Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/512 E. 2019/466 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/512 Esas
KARAR NO : 2019/466 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/537 D.iş 2019/20 Karar
TARİH: 10/01/2019
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 27/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haczi talep eden vekili dava dilekçesi ile, 21.108,08 Euro alacağın tahsili amacıyla borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu vekili duruşmadaki beyanı ile, müvekkili ile alacaklı arasında ticari ilişki olduğunu, alacaklının müvekkiline hatalı mal verdiğini, alacaklıya reklamasyon faturası kesildiğini, ayıplı mallara ilişkin alacaklının kabulünün bulunduğunu savunarak, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/01/2019 tarih 2018/537 D.iş 2019/20 sayılı kararında;”İstemin niteliğine göre, duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dilekçeye ekli olarak sunulan yukarıda nitelikleri belirtilen çek / bono ve mahiyetindeki diğer belgeler ve evrak kapsamına göre, ihtiyati haciz için aranan İ.İ.K.nun 257. maddesindeki yasal şartların gerçekleştiği …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebin kabulüne, İİK’nun 257/1 maddesi gereğince alacaklının, 6,0241 TLx21.108,08 Euro = 127.157,18 TL alacağının alınabilmesini sağlamak için borçlunun borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiş ve karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Borçlu vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Kanun ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre ihtiyati haczin şartlarının oluşması için alacağın vadesinin gelmiş olması, rehinle temin edilmemiş olması ve alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat sağlanması gerektiğini, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas: 2015 / 4899 Karar: 2015 / 5464 Karar Tarihi: 02.11.2015, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 9416 Karar: 2016 / 7710 Karar Tarihi: 03.10.2016, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 14865 Karar: 2016 / 9719 Karar Tarihi: 02.05.2016)Mevcut dosyada alacaklının alacağını ispat hususunda tek taraflı olarak ticari kayıtlarına işlediği ibareler ve tek taraflı olarak sunduğu ihtarnameler dışında hiçbir çabası bulunmadığını, yaklaşık ispat sağlanamadığını, Yerleşik Yargıtay kararları yaklaşık bir kanaat getirmeyi öngördüğünden aksinin her alacaklıyım diyenin herhangi bir şirketin ticari hayatını istediği gibi felç edebileceği anlamına geldiğinden dolayı iş bu alacağın ihtilaflı olduğunu, kabul etmediklerini,Alacaklının talebinde müvekkili şirkete verdiği ürünlere karşılık bir takım faturalar ve cari hesap alacakları ihtar ettiğini belirttiğini, talebine istinaden de sözü geçen faturalar ile B/A formlarını ve ihtarname örneklerini sunduğunu, dosyaya cevabi ihtarnameleri, alacaklının sunduğu faturalara karşılık kestikleri reklamasyon faturası ve ön kabul formları sunulduğunu, Alacaklının sunmuş olduğu Bakırköy …Noterliği’nin 31.10.2018 tarih ve … y.nolu ihtarnameye karşılık müvekkilinin Bakırköy ….Noterliği’nin 07.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarnamelerin dosyada yer aldığını, Müvekkili şirketin yurtdışındaki müşterilerine ihracat yapan fason bir şirket olup alacaklı ise imalatçı şirket olduğunu, müvekkili ile alacaklı arasındaki teamül gereği müşterinin hatalı ürün nedeniyle kendilerine yansıttığı ücretlerin alacaklı imalatçı şirkete yansıtılmakta olduğunu, hatta bu konuda alacaklının yazılı kabulü de bulunduğunu, müvekkilinin ürünleri teslim aldıktan sonra ticari teamüllere göre incelediği, gördüğü hataları belirlediği ve ürün final raporları hazırladığını, Bu raporda alacaklının “müşteri tarafından gelecek reklamasyon ve indirimler”in sorumluluğunun kendilerinde olduğuna dair beyan ve imzası bulunduğunu, söz konusu ürünün final raporları mahkeme dosyasına sunulduğu gibi, müvekkilinin yurtdışı müşterisi … reklamasyon faturası da dosyaya sunulduğunu, Müvekkili şirketin faturalar kesen ve aktif olarak çalışan, vergi levhası ve ticaret sicilinde güncel kaydı bulunan faal bir şirket olduğunu, mal kaçırma riski de bulunmadığını, böyle iddianın alacaklı tarafından ileri sürülmediğini ve bu konuda bir delil de belirtilmediğini, müvekkilinin kendisine gönderilen bütün bildirimleri yasal yollardan cevapladığını ve kendisine yöneltilen hiçbir borcu da kabul etmediğini, Resmi bir belgeye, ikrar edilmiş bir senede dayanmayan ihtilaflı bir alacak konusunda rahatça ihtiyati haciz kararı vermek piyasadaki güven ilişkisini sarsacak bir durum yaratacağını, karşı tarafın ihtiyati haczi tatbik etmiş fiili olarak müvekkili şirketin merkezine gittiğini, diğer taraftan tüm icra takibi gereği tatbik edilecek tüm haciz işlemlerini de uygulamaya devam ettiğini, müvekkilini maddi manevi baskı altına almaya çalışmakta olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/537 D.iş 2019/20 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep ihtiyati haciz kararının istinafına ilişkindir.Doktrinde ihtiyati haczin; muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi, koruma tedbiri, teminat tedbiri olduğu ifade edilmektedir. (Talih Uyar-İcra Hukukunda Haciz. Şubat 1983) . Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)Somut olayda, dosyaya aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu tarafça sunulan Bakırköy … noterliğinin 07/11/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinden taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dayanak faturaların itiraz eden borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ödeme iddiasında bulunduğu ancak ödemeye ilişkin bir belge sunmadığı, borçlu tarafından sunulan yansıtma faturasına ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından itiraz edildiği anlaşılmaktadır.Buna göre alacağın varlığı yaklaşık olarak ispat edildiğinden ve alacağın rehinle temin edilmediği de anlaşıldığından İİK 257. maddesinde ön görülen ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak belirtilmiştir. İstinafa başvuran borçlunun fatura bedellerinin ödendiğine ve yansıtma faturasının geçerli olduğuna ilişkin itirazları açılacak menfi tespit davasında incelenebilecek hususlardan olup dar inceleme yetkisine sahip ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bu hususları incelemesine olanak bulunmamasına ve ödemeye ilişkin bir belge sunulmamış olmasına göre aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/03/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.