Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/412 E. 2019/423 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/412 Esas
KARAR NO : 2019/423 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/639 Esas 2018/821Karar
TARİH : 26/10/2018 Tarihli Ek Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili bankanın 17/11/2014 tarihinde yapılan kasa sayımında 12.400 TL açık olduğunun fark edildiğini, bunun üzerine o gün işlem gerçekleştiren müşterilerle görüştüklerini ve işlemlere ait kamera kayıtlarının incelendiğini, açığın davalının … refarans numaralı 25.300 TL tutarlı nakit yatırma işleminden kaynaklandığının tespit edildiğini, izlenen kamera görüntülerinde de para sayma makinesinin hata vermesi sebebi ile yatırılan bedellerin birden fazla sayılması neticesinde davalının sebesiz zenginleştiğini, paranın iadesi için davalı ile iletişime geçilmesine rağmen herhangi bir sonuç alınamadığını ve davalıya 30 Aralık 2015 tarihinde Sultanbeyli …. Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarın keşide edildiğini ileri sürerek, sehven hesaba yatan fazla bedel olan 12.400 TL’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, tarafların tacir olduğunu ve davanın Ticaret Mahkemelerinde görüldüğünden iddia ve savunmalarını HMK uyarınca yazılı delil, dekont, makbuz, ticari defterler gibi evraklarla yapabilecekleri, bu nedenle davcının dilekçesine koyduğu resim ve video kayıt görüntülerinin hukuken bir geçerliliği olmadığını, bilirkişi talebinin de hukuk mantığına aykırı olduğunu, böylesine bir uyuşmazlığı giderecek bilirkişi olamayacağı gibi bilirkişinin verilen parayı videodan izleyip tespitinin de mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirket yetkilisi … verilen dekonttan ekte de görüldüğü üzere 28 adet 200’lük 152 adet 100’lük 36 adet 50’lik 40 adet 20’lik 186 adet 10’luk ve 2 adet 5’lik banknot olarak hesabına yatırılan tutarın 25.300’TL olduğunu, dekontta yatırılan paranın tek tek dökümü olduğunu, tüm bu hususlar sebebiyle yazılı delile karşı ancak bu neviden delille ispatın mümkün olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 19/07/2018 tarih 2015/639 E., 2018/821 K. sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili 16/10/2018 tarihli istinaf dilekçesini vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/10/2018 tarih 2015/639 Esas 2018/821 sayılı EK kararında;”Davalı vekili 16/10/2018 tarihli dilekçesi ile mahkememizin 19/07/2018 tarih 2015/639 Esas 2018/821 Karar sayılı ilamına karşı istinaf yoluna başvurmuş, istinaf kanun yoluna ilişkin olarak 16/10/2018 tarihinde maktu harç yatırdığı anlaşılmıştır.Mahkememizin 2015/639 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememizin 19/07/2018 tarih 2015/639 Esas 2018/821 Karar sayılı ilamı ile istinaf yolu açık olmak üzere davanın kabulüne karar verildiği, mahkememiz ilamının davacı tarafın talebi üzerine taraflara tebliğe çıkartıldığı, tebligat mazbatalarına fiziki olarak ulaşılamadığı, ancak UYAP sisteminden yapılan sorgulamada kararın davalı tarafa 27/09/2018 günü tebliğ edildiği görülmüştür.6100 sayılı HMK’nın 341 ve devamı maddelerinde istinaf kanun yolu düzenlenmiş, istinaf kanun yoluna başvuruya ilişkin 345. maddesinde “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmüne ve 346/1.madde ve fıkrasında da “İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından; Mahkememiz gerekçeli kararının davalı tarafa 27/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’nın 345. maddesine göre iki haftalık istinaf kanun yoluna başvuru süresinin 11/10/2018 tarihi itibariyle sona erdiği, ancak istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra 16/10/2018 tarihinde sunulduğu …”gerekçesi ile, Davalının süresinde sunulmayan istinaf dilekçesinin HMK’nın 345.maddesi uyarınca reddine karar verilmiş ve ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin 26.10.2018 tarihli kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemenin kararında, emekli bir bankacı bilirkişinin henüz kamera kayıtlarını dahi izlemeden hasıl olduğu kanaatine dayalı olarak vermiş olduğu rapor ile müvekkili şirket yetkilisi ve sahibi …’in 25.300-TL tutarındaki parayı yatırırken aslında 12.900-TL yatırdığını ve bu sebeple davacının davasını kabul ettiğini belirttiğini, işbu kararın hiçbir hukuki temele dayanmadığı ve hukuki olmaktan uzak olduğunu, Öncelikle mahkemenin kararına dayanak yaptığı bilirkişinin dosyada bilirkişilik yapmasını gerektirecek hiçbir vasfı olmadığını, hukuki bir altyapısı da olmadığını ve açıkça dosyada taraf olduğunu, bilirkişinin açıkça bilirkişilik görevini de kötüye kullandığını, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, sadece bir kaç resme bakıp, davacının davasının haklı olduğu yönünde beyan veren ve akabinde kamera kayıtlarını inceleyip yine aynı yönde rapor oluşturan bilirkişinin raporunda hiç bir geçerlilik olmadığını, sadece para sayma makineleri 200’lik olarak sayar gibi saçma ve yalan bir ifadeyle davacı lehine rapor oluşturan bilirkişinin bu sıfatı hakeder bir yanı olmadığını, Bilirkişinin yapmış olduğu tespitlere bakılacak olursa, para sayma makinelerinin genellikle 200 banknota ayarlandığı ve bu kabule göre para sayma makinesinin 3 defa getirilen parayı sayması gerektiği ifade edildiğini, bir bilirkişi tarafından böylesi bir tespitle rapor oluşturulmasının hatalı olduğunu, para sayma makinelerinin genellikle 100’erli sayarak 100’erli desteler halinde paralar bantlandığını, aynı şekilde 200’e 300’e ve başkaca tutarlara da ayarlanabildiğini, mahkemenin genelde para sayma makineleri 200’erli sayr o halde davacı haklıdır gibi bir raporla karar oluşturduğunu, fakat müvekkilinin kaç tane para getirdiği, getirdiği paraların dökümü nasıldır gibi ticaret mahkemesince araştırılması gereken hiçbir tespitin yapılmadığını, Aynı bilirkişinin hukuki mahiyette yorumlarına ve kanuni atıflarının da Medeni Kanunun 2,3,6 ve 7. Maddelerine olduğunu, bu maddelere bakılacak olursa 2 ve 3. Madde iyi niyet, dürüstlük kuralı ile ilgili 6. Madde ispat yükü ile ilgili ve 7. Madde de resmi sicil ve senetlere güvenin esas olduğu ile ilgili olduğunu, bu maddelerden hangisinin olayla ilgili olduğu ve neden bilirkişinin raporuna bu alakasız maddeleri koyduğunun açıklatılması gerekirken yerel mahkemece bu da yapılmayıp bu raporla karar oluşturulduğunu, Davacının ve müvekkili şirketin birer tacir olup, basiretli birer tacir olarak iddia ve savunmalarını da HMK uyarınca ancak yazılı delil, dekont, makbuz, ticari defterler gibi evraklarla yapabileceğini, bu sebeple davacının dilekçesine koyduğu resim ve video kayıt görüntülerinin hukuken bir geçerliliği olmadığını, mahkemece de davacının bu iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirket yetkilisi… verilen dekontun da dosyada mübrez olduğunu, dekonttan da görüldüğü üzere, müvekkili şirket yetkilisinin 28 adet 200’lük, 152 adet 100’lük, 36 adet 50’lik, 40 adet 20’lik, 189 adet 10’luk ve 2 adet 5’lik banknot olarak hesabına 25.300,00-TL yatırdığını, dekontta yatırılan paranın dökümlü listesinin mevcut olduğunu, Bir ticaret mahkemesinde varsayımlara dayanılarak karar verilemeyeceğini, olayda eğer varsayımlar üzerinden gidilecekse, bir çok varsayım üretilebileceğini, bir banka müşterisinin elindeki dekonta güvenemeyecek olmasının kabul edilemez olduğunu, Davaya konu para yatırma işlemini bizzat şirket sahibi ve yetkilisi …yaptığını, kendisinin müvekkili şirketin yetkilisi ve sahibi olup çevresinde de dürüstlüğüyle ve hak yememesiyle bilinen bir kişi olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 26/10/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/639 Esas 2018/821 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Talep mahkemece verilen 26/10/2018 tarihli HMK 345 maddesi gereğince süresinde olmayan istinaf başvurusunun reddine dair ek kararın istinafına ilişkindir.Davalı vekili, mahkemece verilen ek karara karşı verdiği istinaf dilekçesinde genel olarak mahkemenin gerekçeli kararına karşı istinaf sebeplerini ileri sürmüş ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu veya yerinde olmadığı yönünde herhangi bir istinaf sebebi belirtmemiştirMahkemece verilen 19/07/2018 tarihli gerekçeli karar taraflara tebliğe çıkartılmış, uyaptan yapılan kontrolde davalı vekiline 27/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. HMK 345 maddesine göre istinaf süresi ilamın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftadır, buna göre istinaf başvuru süresinin 11/10/2018 tarihinde dolduğu, davalı vekilinin istinaf dilekçesini ise 16/10/2018 tarihinde verdiği anlaşıldığından, süresinde verilmeyen istinaf dilekçesinin reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin bu karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/03/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.