Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/373 E. 2019/344 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/373
KARAR NO : 2019/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2018 (İhtiyati Hacze İtirazların Reddine İlişkin Ek Karar)
DOSYA NUMARASI : 2018/699 D. İş – 2018/686 Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin gerekçeli ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası dairemize gönderilmiş olup incelendi;
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin talep dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 1.188.089,74 TL müvekkili banka alacağının tahsilini teminen borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının teminat şartı aranmaksızın ihtiyaten haczi ile muhafazasına karar verilmesini talep ettiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine Yerel Mahkemenin 10/07/2018 tarihli kararı ile; ” Talep konusu alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut delillere göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla; 1.188.089,74 TL alacak yönünden 6741 Sayılı Kanunun 8. Maddesi gereğince teminatsız olarak İİK ”nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunu’ nun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, ” karar verildiği görülmüştür. İhtiyati Haciz Kararına karşı itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkili …’ ın üst limiti 1.000.000,00 TL olan cari hesaba dayalı kredi sözleşmesi imzaladığını, bu kapsamda birtakım kredilerin kullanıldığını, ödemelerin zamanında yapıldığını, iş hacminin artmasıyla kullanılabilir kredi miktarının da arttığını, bu kapsamda kredi sözleşmesinin yenilenerek üst limiti 1.400.000,00 TL olan ikinci bir kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi anlaşması çerçevesinde süregelen kredi kullanma ve karşılığı aylık ödemelerine devam edildiğini, esas borçlunun baba ve annesi olan … ve …’ın müteselsil borçlu olarak kefil olduklarını, ayrıca birlikte aile konutu olarak kullandıkları, … adına kayıtlı taşınmaz üzerine üst limitli ipotek konulduğunu, esas borçlu olan müvekkilinin bankadan sağladığı kredilerle ticari hayatını başarıyla sürdürdüğünü ve ödemelerini düzenli şekilde yaptığını, ancak döviz kurundaki aşırı yükselme ve dalgalanma, faizlerdeki belirsizlik ve değişmelerden dolayı kredi kullandıran bankanın çeşitli uyarı ve zorlamalara başladığını, geri ödeme miktarlarında ve müddetinde sözleşme şartlarına aykırı yeni şartlar ileri sürmeye başladığını, müvekkillerinin kredi sözleşmesinin yenilenmesi ve borcun yapılandırılması için telefon ve mail yoluyla taciz edildiğini, kabul etmediğinden bu işlemlerin başlatıldığını, müvekkillerine noter kanalıyla ihtarnameler çekildiğini, ancak usulüne uygun olmadığını, hesabın tam kat edilmediğini, bu belgelere dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, bu usulsüz işlemlerin iptali için İstanbul Hukuk Mahkemesinde icranın geri bırakılması ve iptali davasının açıldığını, bu işlemler devam ederken müvekkilerinin haberi ve bilgisi olmadan ayrıca ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayısı ile işlem yapıldığını, henüz ortada muaccel bir borcun olmadığını, bu aşamada ödemelerin düzenli olarak gerçekleştiğini, verilen kararda teminata ilişkin usul kurallarına da uyulmadığını, müvekkillerinin ihtiyati haciz kararından icra takibi aşamasında haberdar olduklarını, bilgi ve haberleri olmadan yapılan işlemde savunma imkanlarının olmadığını, tek taraflı olarak davacının sunduğu belgelere istinaden verilen kararın eksik olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 21/09/2018 tarihli ek karar ile;
” … Mahkememizce 10/07/2018 tarihli karar ile genel kredi sözleşmesine dayalı alacak yönünden alacağın muaccel olmasına ve rehinle temin edilmemiş olmasına dayanılarak İİK 257/1 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz gerekçeleri şekli nitelikte olup tahdididir (İİK.m. 265/1,) yetki, görev, teminat ve ihtiyati haciz sebepleri ( şartları ) yönünden ileri sürülebilir. İhtiyati haciz kararına itiraz edenin yetki ve görev yönünden itirazı bulunmamaktadır. Teminat yönünden itiraz, 6741 Sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince … Bankası AŞ teminat gösterme zorunda olmadığından yerinde bulunmamıştır. İhtiyati haciz sebepleri (şartları) yönünden yapılan incelemede, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın borçlular …ve … bakımından rehinle temin edilmemiş olduğu, muaccel olduğu dikkate alındığında 257/1 maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İleri sürülen itiraz sebepleri, alacağın varlığına ve miktarına ilişkin olup yargılamayı gerektirir ve menfi tespit davasının konusunu oluşturur. Bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” 1-İhtiyati hacze itiraz edenler … ve …’ın itirazlarının reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati Haciz Kararına karşı itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; Henüz ortada muaccel bir borç olmadığını, hesap kat işleminin yapılmadığını, bu aşamada ödemelerin düzenli şekilde yapıldığını, üstelik alacağın ipotek ile zaten garanti altına alındığını, ipoteğin paraya çevrilmesi işleminin başlatıldığını, alacaklının alacağının garanti altında olduğunu, herhangi bir risk taşımadığını, İhtiyati haciz kararına istinaden yapılan takibin de kesin hacze dönüştürülmesi halinde aynı alacak için iki farklı takip ortaya çıkacağını, müvekkillerin hem ipoteğin paraya çevrilmesi, hem de ihtiyati haciz kararına istinaden yapılan takipten dolayı iki farklı haciz tehdidi altında kaldıklarını, Halbuki aynı alacağın zaten ipotekle teminat altına alınmış durumda olduğunu, alacaklı bankanın alacağının herhangi bir risk altında olmadığını, buna rağmen mükerrer takiple müvekkillerin sıkıntıya sokulmasının iyi niyetli bir davranış olmadığını, Alınan krediye karşılık evlerini ipotek ettiklerini, bankaya karşı borçları oluştuğu taktirde bu taşınmazın zaten borcu karşılamakta olduğunu, ayrıca mal varlıklarının tamamına ihtiyati haciz ve devamında kat’ i hacizle el konulması ile tüm ticari hayatının risk altına sokulmakta olduğunu, Davacı tarafın, bütün bunlara rağmen iyi niyete aykırı olarak, eksik ve yetersiz bilgiler ile mahkemeden ihtiyati haciz kararı aldığını, devamında takip yaparak müvekkillerin tüm mal varlıklarını dondurduğunu, mahkemeye yaptıkları itirazın ise kanunun düzenleniş biçimine aykırı olarak verildiği açık olan bu karardan dönülmediğini, itirazlarının dikkatle değerlendirilmediğini beyanla; Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını, Dosyadaki eksiklikler giderilerek yeniden talepleri gibi karar verilmesini veya yeniden karar verilmek üzere Mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, ihtiyati haciz talep eden banka ile, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen asıl borçlu arasında Kredi Çerçeve sözleşmeleri imzalandığı, haklarında ihtiyati haciz talep edilen …’ in müteselsil kefil oldukları, asıl borçlu ile kefil borçlulara kredi sözleşmesinden kaynaklı hesap ka’t edilerek alacağın muaccel edildiği, borcun ödenmemesi nedeniyle kefil borçlular yönünden TBK’nun 586. maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin borcun muaccel olmadığına yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İİK’ nın 45. maddesi uyarınca, ipotekle temin edilmiş alacaklar için kural olarak adi takip yoluna gidilemez. Ancak, BK’ nın 487. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacak için ayrıca müteselsil kefil varsa, rehin alacaklısı müteselsil kefile karşı haciz yoluyla takip yapabilir. Bir başka ifadeyle, İİK’nın 45. maddesi hükmü, müteselsil kefiller hakkında uygulanamaz. Somut olayda da ihtiyati hacze itiraz dilekçesine ekli belgeler incelendiğinde, asıl borç için ipotek teminatı verildiği halde kefil borçluların borcu için herhangi bir teminat verilmediğine göre mahkemece, asıl borç için ipotek teminatı verilmesinin müteselsil kefil borçlular yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunulmasına engel olmayacaktır. Yargıtay kararları gereğince teminatın alacağı karşılamaya yetmeyeceği belirgin ise, alacaklının tüm alacak için ihtiyati haciz talep edebileceğinin kabul edildiği ileri sürülmüştür. Dolayısıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğünde asıl borçlu hakkında başlatılan ipotekli takibin, kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, ipoteğin kefil borçluların borcunu karşılamadığı görülmekle, borçlu kefiller vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’ nin ihtiyati hacze itiraz edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/03/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.