Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/347 E. 2019/1634 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/347
KARAR NO : 2019/1634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/418 Esas – 2018/1341 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; dava konusu … T.A.Ş. İstanbul İstoç Şubesine ait keşidecisi … San. Ve tic. Ltd. Şti. olan, … çek nolu 03/02/2018 keşide tarihli 7.500,00 -TL bedelli çekin kargoda kaybolmak suretiyle zayi olduğunu ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını, ticari hayatta kıymetli evrakın tedavül kabiliyeti dolayısıyla söz konusu çekin yetkili olmayan kişilerin eline geçmesi hem gerçek hak sahibi olan müvekkili için telafisi imkansız zararlar doğurabileceği gibi hemde ticari hayata duyulan güveni zedeleyeceğini bu tip kıymetli evrakın borçlusu senedi ya da çeki ibraz eden ve muntazam ciro silsilesiyle haklı olduğunu, belgeleyen hamile ödeme yapmak zorunda olduğunu beyan ederek dava konusu çek hakkında ibrazı halinde işbu durumun tespitine yarar nitelikte mezkur çekin zayi olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/12/2018 tarih ve 2018/418 Esas – 2018/1341 Karar sayılı kararı ile; ” … İş bu davada çeklerin kargoda kaybolduğu ileri sürülmüştür ancak buna dair dosyaya her hangi bir bilgi ve belge sunmamıştır. Ayrıca dava konusu edilen ” … T.A.Ş İstanbul İstoç Şubesine ait keşidecisi ….San. Ve tic. Ltd. Şti olan, … çek nolu 03/02/2018 keşide tarihli 7.500,00 -TL bedelli ” çekin 05.02.2018 tarihinde takas aracılığı ile ilgili bankadan sorulduğu ve karşılıksız işlem gördüğü bankadan gelen müzekkere cevabından anlaşılmaktadır. Bunun üzerine davacı talep eden tarafa 18.10.2018 tarihli ilk celsede çek ile ilgili istirdat davası açması için 7 günlük kesin süre verilmiş ve sonucu ihtar olunmuş buna rağmen davacı talep eden tarafından davanın açılmadığı gibi ara karardan rücu talebinde bulunduğu görülmüştür. Bu duruma rağmen ikinci celsede davacı vekili takas hakkında bilgilerinin olmadığını ve yeniden süre verilirse istirdat davası açacaklarını bildirmişlerdir. Yukarıda izah olunduğu üzere davacı talep eden tarafın takastan duruşmada haberdar edildiği gibi dosyayı inceleme yetkilerinin her zaman bulunduğuna da dikkat edilerek ayrıca davalarındaki kayıp nedenini ispatlayamamaları nedeni ile ve de kesin süre verilmesi ve ihtaratın sonucu olarak aşağıdaki şekilde davanın reddi gerekmiştir. İş bu saptanan ve hukuksal durum karşısında davacı talep edenin çek üzerinde hak sahibi olan lehtarı veya senedin devri halinde yetkili hamili olup olmadığının anlaşılamadığı gibi kargoda zayi durumunun da ispatlanamadığı … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Huzurdaki dava kapsamında tesis edilen kararın eksik ve hatalı incelemeye dayanmakta olup hukuka aykırı olduğunu, gerek davanın ikame edildiği dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları çek fotokopisinden gerek ise yerel mahkeme tarafından tesis edilen tensip zaptı ara kararları gereği dosyaya sunmuş olduğumuz delillerimiz incelendiği takdirde çekin meşru hamili oldukları sabiti karşısında çekin 05.02.2018 tarihinde takas işlemine maruz kaldığının ve karşılıksız çıkan çekin müvekkil tarafından bedeli ödenerek müvekkile geri döndüğünün, geri dönen çekin zayi olduğunun açıkça görüleceğini, dolayısı ile yerel ahkeme tarafından tesis edilen eksik incelemeye dayanan hatalı ve hukuka aykırı kararın yeniden inceleme yapılarak kaldırılması ve davalarının kabulü ile zayi olan çekin iptaline karar verilmesinin zorunluluk arz ettiğini, Davacı müvekkil şirketin hamil olduğunu kanıtlayıcı delil olarak çek çıkış bordrosu, çek ciro ve müvekkil şirketin çeki ciroladığı firma tarafından çekin iade edildiğini gösteren çek iade bordrosunun yerel mahkemeye sunularak çekin müvekkil şirketin rızası hilafına elinden çıktığı beyan edilmesine karşın, yerel mahkeme tarafından maddi olguların yanlış tespit edilmesi nedeniyle kendilerine çekin takasa sunulmuş olduğu gerekçesi ileri sürülerek 1 haftalık süre içerisinde istirdat davası açmak için süre verildiğini, çekin takasa sunulması akabinde karşılıksız işlemine konu olması sebebi ile müvekkil şirketin ciro ettiği firma tarafından çekin müvekkile iade edildiğini, dolayısıyla dava yöneltilebilecek mevcut bir çek hamili bulunmadan istirdat davası açılması için süre verilmiş ise de, işbu hatalı ara karardan rucü edilmesi yönünde talepte bulunmuş olmalarına rağmen haksız ve hukuka aykırı karar tesis edildiğini, işbu kararın yeniden tetkik edilerek kaldırılması ve davalarının kabulü ile birlikte zayi olan çekin iptaline karar verilmesi gerektiğini, Dosyada mübrez deliller incelendiği takdirde meşru hamilin davacı müvekkil olduğu ve aynı zamanda Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen ara karar gereği TTK md. 818 uyarınca İstanbul Ticaret Gazetesinde yaptırılmış olan ilanlar sonucunda aksi yönde hamil olduğunu iddia eden 3. bir şahıs da bulunmadığı için istirdat davası ikame edilecek karşı tarafın bulunmadığını, Açıklanan nedenlerle; Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen 2018/418 Esas ve 2018/1341 Karar sayılı kararın tetkiki ile istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulü ile davacı meşru hamil müvekkilin rızası hilafında elinden çıkan çekin zayi olduğunun tespiti ile mezkur çekin iptaline karar verilmesi gerektiğini beyanla; Yerel Mahkeme kararının duruşmalı olarak tetkiki ile istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, zayi nedeniyle kambiyo senedinin iptali davasıdır. Mahkeme davacının iade davası açmadığı, zayi olayını da ispatlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davaya konu çekin, muhatap banka yazısına göre ibraz süresinde takastan sorulduğu ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. İbraz edenin kim olduğu açıklanmamıştır. Dava konusu çekin dosyada bulunan fotokopileri ve çek iade bordrosu ve belgelerden çekin karşılıksız çıkması üzerine davacıdan sonraki ciranta tarafından davacıya iade işlemleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çek karşılıksız çıktıktan sonra davacıya geri döndürülmüş olmaktadır. Davacı her ne kadar kargoda çalınmayla ilgili bir delil sunmamış olmakla birlikte ilanlara rağmen bir başvuru olmamıştır. Zayi nedeniyle iptali davasının hamil tarafından açılması gerektiği hususu tartışmasızdır. Bu kapsamda, davacının çekin hamili olduğunu yaklaşık olarak ispatı ve bu hususunun iddiasını yeterli saymak gerekir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasına zorlanması zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkansız hale getirecektir. Bu itibarla davacının çeki elinde iken zayi ettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.Yargıtay 11. HD’nin 24/01/2011 T. 2009/8007 E – 2011/585 K sayılı kararına göre de: “Sonucu maddi hukuk açısından kesin hüküm taşımayan davada sıkı bir zilyetlik ispatı aranmadan, hayatın olağan akışı içinde davacının hamil olduğunun kabulünün mümkün görüldüğü hallerde iddianın ispat edildiğinin kabulü gerekir.” Açıklanan nedenlerle; davacının zayi nedeniyle iptalini talep ettiği kambiyo senedinin hamili olup, zayi nedeniyle iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; istinaf başvurusu kabul edilerek hükmün kaldırılmasına ve HMK 353/1-b2 uyarınca yeniden hüküm kurulması sureti ile dava konusu bir adet çekin iptaline karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2018/418 Esas – 2018/1341 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın KABULÜNE, Dava konusu … T.A.Ş. İstanbul İstoş Şubesi’ ne ait keşidecisi …San. ve Tic. Ltd.Şti, lehdarı …. Ltd. Şti. olan, … çek nolu, 03/02/2018 keşide tarihli ve 7.500.00 -TL bedelli 1 adet çekin 6102 sayılı TTK’ nın 818/1-s maddesinin yollamasıyla TTK’ nın 764/1. maddesi uyarınca ZAYİ NEDENİYLE İPTALİNE, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Alınması gerekli 44,40 TL peşin harçtan davacı tarafça dava açılırken yatırılan 35,90 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı bulunması halinde davacı tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.