Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/368 E. 2020/1407 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/368 Esas
KARAR NO : 2020/1407 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI : 2014/1565 Esas 2018/210 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2014/1428-2015/630 E.K. SAYILI DAVASINDA
DAVA: Menfi Tespit/İstirdat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı banka ile …. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 21.01.2008 tarihinde 1.000.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kendisinin bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığını, ayrıca bu kredinin teminatı olarak … İlçesi, … Köyünde kain ve tapunun … pafta, … ada, … parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine 21/01/2008 tarihinde 1.200.000,00-TL miktarlı teminat ipoteği tesis edildiğini, yine davalı banka ile … arasında 26.05.2008 tarihinde 300.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kendisinin bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığını, bankanın, … San. Tic. Ltd. Şti. ve … kefaleti ve imzası olmayan sözleşmelere dayalı olarakta krediler kullandırdığını, davalı …Bankası T.A.0’nun Ankara …. Noterliğinden 22.12.2009 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerini gönderdiğini, sonrasında …. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhinde 02.10.2010 tarihinde araç kredileri ve diğer kredileri toplayarak İst. …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından 375.747,00-TL için … plaka sayılı araçlar için menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, bankanın aynı borç için birde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 375.747,00-TL’lik ilamsız takip başlattığını, takibe dayanak kredi sözleşmelerinde müteselsil kefalete ilişkin imzasının bulunmadığını, takip konusu kredilerin müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesine istinaden kullandırılmadığını, yine bankanın…. kullandırılan kredi için 26.05.2008 tarihli kredi sözleşmesine dayanılarak İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 152.504,00-TL miktarlı İcra takibi başlatttığını, takip konusu krediler için verilmiş çekler, menkul rehinleri ve ipoteğin bulunduğunu, ayrıca 470.000,00-TL civarında ödeme yaptıkları, az bir borcun kaldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, bu dosyaya bir borcunun bulunmadığını, bankomat, Kredi Kartı, Araç Kredisi ve Rotatif Kredi Sözleşmelerinde müteselsil kefaletinin ve kefalet imzasının bulunmadığını, kredi Sözleşmesinde, ferdileştirilmiş bir borç için kefalet bulunmadığından kefalet beyanının geçersiz olduğunu, ayrıca ipotekli taşınmazın cebri icrada 900.000,00-TL’ye satılarak paraya çevrildiğini beyanla; vekil edeninin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İst. …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarından borcunun bulunmadığının tespiti ile icra takiplerinin iptaline, lehine %40 haksız takip tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın süresi içinde açılmadığını, dava açılırken yatırılan harcın eksik yatırıldığı, aynı konuda açılmış ve reddedilmiş davalar olduğundan kesin hüküm ve derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı İsmail Demir’in kredi borçlusu … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … arasında imzalanan kredi sözleşmelerini müteselsil kefil olarak imzaladığını, …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin asalaten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak Gaziosmanpaşa ilçesi, …. Köyünde kain ve tapunun … pafta, … ada, 1 parsel numarasında kayıtlı taşınmazı üzerine 21.01.2008 tarihinde 1.200.000.00-TL miktarlı teminat ipoteği tesis ettirdiğini, … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve kefili hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamsız haciz yolu ile, bu kredinin teminatı olarak … plaka sayılı araçlar üzerinde tesis edilmiş menkul rehinlerinin paraya çevrilmesi için tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile, … San. ve Tic. Ldt. Şti. ve … müteselsil kefili olduğu kredi boçlusu … kullandığı Krediler nedeniyle …San. ve Tic. Ldt. Şti. ve İsmail Demir hakkında İstanbul …. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız haciz yolu ile, bu kredinin teminatı olarak … plakalı araç üzerinde tesis edilmiş menkul rehinlerinin paraya çevrilmesi için tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile, … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin asalaten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak Gaziosmanpaşa ilçesi, … Köyünde kain ve tapunun … pafta, … ada, …parsel numarasında kayıtlı taşınmazı üzerine 21.01.2008 tarihinde 1.200.000.00-TL miktarlı ipoteğin paraya çevrilmesi için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, ipotekli taşınmazın cebri icra yolu ile 900,000,00-TL bedelle satışının yapıldığının, ihalenin kesinleştiğini, yapılan takiplerin usul ve yasaya uygun olduğunu, beyanla davanın reddine, lehlerine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/1428-2015/630 E.K. SAYILI DAVASINDA Davacı vekili dava dilekçesi ile, asıl davada iddia ettiği tüm hususları tekrarla bu kez; davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… Esas, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyalarından borcunun bulunmadığının tespiti ile icra takiplerinin iptaline, davacı şirket lehine %40 haksız takip tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, asıl davada savunmaya ilişkin beyanlarını aynen tekrarla davanın reddine, lehlerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/03/2018 tarih ve 2014/1565 Esas – 2018/210 Karar sayılı kararında;”Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişiler heyeti kök ve ek raporuna ve tüm dosyalar kapsamına göre; Asıl ve birleşen davada, davacılar tarafından açılan dava; aşamalarda defaatle tekrarladıkları üzere, davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine dair menfi tespit davasıdır. Gerek davacı şirketin C. Savcılığına yaptığı şikayet üzerine savcılık nazarında ve akabinde açılan dava üzerine Bakırköy 33. Asliye Ceza mahkemesinin 2015/611 E sayılı dava dosyasında ve gerek mahkememizde yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında tartışmasız olan husus, davalı bankanın İSTOÇ şubesi tarafından asıl borçlu Emir Asfalt Nakliyat … Ltd. Şti. ve dahi asıl borçlu … 21.01.2008 ve 26.05.2008 tarihlerinde ayrı ayrı Genel Kredi Sözleşmesi – Çerçeve Sözleşme kapsamında 1.000.000-YTL ve 300.000-YTL limitli krediler açıldığı ve kredilerin bankomat kredi, kredi kartı, araç kredisi, rotatif kredi, vs. başlığı altında kısmen peyder pey kullandırıldığı ve diğer davacı …’in, dava dışı şahıslarla birlikte Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, keza kredi sözleşmesi gereğince asaleten borçlu olan …. Ltd. Şti’nin, … kullandığı kredi sebebiyle de müteselsil kefil olduğu hususudur. Dolayısıyla davalı…in farklı başlıklar altında kullandırılan kredilerde imzası bulunmadığına dair itirazları haklı ve yasal değildir. Zira krediler genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılmıştır. Çok az miktar eksiğiyle kullandırılan tüm krediler davacının da kabulündedir. (01/11/2016 tarihli dilekçe) Ayrıca, başlangıçta dava açarken hiçbir şekilde kefalet sözleşmesinin şekli esaslara uymadığı yönünden itiraz yok ise de, ek bilirkişi raporuna ve esasa dair ilişkin beyanlara dair verilen dilekçede, bu kez kefalet sözleşmesinin şekil şartları oluşmadığından, yani sözleşmelerde asıl borç belli olmadığından bahisle yeni bir itiraz sebebi ileri sürüldüğü görülmektedir. Genel Kredi Sözleşmeleri ve müteselsil kefalet 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken bağıtlanmış olup, incelenen sözleşmelerde kefalete ilişkin şekil şartlarının var olduğu, kefaletin geçerli olduğu görülmektedir. 818 sayılı BK’nun 487 maddesi uyarınca alacaklı tarafından asıl borçlular ile birlikte müteselsil kefiller aleyhine de takibe girişilmesi usul ve yasaya uygundur. (Takip tarihleri 01/02/2010 tarihi olmakla) Davada asıl dava konusu edilen banka alacağının tamamen ve fazlası ile ödendiğine dair iddialar doğrultusunda alınan kök ve ek bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere; davalı bankanın menfi tespit davası açıldığı tarih itibariyle dahi asaleten borçlu …. Ltd. Şti.’den ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla taşınmaz satışından elde edilen 799.018,60-TL nin bu krediye tahsis edilen 682.851,23-TL’si kredi borcundan mahsup edildikten sonra bakiye 245.928,48-TL ana para olmak üzere 294.740,75-TL alacaklı olduğu (bilirkişi raporu sayfa 22, 7.i maddesi), asaleten borçlu … ise, ek raporda tespit edildiği üzere ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla taşınmaz satışından elde edilen miktardan 116.167,37-TL si (ek rapor sayfa 5.b maddesi) mahsup edildikten sonra 94.455,12-TL si ana para olmak üzere 127.743,01-TL (Kök raporda 10.000-Tl ödeme varsayılarak buna göre hesap yapılmış iken aslında ödemenin 6.000-TL olduğunun tespit edilmesi üzerine yeniden yapılan hesaplamada) alacaklı olduğunun hesaplandığı, ancak davalı bankanın ipotek satışından gelen meblağları asıl alacaktan mahsup etmek ve faiz borcundan indirim yapmak suretiyle kredi hesabına ilişkin kayıtlarını kapattığı, davalı yanca tüm takiplerin işlemsiz bırakıldığı, ancak bunun davalı bankanın inisiyatifinde bir husus olup, bilirkişiler raporunda da işaret edildiği üzere zamanaşımı süresi içerisinde davalı bankanın bakiye alacağını talep hakkından feragat etmiş sayılacağı anlamına gelmediği ve nihayet davacıların fazla ödeme yapmadıkları anlaşılmakla, asıl ve birleşen ve menfi tespit konulu davaların subut bulmaması sebebiyle reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür. Hernekadar asıl ve birleşen davada davacı tarafından 23.11.2015 tarihli dilekçe kapsamında asıl dava için 877.898,00-TL üzerinden, birleşen dava için 1.252.647,00-TL üzerinden harç tamamlanmış ise de, mevcut takiplerin aynı borçtan kaynaklı ve tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla açılan; menkul ve gayrimenkul ipotek takipleri ve genel haciz yoluyla takipler olduğu, dolayısıyla en yüksek alacak üzerinden girişilen takip dosyası baz alınmak suretiyle davalı lehine vekalet ücreti tahakkuk ettirilmesi adil ve yasal görülmekle, ilgili İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası alacağı üzerinden ( bu takip dosyasında alacak miktarı hem …. Ltd. Şti. nin asaleten kullandığı , hem de dava dışı … asaleten kullandığı kredilerin toplamı üzerinden açılmış olmakla) ve tarifenin 2 ve 3. Maddeleri uyarınca vekilin birleşen dava için ayrıca emek sarfetmediği nazara alınarak davalı vekili lehine vekalet ücreti taktirine karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, Asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava dosyası ile ilgili 20.07.2016 tarihinden önce Yargıtay tarafından verilmiş bir karar bulunmadığından ilk kez yasa yoluna tabi olan bu karar 6100 sayılı HMK’ya göre istinaf kanun yoluna tabi olduğunu, Yerel Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme, yanlış niteleme sonucu davanın reddine karar verdiğini, Birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014 / 1565 Esas sayılı dosyası yönünden; Davanı; davacı … İstanbul ….İcra Müd. … esas, İstanbul ….İcra Müd. … esas, İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyalarından 14.10.2014 dava tarihi itibariyle borcun bulunmadığının tespiti davası olduğu, Borcun bulunmadığının tespitinde; davacı … 21.08.2008 ve 26.05.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerindeki kefaletine dayanmaması – asıl kredi borçluları …Ltd. Şti. ve …, kredi borçlarını kısmi olarak ödemeleri, dosyalar arasında tahsilde tekerrürün bulunması, faiz oranının çok fahiş olması, İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasından yapılan icra satışı nedeni ile 900.000,00 – TL ödeme nedenine dayanmakta olduğunu, Menfii tespit davasının konusunun, İstanbul ….İcra Müd. … esas, İstanbul …İcra Müd. … esas, İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyalarında borcun kaynağı, asıl kredi borçluları… Ltd. Şti. ve … kullandığı, Bankomat Kredi Sözleşmesi – Kredi Kartı Sözleşmesi – Araç Kredisi (Rehin) Sözleşmesi – Rotatif Kredi Sözleşmesi olduğu taraflarca tartışmasız kabul edildiğini, Dava konusu icra takiplerindeki borcun dayanağı olan bu sözleşmelerde davacı … kefaleti ve imzası bulunmadığını, borç konusu 21.08.2008 ve 26.05.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri olmayıp, özel kredi sözleşmeleri ( Bankomat Kredi Sözleşmesi – Kredi Kartı Sözleşmesi – Araç Kredisi (Rehin) Sözleşmesi – Rotatif Kredi Sözleşmesi) olan bu dosyalardan İsmail DEMİR’in borcu bulunmadığını, Yerel mahkemenin delil olarak sundukları bu özel kredi sözleşmelerini davalı … Bankası T.A.O değişik tarihli ara kararları ile talebi olmasına rağmen davalı … Bankası T.A.O.’nun bu sözleşmeleri mahkemeye ibraz etmekten kaçındığını, yerel mahkemenin delil olarak sundukları özel kredi sözleşmelerini incelemeden ret kararı vermesinin usule ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Asıl İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014 / 1428 Esas sayılı dosyası yönünden; Davanın; davacı … Ltd. Şti.nin İstanbul …. İcra Müd. … esas – İstanbul ….İcra Müd. … esas – İstanbul ….İcra Müd. … esas – İstanbul ….İcra Müd. … esas sayılı dosyalarından 16.09.2014 dava tarihi itibariyle kefaleten ve asaleten borcunun bulunmadığının tespiti davası olduğu, yerel mahkeme davayı yanlış nitelediği, davalı … Bankası T.A.O. kayıtlarının doğruluğuna kanaat getirdiği ve davayı reddettiğini, davanın, davalı banka kayıtlarının yasalara uygun olup olmadığının tespiti davası olmadığı, yerel mahkemenin kararında yukarıda yazılı Menfi Tespit konusu icra dosyalarından, davacı … Ltd. Şti.nin dava tarihi olan 16.09.2014 tarihinde, borcunun bulunup bulunmadığı, borç var ise hangi dosyadan ne kadar olduğu, borç yok ise dava konusu icra takip dosyalarının dava tarihi itibari ile iptali hususunda hüküm mevcut olmadığını, yerel mahkemenin davayı yanlış nitelenmesi sonucu yasaya ve usule aykırı hüküm kurmasına neden olduğunu, Davacı … Ltd. Şti.nin kullandığı krediler ile ilgili (Bankomat Kredi Sözleşmesi – Kredi Kartı Sözleşmesi – Araç Kredisi (Rehin) Sözleşmesi – Rotatif Kredi Sözleşmesi) İstanbul ….İcra Müd. … esas( menkul rehininin paraya çevrilmesi) – İstanbul ….İcra Müd. … esas ( ilamsız) sayılı dosyalarından mükerrer icra takibi yapıldığını, Yine dava dışı … kullandığı krediler ile ilgili (Bankomat Kredi Sözleşmesi – Kredi Kartı Sözleşmesi – Araç Kredisi (Rehin) Sözleşmesi – Rotatif Kredi Sözleşmesi) İstanbul ….İcra Müd. … esas( menkul rehininin paraya çevrilmesi ) – İstanbul ….İcra Müd. …esas ( ilamsız ) sayılı dosyalarından mükerrer icra takibi yapıldığını, Yerel mahkeme kararında yukarıda yazılı dava konusu dosyalarla ilgili hüküm tesis etmediği, sadece vekâlet ücreti ve harç iadesi ile ilgili bölümde, İstanbul …. İcra Müd…. esas sayılı dosyasının davacı … Ltd. Şti.nin ve dava dışı … kullandığı kredilerin toplandığı, kök İcra takip dosyası olduğunun tespitini yaptığını, yerel mahkemenin bu tespitinin doğru olduğunu, Yerel mahkemenin İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasını bütün alacakların toplandığı kök dosya olarak tespit edip kabul etmesine rağmen, icra takibinden sonra davalı … Bankası T.A.O. hesaplarına icra takiplerine mahsuben yapılan ödemeleri tarihleri ve miktarları ile bildirip bilirkişilerden veya İstanbul …. İcra Müdürlüğünden dosya kapak hesabı yaptırmadığını, İcra takibinden sonra icra takiplerine mahsuben yapılan ödemeler dosyaya sunulan banka dekontları ve yine dosya içinde mevcut Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015 / 611 esas sayılı dosyası içinde bulunan 02.07.2015 tarihli … Bankası T.A.O. Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda mevcut olduğu, bu ödemeler 02.07.2015 tarihli … Bankası T.A.O. Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunun 7. ve 9 sayfasında yer alan tablodaki; 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10.11.12.13.14.15.16.40.41.42. 43.44. 45 sıra no.da belirtilen davalı …. Bankası T.A.O. tarafından da kabul edilen ödemeler olduğunu, icra takibinden sonra yapılan bu ödemelerin toplamı: 190.359,00.TL olduğunu, İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasından yapılan icra satışı nedeni ile 900.000,00.TL tahsilat göz önüne alındığında; kök dosya İstanbul …. İcra Müd…. esas sayılı dosyasından ve diğer mükerrer icra takipleri; İstanbul ….İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas sayılı dosyalarından dava tarihi itibariyle davalı T. … Bankası T.A.O. herhangi bir alacağının bulunmadığının görüleceğini, Yerel mahkemenin İstanbul …. İcra Müd…. esas sayılı dosyasını bütün alacakların toplandığı kök dosya olarak tespit edip kabul etmesinin, borç konusu aynı olan İstanbul …. İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd…. esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas sayılı dosyalarının haksız kötü niyetle girişilen icra takipleri olduğunun kabul edilmesi olduğunu, ayrıca İstanbul ….İcra Müd. … esas dosyasına yapılan harici ödemelerin, kök dosya İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasından düşülmediği gibi gayrimenkul satış bedelinin 116.167,00.TL bu dosyaya ödenmesi, ödemenin mükerrer olduğunu göstermekte olduğunu, Yerel mahkeme kararında konusu aynı olan alacağın birden fazla icra dosyası ile takip edilmesini kararında seçimlik hak olarak kabul ettiğini, yerel mahkemenin bu kararı dürüstlük kuralına aykırı, hakkın kötüye kullanılması anlamında olduğunu, İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılması halinde alacağın kolayca tahsil edilebilme imkânına sahip olmasına rağmen ayrıca 2 ayrı icra takibine girişilmesi, seçimlik hakkın kullanılması ile açıklanamayacağını, Uygulanması gereken faiz oranı yönünden; Genel Kredi sözleşmeleri değişken faizli olduğu, dolayısıyla imzalandığı tarihte sözleşmenin 19. maddesi boş bırakıldığını, Genel Kredi Sözleşmesinin 19. Maddesindeki bu boşluk faiz oranının % 26 ve temerrüt halinde % 50 artırılarak %39 faiz oranının uygulanacağı sonradan, anlaşmaya aykırı ve kanuna karşı hile yoluna başvurularak doldurulduğunu, bunun kabulünün mümkün olmadığını, …Ltd. Şti. ve …’in, kullandığı, Bankomat Kredi Sözleşmesi – Kredi Kartı Sözleşmesi – Araç Kredisi (Rehin) Sözleşmesi – Rotatif Kredi Sözleşmelerinde faiz oranının % 39 olmasının mümkün olmadığını, her kredi sözleşmesinin ayrı faiz oranı bulunduğunu, bu sözleşmelerin davalı … Bankası T.A.O. tarafından ibraz edilmemesi, icra takiplerinde uygulanacak faiz oranının % 39 olacağı anlamını taşımayacağını, kaldı ki Genel Kredi Sözleşmesinde belirsiz olan faiz oranı dosya içinde delil olarak sunduğumuz yapılandırma protokolü ile belirlenmiştir. 21.10.2010 tarihli yapılandırma protokolünde faiz oranı; yıllık %15 ve %5 BSMV kabul edildiğini, bu protokolle Genel Kredi Sözleşmesinin 19. maddesinde sonradan yazılan faiz oranı geçersiz hale geldiğini, Özetle; yerel mahkeme menfi tespit davasını yanlış nitelediği, dolayısıyla yasaya ve usule aykırı bir karar verdiğini, menfi tespit davası konusu; İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasını bütün alacakların toplandığı kök dosya olarak tespit edip kabul etmesine rağmen, borç konusu aynı olan İstanbul …. İcra Müd. …esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas- İstanbul ….İcra Müd. … esas sayılı dosyalarının mükerrer ve kötü niyetle girişilen icra takipleri olması nedeniyle iptali yönünde karar vermediği, % 40 haksız takip tazminatına hükmetmediğini, İstanbul …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasını bütün alacakların toplandığı kök dosya olarak tespit edip kabul etmesine rağmen, icra takibinden sonra yapılan ödemeleri tarih ve miktarları ile ve gayrimenkulün icra satışından sonra elde edilen tahsilatı göz önüne alarak, uygulanması gereken yukarıda sunduğumuz faiz oranı ile birlikte bu dosyadan kapak hesabı yaptırarak dava tarihi itibari ile borcun bulunmadığının tespitini yaparak, bu dosyanın da iptaline karar vermediği ve % 40 haksız takip tazminatına hükmetmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, yanlış niteleme sonucu ve HMK mad.355 hükmü gereğince re’sen gözetilecek sair nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden esas hakkında talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı İİK. 72 Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl dava davacısı … (T.C. NO: … )’ in yargılama aşamasında 22/11/2016 tarihinde vefat ettiği ve mirasçılarının davaya dahil edilmeden mahkemece 22/03/2018 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır. Her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Genel olarak mirasbırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçıya geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölürse, istek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür. Dava, devam ederken davacının ölmesi halinde mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan mirasçıların tümünün davayı birlikte yürütmeleri gerektiği HMK’ nın 60. maddesi gereğidir. HMK’ nun 55. maddesine göre de, taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK’ nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa davaya temsilci huzuru ile davaya devam edilir. (Yargıtay 1.HD 2016/16922 E. – 2019/6305 K.) Taraf ehliyeti dava şartı olup HMK’nun 355. maddesine göre Dairemizce resen gözetilmiştir.Somut davada asıl davanın davacısı … (T.C. NO: … )’ in yargılama aşamasında 22/11/2016 tarihinde vefat etmesi sebebiyle mahkemece HMK’ nun 55. Maddesine göre taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle mahkeme kararının asıl ve birleşen dosya davacılar vekilinin esasa yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 355 ve 353/1-a-4 maddeleri gereğince kaldırılmasına ve yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 Tarih ve 2014/1565 Esas – 2018/210 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’ nın 355 ve 353/1-a4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafça yatırılan 98,10’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 35,90’ar.TL istinaf karar harçlarının talep halinde asıl davada davacı ve birleşen davada davacıya iadesine,3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı varsa, talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/12/2020 tarihinde HMK’ nın 355 ve 353/1-a4. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.