarafça düzenlenen ve davacı tarafça kabul edilmeyip iade edilen, istasyon söküm bedeli ile sökülemeyen demirbaşlara ilişkin faturalardan kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre (12. madde), sözleşmenin feshi halinde davalı tarafça ariyeten davacıya verilen demirbaşlar, malzemeler ve kurumsal kimlik giydirmelerinin davalıya iadesi gerekmektedir. Bunlardan mütemmim cüz olup iadesi olanağı bulunmayanların rayiç değeri ile diğerlerinin söküm bedellerinden davacı sorumludur. Dosyada bilirkişi raporu alınmış olup, rapora göre iade edilmeyen demirbaşlara ait 07/10/2015 tarihli 14.593,10 TL bedelli fatura ekinde liste halinde belirtilen ekipmanlardan, davacının kendisinde olduğunu kabul ettiği “Gaz Dedektör Sistemi” dışındaki demirbaşların ariyeten davacıya teslim edildiğine ilişkin davalı tarafça dosya içine her hangi bir belge sunulmamıştır. Davacı tarafça teslim alındığı inkar edilen bu demirbaşların davacıya teslim edildiğini ispat külfeti davalıdadır. Davalı itiraz edilen demirbaşların teslim edildiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle bunlara ilişkin düzenlediği fatura bedelini davacıdan talep edemeyecektir. Bilirkişilerce de teslimi ispatlanamayan bu demirbaşlara ilişkin bedeller fatura bedelinden indirilmiştir. Davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalının düzenlediği ve davacı tarafça fahiş olduğu iddiası ile kabul edilmeyen istasyon söküm bedeline ilişkin aynı tarihli 12.100,90 TL bedelli faturanın dayanağı olan ve dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davalı adına düzenlenen istasyon söküm ve nakliye bedeli faturasının piyasa rayicine göre 2.950 TL olması gerektiği bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Davalı bu işe ilişkin fatura bedelinin rayiç değerinin üzerinde olmadığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle söz konusu fatura bedelinden rayiç değerin üzerindeki bedelin indirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.180,32.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 340,40.TL (44,40.TL+296,00.TL) istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 839,92.TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/11/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.