Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/388 E. 2019/386 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/388 Esas
KARAR NO : 2019/386 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018 (Ek Karar)
NUMARASI : 2017/4946 D.iş 2017/4946 Karar
TALEP : İhtiyati Haczin Kaldırılması Talebi
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka tarafından dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’e kredi kullandırıldığını, kredi borçlusuyla aralarında imzalanan sözleşmeleri aleyhine ihtiyati haciz istenen şahıslar tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını; kredi borçlarının ödenmediğini bu nedenle sözleşme gereğince hesabı kat edip, Gebze… Noterliğinin 04/07/2017 tarihli ve …. yevmiye nolu kat ihtarnamesiyle, aleyhine ihtiyati haciz istenen kefillere ve borçlu şirkete tebliğe gönderildiğini; ancak ödemenin söz konusu olmadığını, banka tarafından her ne kadar rehinde alınmışsa da, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla henüz takipte bulunulmadığını ve borcun ipotek bedellerini aştığını bildererek toplam 960.123,33 TL üzerinden 2004 sayılı İİK nın 257. ve devamı maddeleri gereğince; karşı taraftakilerin menkul ve gayrımenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesi 02/10/2017 tarihli kararı ile, talebin İİK 257 maddesi gereğince ihtiyati haciz talebi olduğu; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması ve kuvvetle muhtemel olmasının gerekli ve yeterli olduğu; … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin sözleşmeleri müteselsil kefil olarak imzaladıkları; 01/03/20174 tarihli … nolu sözleşmede kefalet limitinin 925.000,00 TL olduğu … nolu 28/01/2016 tarihli sözleşmede ise kefalet limitinin 1.000.000,00 TL olduğu; hesap katından anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz istenen borcun kefalet sınırları içinde kaldığı ve sözleşmeye göre hesabın kat edilip alacağın muaccel olduğu; anlaşılmış bulunduğundan, İİK nın 257. ve devam eden maddeleri gereğince talebin teminat karşılığı kabulüne, talep eden bankanın iddia ettiği 960.123,33 TL alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere borçlunun, taşınır, taşınmaz mallarının, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile, banka tarafından …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı kredi borçlarına karşı müvekkillerinin maliki olduğu iki adet taşınmaza davacı banka alacaklarına karşılık teminat olarak 2.100.000.TL ipotek tesis ettiğini, bankanın hesap kat ihtarı göndererek toplam alacağının 1.023.499.TL olduğunu kabul ettiğini, söz konusu ihtarnamenin kredi borçlusu … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye tebliğ edilmediği, iade edildiğini, hesap kat ihtarının tebliğ edilmeden iade edilmesine rağmen yeniden ihtarname gönderilmediğini, bu halde hesap kat ihtarı tebliğ edilmeden alacağın muaccel hale gelmeyeceğini, banka tarafından alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, ihtarname haricen öğrenilerek hatalı hesaplanan alacağa ve ferilerine itiraz edildiğini, bu nedenle alacağın yargılamayı gerektirdiğini, bankanın İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından 1.007.749.TL asıl alacak ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçtiğini, bankanın 1.007.749.TL alacağına karşılık 2.480.000.TL değerinde taşınmazda ipotek bulunduğunu, bankanın mahkemeyi yanıltarak ipotek limiti üstünde alacağı olduğunu iddia ederek ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, alacağın muaccel olmadığı gibi alacağın miktarın fazlasının teminat altında olduğunu savunarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 25/01/2018 tarih 2017/4946 D.iş 2017/4946 sayılı kararında;”Yapılan inceleme neticesinde; Talep ihtiyati hacizin kaldırılmasına ilişkin olup; itiraz edenler vekili, itirazında 2 konu başlığında ihtiyati hacize itiraz etmektedir. Bunlardan ilki, alacağın muaccel olmadığına ilişkin olup; bankanın borçluya gönderdiği ihtarın dahi bila ikmal iade edildiğini, alacağın muaccel olmadığını bildirmiştir. Ancak, sözleşmenin 13.2-A maddesi gereğince, borçlunun bankaya bildirdiği adrese yapılan tebligatlar, borçlu o anda o adreste olmasa dahi geçerli olacağından, adresten ayrılacak borçlunun bankaya yeni adresini bildirmesinin zorunlu olması karşısında, tebligatın geçerli kabulü zorunlu olmakla beraber zaten Yargıtay 19. HD’nun 2009/2660 Karar – 2116 Esas sayılı kararında da bildirildiği üzere, “İhtiyati haciz için gerekli olan şartlardan bitanesi alacağın muaccel olmasıdır, borçlunun temerrüte düşürülmesi şart değildir.” bu sebeple borçlunun, temerrüte düşürülmesine gerek bulunmayıp, alacağında bankanın hesabı kat ettiği anda muaccel olacağı taraflar arasındaki sözleşme ve yine Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 2014/12.350 Esas 2015/9736 Karar sayılı ve 01/07/2015 tarihli kararı gereğidir. Bu sebeple, mahkememizde ihtiyati hacze konu olan alacak, bankanın hesabı kat etmesi ile muaccel hale gelmiş bir alacaktır, buna yönelik haczin kaldırılma sebebine bu nedenle itibar edilmemiştir. İtiraz edenin dayandığı ikinci sebep ise; ihtiyati haciz için şartlardan birinin alacağın ” rehinle temin edilmemiş olmasıdır.” gerçekten alacak rehinle temin edilmiş olması halinde ancak rehnin paraya çevrilmesi yoluna gidilip, yine de kalan borç yönünden ihtiyati haciz talep edilebilir. Fakat, itiraz edenler kefil olup, sözleşmeden de anlaşılacağı üzere, rehin asıl borç yönünden verilmiştir, kefillerin borcu yönünden verilen bir rehin ya da ipotek yoktur. Bu sebeple, kefiller aleyhine ihtiyati haciz verilirken ipotek nazara alınamaz; bu husus Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2012/16709 Esas – 2012/19899 Karar sayılı ve 05/12/2012 tarihli kararında açıkça bildirilmiştir…”gerekçesi ile, 02/10/2017 tarihinde verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, Alacaklı banka tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ye kredi kullandırıldığı, kredi borcuna müvekkillerinin müteselsil kefil oldukları, kredi borcunun ödenmediği, borcun ipotek bedelini aştığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla henüz takip başlatılmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece 02.10.2017 tarihinde ihtiyati haciz talebinin kabul edildiğini, İhtiyati haciz koşulları oluşmadığından verilen karara itiraz edildiği, mahkemece itirazın reddine karar verildiğini, Müvekkilleri … ve … dava dışı … Ltd. Şti’nin … Bankası’ndan kullanmış olduğu krediye müteselsil kefil olduklarını, Dava dışı firma tarafından bir süre sonra kredinin ödenmemesi üzerine banka tarafından dava dışı firmanın hesabı kat edildiği, bankaca hesap kat ihtarında alacağın 1.023,499TL olduğunun bildirildiğini, bankanın kullandırdığı krediye ilişkin müvekkillerine ait iki taşınmaz üzerine toplam 2.600.000TL bedelli ipotek aldığı, banka alacağının 1.023,499TL olduğu beyan edilmesine rağmen açıkça gerçeğe aykırı olarak alacağın ipotek bedelinden fazla olduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bu hususa ilişkin itirazlarının mahkemece incelenmediğini, Banka tarafından hesap kat ihtarı kredinin asıl borçlusuna tebliğ edilmediği, ihtardan haricen haberdar olan dava dışı firmanın Kadıköy ….Noterliği, 10.11.2017 Tarih, … Yevmiye numaralı ihtarı ile hesaplanan alacağa itiraz ettiğini, ihtiyati haciz karar tarihi itibariyle asıl borçluya gönderilmiş bir ihtar bulunmadığını, Müvekkillerinin müteselsil kefil konumunda olup müteselsil kefile başvurma koşullarının TBK Madde 586’da düzenlendiğini, alacaklının müteselsil kefili takip edebilmesi için hesap kat ihtarının asıl borçluya tebliğ edilmesi, asıl borçlunun ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması ve açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, Buna göre borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerektiğini, Bu hususa ilişkin Yargıtay kararları bulunduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/19-626 E. 2008/629 K., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2016/12120 K. 2016/8556 T. 1.11.2016, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2016/8607 K. 2016/8224 T. 18.10.2016)
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/4946 D.iş 2017/4946 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Yasa’nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca da, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Somut olayda, alacaklı banka genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi borcunun ödenmediğinden bahisle hesabın kat edilerek asıl borçlu ve müteselsil kefillere ihtar gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini belirterek müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece talebin kabulü ile borçluların borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, bu karara karşı müteselsil kefil olan borçluların itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda itirazın reddine karar verilmiş, iş bu karara karşı itiraz edenler yukarıda belirtilen gerekçe ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya içinde bulunan genel kredi sözleşmelerinden asıl borçlu şirket ile alacaklı banka arasında 29/01/2016 tarihli 1.000.000 TL bedelli ve 01/03/2017 tarihli 925.000 TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, itiraz edenlerin müteselsil kefil oldukları, ipotek akit tablosundan itiraz edenlere ait taşınmazlar üzerine asıl borçlu lehine ipotek tesis edildiği, ipoteğin müteselsil kefillerin borcunu kapsamadığı, alacaklı banka tarafından hesabın kat edilerek asıl borçlu ve müteselsil kefillere hesap kat ihtarının gönderildiği anlaşılmaktadır.Genel kredi sözleşmesinin 11. maddesinde bankanın hesabı kat etmesi ile alacağın muaccel hale geleceği, 13.2-a maddesinde borçluların bankaya bildirilen en son adresine çıkartılacak tebligatların geçerli olacağı hüküm altına alınmış olup istinaf başvurusunda bulunanların alacağın muaccel olmadığı yönündeki itirazları yerinde değildir.İpotek asıl borçlunun borcunun teminatını oluşturmak üzere verilmiş olup müteselsil kefillerin kefalet borcuna karşılık verilmiş bir ipotek bulunmamaktadır. İİK’nın 45. maddesi uyarınca, ipotekle temin edilmiş alacaklar için kural olarak adi takip yoluna gidilemez. Ancak, TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacak için ayrıca müteselsil kefil varsa, rehin alacaklısı müteselsil kefile karşı haciz yoluyla takip yapabilir. Bir başka ifadeyle, İİK’nın 45. maddesi hükmü, müteselsil kefiller hakkında uygulanamaz. Alacaklı bankanın kredi hesaplarını kat ederek asıl borçluya kat ihtarı göndermesi ile alacak muaccel hale gelmiş olup, borcun ihtar süresi içinde ödendiği ileri sürülmediğinden borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olgusu yaklaşık olarak ispatlanmıştır. Buna göre alacaklı asıl borçluyu takip etmeden veya ipoteği paraya çevirmeden müteselsil kefilleri takip edebileceğinden bu konudaki istinaf başvurusu da yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/03/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.