Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/346 E. 2019/397 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/346 Esas
KARAR NO : 2019/397 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/949 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 25/12/2018
TALEP : İhtiyati Haciz Talebi
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu cevaba cevap dilekçesi ile, davalının muhasebe kayıtlarına göre ikrar ettiği ve çekişmesiz hale gelen 707.000-TL üzerinden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/949 Esas 25/12/2018 tarihli ara kararında;”…davalının cevap dilekçesinde kayıtsız şartsız ikrar mevcut olmadığından açıkça ”kabul anlamına gelmemek kaydıyla” , ”hesap özetlerinde mutabık olunmadığına” ifadeleri ile açıklama yapılmış olmakla ve dahi davalının davacıdan cari hesaba ilişkin 40.969-Euro alacaklı olduklarına ilişkin beyanları uyarınca; davacı yanın ikrara dayalı olarak talep ettikleri bildirilen ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığı…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalının borcun varlığına ilişkin beyanlarında çelişkilerin mevcut olduğunu,İcra takibi başlatıldığında borcun bulunmadığına dair itiraz dilekçesinin sunulduğunu,Ancak davacının açtığı itirazın iptali davasında kabul anlamına gelmemek ile birlikte cari hesabında 707.400.TL borçlu 40.969 Avro alacaklı bulunduğunu beyan ederek müvekkili şirkete borçlu olduğunu ikrar ettiğini, Davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu,İlk derece mahkemesinin, yaklaşık ispatının değil ikrarın şartlarını incelediği için talebi red ettiğini, ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için tam ispatın değil borcun varlığına kanaat getiren davranışın aranacağını, (Yargıtay 19. HD 19/02/2018 tarihli 2016/18235 E. 2018/731 K.) Bilirkişi incelemesi yapılarak borcun ortaya çıkacağını, Yasa koyucunun ihtiyati haciz açısından bu kurumu kesin delile değil kanaat getirecek deliller ifadesiyle yaklaşık ispata tabi tuttuğunu, olayda ise yaklaşık ispat söz konusu olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/949 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, müvekkilinin karşı taraf borçludan faturaya dayalı cari hesap alacağı bulunduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde, ” müvekkilce tutulmuş bulunan muhasebe kayıtlarında davacıya karşı olan cari hesap borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile 707.400-TL borçlu, 40.969 Avro alacaklı bulunduğu” dair beyanla takip konusu borcun davalı vekili tarafından ikrar edildiğini, uyuşmazlığın çözülmüş olduğunu, davalı tarafından sadece alacağın tahsilini geciktirmek yahut imkansız hale getirmek için söz konusu icra takibinde borcun tümüne itiraz edildiğinin görüldüğünü, İİK 257/1 koşulların oluştuğunu bildirmek suretiyle ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Takipte dayanılan belgelerin ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yeterli olmadığı, bu hususların yargılamayı gerektirdiği gibi, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanının davacı lehine kayıtsız ve şartsız belli bir borcun kabulüne ilişkin soyut borç ikrar niteliğinde bulunmadığı, dosyadaki belge ve kayıtlar, beyanların İcra İflas Kanunun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat için yeterli olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından yatıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/03/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.