Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/390 E. 2019/1616 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/390 Esas
KARAR NO : 2019/1616 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/560 Esas 2018/1204 Karar
TARİH : 15/11/2018
DAVA :Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin 19/03/2018 tarihinde 2017 yılına ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığını,müvekkilirinin davalı şirkette %23,48 hisse sahibi olduğunu, Genel Kurul Toplantısında; finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesi , yönetim kurulu faaliyet raporu ile bağımsız denetim raporunun okunup müzakere edilmesi, 2017 yılına ait bilanço ve kar zarar hesaplarının okunması ve onaylanması, yönetim kurulunun ayrı ayrı ibra edilmesi, yeni seçilen yönetim kurulu ücret, prim ve diğer sosyal haklarının belirlenmesi ve kar dağıtımı ile ilgili karar alınmasına ilişkin 2,3,4,6,7 numaralı gündem maddelerinin görüşülmesinin TTK 420.maddesi gereği ertelendiğini, ancak bu ertelemenin doğal sonucu olarak yönetim kurulu üyeleri seçiminin de ertelenmesi iken bunun yapılmadığını, çoğunluk hissedarlarının isteği ile yönetim kurulu üyelerinin seçimi maddesine geçidiğini, müvekkillerinin ve diğer hissedar …’nin buna itiraz ettiğini, bu konudaki muhalefetini tutanağa geçirdiğini, yapılan itirazlara rağmen divan başkanlığının yeni yönetim seçimine girdiğini, çoğunluk hissedarlarının oyları ile … A.Ş. Ve …Tic. A.Ş.’nin yönetim kuruluna seçildiğini, yeni yönetimin eski yönetim ile aynı olmasının hukuka ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, yönetim kurulunun görevden alınması da seçilmesi de finansal tabloların müzakerersi ile ilgili olduğunu, TTK 413/3.maddesi gereğince finansal tabloların müzakeresinin ertelendiği hallerde yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminin de ertelenmesinin kanun gereği olduğunu, buna bağlı olarak gündemin beşinci maddesinin de görüşülmeye geçilmesinin ve yönetim kurulunun aynen seçilmesi nedeniyle iptali gerektiğini, genel kurulda bağımsız denetçi seçilmesi hakkındaki sekiz numaralu gündem maddesine geçilmesine ve buna maddenin görüşülerek karara bağlanmasına da müvekkillerince itiraz edildiğini, zira bağımsız denetçi de finansal tabloların müzakeresinin ve ibrasından sonra alınabilecek bir karar olduğunu, müvekkilinin bu konuda da muhalefet şerhini zapta geçirdiğini, yine yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine şirket konusu işler ile iştigal etme izin verilmesinin de aynı gerekçeler ile itiraz edilerek muhalefet şerhinin tutanağa geçirildiğini ileri sürerek, davalı şikretin 19/03/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulundaki toplantı gündeminin beşinci maddesinin görüşülmesine ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine dair kararın, toplantı gündeminin sekizinci maddesinin görüşülmesine ve yeni bağımsız denetçi seçilmesine dair kararın, toplantı gündeminin dokuzuncu maddesinin görüşülmesine ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin TTK 395 ve 396.maddeleri uyarınca şirket konusu işler ile iştigal etmesine izin verilmesine ilişkin kararın TTK 445.maddesi gereğince iptaline ve TTK 449.maddesi gereğine yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin 19/03/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu seçildiğini, yönetim kurulu seçilmesine ilişkin iptal isteminin konusuz kaldığını, davacıların davayı açmakta hukuki yararları kalmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulen reddi gerektiğini, müvekkili şirketin muhtemel zararına karşılık TTK 448 ve 451.maddeleri gereğince davacıların teminat yatırması gerektiğini, huzurdaki davanın TTK 448/2 amir hükmü gereğince İstanbul 7. ATM 2018/546 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, esasa ilişkin huzurdaki davanın kötü niyetli açıldığını, davacıların genel kurulu erteleme taleplerinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, gündemin beşinci maddesinin iptal talebine ilişkin yeni yönetimin seçilmesinin biz zorunluluk olduğunu, şirketin organsız kalmaması için yönetim kurulu oylamasına geçildiğini, yeni yönetim ile eski yönetimin aynı olması tek başına iptal nedeni olmadığını, yönetim kurulunun seçilmesinin finansal tablolarla ilgili olduğu gerekçesiyle seçiminde ertelenmesi itirazlarının haksız olduğunu, gündemin sekizinci maddesi olan bağımsız denetçi seçimine ilişkin kararın iptal talebinin bağımsız denetçinin seçimi konusunun TTK 420’de yer alan finansal tabloların ertelenmesine ilişkin konu ile bir ilgisinin bulunmadığını, gündemin dokuzuncu maddesi olan şirket konusu işlere iştigale izin verilmesine ilişkin kararın iptal talebinin TTK 395 ve 396.maddelerine göre verilen izinlerin grup dışı şirketlerde faaliyet izni olarak verilmemetke olduğunu, davacıların yürütmenin geri bırakılmasın ilişkin yürütmeyi durdurmayı gerektirecek bir durum olmadığını, TTK 420.hükmüne göre ertelenen genel kurul toplantısında iptalini istedikleri yönetim kurulu seçimine ilişkin kararın konusuz kaldığını, TTK 448/2 hüküm gereğince huzurdaki davanın İstanbul 7 ATM’nin 2018/546 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davacılardan TTK 448 ve 451 maddeleri gereği teminat alınmasına ve genel kurulun 5.maddesinde alınan 28/06/2018 tarihli genel kurul ile yeniden gündeme alındığından konusuz kalan bu talebin reddine, davacıların bu davayı ikame etmekte hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine, genel kurul 5,8 ve 9.maddelerinin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 15/11/2018 tarih 2018/560 Esas 2018/1204 Karar sayılı kararında;”Dava, TTK.445.maddesi gereğince anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.Dosya içine iptali istenen genel kurul toplantı tutanağı,hazirun cetveli,davalı şirket ticaret sicil dosyası alınmıştır.Somut olayda;Davacılar … ve …, davalı şirkette toplam 2.400.000.000 hissede 563.528.166 hisse sahibi olan ve toplamda %23,48’e denk gelen hissedar ortaktır. Bu anlamda davacılar TTK 418.maddesi gereğince sermayenin en az 1/4’ünü karşılayan pay sahipleridir. Dava açma hakları mevcuttur. Dava, 18/06/2018 tarihinde açılmıştır. Genel kurul tarihi 19/03/2018 olup, TTK 445.maddesi gereğince yasal 3 aylık süre içinde dava açılmıştır. İncelenen genel kurul tutanağında davacıların TTK.446.maddesi gereğince toplantıda hazır bulundukları, iptali istenen 5,8 ve 9 numaralı maddelerdeki görüşmelerde olumsuz oy kullandıkları ve muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına yazdırdıkları tespit edilmiştir. Davacılar davalı şirketin 19/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 5-yönetim kurulu seçilmesi, 8-bağımsız denetçi seçilmesi, 9-yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine şirket işleri ile iştigal izni verilmesi şeklindeki kararların iptalini istemektedir.5 ve 9 numaralı kararların iptal gerekçesi olarak davacılar TTK 413/3.maddesinde açıklanan “Yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yıl sonu finansal tablolarının müzakeresi ile ilgili sayılır” hükmünü açıklamıştır. 5 ve 9 numaralı kararlar yeni yönetim kurulunun seçilmesi ve yönetim kuruluna yönetim konusunda yetki verilmesine ilişkindir. İncelenen genel kurul toplantı tutanağında mevcut yönetim kurulunun ibra edilmesinin ve finansal tabloların onaylanmasının TTK 420.maddesi gereğince 28/06/2018 tarihinde yapılacak ikinci genel kurul toplantısına ertelendiği anlaşılmıştır. Erteleme kararı gereğince finansal tablolar onaylanmamış ve mevcut yönetim kurulu da ibra edilmemiştir. Bu nedenle TTK 413/3.maddesi gereğince 5 ve 9 numaralı kararlar kanuna aykırıdır. TTK 445.maddesi gereğince kanuna aykırı olarak alınan 5 ve 9 numaralı kararların iptaline karar vermek gerekmiştir. Taraf vekillerinin beyanlarına göre davalı şirkette bağımsız denetçi şirket denetim görevini üstlenmiştir. Yapılan genel kurul toplantısında bağımsız denetçi olarak atanan şirket işlemleri finansal tablolar onaylanmadığı için ibra edilmemiştir. Bağımsız denetçi şirket ibra edilmeden yeniden aynı göreve seçilmiştir. Bu da TTK 445.maddesi gereğince esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırıdır. 8 numaralı genel kurul kararının da bu nedenle iptaline karar vermek gerekmiştir. Davacılar TTK 449.maddesi gereğince yürütmenin durdurulmasını istemiştir. Ancak alınan ticaret sicil kayıtlarından davalı şirketin 28/06/2018 tarihinde ertelenen genel kurulunun yapıldığı, şirketin işleyişinde iptaline karar verilen önceki genel kurul kararlarının etkili olmadığı ve yeni kararlar alındığı tespit edilmiştir. Yürütmenin durdurulmasında davacıların ve davalı şirketin hukuki yararı yoktur. Bu nedenle istem reddedilmiştir. Davalı vekilinin teminat istemide hukuki yarar bulunmadığından kabul edilmemiştir.Davanın ilanı da yasa koşulu olmayıp ihtiyari olarak yapıldığından tensip ile yapılmadığından tahkikat aşamasında yapılması da uygun bulunmamıştır.” gerekçesi ile; 1- Davalının birleştirme talebinin mahkememiz dosyasındaki davacıların iptali istenen GK tutanağındaki beyanları ve muhalefet şerhleri dikkate alınarak reddine,2-Davalı vekilinin teminat istemi talebinin reddine,3-Davanın ilanı yasa koşulu olmayıp ihtiyari yapıldığından bu aşamada reddine,4-Davacının iptal talebinin TTK 413/3.mad. Ve 445.maddeleri gereğince kabulü ile 19/03/2018 tarihinde yapılan… San ve Tic. A.Ş.’nin 2017 yılına ait GK’unda alınan 5,8 ve 9 no.lu kararların iptaline, Karar tarihi itibariyle TTK 449 koşulları oluşmadığından davacının yürütmenin geri bırakılması talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi kararının usul ve esasa ilişkin hatalı değerlendirmeler sonucu verildiğini, Davada hukuki yarar bulunmamasına bağlı dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-H maddesi gereğince evvelemirde reddi gerekirken kabulü ile hükmün gerekçelendirilmemesinin ve icra edilemez nitelikte olmasının hukuka aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesinin HMK 114/1-h maddesi gereğince yönetim kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının iptali istemini resen dava şartlarının yokluğu sebebiyle reddetmesi gerektiğini, Bu hususta Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/11768 E. 2017/2429 K. 23/03/2017 tarihli ilamının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/2-417 E. 2011/479 K. 06/07/2011 tarihli içtihadının bulunduğunu ve bu kapsamda davanın konusuz kaldığını,İlk derece mahkemesinin bu hususlara değinmeden hangi şartlar altında karar alındığına bakmadan ve gerekçe belirtmeden hüküm tesis ettiğini, Yönetim kurulunun seçimini iptal eden mahkeme kararının icra edilemez bir karar olduğunu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 08/02/2001 T. E.755/K.1157 sayılı kararında vurgulandığı üzere icra edilemeyecek bir kararı mahkemelerin veremeyeceğini, Mahkemece cevap dilekçesinde belirtilen hususların görmezden gelindiği, HMK hükümlerine göre kararların gerekçeli olmasının şart olduğunu, Emredici TTK mad.448/2 hükmü ve HMK mad.166 gereğince birleştirme kararı vermesi gereken yerel mahkemenin, birleşme taleplerini İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/546 Esas sayılı dava dosyası incelenmeksizin birleştirme talebini reddederek usul ve yasaya aykırı olarak ilk celse karar verdiğini, Yargıtay’ın yerleşik yargı kararlarında da Kanun gereği “birden fazla iptal davası açıldığı takdirde söz konusu davaların TTK’nın 448/2.madde hükmü gereği birleştirilerek görüleceği, aksi durumun resen ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını gerektirdiği” vurgulandığı, Bu hususta Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin T.15/10/2018 E.2017/504 K.2018/6319 sayılı ilamının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun T.02/04/2014 E.2013/11-1048 K.2014/430 sayılı içtihadının bulunduğunu, Bu sebeple, ilk derece mahkemesi kararının TTK 448/2 madde hükmü gereği resen esasa dahi girmeden HMK 353/1-a mad. uyarınca usulden kaldırılması gerektiğini,
İlk derece mahkemesince basit yargılama kurallarına uyulmadığını, İlk derece mahkemesinin 5 nolu karara ilişkin iptal gerekçesinin isabetli olmadığını, cevap dilekçesinde vurgulanan finansal tabloların ertelenmesine ilişkin davacı tarafın kötü niyetinin değerlendirilmediğini, davacılardan hiçbirisinin birinci genel kurul toplantısı öncesinde söz konusu finansal tabloları ve sair belgeleri inceleme talebinde bulunmadığını, söz konusu finansallara genel kurul toplantısı esnasında doğrudan itiraz etmelerinin kötü niyetli olduğunu, davacıların huzurdaki davayı açmasının altında yatan asıl sebebin davacılar ile aynı zamanda şirketin yönetim kurulu üyeliğini de yapan diğer pay sahipleri arasındaki şahsi husumet olduğunu, İlk derece mahkemesinin ibra edilse bile aynı yönetim kurulu üyelerinin diğer genel kurulda seçilmesinin önünde yasal bir engel olmadığı hususunu görmezden geldiğini, TTK mad.420 ve TTK mad.413 hükmünün mutlak bir şekilde uygulanmasının Kanunun ruhuna aykırı düşeceği savunmalarının görmezden gelindiği ve hiç itibar edilmediğini, Davaya konu haksız ve kötü niyetli iddia ve taleplerin müvekkili şirketin geçmişten bugüne yoğun bir emek harcayarak, etik ticaret anlayışıyla dünya piyasalarında tesis ettiği bu güvene, ticari iş ve ilişkilerine zarar vermesinin gündelik iş ve işlemlerini aksatması halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi güç kayıpların doğacağını, Finansal tablolar ertelense dahi yönetim kurulunun seçilebileceğine ilişkin çok sayıda yerleşik karara da aykırı bir karar verildiğini, finansal tabloların ertelenmesi halinde mutlak bir şekilde yönetim kurulu üyelerinin seçiminin ertelenmeyeceğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/13357 E. 2015/9986 K.)Mahkemenin erteleme taleplerinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu konusunda hiçbir değerlendirme yapmadığını, Gündemin 8 nolu kararının iptaline ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini, 6102 sayılı Kanun’da bağımsız denetçinin artık şirketin organı olmadığını, bu nedenle bağımsız denetçinin oylanması sistede bulunmayacağı, bağımsız denetçinin yeni sistemde şirketin fotoğrafını çeken ve genel kurula ve şirkete sunan kişi pozisyonunda olduğunu, bağımsız denetçinin artık şirketin organı olmadığını, Bağımsız denetçinin seçimi konusunun TTK 420.maddesinde yer alan finansal tabloların ertelenmesine ilişkin konu ile bir ilgisi bulunmadığını, İlk derece mahkemesinin ibraya ilişkin bir hususu öne sürerek bağımsız denetçiye ilişkin bütün TTK hükümlerine görmezden geldiğini, Yargıtay’ın hem yönetici hem de bağımsız denetçi seçimine ilişkin verdiği karar bulunduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/12/2014 T. 2014/13853 E. 2014/19407 K.)Gündemin 9.maddesine ilişkin mahkemenin kararın iptali gerektiğini, cevap dilekçesinde belirtildiği üzere yöneticilerin … topluluğu dışında bir başka yöneticilik yapmadıklarını, mahkemenin konuyu bu açıdan yanlış değerlendirdiğini, hatta davacılarla müşterek yönetilen şirketler bulunduğunu, davacıların davaları bu talepleri bu açıdan dahi kötü niyetli olduğunu, mahkemenin şirketin durumunu, şirketin bir grup şirketi olmasını göz ardı ederek karar verdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, usule ilişkin istinaf başvurularının 353/1-a hükmü gereğince kabulünü, aksi halde duruşmalı inceleme yapılarak, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/560 Esas 2018/1204 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; davalı şirketin 19/03/2018/ Tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,8,9 numaralı kararların iptaline ilişkindir. Mahkemece, davacının iptal talebinin TTK 413/3.mad. Ve 445.maddeleri gereğince kabulü ile, 19/03/2018 tarihinde yapılan … San ve Tic. A.Ş.’nin 2017 yılına ait GK’unda alınan 5,8 ve 9 no.lu kararların iptaline, karar tarihi itibariyle TTK 449 koşulları oluşmadığından davacının yürütmenin geri bırakılması talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karar davalı tarafça istinaf edildiği için istinaf açısından uyuşmazlık konuları, dava konusu genel kurul kararlarının 6102 sayılı TTK’ nın 445.maddesinde yazılı olduğu şekilde kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı yönündedir. Davalı vekilinin emredici TTK mad. 448/2 hükmü ve HMK mad.166 gereğince birleştirme kararı vermesi gereken yerel mahkemenin, birleşme taleplerini İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/546 Esas sayılı dava dosyası incelenmeksizin birleştirme talebini reddederek usul ve yasaya aykırı olarak ilk celse karar verdiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Dosya içinde İstanbul 7 ATM’nin 2018/546 E. sayılı dosyası örneği bulunmamakla birlikte, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafça dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. İstanbul 7 ATM’nin 2018/546 E. sayılı dosyasının dava dilekçesi incelendiğinde; davacılar … tarafından aynı davalı şirkete karşı 19/03/2018/ tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,8,9 numaralı kaarların iptaline ilişkin 18/06/2018 tarihinde dava açıldığı, davalı tarafça her eki davanın birleştirilmesi talep edildiği halde, mahkemece 15/11/2018 tarihli duruşmanın ara kararı ile davalının birleştirme talebinin mahkeme dosyasındaki davacıların iptali istenen GK tutanağındaki beyanları ve muhalefet şerhleri dikkate alınarak reddine karar verildiği görülmüştür.6102 Sayılı TTK. Nın 448/2 Maddesinde;” ….Birden fazla iptal davası açıldığı taktirde davalar birleştirilerek görülür,” hükmü düzenlenmiştir.Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 15/10/2018 tarih ve 2017/504 Esas,2018/6319 Karar sayılı kararında kararında da belirtildiği üzere; 6102 Sayılı TTK. nın 448. maddenin 2. fıkrasında yer alan ”Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde davalar birleştirilerek görülür,” hükmü uyarınca şirket genel kurul kararlarının iptali amacıyla birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilerek görülmesi gerekmektedir.Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 448. maddesinin 2. fıkra son cümlesi uyarınca değerlendirme yapılıp dava dosyalarının birleştirilerek görülmesi gerekirken yasanın açık hükmüne aykırılık yapılması yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin esasa yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/11/2018 tarih ve 2018/560 Esas – 2018/1204 Karar sayılı kararının HMK’ nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Davalının diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında sarfedilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 31,50 TL olmak üzere toplam 152,80 TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.