Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/361
KARAR NO : 2019/1635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/203 Esas – 2018/558 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 2015/651 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açtıklarını, daha önce de davalı şirket aleyhine açmış oldukları dava nedeniyle şirketin ihyasına Bakırköy 2.ATM 2016/739 Esas sayılı dosyası ile karar verildiğini, ancak temyiz incelemesinde mahkeme dosyasına münhasır olmak üzere ihya kararı verilmesi gerektiği belirtildiğinden bu kez de derdest olan Bakırköy 10.İş Mahkemesi’ nin 2015/651 Esas sayılı dava dosyası yönünden ihya karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; daha önce tasfiye olan şirket aleyhine Bakırköy 3.İş Mahkemesinin 2015/381 esas sayılı dosyası yönünden ihya davası açıldığını, açılan davada Bakırköy 10.İş Mahkemesinin dosyası yönünden talepte bulunulmadığını, bu hususun davacı tarafın ihmalinden kaynaklandığını, sürekli ihya davası açmak suretiyle müvekkilinin yargılama gideri kapsamında mağduriyetine sebebiyet verildiğini belirterek davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise de yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Memurluğu vekili cevap dilekçesinde özetle; tasfiye işlemlerinin mevzuata uygun olarak yapıldığını, müvekkili idarenin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderlerinden de davacının sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/05/2018 tarih ve 2018/203 Esas – 2018/558 Karar sayılı kararı ile; ” … Davalı şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde şirketin tasfiye sonucunda 07/02/2018 tarihi itibariyle terkin edildiği ve en son tasfiye memurunun da … olduğu, tasfiye edilen şirket aleyhine Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 2015/651 esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine tazminat davası açıldığı anlaşılmıştır. Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 2015/651 esas sayılı davada yargılamanın sürdürülebilmesi için terkin edilen şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki menfaati bulunduğu, bu nedenlerle tasfiye edilen şirketin ihyasına, ancak aynı şirketle ilgili olarak davacı tarafından başka bir İş Mahkemesindeki dosya ile ilgili ihya davası açtığı, söz konusu davada Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 2015/651 esas sayılı dosyası içinde talepte bulunsaydı bu dosya yönünden de karar verilebileceği, dolayısıyla davacı tarafın kendi kusurlu davranışı nedeniyle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alınarak davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tasfiye memuru vekilinin müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönündeki talebinin ise HMK 327/1 maddesinde ön görülen ve açıkça dürüstlük kuralına aykırı davrandığı hususu sabit olmadığından iş bu davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığı kanaat ve sonucuna varılarak … ” gerekçeleri ile; ” 1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, … sicil numarası ile kayıtlı TAFİYE HALİNDE … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİNİN Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 2015/651 Esas sayılı dosyasına münhasır olmak üzere TTK ‘ nın 547. maddesi gereğince İHYASINA, 2-Tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru …’un görevlendirilmesine, ilgilinin daha önce şirket tasfiye memuru olarak görev yaptığı dikkate alınarak ücret taktirine yer olmadığına, 3-İhya kararının TTK 547 maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına, 4-Davalı tasfiye memuru lehine HMK 327/1 maddesinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 5-Davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmaları, davacının kusuru nedeniyle iş bu davanın açılmış olması ve ayrıca davalıların yasal hasım oldukları dikkate alınarak davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tasfiye memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin “…. Şirketin ihyası ihya kararı” nın olaya uygun olmayan genel gerekçelere dayalı, eksik inceleme ile verilmiş olup usul ve yasaya da aykırı olduğunu, a) … SAN VE TİC. LTD. ŞTİ’ nin tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapıldığını, tüm alacakların ödendiğini, alınması zorunlu ek tedbirler olmadığını, aksine ilişkin hiçbir belge vs da sunulmadığını, aksinin ispat edilmediğini, dolayısyla Mahkemeye, istemin yerinde olduğuna kanaat getirecek hiç bir kanıt sunulmadığını, Mahkemece buna ilişkin beyanlarının dikkate alınmadığını ve inceleme yapılmadığını, b) TTK 547 maddesine göre yeniden tescil isteğinde bulunulabilmesi ve ek tasfiye yapılabilmesi için yeniden tescil isteğinin korunmaya değer bir menfaate dayanması gerektiğini, korunmaya değer menfaatin varlığının inandırıcı delillerle açıklanması gerektiğini, davacının açtığı davada tüm delillerini sunmak zorunda olduğunu, Davacının korunmaya değer bir menfaati olmadığı gibi davacının da korunmaya değer menfaatinin varlığının inandırıcı delillerle açıklanmadığını ve davacının açtığı davada (hem bakırköy 10 İş mahkemesi dosyasına hem de huzurdaki dosyada) tüm delillerini sunmadığını, buna ilişkin yaptıkları savunmalar ile sundukları delillerin Mahkemece dikkate alınmadığını ve incelenmediğini, Davacının 30/11/2010 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını, davacının şirket tasfiye edileceği için işten çıktığını, davacıya tasfiye sürecinde tüm hak ve alacaklarının ödendiğini ve davacıdan ibra alındığını, sunulan belgelere ve altındaki imzaya davacının itiraz etmediğini, işvereni usulüne uygun ibra eden ve alacaklarını alan davacının dava açmaya hakkı olmadığını, buna ilişkin yaptıkları tüm savunmalar ile sundukları delillerin Mahkemece dikkate alınmadığını ve incelenmediğini, Davacının davasının zamanaşımına uğradığını, buna rağmen bu konudaki beyanlarının dikkate alınmadığını, Davacının, müvekkilinin vekiline ödemekle yükümlü olduğu AAÜT ile belirlenen vekalet ücretlerini de ödemeye mahkum edilmesini talep ettiklerini, Yerel Mahkemece ” davalı tasfiye memuru lehine HMK 327/1 maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ” karar verilmiş olup bu kararın dosyanın somut özeliklerine ,usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının, gereksiz yere dava açılmasına ve gider yapılmasına sebebiyet vermiş olup dürüst davranma ve doğru söyleme yükümlülüğüne de aykırı davrandığını, davacının bu davranışlarının objektif iyi niyet kurallarına da aykırı olduğunu, davacının davasında kötü niyetli olduğunu, Davacının, müvekkili lehine vekalet ücretine de mahkum edilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının usul, yasa ve olayın somut özeliklerine aykırı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/203 E – 2018/558 K sayılı 21/02/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın reddine veya lehlerine esas hakkında yeniden karar verilmesini, vekalet ücreti ve masrafların davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ek tasfiye amacıyla yeniden tescil (TTK 547) davasıdır. Mahkeme davayı kabul etmiş, davalı tasfiye memuru istinafa gelmiştir. Davalı tasfiye memuru, tasfiyenin usulünce yapıldığını, davacının davasını kanıtlayamadığını, iş mahkemesindeki davada da davasının kanıtlanmadığını ve korunmaya değer bir menfaatinin olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının kendilerine vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesi gerekirken bunun yapılmadığını, öne sürmektedir. İhyasına karar verilen şirketin 07/02/2018 tarihinde tasfiye ile terkin edildiği anlaşılmaktadır. Tasfiye sürecinde davacının şirkete başvurması gerekirse de, davacının İş Mahkemesinde açtığı davada taraf teşkili ve devamı için tasfiye olunan şirketin ihyası gerekmektedir. Davacının haklı olup olmadığı, hukuki yararının olup olmadığı, talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, iş mahkemesindeki dosyada tartışılmak durumundadır. Dava kabulle sonuçlanmış olup, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hukuken mümkün değildir. Tasfiye memurunun istinaf nedenleri yerinde değildir. Sonuç olarak; davalının istinaf dilekçesinde belirttiği hususların ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hukuka uygun olarak karşılandığı, kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tasfiye memuru …’ un istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tasfiye memuru tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davalı tasfiye memurundan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı tasfiye memuru üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 20/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.