Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/429 E. 2020/1345 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/429 Esas
KARAR NO : 2020/1345 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI : 2017/644 Esas 2018/1026 Karar
DAVA TÜRÜ: Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin sahip olduğu … LTD. ‘ne ait … isimli Yelkenli Teknenin 22.06.2016-21.06.2017 vadeli …. nolu Tekne Sigorta Poliçesi ile davalı şirket tarafından sigortalandığını, yeni yasal düzenleme kapsamında USD Bayraktan TC Bayraklıya geçiş sonrası, Sigortalı davacı … adına, tekne adı da … olmak üzere 11 nolu zeyilnamenin düzenlendiğini, davalı … şirketi tarafından sigortalanan teknede 06.03.2017 tarihinde makine hasarının meydana geldiğini, söz konusu hasarın sigorta şirketine ihbarı sonrası 2017NT45/1 nolu hasar dosyasının açıldığını, tayin olunan eksper tarafından inceleme yapılması akabinde söz konusu hasarın 6.022,21 Euro olarak tespit edildiğini, ancak davalı … şirketinin 06.04.2017 tarihinde “yapılan incelemeler sonucunda, tekne motorunun deniz riskinden değil, mekanik arızası neticesinde zarar gördüğünün tespit edildiği” gerekçesi ile ret edildiğini, ancak davacının 28.10.2007 tarihli 26684 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik” in 5/3 maddesi ve 7 maddelerinde belirtilen hükümlerin yerine getirilmemiş olması nedeni ile davalı şirketin ret gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, şayet böyle bir bilgilendirme yapılsa idi ek prim ödemek sureti ile teminat altına alınacağını, bilgilendirme yükümlülüğünün ihlali nedeni ile sigortacının gerçekleşen hasardan sorumlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6.022,21 Euro hasar bedelinin, hasarın ret tarihi olan 06.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek Bankalarca Yabancı Paraya uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri, vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Dava konusu hasarla ilgili olarak teknenin 0001041004442377 numaralı poliçe ile sigortalanıp teminat altına alındığını, Sigortalı tarafından dava konusu teknenin motorundaki hasardan ötürü davanın açıldığını, dava konusu zararın teminat dışında kaldığını, Davaya konu kapsamında şirketi tarafından teknenin deniz hasarına uğramasından ötürü meydana gelebilecek zararlara karşı teminat sağlandığını, Dava konusu teknenin davacı tarafından davaya sunulan 2017 NT 45/1 numaralı dosyadaki ekspertiz raporu ve hasar evraklarından da anlaşılacağı üzere deniz hasarından değil, dava konusu teknenin hasarlı olmasından ötürü zarara uğradığını, deniz faaliyetlerinin hiçbir etkisinin olmadığını, ayıplı mallar bakımından poliçede herhangi bir teminat yer almadığını, Dava konusu ekspertiz raporunda sigortalı S/Y ‘Rüzgar’ teknesinin, Volvo Penta D2-55c tip motorunun 2. silindir emiş subabı kadehinin kırılması suretiyle hasar görmüş olduğunu, dava konusu hasarın poliçe teminat dışı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, poliçe tanzim edildikten sonra sigortalının ilgili eksiklikleri şirkete bildirme ve bu kapsamda itiraz etme hakkı bulunmaktayken bu hakkı kullanmadığını, dava konusu hasarın teminat dışında olmasından ötürü poliçe teminatna girmeyen davanın reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 18/10/2018 tarih ve 2017/644 Esas – 2018/1026 Karar sayılı kararında; …Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları deliller celp edilerek sigortacı ve makine mühendisi bilirkişilerden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Taraflar arasında 22/06/2016 başlangıç tarihli Tekne Sigorta Poliçesi bulunduğu, teknede 06/03/2017 tarihinde makine hasarının meydana gelmesi nedeniyle durumun sigorta şirketine ihbar edildiği ve açılan hasar dosyası sonucunda 06/04/2017 tarihinde hasarın teminat kapsamında olmadığından bahisle ödeme talebinin reddedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacıya ait teknede meydana gelen hasarın mekanik motor arızasından kaynaklandığı, bu durumun taraflara arasındaki tekne sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı dosyada mevcut poliçe ve ekleriyle sabittir. Davacı, böyle bir durumda davalı … şirketi gerekli bilgilendirmeyi yapmadığı için yinede sorumlu olması gerektiği iddiasındadır. Her ne kadar sigortacı bilirkişi dosyaya sunduğu raporunda “şayet gereken tüm bilgilendirmeler yazılı ve sözlü olarak davacı sigortalıya sağlansaydı, davacının ek prim ödeyerek dava konusu hasarı da kapsayacak şekilde ek teminata sahip olabileceği” belirtilmiş ise de; taraflar arasındaki poliçede teminatların tek tek ve ayrıntılı olarak yazılı olduğu, davalı … şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmemesi halinde, bu durumun poliçede olmayan bir teminat kapsamında ödeme yapılması sonucunu doğurmayacağı, olsa olsa Türk Ticaret Kanunu’nun aydınlatma yükümlülüğü başlığını taşıyan 1423/2 maddesi gereğince bu durumun sigortalı davacıya 14 gün içinde itiraz etme imkanını ortaya çıkaracağı, bu süre içerisinde itiraz edilmeyen poliçelerin mevcut içeriği ile uygulanmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, meydana gelen makine hasarının poliçede yer alan teminat kapsamında olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir….”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin, sigorta şirketi bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal etse bile TTK’nın 1423/2.maddesinde düzenlenen aydınlatma yükümlülüğü gereğince müvekkilinin poliçeden caymadığından, sigorta şirketinin tazminatı ödemekle yükümlü olmadığını belirttiğini, bu gerekçenin kabulünün mümkün olmadığını, Yargılama sırasında alınan 22/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişilerin; … Sigorta A.Ş.’nin sözleşme öncesi bilgilendirme – aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Davalı … şirketi tarafından bilgilendirme formunu dava dosyasına sunamadığı, poliçe öncesi (taraflar arasında yapılan sözleşme öncesi) gereken tüm açıklamaları aydınlatma olarak davacıya yazılı olarak bildirdiğini ispat edemediği, bu itibarla şayet gereken tüm bilgilendirmeler yazılı ve sözlü olarak davacı sigortalıya sağlanmış olsa idi Entitü yat Klozu 1.11.1982 CL.328 kapsamında ek teminat olarak makine kırılması teminatının alınabileceğini, Davalı … şirketinin aydınlatma – bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeni ile meydana gelen hasardan sorumlu olacağı, bu hasarın 6.022,21.Euro olduğu ve davalı sigortalının bu bedelin tamamından sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varılarak bu nedenle davalı şirketin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu açıkça belirttiklerini, Kaldı ki davalı … şirketi ile yapılan yeni dönem yat poliçelerinde makine kırılması teminatının poliçe kapsamında olabileceği sigorta acentesinin yolladığı mail yazısında açıkça belirtilmiş olup, makine kırılması için ayrıca bir bedel alınmaksızın poliçe kapsamına alındığı, böylece gerekli bilgilendirme yapıldığında makine kırılması teminatının da poliçe kapsamında olabileceğinin ortaya çıktığını, “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirme Yükümlülüğü” 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/3.maddesine dayanılarak çıkartılan ve 28/10/2007 tarih 26684 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik gereğince sigorta şirketlerine getirilmiş bir yükümlülük bulunduğunu, (Yönetmelik 5, 7, 8, 9.mad.)5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve bu kanun kapsamında çıkartılan yönetmelik hali hazırda yürürlükte olup, sigortacının bu yönetmelik gereğince yerine getirmekte yükümlü olduğu bilgilendirmeyi gereği gibi yapmaması halinde sigortalının uğramış olduğu zararları tazminle mükellef olduğunu, Yargıtay’ın bu hususta verilmiş onlarca kararı bulunduğunu, TTK 1423.mad., 5684 sayılı Kanun ile getirilen yükümlülüğü ortadan kaldıran bir düzenleme olmadığı, Hazine Müsteşarlığı’nın da vermiş olduğu görüşe göre, sigorta ettirenin lehine olacak her iki Kanun’un birlikte uygulanacağını, Yine TTK 1423/2.mad.gereğince; sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemesi halinde sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olduğunun kabul edilebilmesi için sigortacının sigorta poliçesini düzenleyip sigorta ettirene teslim etmesi ve sigorta ettirenin de poliçeyi imzalayarak sigortacıya teslim etmesinin zorunlu olduğunu, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 21/02/2013 T. 2013/1087 E. 2013/2041 K.)Yargıtay’ın kararına göre sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış kabul edilebilmesi için poliçe üzerinde müvekkilinin imzası olması ve poliçe özel şartlarında makine kırılması teminatının mevcut olmadığının poliçede açıkça yer almasının zorunlu olduğunu, İşbu davaya konu sigorta poliçesinin, poliçenin tanzimi aşamasında müvekkiline teslim edilmediği, hasar meydana geldikten ve hasar sigortacı tarafından ret edildikten sonra sigorta acentesinden sureti temin edildiği, Yargıtay’ın zikredilen kararı dikkate alındığında, poliçe imza karşılığı teslim edilmediği, dolayısıyla TTK’nın 1423/2.maddesinde davada uygulanmasının mümkün olmadığını,
Müvekkilinin mevcut sigorta poliçesini 21/06/2017 başlangıç 21/06/2018 bitiş tarihli 0001-0410-04670103/1 nolu sigorta poliçesi ile yenilettiği ve makine kırılma teminatı da 3.nolu zeyilname ile poliçeye ilave edildiği, daha sonra 3.dönem sigorta poliçesinde de makine kırılması teminatının düzenlendiğini, Yeni dönem sigortası yapıldıktan sonra sigorta poliçesi incelendiğinde makine kırılması teminatının yine poliçede olmadığının görüldüğünü, bunun üzerine müvekkilinin talebi ile makine kırılması teminatı da davalı … şirketi tarafından hiçbir prim farkı talep edilmeksizin 3.nolu zeyilname ile poliçeye ilave edildiğini, bu durum prim farkı dahi gerektirmeye sigortalı lehine olan bu imkanın ilk poliçe düzenlenirken müvekkili lehine kullandırılmadığını açıkça gösterdiğini, bu nedenle davalı … şirketinin hasardan sorumlu olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı tarafından sigortalı ve davacıya ait yatta meydana gelen hasardan kaynaklı sigorta poliçesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı, davalı … şirketi ile aralarında Tekne Sigortası Poliçesi bulunduğunu, teknede meydana gelen makine hasarı nedeniyle davalıya yaptıkları başvurunun reddedildiğini, red gerekçesinin yerinde olmadığını, aksi düşünülse bile davalı … şirketinin poliçe teminatları konusunda gerekli aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davalının hasardan sorumlu olduğunu iddia etmiştir.Davalı ise, poliçenin sadece teknenin deniz hasarına uğraması nedeniyle meydana gelecek zararlara karşı teminat sağladığını, somut olayda böyle bir hasarın olmadığını, tekne motorunda mekanik arızadan dolayı oluştuğu anlaşılan hasarın poliçe kapsamında olmadığını savunmuştur.Aydınlatma yükümlülüğünün düzenlendiği TTK 1423 Maddesinde;” (1) Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.(2) Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.(3) Hazine Müsteşarlığı, çeşitli ülkelerin ve özellikle Avrupa Birliğinin düzenlemelerini dikkate alarak, tüketiciyi aydınlatma açıklamasının şeklini ve içeriğini belirler,” hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda; taraflar arasında 22/06/2016 başlangıç tarihli 1 yıl süreli Tekne Sigorta Poliçesi bulunduğu, teknede 06/03/2017 tarihinde makine hasarının meydana gelmesi nedeniyle durumun 07/03/2017 tarihinde sigorta şirketine ihbar edildiği ve açılan hasar dosyası sonucunda 06/04/2017 tarihinde hasarın teminat kapsamında olmadığından bahisle ödeme talebinin reddedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Temel uyuşmazlık, davalı tarafından sigortalı ve davacıya ait yatta meydana gelen hasarın davalı tarafından teminat altına alınıp alınmadığı, sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesi ve Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik (SSBİY) hükümleri uyarınca davalı sigortacı sözleşmenin kurulmasından önce ve sonra karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü altındadır.TTK 1423/1 ve 3. maddelerinde sigortalının tacir olup olmaması arasında bir ayrım yapılmadığı , davacının sahip olduğu … LTD. ‘ne ait S/Y RÜZGAR isimli Yelkenli Teknenin 22.06.2016-21.06.2017 vadeli 410-04442377 nolu Tekne Sigorta Poliçesi ile davalı şirket tarafından sigortalandığını, yeni yasal düzenleme kapsamında USD Bayraktan TC Bayraklıya geçiş sonrası, Sigortalı davacı … adına, tekne adı da … olmak üzere 11 nolu zeyilnamenin düzenlendiği, 11 nolu zeyilname düzenlenmeden önce sigortalının …. LTD. Şirketi olduğu, davacı yanın dava dilekçesi ekinde poliçe örneğini tüm sayfaları ile birlikte sunduğu, dolayısıyla poliçenin sigortacı tarafından sigortalı yana verildiği, sigortalı şirketin yaptığı sözleşme/poliçeden haberdar olduğunun ve sigortalı şirketin basiretli davranarak itiraz hakkını kullanması gerektiğinin kabulü gerektiği, ayrıca TTK 1423/2. maddesine göre aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettirenin 14 gün içinde itiraz edebileceği, itiraza uğramayan poliçenin yazılı şartlar dahilinde yapıldığının kabulü gerektiği, başvuru sahibinin poliçeye dayandıktan sonra bazı hükümleri kabul edip, bazılarının kabul etmemesinin hukuka aykırı olduğu, Davacı, TTK’nın 1423. maddenin 2. fıkrası kapsamında sözleşmenin inikadından sonraki yasal süre içinde sözleşmeye itiraz ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre açık yasa hükmü gereği sözleşmenin poliçedeki şartlara uygun olarak yapıldığının kabulü gerekir. Bu durumda, poliçe muafiyetleri kapsamında davacının sigorta tazminatı talep edememesinde davalı … şirketinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı göz önüne alındığında, ilk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.