Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/383 E. 2019/394 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/383
KARAR NO : 2019/394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2017/362 Esas – 2018/1130 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının endüstriyel mutfak ekipmanları, endüstri el kağıt ürünleri ve sarf malzemeleri gibi ürünlerin tedarikini sağlayan, birçok firmaya satışını yapan firma olduğunu, davacının davalıya 15.07.2015 tarih ve … numaralı ve 6.324,88-TL ve 31.07.2015 Tarih … numaralı ve 21.113,67-TL bedelli faturalarla buzdolabı, bulaşık makinesi ve fatura da belirtilen ürünleri satıp teslim etmesine rağmen bedelinin ödenmediğini, işbu faturalar doğrultusunda davacının 27.438,55- TL. olan alacağı için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası İle takip başlatıldığını, davalının yapılan icra takibinde taraflar arasındaki ilişkinin sponsorluk ilişkisine dayandığını, istenmesi halinde ürünlerin iade edileceğini, bu sebeple şirket nezdinde davacının doğmuş vc doğacak herhangi bir hak ve alacağının olmadığını iddia ederek borcun tamamına itiraz ettiğini, davacı ile davalı arasında herhangi bir sponsorluk ilişkisi olmadığını, davacının davalıya fatura karşılığı ürün satmış olup, taraflar arasında alım satıma dayalı bir ticaretin mevcut olduğunu, davanın kabulü ile davalının İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın asıl alacak miktarı olan 27.438,55 TL üzerinden iptaline ve takibin devamına, davalının % 20’ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava masraflarıyla vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. Maddesi gereğince dava dilekçesindeki eksikliklerin tamamlatılması gerektiğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’mın 121, Maddesi hükmünün yerine getirilmediğini, mahkemece usule dair itirazları kabul edilmeyerek esasa girilmesi halinde, davanın aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı esastan reddinin gerektiğini, faturaların satış sözleşmesine konu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, başlı başına faturaların satım ilişkisini kanıtlamakta ve ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının ürünleri satıp teslim ettiğini iddia ettiğini, ancak faturanın varlığının tek başına faturaya konu işin satışa istinaden ifa edildiği anlamına gelmemekte olduğunu, bu konuda ispat yükünün alacaklı olduğunu, davacının alacağını dayandırdığı faturalara konu malın satışa istinaden teslim ettiğini ve/veya hizmeti ifa ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, bu sebeple davacının aralarında satım sözleşmesini yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafça ileri sürülen maddi vakıanın taraflar arasında satım ilişkisi olduğu ileri sürülse de icra dosyasına sunulan beyanları baki kalmak üzere, taraflar arasında sponsorluk ilişkisi olduğunu, başlı başına bu sebeple bile ispat yükünün davacıda olduğunu, dava konusu faturaları kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin davalının sahibi olduğu Sahne Bodrum’un mutfak yapımında … firmasının endüstriyel ürünler getirmesi, davalının ise bu ürünlerin …’nun getirdiğine dair tanıtımının yapılmasına dayanmakta olduğunu, ispat yükünün davacıda olmakla beraber, davacının iddia ettiği gibi ürünlerin taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi olmadan teslim edildiğinin iddia edilmesi ve fatura tarihinden yaklaşık ik sene sonra icra takibine girişilmesinin ticari teamüle aykırı olduğunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 121. maddesi hükmü uyarınca dava dilekçesi eklerinin taraflara tebliğini, davacının haksız davasının reddine, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 06/11/2018 tarih 2017/362 Esas 2018/1180 Karar sayılı kararında;
“… Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava itirazın iptali davası olup icra takibinin cari hesap alacağına dayandırıldığı, bu cari hesap alacağının da 15.07.2015 tarihli 6.324,88 TL bedelli ve 15.07.2015 tarihli 21.113,67 TL bedelli faturalardan kaynaklı olduğu, faturaların dava açıldıktan sonra davalı tarafça iade edilmek istendiği, fakat davacı tarafça iade edilen faturaların tekrar iade edildiği, fatura alacaklarının tespiti için mahkememizce defter incelemesi yaptırıldığı, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 27.438,55 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığı, sonuç olarak davacı defter ve kayıtlarının davalı aleyhine kesin delil teşkil ettiği, faturaların itiraza uğramayarak kesinleşmiş olduğu, davalının düzenleme tarihinden iki yıl sonra ve dava tarihinden sonra faturaları iade etmek istediği, fakat davacının bunu kabul etmediği, davalının iddiasının taraflar arasındaki ilişkinin sponsorluk ilişkisi olduğu, malların kullanılmak amaçlı teslim alındığı davalının ikrarında olup, her ne kadar faturalardan birine konsinye irsaliyedir yazılmış ise de,, malların üçüncü kişilere satış amacıyla teslim alındığı kabul edilmemiş, faturalar süresinde kesinleşmiş, defter ibrazından kaçınan davalı yönünden davacı defter ve kayıtlarına göre 27.438,55 TL borçlu olduğu sabit duruma gelmiş, fakat temerrüt tarihi sunulan belgelerle ispat edilemediğinden, faiz talebinin istenemeyeceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca dava konusu likit yeni belirlenebilir olup, davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra müd. … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 27.438,55-TL asıl alacak ve bu alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına , fazlaya ilişkin istemin reddine, Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine davalıdan tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, 27.438,55 TL. asıl alacak ve 4.196,95 TL. faiz olmak üzere toplam 31.635,50 üzerinden icra takibinin başlatıldığını, Takibe yönelik itirazın üzerine bu kez 27.438,55 TL. asıl alacak üzerinden takibin devamı için itirazın iptali davasının ikame edildiğini, İlk derece mahkemesinin 27.438,55 TL. üzerinden itirazın iptaline karar verildiğini, ancak davanın kısmen kabulü ile davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama masrafı hükmetmesinin hatalı olduğunu beyanla, İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kısmen kabul ibaresinin kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davanın kabulüne, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve gider kalemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
HMK 26. maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır. İstanbul .. İcra Müdürülüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında, 27.438,55 TL cari hesap alacağı, 4.196,95 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 31.635,50 TL alacak üzerinden davacı tarafından davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından borcun tüm ferileri ile birlikte borca itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından da asıl alacak 27.438,55 TL dava değeri gösterilmek suretiyle eldeki itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Davacı vekili dava dilekçesinde icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın, sadece 27.438,55 TL asıl alacak üzerine yapılan itirazın iptalini talep ettiği, harca esas değer olarak 27.438,55 TL gösterdiği, borçlunun 4.196,95 TL faiz alacağına itirazın iptalini talep etmediği, mahkemece davacının talebi gibi 27.438,55 TL üzerindeki itirazın iptalinin yanı sıra, davacı vekilinin talebi dikkate alınmaksızın, H.M.K’nun 26. maddesi uyarınca talep aşımında bulunularak, talep edilmiş gibi 4.196,95 TL faiz alacakla ilgili talebin reddine karar verildiği, bu durumun HMK’nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddesine aykırı olduğu, ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, re’ sen de gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varıarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 06/11/2018 tarih ve 2017/362 Esas – 2018/1130 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak;
DAVANIN KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 27.438,55-TL asıl alacak ve bu alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına
Kabul edilen asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine davalıdan tahsiline,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN;
2-Alınması gereken 1.874,33 TL harçtan peşin alınan 310,41 TL nin mahsubu ile eksik kalan 1.563,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 346,41 TL (31,40 TL BH, 310,41 TL PH, 4,60 TL VH ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 800,00 TL, tebligat gideri 139,50 TL toplam 939,50 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz kararı tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.292,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN;
7-Harçlar Kanunu gereğince isttinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
9-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 42,00 TL tebligat gideri ve 23,5 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı olmak üzere; toplam 186,8 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine,
11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/03/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.