Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/476 E. 2020/1544 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/476 Esas
KARAR NO : 2020/1544 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2016/767 Esas 2018/805 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile,davalı taraf ile mü- vekkillerden … arasında 26/04/2008 tarihinde “Sözleşme ve Taahhütname” başlıklı bir sözleşme yapıldığını, sözleşmenin amacı başlıklı 5. Maddede “…, şirketin ortakları olan … almış olduğu … hisseleri ile kendi hisselerini yani daha açık ifade ile …’nin %100 hisselerinin tamamını işbu sözleşme ile … devretmiştir.” denildiğini ve sözleşmenin 9. Maddesinde “…’nin hisse devri bedeli olan 260.000 YTL’nin ilk 15.000,00 YTL’sinin 07/05/2008 tarihine kadar,20.000,00 YTL’sinin 06/06/2008 tarihine kadar,25.000,00 YTL’sinin 04/07/2008 tarihine kadar,100.000,00 YTL’sinin 07/05/2009 tarihine kadar ve 100.000,00 YTL’sinin 07/05/2010 tarihine kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu paralar için 5 adet senet alındığını, davalının, …San, ve Tic. A.Ş.nin hisselerinin tamamını müvek- kili itibariyle (ne devretmeyi amaçladığını, devrin yapıldığı tarih (26/04/2008) itibariyle yürürlükte mevzuata göre hisse devrinin usulüne uygun olmadığını,müvekkilin bir süre şirketin işleyişini dışa- rıdan takip ettiğini, ancak devredilmek istenen şirketin borç yükü altında olduğunu öğrenmesi ve da- valının bilinçli olarak şirketten ve borçlarından kurtulmak istediğini anlaması üzerine işbu sözleş- menin devamı ile şirketi devralmaktan vazgeçtiğini, fakat davalı tarafın bununla kalmayıp tamamen haksız ve sebepsiz zenginleşmek maksadıyla sözleşmede tarih ve meblağları yazılı senetleri icra taki- bine koyduğunu beyanla 26/04/2008 tarihli sözleşmenin ve bu sözleşme kapsamında verilen senet- lerin geçersizliğinin tespiti ile icra takiplerinin iptaline, davalının kötü niyet tazminatı ile mahku- miyetini ,yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile, 2008 yılında 2 milyon USD mal varlığı olan …San. ve Tic. A.Ş. unvanlı şirkete ait hisselerin tamamının devri ile ilgili olarak yapılan sözleşme ile alınan toplam 260.000,00 TL tutarındaki senetlerin … tarafından imza- landığını ve …’e ise … tarafından imzalattırıldığını, başlatılan icra ve haciz işlem- lerine karşın hiçbir tahsilat yapılamadığı gibi üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra senetlerdeki imzanın …’e ait olmadığı belirtilerek senetlerin iptalinin ve icra tazminatı istendiğini,26/04/2008 tarihinde “…San. ve Tic. A.Ş.”ne ait hisselerin tamamının senetler karşılığında davacı …’e devredildiğini, sözleşmeye ek olarak …’in de imzası bulunan ikinci bir söz- leşme yapıldığını, senetlerin ödenmesinde şirketin Y.K.Bşk. şirket adına müteselsilen kefil olduğuna dair taahhütname verdiğini,14/06/2008tarihli davacı … imzalı taahhütnamede senetlerin davacı … tarafından …’e imzalattırılmış olduğunun belirtildiğini, senetlerin protesto olmalarının başlaması üzerine 23/06/2008 tarihinde … ile …’e ihtarname çekildiğini, şirketin Y.K.Bşk. K.Y. … tarafından davacı …’in Genel Kurul yapması için gönderdiği 07/07/2008 tarihli ihtarnamenin İst. Tic. Sicil Müdürlüğüne’de tebliğ edildiğini, 12/08/ 2008 tarihinde davacılara ikinci bir ihtarname çekildiğini ancak bu ihtarnamenin postacıdan alın- maması üzerine davacının …’e 12/09/2008 tarihinde elden imza karşılığı teslim edildiğini, davacı …’in 12/01/2009 tarihli kendi el yazısı ile yazmış olduğu talimatı ile şirket Y.K.Bşk. … görev verdiğini, …’in şirket yönetiminden çekildiğine dair taahhüt verdiğini ve bu taahhütün davacı …’in imzası ile kabul edildiğini, 16/03/2009 tarihinde davacı … ve oğlu … birlikte … Alma Merkezi’nin abone paralarını toplayıp şir- ketteki tüm malları da kamyonlara koyup alıp götürdüklerini, bu mallarla birlikte kanuni mesuliyeti …’de bulunan Alarm Haberalma Merkezi cihaz ve belgeleri ile şahsi mallarının da götürülmesi nedeniyle Şirket yöneticileri Beyoğlu C. Başsavcılığı’na 16/03/2009 tarihinde 2009/6761 soruşturma numarası ile hırsızlık suçu ile ihbarda bulunduklarını,şirket ile ilgili hisselerin davacı … tarafından devir alınması nedeniyle …’in şirketten istifasının tescil ve ilanı için Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını ve mahkemenin 07/07/2010 tarih ve 2010/312 sayılı kararı ile hisselerin davacı …’e devredilmesinden dolayı …’in istifasının tescil ve ilanına karar verdiğini, senetlerin protesto olup ödenmemesi üzerine İstanbul …. icra Dairesinde … Esas sayılı dosya ile toplam 56.000,00 TL tutarındaki 3 ayrı senet için, İstanbul … İcra Dairesinde … Esas sayılı dosya ile 100.000,00 TL tutarındaki senet için, Bakırköy …. İcra Dairesinde … Esas sayılı dosya ile 100.000,00 TL tutarındaki senet için icra takipleri başlatıldığını, ancak davacıların kayıtlı mernislerinde bulunmamaları nedeniyle İstanbul …. İcra Dairesi ödeme emrinin gazete ilanı ile yapıldığını, davacılarla ilgili 24/08/2011 tarihinde İstanbul …. İcra Dairesi’nin takibi ile ilgili Borç Ödemeden Âciz Vesikası alındığını, şirket hisse devirlerinin yasaya aykırı yapıldığı iddia- sının doğru olmadığını, şirketin devredildiği tarihte borçları olduğunun belirtilmesinin tamamen soyut bir iddia olduğunu, esasen şirketin eskiye ait borcu çıktığında ödeneceği hususunun sözleşmede belir- tildiğini, hisse satışının gerçekleştiğini ve davacının şirketi fiilen 1 yıl süreyle idare ettiğini, dava- cılara çekilen ve elden teslim edilen ihtarnameye cevap verilmemesinin bu hususu teyit ettiğini, şirketi devir aldıktan sonra elektrik borcunu ödemeyen, elektrik saatinde kısa devre yaparak kaçak kullanan davacı …’ın, şirketin devir tarihinden sonra yapmış olduğu bu eylemi inkar etmesi, elektrik fatura borcunu ödememesinin kötü niyetli ve sözleşmenin iptali talebinin hukuka aykırı olduğunu, tarafların tüccar olmaları halinde Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu kurala bağlandığını, olay tarihinde tarafların tüzel kişiliklerinin bulunmaması ile davalının olay tarihinde tüccar veya yönetim kurulunda görevli olmadığını ancak anonim şirketi hissedarı olması dikkate alındığında mahkememizin görevli olmadığını, yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla davanın usul ve esastan reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesinin 10/07/2018 tarih ve 2016/767 Esas – 2018/805 Karar sayılı kararında;”Her ne kadar davacı taraf dava konusu hisse devri sözleşmesi kapsamında hisse devir bedeli olarak belirlenen 260.000.00 TL’nin protokolde belirlenen miktar ve taksitlerle 5 adet senet halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, daha sonra şirketin borca batık olduğunun öğrenilmesi üzerine şirketi devralmaktan vazgeçtiğini,ancak davalının söz konusu senetleri kötü niyetli olarak takibe koyduğunu iddia ile menfi tespit talebinde bulunmuş iseler de;sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre devrin geçerli olduğu ,ayrıca sözleşmenin tüm taraflarınca benim- sendiği , sözleşme bedelinin ödenmemesi üzerine davalı tarafça takip başlatılması üzerine davacıların (8 yıl sonra) iş bu davayı açtığı, bu tarihten önce her hangi bir bildirimin olmadığı, 60.000,00 TL dava değeri üzerinden harçlandırılan iş bu dava ile ilgili yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dava- cıların davalı tarafa 247.700,00 TL borcunun bulunduğu anlaşılmakla hukuki dayanaktan yoksun ve dürüstlük kuralına aykırı davanın reddine karar verilip…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 02/11/2018 tarih ve 2016/767 Esas – 2018/805 Karar sayılı ek kararında;”Mahkememiz tarafından verilen 10/07/2018 tarih, 2016/767 Esas, 2018/805 karar sayılı ilam davacılar vekili Av. …’e 16/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ilamda verilen iki haftalık süre geçtikten sonra 02/11/2018 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu, ancak istinaf talebinin süresi içerisinde yapılmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 346/1 maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek..” gerekçesi ile, Davacılar … ve … vekili Av. … tarafından yapılan istinaf başvurusu iki haftalık süresi içerisinde yapılmadığından istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili ek karara yönelik verdiği istinaf dilekçesi ile, Mahkemece yargılaması yapılmış olan dosyadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan tarafımızca istinaf yoluna başvurulduğunu, Mahkemece de istinaf başvurusu süresinde olmadığından reddedildiğini, Ancak gerek istinaf başvuru dilekçe içeğinde ve ekinde sunulan sağlık sorunlarına dair belge, gerekse yapıldığı söylenen gerekçeli kararın tebliğinin açıkça usulsüz olduğundan, Mahkeme ek kararının usulsüz olduğunu, Gerekçeli karara karşı verdikleri istinaf dilekçesini de yinelediklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının ve gerekçeli kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacılardan … ile davalı … arasında dava dışı …SANAYİ VE TİC. A.Ş. Ye ait hisselerin tamamının satışı ve devri için yapılan SÖZLEŞME VE TAAHHÜTNAME başlıklı 26/04/2008 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve iptali ile bu sözleşmeye istinaden verilen senetlerin geçersizliği ve iptali ile sözleşme içeriğinde belirtilen senetlere istinaden yapılan icra takiplerinin iptali talepli menfi tespit davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 02/11/2018 tarih ve 2016/767 Esas – 2018/805 Karar sayılı ek kararı ile; Davacılar … ve … vekili Av. … tarafından yapılan istinaf başvurusu iki haftalık süresi içerisinde yapılmadığından istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, ek karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 346.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeden önce, ilk derece mahkemesinin, HMK’nın 346.maddesi uyarınca verdiği ek kararın usul ve yasaya uygun olp olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık, ilk derece mahkemesince verilen ek kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun, olup olmadığı noktasındadır.Davacılar vekilinin, gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmediği ve sağlık sorunları sebebiyle süresinde istinaf dilekçesinin verilemediğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde,Gerekçeli kararın davacılar vekili Av. …’e 16/10/2018 tarihinde TK. 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği ve mahkemece verilen ek kararında yine davacılar vekiline TK. 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği, ek karara yönelik verilen istinaf dilekçesinde gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiği belirtildiği halde ek kararın tebliğine yönelik bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.Dosya incelendiğinde, yargılama aşamasında cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve duruşma gününün tebliğine yönelik ilk derece mahkemesince davacılar vekiline çıkartılan davetiyelerin TK. 21/2 ‘ye göre tebliğ edildiği ve davacılar vekili tarafından usulsüz tebligat yapıldığına dair bir itirazının olmadığı anlaşılmıştır.Bu tesbitlere göre davacılar vekiline gerekçeli kararın TK. 21/2 Maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Davacılar vekili Av. … tarafından 02/11/2018 tarihinde Uyap sisteminden gönderdiği istinaf dilekçesinde, sağlık sorunları nedeniyle süresinde istinaf dilekçesinin ibraz edilemediğini belirtip 31/10/2018 tarihli Epikriz raporunun ibraz edildiği görülmüştür. 31/10/2018 tarihli Epikrizde;”hastanın verdiği beyana göre şikayetin bir gün önce arttığı,”yönündeki beyanın rapora geçirildiği anlaşılmıştır.Davacılar vekili, hastalığı sebebiyle süresinde istinaf dilekçesinin verilemediği beyan edilip 31/10/2018 Tarihli Epikriz raporu ibraz edilmiş isede raporda, hasta beyanına göre şikayetin bir gün önce arttığı belirtilmiş olup rapor tarihinden bir gün önceki tarihin 30/10/2018 tarihi olup bu tarihte istinaf süresinin son gününe rastladığı, ayrıca dosya arasında bulunan davacılar vekiline ait vekaletnameler incelendiğinde, vekaletnamede AV. … yanında davacılar vekili olarak Av. … vekalet verildiği anlaşılmıştır.İlk derece mah. verilen gerekçeli kararın davacılar vekiline 16/10/2018 tarihinde salı günü tebliğ edildiği ve istinaf süresinin 30/10/2018 tarihinde Salı günü sona erdiği, davacılar vekili tarafından 02/11/2018 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu ve istinaf talebinin süresi içerisinde yapılmadığı anlaşılmakla; Yukarıdaki tesbitlere göre, İlk Derece Mahkemesince verilen 02/11/2018 tarih ve 2016/767 Esas – 2018/805 Karar sayılı ek kararı; usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce tesbit edildiğinden davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 24/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.