Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/463 E. 2019/835 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/463
KARAR NO : 2019/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 13/11/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/1055 Esas – 2018/1082 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili … ile davalı … A.Ş. ile sermaye piyasası araçları alım satımına aracılık işlemleri çerçeve sözleşmesi ve türev araçların alım satımına aracılık sözleşmesi imzaladığını ve işlem yapmaya başladığını, 10.08.2018 tarihinde VİOP işlemleri sırasında müvekkilinin davalı şirket çalışanlarının ağır kusuru, haksız ve hukuka aykırı fiilleri ve asılsız beyanları sonucu yaklaşık 110.000.000 TL zarara uğratıldığını, davalı şirketin sorumluluğunun hukuki sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu zarar ve davalı şirketin hukuka aykırı haksız fiili ile müvekkilinin zararı arasındaki illiyet bağı olduğunu, müvekkilinin daha önce davalı şirkete yatırmış olduğu teminatlar ve bu teminatlar karşılığında satın almış olduğu tamamın 31 Ağustos vadeli yaklaşık 15.000 kontrat( yaklaşık ondört milyon dolar) sahip iken, en son olarak 10.08.2018 tarihinde mevcut teminatına ek olarak davalı şirkete 85.000-TL daha gönderdiğini ve 1/20 kaldıraçla USD alım emri verdiğini, müvekkilinin 10.08.2018 tarihinde davalı şirkete gönderdiği 85.000-TL karşılığında USD satın alındığını, davalı şirket çalışanlarının mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olarak müvekkilinin iradesini sakatlamaları nedeniyle müvekkilinin 10.08.2018 tarihinde ve 13.08.2018 tarihinde yaklaşık 110.000.000-TL zarara uğratıldığını, zararın davalı şirket çalışanlarının hukuka aykırı müdahaleleri sonucu oluştuğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmediği için cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/11/2018 tarih 2018/1055 Esas – 2018/1082 Karar sayılı kararında; “…Her ne kadar davacı taraf davalı … A.Ş. tüzel kişiliğini hasım göstermek suretiyle söz konusu davayı açmış ise de aralarında davaya konu edilen uyuşmazlığın mutlak ticari dava sayılan davalardan olmaması, uyuşmazlığın Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılık İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesine dayanıyor olması, bu sözleşmenin de mutlak ticari dava türlerine takaddum etmemesi, nisbi ticari dava bakımından işin davalı tacir için ticari işletmesiyle ilgili olması yeterli olmayıp her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması gerekliliği davacının ise tacir olmaması sebebiyle mahkememiz görevli olmadığından ve hukuki ilişkiye nazaran tüketici mahkemesi görevli olduğu…”gerekçesi ile, 1-Taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi kapsamında olup, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın görev yönünden usulden reddine, 2-Karar kesinleştiğinde HMK madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, şayet yasal iki haftalık süre içerisinde taraflarca talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı ve davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile, Görevsizlik kararının usule, yasaya ve Hukuk Genel Kurulu kararına aykırı olduğunu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1049 E. sayılı dosyada uyuşmazlık konusu ile işbu dava konusunun benzerlik teşkil ettiğini, benzer dava konusunu oluşturan davanın bir tanesinin Asliye Ticaret mahkemesinde görülürken, işbu davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği kararının hatalı olduğunu, Dava konusu sözleşme hükümlerine aykırı davranan bankanın işlemleri nedeniyle açılan tazminat davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği şeklinde Hukuk Genel Kurul kararının bulunduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Asliye Ticaret Mahkemesi işbu davaya bakmakla yükümlü olduğunu, ( Yargıtay HGK ‘nun 2017/22 E. – 2018/1102 K) Taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlalinin olduğunu, Yargıtay kararlarında taraf teşkili sağlanmadan yani dava dilekçesi tebliğ edilmeden verilen görevsizlik kararlarının hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturduğu kararının verildiğini, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/5360 E. 2014/6131 K., Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2015/1911 E. 2015/2771 K. ) İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemeye iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında akdedilen türev araçları alım-satımı yapabilmek için mevzuata göre kurulan “Aracı Kurum” statüsündeki şirketle imzalanan Çerçeve Sözleşmesinden kaynaklı doğan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/k ve l. maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Yine aynı Yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü amirdir. Somut olayda, HGK 2017/11-22 Esas – 2018/1102 Karar sayılı ilamı esas alındığında, davanın ürev araçları alım-satımı yapabilmek için mevzuata göre kurulan “Aracı Kurum” statüsündeki şirketle imzalanan Çerçeve Sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında sözleşmesinde davacının tüketici konumunun bulunmadığı, davacının parasını değerlendirmek suretiyle ticari amaçla hareket ettiği, hâl böyle olunca davacının hizmeti davalıdan finansal işlemler için aldığı, hizmetin alınma amacının öncelikle göz önünde bulundurulması gerektiği, bu bağlamda davacının bu ticari amacı karşısında tüketici sayılması mümkün olmadığından, davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkemenin yazılı gerekçeyle davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu görülmekle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu görülmüştür. Sonuç olarak; Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; 1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2018/1055 Esas – 2018/1082 Karar sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın görevsizlik kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30′ ar TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde taraflara iadesine, 3-İstinaf yönünden taraflarca saf edilen giderlerin kendi uhdelerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.