Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/396 E. 2019/566 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/396 Esas
KARAR NO : 2019/566 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/930 Esas
TARİH : 24/01/2019 (Ara Karar)
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili 28/11/2018 tarihli dilekçesi ile; 15.11.2018 tarihli duruşmasının 3.nolu ara kararı ile ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, teminat bedelinin yatırılamadığından tedbir kararının hükümsüz kaldığına ilişkin ara karar oluşturulduğunu, müvekkilinin hak kaybına uğramaması için 08.01.2018 ve 27.02.2018 tarihli dilekçelerde etraflıca açıklandığı üzere davalı …nin ve …’ın taşınır, taşınmaz mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulması adına ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 30/11/2018 tarihli ara kararı ile; davacının iddiası, davalıların savunması, toplanan deliller, rapor ve ek rapor ile tüm dosya kapsamına göre davacının ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulü ile, dava değeri ile (manevi tazminat talebi hariç tutulmak üzere, maddi tazminat talebi dikkate alınarak toplam 416.876,63 TL) sınırlı olmak kaydıyla davalıların taşınır ve taşınmaz mallarıyla 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davalılar vekili 06/12/2018 tarihli dilekçesi ile; eksik inceleme ile yapılan bilirkişi raporuna göre dayanak alınan, davalıların ticari hayattan silinmesine neden olabilecek ihtiyati haciz niteliğindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek uygun bir teminatla kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 24/01/2018 tarih 2014/930 Esas sayılı ara kararında;”Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına uygun olarak verilen ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın yerinde olmadığı ve tedbir kararından dönülmesini gerektirir yeni bir olgu ileri sürülmediğinden…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin red kararına dayanak yaptığı bilirkişi raporu ve diğer tüm olguların hatalı ve eksik değerlendirmelere dayalı olduğunu, Raporda sarih, sonuca elverişli olmadığı gibi çelişkili ve yanıltıcı beyanlar içerdiğini,Personel geçişinin hiçbir suretle müvekkillerinden kaynaklanan nedenlerle olmayıp, müvekkillerinin dışında davacı şirket ile başkaca hissedarı arasındaki bir kısım işlemlerden kaynaklandığını, Raporda hiçbir suretle davacı şirketin müvekkilleri dışında kendi diğer hissedarları tarafından zarara uğratıldığı yönündeki delil ve mahkeme kararları gözetilmediğini, Mahkemece hatalı tespitler dolayısıyla müvekkillerinin sanki davacı şirkete yönelik haksız rekabete dayanan eylemleri varmış gibi bir kanaat oluştuğu, bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, Toplam müşteri sayısının %10’luk kısmı dahi müvekkili şirkete geçmemişken, %88,98 olduğu iddia edilen geçişin ayrıntılı izahının bilirkişi raporunda bulunmadığını, ayrıca bilirkişilerin somut olayda davacı ve müvekkili şirketin iştigal alanını ve çalışma prensiplerini de bilmediği, sektöre yabancı olduklarını, İlk derece mahkemesine müzekkere yazılması talepleri ve uzman bilirkişi seçilmesi taleplerinin incelenmediğini, eksiklikler giderilmeden tedbir kararı verildiğini,Mahkemece inceleme yapılsa idi, müşteri portföyünün asıl olarak İstanbul 4. ATM 2014/928 esas sayılı dosyasından davacı şirketi zarara uğrattığı tespit edilen şirketin %51 hissesinin eski sahibi … sahibi olduğu …. A.Ş.’ye geçtiğinin tespit edileceğini, Tedbir kararı sonrası müvekkili şirketin zarara uğradığı ve bu durumun başka dosyalara sirayet ettiğini, haciz tehdidi ile karşı karşıya geldiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/930 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Davada, davacı vekili davalının davacı şirketin ortağı olduğunu, şirketin zararına çalıştığını, aynı iş kolunda yeni bir şirket kurduğunu, şirketin müşterilerini kendi şirketine yönlendirdiğini, müşteri portföyünü ele geçirdiğini ileri sürerek; haksız rekabetin tespitine, men’ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin kabul kararı vermiş, davalı tarafından itiraz üzerine 24/01/2019 tarihli açılan duruşmada, verilen karardan dönülmesini gerektirir yeni bir olgu ileri sürülmediğinden, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinafa başvurulmuştur. Her ne kadar ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir karar verilmiş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/9206 esas, 2016/8201 karar sayılı kararı emsal alındığında, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kabul edilerek, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilerek, karar verildiği görülmekle, verilen tedbir kararının, İİK’nın 257. maddesinde yer alan ihtiyati haczin şartlarına uygun olup olmadığı yönünde istinaf incelemesi yapılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davanın para alacağına ilişkin olduğu ve somut olayda İİK’nın 257. maddesinde yer alan ihtiyati haczin şartlarının bulunduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ve en önemlisi mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, davacı şirketten davalının kurmuş olduğu şirkete personel geçişi ve müşteri portföyünden yararlanma olduğu belirlenmekle, davacı tarafça yaklaşık ispatın yerine getirildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince itirazın ret kararı ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.