Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/437 E. 2020/1502 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/437
KARAR NO : 2020/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/190 Esas – 2018/773 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Cari Hesap Alacağından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti sunduğunu, davalı tarafça navlun faturalarının ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, tahsil için başlatılan icra takibinden sonra 3.274,54 TL, takip başlatılmadan 1.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bakiye 7.545,88 TL’nin ödenmediğini, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, ödenmeyen bakiye 7.545,88 TL’lik kısım yönünden davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan anlaşma ile Bursa’dan yüklenen malların yurtdışında belirtilen adreslere tesliminin talep edildiğini, peşinen bu hizmet karşılığı fatura kesildiğini, müvekkilinin gönderdiği mallardan iki parça malın teslim adresine ulaşmadığı bilgisi üzerine davacıdan teslim CMR’lerin talep edildiğini, davacı tarafça bunların müvekkiline iletilmediğini, davacının üstlendiği işi yerine getirmediği halde peşinen keşide ettiği faturaya dayalı takip başlattığını, davacının faturaya konu taşıma hizmetinin yapıldığını ispat etmesi gerektiğini, teslimatların yapılmamış olup, müvekkilinin uğradığı zararların tazminini talep etme hakkının saklı tutulduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/09/2018 tarih ve 2018/190 Esas – 2018/773 Karar sayılı kararı ile; …İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının faturalara konu taşımaları gereği gibi yaptığı ve yükleri alıcısına teslim ettiği sabit olmayıp davacı teslim tesellüm belgesi, antrepo girişi gibi belgelerle de ispatlayamadığından davanın reddine, davacı takipte kötü niyetli bulunmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin de reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davanın reddine, Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalıya taşıma hizmeti sunulduğunu ve buna istinaden taşıma faturaları düzenlediğini, davalının da bu faturaları kayda aldığını ve itirazda bulunmadığını, TTK madde 21/2 uyarınca faturayı alan kişi, 8 gün içerisinde itirazda bulunmamışsa içeriği kabul etmiş sayılacağını, davalının itirazda bulunmadığı gibi yapılan takibe itiraz ettikten sonra müvekkili hesabına ödeme dahi yaptığını, bu durumun, davalının itirazının haksız olduğunu ispat ettiği gibi hizmetin verildiğine de yasal karine teşkil ettiğini, yasal karinenin, ispat yükünün istisnasını oluşturduğunu, lehine yasal karine olan tarafın ispat yükü bulunmadığını, ispat yükünün, hizmetin verilmediğini iddia eden davalı üzerinde olduğunu, davalının bu hizmeti almadığını yazılı delillerle ispatlamak zorunda olduğunu,Davalının, somut bir zarar tespiti yaptırmadığını, hizmetin tam ve gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla ticari hayata aykırı bir şekilde müvekkiline ödemesi gereken bedellerden sözde zararını tazmin ettiğini, davalının herhangi bir zararı var ise, buna ilişkin bir tespit yaptırarak, müvekkilinden talep etmesi ve müvekkili tarafından verilmiş olan hizmetin karşılığını ödemesi gerekirken, müvekkili tarafından verilen hizmetin karşılığını ödemediğini, davalı tarafça sunulan e-mail yazışmalarının, hizmetin tam ve gereği gibi yerine getirilmediğini ispat niteliği taşımadığını, hükme esas alınmasının hatalı sonuca sebebiyet verdiğini belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma hizmetinden kaynaklanan navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tarafça Bursa’dan yüklenen malların, yurtdışında belirtilen adreslere davacı tarafça taşınarak teslim edilmesi karşılığında muhtelif taşıma faturaları düzenlendiği, bu faturaların taşıma işi karşılığında düzenlendiğinin davalı tarafça kabul edildiği, ancak davalı vekilinin cevap dilekçesinde, müvekkilinin gönderdiği mallardan iki parça malın teslim adresine ulaşmadığı bilgisi üzerine davacıdan teslim CMR’ lerin talep edildiği, davacı tarafça bunların müvekkiline iletilmediği, davacının üstlendiği işi yerine getirmediği halde peşinen keşide ettiği faturaya dayalı takip başlattığı savunulmuş olup, buna yönelik e-mail yazışmasının dosyaya ibraz edildiği görülmektedir. Davacı tarafça, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasıyla 11.820,42 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, dava dilekçesinde icra takibinden sonra 3.274,54 TL, takip başlatılmadan 1.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilerek, bakiye 7.545,88 TL’ lik alacağa ilişkin yapılan itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği, bilirkişi raporunda; davacının toplam dokuz (9) seferlik taşıma faturasında toplam 15.442,31 TL alacaklandığı, buna karşılık üç ayrı ödeme ile 3.621,89 TL tahsil edildiği, takip talebinde bakiyenin 11.820,42 TL göründüğü, takip tarihinden önce 1.000,00 TL ve sonrasında yapılan toplam 3.274,54 TL ödemelerle birlikte toplam sonraki tahsilatın 4.274,54.TL düşülerek davacı lehine bakiye 7.545,88 TL alacaklı olduğunun ileri sürüldüğü, davalının söz konusu faturalara göre tanımlı 2 seferin gereği gibi tamamlanmadığının iddia edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli değildir. Davacının, davalıya taşıma hizmetini verdiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça, cari hesap alacağına dayanak faturalara ilişkin taşıma hizmetinin verildiği iddiası ile işbu dava açılmıştır. Ancak sadece fatura düzenlenmesi ve faturaya itiraz edilmemesi alacağı ispatlamak için yeterli olmayıp, faturaya konu taşıma işinin ifasının davacı tarafça, tüm ödemelerin yapıldığının da davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; Davacı tarafça icra takip dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiği, dava dilekçesi ekinde cari hesap alacağına dayanak 7 adet fatura örneğinin ibraz edildiği, davalı tarafça cevap dilekçesinde 2 parça malın alıcıya teslim edilmediği, bu nedenle navlun ücretine hak kazanılmadığı ve ödeme yapılmadığının beyan edildiği, yine davalı tarafça icra takibine dayanak cari hesap alacağına ilişkin bir kısım ödemeler yapıldığı dikkate alındığında, taraf beyanları da alınmak suretiyle, bilirkişi raporu ile 9 seferlik taşıma faturası düzenlendiği yönündeki tespite göre, davalının teslim edilmediğini savunduğu malların hangi fatura/faturalara yönelik alacağa ilişkin olduğu, davalının ödemelerinin hangi taşımalara karşılık yapıldığı, ödemesi yapılan-yapılmayan navlun faturalarının taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle açık olarak tespit edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/09/2018 tarih 2018/190 Esas – 2018/773 Karar sayılı kararının HMK nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan toplam 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.