Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/517 E. 2020/1510 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/517
KARAR NO : 2020/1510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı İle )
TARİHİ : 25/06/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/522 Esas – 2018/254 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşıyan sıfatıyla davalı şirkete ait yükü … Limanından 05/10/2014 tarihinde gemiye yükleyerek Bingazi Limanına taşıdığını, konteyner içerisinde bulunan yükün 09/10/2014 tarihinde gemiden tahliye edildiğini, varış ihbarnamesi gönderilip yük tahliye edilmesine rağmen bugüne kadar yükün teslim alınmadığını, dolasıyla da konteynerinde müvekkili taşıyıcıya teslim edilmediğini, bu konuda davalı taraf ile yapılan görüşmelerden de bir sonuç alınamadığını, konteynerin halen Bingazi Limanında beklediğini, böylelikle müvekkilinin söz konusu konteyneri başka nakliye işlerinde kullanmaktan mahrum kaldığını, TTK’ nun 1207.maddesine göre teslim edilmeyen konteyner için davalının müvekkiline demuraj ücreti ödemesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.840,00 USD konteyner demuraj ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın Küçükçekmece ‘de faaliyet gösterdiğinden Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı firma tarafından malın teslim alınmadığı hususunda müvekkilini bilgilendirilmediğini, bu durumu müşterisinden öğrendiğini, Libya’daki müşterinin Bingazi Limanının bulunduğu yerde savaş çıkması nedeniyle malları teslim alma imkanının ortadan kalktığını söylediğini, bu nedenle müvekkilinden demuraj ücreti talep edilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/06/2018 tarih ve 2015/522 Esas – 2018/254 Karar sayılı kararı ile;”Dava; konteyner demuraj ücretinin tahsili istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından HMK ‘nun 6.maddesine göre yetki itirazında bulunulmuş ise de, TTK’ nun 5/2.maddesi gereğince Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla mahkememiz görevli ve yetkili bulunduğundan davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmeyerek, davanın esastan incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamına göre, demuraj alacağı istenilen konteynerin 05/10/2014 tarihinde gemiye yüklendiği, yüke ilişkin olarak konişmento düzenlendiği, davacının taşıyan, davalının ise taşıtan – yükleten konumunda olduğu, yükü taşıyan geminin 09/10/2014 tarihinde Bingazi Limanına vardığı ve konteynerin gemiden tahliye edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık konteynerin varma limanında tahliye edilmesinden sonra alıcıya varış ihbarının yapılıp yapılmadığı, alıcının malı teslim almamasının Libya’ daki iç savaşa bağlı fiili imkansızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna göre davalı taşıtanın demuraj ücretinden sorumlu tutulup tutulamayacağı ile istenebilecek demuraj alacağı miktarına ilişkindir. Dosyaya sunulan 09/10/2014 tarihli davacı …’ un acentesi olan … tarafından düzenlenen …- varış ihbarnamesinden yükün tahliye limanına ulaşmasından sonra alıcıya ihbarda bulunulduğu belirli olup, ihbarnamenin tebliğ belgesi dosyaya sunulmamış olsa da bu konuda davalı yanın bir itirazı bulunmadığından davacı taşıyıcının ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği değerlendirilmiştir. Davalı vekili Bingazi Limanında savaş çıktığını, alıcı gönderilenin malın ücretini ödemesine rağmen malı teslim alma imkanının savaş sebebiyle ortadan kalktığını ileri sürerek müvekkilinin demuraj ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunmuş olduğundan bu konudaki uyuşmazlığın çözümü açısından konusunda uzman bilirkişilerden alınan 01/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalıya ait malın davacı tarafından taşıyan sıfatıyla Bingazi Limanına taşıma işini gerçekleştirilmesi ve tahliyesinin yapılması nedeniyle demuraj alacağının oluştuğu, ifa imkansızlığından bahsedilebilmesi için malın Bingazi Limanına tahliye edildiği 09/10/2014 tarihinden dava tarihine kadar limanın kapalı olması gerektiği, oysa ki tahliye tarihinden sonra Bingazi Limanının servis hizmeti verdiği, konteynerin gönderilen alıcı tarafından limandan alınmasının mümkün olduğu, öte yandan davalının ifa imkansızlığını davacı …’a bildirmesi gerektiği, zira borçlu ifanın imkansızlığını alıcıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almaz ise bundan doğan zararları gidermekle yükümlü olduğu, dosyada davalının böyle bir bildirimde bulunduğunun belgelendirilemediği, konişmentoda gecikme halinde ödenecek demuraj ücretine ilişkin hüküm bulunduğu, konişmentodaki demuraj tarifesine göre yapılan hesaplamada davacının 6.820,00 USD demuraj alacağının tespit edildiği, ancak konişmentonun özel şartlar bölümünde gönderilenin teslim almadığı konteyner ve masraflar için sorumluluğunun 2.000,00 USD ile sınırlandırıldığından, söz konusu özel hüküm nedeniyle davacının isteyebileceği tazminat tutarının 2.000,00 USD’yi geçemeyeceği belirtilmiştir. Tarafların itirazları üzerine alınan 21/03/2018 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/528 esas sayılı dosyasında T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün Dış İşleri Bakanlığından alınan 18/01/2017 tarihli ve … sayılı yazısında 09/01/2014 ila 14/10/2014 tarihleri arasında Bingazi Limanının normal şekilde faaliyet gösterdiği, 15/10/2014 tarihinden 19/03/2015 tarihine kadar limanının faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunun ifade edildiği, somut olayda konteynerin limana varış tarihi olan 09/10/2014 tarihi itibariyle konteynerin limandan çekilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle ifa imkansızlığından söz edilemeyeceği, davacı firmanın konteyner demurajı ve konteyner ikame bedeli tazminatı olarak davalı firmadan 3.400,00 USD alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Alınan bilirkişi raporları ile konteynerin Bingazi Limanına tahliye edildiği tarihte limanın normal faaliyetini sürdürdüğü, alıcının yükü teslim almasına engel bir durumun olmadığı, dolayısıyla yükün teslim alınması konusunda ifa imkansızlığından söz edilemeyeceği, alıcı – gönderilen tarafından yük teslim alınmadığından konteynerin teslim edilmediği süre için taşıyanın demuraj ücreti isteyebileceği, TTK’ nun 1207.maddesinde “gönderilen eşyanın teslimini isteme hakkını kullanmaz ise taşıtan navlun sözleşmesi gereğince navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödemekle yükümlüdür.” hükmünün düzenlendiği, bu durumda alıcı tarafından yükün teslim alınmaması nedeniyle davalı taşıtanın demuraj ücretinden dolayı sorumlu olduğu, konişmentoda yer alan demuraj tarifesine göre dava tarihi itibariyle istenebilecek demuraj ücreti bilirkişi raporlarında 3.400,00 USD olarak tespit edildiği ancak konişmentonun özel şartlar bölümünde “…yükleten tarafından açıkça kabul edilmiştir ki tahliye limanında boşaltmadan itibaren 90 gün içinde konteynerin gönderilen tarafından teslim alınmaması halinde konteynerler ve diğer tüm ortaya çıkmış masraf ve giderler (boşaltma giderleri, navlun ve demuraj gibi) için yükleten tarafından USD 2.000,00 20 dv ikame değeri ödenecektir..” hükmünün yer aldığı, böylelikle gönderilenin (alıcının) teslim almadığı konteyner ve masraflardan dolayı davalının sorumluluğunun 2.000,00 USD ile sınırlandırıldığı, TTK ‘da bu hükmü bertaraf eden emredici bir düzenleme bulunmadığından söz konusu hükmün taraflar açısından bağlayıcı olduğu, buna göre davacının isteyebileceği demuraj ücretinin 2.000,00 USD ‘yi geçemeyeceği kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında 2.000,00 USD üzerinden davanın kısmen kabulü yönünde … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 USD’ nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, konşimentonun klozunun yanlış yorumlandığını ve aslen İngilizce olan konşimento hükmünün esas alındığını, dava dilekçesi ekindeki … numaralı konşimentoda mevcut konteyner demurajına ilişkin hükmünün aşağıdaki şekilde olduğunu; Taşıtan yükleten tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir ki, USD.200020′ DV., USD.2500 20′ OT., USD.300040′ DV., USD.400040′ OT., USD.400040′ HC., USD.700045′ HC., USD.1200040′ RF konteyner ikame bedeli ve diğer tüm masraf ve giderler (eğer varsa boşaltma giderleri, navlun ve demuraj gibi) alıcı tarafından boşaltma limanında konteynerin tahliyeden itibaren 90 gün içerisinde teslim alınmaması durumunda taşıtanyükleten tarafından ödenecektir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, konteyner demurajı alacaklarını hesaplarken konteynerin tahliyesinden sonra 90 gün içerisinde konteyner iade edilmezse taşıtanın yalnızca konteyner ikame bedeli olan 2.000,00.-USD’den sorumlu olacağı şeklinde yorum yapılmasının, gerek konşimento üzerinde yer alan klozun lafzına gerekse de işbu kararı veren Yerel Mahkemenin emsal dosyalarda vermiş olduğu yerleşik kararlara aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Bilirkişilerin konşimento klozunu yanlış yorumladığını, bu bağlamda, bilirkişilerin konteyner demurajı alacağını hesaplarken demuraj ücretini 90 gün sonunda taşıyana konteynerin iade edilmemesi durumunda taşıtanın yalnızca konteyner ikame bedeli ile sorumlu olacağı şeklinde kanaate varmasının ve yerel mahkemenin de bu yönde karar vermesinin konşimento klozu ile çeliştiğini, şayet yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda demuraj hesabında konşimento klozunu dikkate alıyorlarsa, bu hükmün konteynerin taşıyana teslim tarihine kadar olan demuraj ve konteyner ikame bedeli olarak konşimentoda yer aldığını kabul edip hesaplamayı bu doğrultuda yapmaları gerektiğini, işbu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere, konteynerin 90 gün içerisinde taşıyana veya taşıyanın belirlediği depoya teslim edilmemesi halinde, konteynerin taşıyana teslim edildiği tarihe kadar oluşan demuraj ile birlikte konteyner bedelinin de ayrıca taşıyana ödenmesi gerektiğini, ibra talimatından ve konşimentodan da açıkça görüleceği üzere bu hususun taşıtan tarafından kabul ve beyan edildiğini, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/800 numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda ise aşağıdaki tespite yer verildiğini; “ … Dava konusu 1 adet HC 40′ lik konteyner için 05.03.2015-14.03.2015 tarihleri arasındaki süre 10 günlük ücretsiz süre olup, 15.03.2015-03.04.2015 tarihleri arasındaki ilk 20 gün ödenecek demuraj, günlük 20 Amerikan Doları üzerinden (20 gün x 20 Amerikan Doları) 400 Amerikan Doları, 04.04.2015-02.06.2015 tarihleri arasındaki 60 gün için ödenecek demuraj günlük 40 Amerikan Doları üzerinden (60 gün x 40 Amerikan Doları) 2.400 Amerikan Doları ve 90. günden itibaren konteyner iade edilmemiş olduğundan 4.000 Amerikan Doları ikame değeri eklenmek suretiyle toplam demuraj 6.800 Amerikan Doları olarak hesaplanması gerektiğini, İşbu dosyada verilen kararın istinaf yargılamasına konu edildiğini ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 11.01.2018 tarihli 2017/444 Esas ve 2018/39 Karar sayılı kararı ( Ek 8 ) ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22.12.2016 tarihli, 2015/800 Esas ve 2016/1280 Karar sayılı ilamının onandığını, Mahkeme huzurunda görülmekte olan 2015/521 Esas 2015/528 Esas numaralı dosyalarda incelemelerde bulunan bilirkişi heyetlerinin de tıpkı yukarıda detayları ile yer verilen ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/800 numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporundaki tespitler gibi yapmış olduğu incelemeler neticesinde ulaştıkları tespitlerinde öncelikle davacıya ödenmesi gereken demurajı hesapladıklarını, akabinde ise – herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla – konteyner bedelini ilave etmek suretiyle toplam demuraj bedelini tespit ettiklerini, tüm bu mahkeme kararlarına ve bilirkişi raporlarına rağmen yerel mahkeme tarafından konteyner ikame bedelinin demuraj bedeli olarak tespitinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçelerinde ve davanın çeşitli aşamalarında, taşınan mal bedelini ödemiş bulunan alacaklının, Libya’da çıkan karışıklıklar sebebiyle malını teslim alamadığını, bu durumun da ifanın imkansızlığı durumunu oluşturduğunu, taşıyıcı firma tarafından gerekli ihbarın yapılmadığını beyan ettiklerini, yargılama safhasında da bilirkişi raporlarında Libya’da karışıklıkların çıktığının sabit olduğunun aşikâr olduğunu, Karşı tarafın konşimentoyu mahkemeye ibraz ettikten sonra konşimentoda belirlenmiş kesin bir demuraj alacağı hükmünün olmadığının ortaya çıktığını, dava aşamasında bu itirazlarını ileriye sürdüklerini, ancak yerel mahkemenin karşı tarafın yaptığı masrafa binaen 2.000.-USD tazminata hükmettiğini ve gerekçesinde davacının yaptığı masraflar olarak gösterdiğini, davacının dava dilekçesinde sadece demuraj ücreti talep ettiğini, iyi niyet kuralları çerçevesinde talep etmesi mümkün olan masrafı talep etmediğini, yerel mahkemenin hükmettiği tazminatın ise demuraja dayanarak değil malın teslim alınamaması sebebiyle uğradığı zararın tazmini olduğunu, bunun ise davacı tarafından talep edilmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin, davanın kısmen kabulü ile aleyhlerine hükmedilmiş olan tazminat kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı taşıyanın konteyner demuraj alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; demuraj alacağı istenilen konteynerin 05/10/2014 tarihinde gemiye yüklendiği, yüke ilişkin olarak konişmento düzenlendiği, davacının taşıyan, davalının ise taşıtan – yükleten konumunda olduğu, yükü taşıyan geminin 09/10/2014 tarihinde Bingazi Limanına vardığı ve konteynerin gemiden tahliye edildiği, 09/10/2014 tarihinde davacı şirket acentası tarafından alıcıya varış ihbarının fax ile bildirildiği nazara alındığında, ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinin kabulünün gerektiği, mahkemenin gerekçeli kararında; İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/528 esas sayılı dosyasında T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün Dış İşleri Bakanlığından alınan 18/01/2017 tarihli ve 11871559 sayılı yazısında, 09/01/2014 ila 14/10/2014 tarihleri arasında Bingazi Limanının normal şekilde faaliyet gösterdiği, 15/10/2014 tarihinden 19/03/2015 tarihine kadar limanının faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunun ifade edildiğinin belirtildiği, bu yazı cevabına göre, dava konusu konteynerin limana varış tarihi olan 09/10/2014 tarihi itibariyle konteynerin limandan çekilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle ifa imkansızlığı savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşımaya ilişkin konşimentoda konteyner demurajına ilişkin olarak “Geminin yanaşma gününden itibaren hafta sonları ve tatil günleri de dahil olmak üzere 10 takvim günü ücretsiz zamandır. 11. günden 30. güne kadar her bir gün için 10 USD/20 Feet-20 USD/40 Feet ödenir. 31. günden konteynerler boş olarak geri döndüğü güne kadar her bir gün için 20 USD/20 Feet-40 USD/40 Feet ödenir. Burada yükleten tarafından açıkça kabul edilmiştir ki, tahliye limanında boşaltmadan 90 içinde konteynerlerin gönderilen tarafından kabul edilmemesi halinde, konteynerler ve diğer tüm ortaya çıkmış masraf ve giderler (Eğer varsa boşaltma giderleri, navlun ve demuraj gibi) için yükleten tarafından USD 2000/20 DV, USD 2500/20 OT….ikame değeri olarak ödenecektir.” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir. Konşimentoda, geminin yanaşma gününden itibaren boş konteynerlerin iadesine kadar geçen süre için belirlenen gün sayısına göre demuraj ücreti istenebileceğinin düzenlendiği, konteynerlerin gönderilen tarafından kabul edilmemesi halinde ise, yükleten tarafından demuraj ücreti de dahil 2.000,00 USD ödeneceğinin kabul edildiği, taşıma yapılan bir adet konteyner dava tarihi itibarı ile davacıya teslim edilmediğine göre davacının, ancak konşimentoda düzenlenen 2.000,00 USD’yi talep edebileceği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde taraf vekillerinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK’ nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 414,45 TL istinaf karar harcından, katılma yoluyla istinafa başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 104,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 310,45 TL ‘ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 24/12/2020 tarihinede HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.