Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/345 E. 2020/1312 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/345 Esas
KARAR NO : 2020/1312 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI : 2015/519 Esas 2018/448 Karar
DAVA TÜRÜ: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,dava dışı müvekkili sigortalısı …San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne ait olan ve Almanya’dan Türkiye’ye taşınan emtia taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı 2101300059391 numaralı ve 19/09/2013 başlangıç tarihli Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait metal dedektörü ve elektronik ünite emtiasının davalı …Tic. A.Ş sorumluluğunda … ait YK 6404/20 sefer sayılı uçakla ve 18/09/2013 tarihli havayolu taşıma konşimentosu ile 3 kap olacak şekilde Köln/Almanya’dan İstanbul Atatürk Hava Alanı/Türkiye’ye taşındığını, taşıma neticesinde … model, 29236505 seri nolu metal dedektörün paslanmaz çelik ana gövdesinin darbeli, deformasyona uğradığını, ezildiğini, kenarının yırtık olarak alıcısına teslim edildiğinin anlaşıldığını, meydana gelen hasar sonrasında alınan Servis Raporunda ”cihazın uğramış olduğu nakliye hasarı sebebiyle paslanmaz çelik ana gövdesinin yırtılmış olduğu ve tamirinin mümkün olmadığı, ortamdaki toz, nem vs sebebiyle gövde içindeki arama bobinlerinin kısa sürede zarar göreceği, her ne kadar cihaz elektronik olarak çalışır durumda olsa da bu şekilde kullanılmaz” yazdığını, 1 nolu davalı tarafından 24/09/2013 tarihli navlun faturası düzenlenmiş olup bu hususun 1 nolu davalının somut olayda taşıyan olarak hareket ettiğini gösterdiğini, davalıların taşımanın gereği gibi yerine getirilmemesinden dolayı oluşan hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ekspertiz raporunda da taşıma işlemini gerçekleştiren 1 nolu davalı … rücu edilebileceğinin ifade edildiğini, oluşan hasarın müvekkilin sigortalısı tarafından 1 nolu davalıya ihtar edildiğini, müvekkilin hasar nedeniyle sigortalısının zarar ve ziyanını tazmin ettiği ve 6102 Sayılı TTK 1472 maddesine göre hukuken sigortalısının haklarına halef olduğunu beyan ederek davalı tarafın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, usule ve esasa yönelik itirazlarda bulunduklarını, davalının taşıyıcı sıfatının bulunmadığını, … acentesi sıfatı ile hareket ettiğini, hasarın hangi aşamada meydana geldiğini ispat külfetinin davacı yanda olduğunu, bunun dosya içeriği delillerle sabit olmadığını, Montreal Konvansiyonu gereği yapılması gereken hasar ihbarının yapılmadığını, Montreal Konvansiyonu M.22 gereği brüt kg başına 17 SDR sorumluluk sınırı olduğunu ileri sürerek davanın önce husumet yönünden reddine, davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/04/2018 tarih ve 2015/519 Esas – 2018/448 Karar sayılı kararında;”….Dava; TTK m 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olarak taşıma sözleşmesinden doğan rücuen alacağından kaynaklanan davalıların takip dosyasındaki itirazının iptaline, alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir.Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, ticari kayıtları bilirkişi kök ve ek iki adet bilirkişi raporları ile incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz ( hakimce raporlar denetlenmiş olup hükümde davalıların sorumluluğu kanunen re’ sen hakimce belirlenmiştir.) iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış tarafların kayıtları incelenmiştir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Davacı tarafından, zararın davalıların üstlendiği hava taşıma sürecinde meydana geldiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Dava dışı … şirketi tarafından sigortalı … firmasına satışı yapılan elektronik malzemelerin teslimine dair anlaşma yapılmış, hava yük senedi – awb gereği taşıyanın … olduğu, taşımanın gerçekleştiği, taşıma sürecine son verildiği anlaşılmıştır. Taşıma navlun faturası … tarafından düzenlenmiştir. Taşıma sürecinden davalıların taşıma işini birlikte yönettiği anlaşılmakla müşterek sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Fiili hava yolu taşıyıcısı … dur. Dosya kapsamında kargo hasar raporu, hasar tutanağı, vb delil bulunmamaktadır. 20.11.2013 tarihli ekspertiz raporuna göre 19.09.2013 tarihinde taşımaya alınan yükün 23.09.2013 tarihinde alıcıya teslim edildiği,03.10.2013 tarihinde sigorta ihbarı yapıldığı 07.03.2013 tarihinde ekspertiz çalışmasının yapıldığı iddia olunmuştur. Davacı tarafından, zararın davalıların üstlendiği hava taşıma sürecinde meydana geldiğinin 23.09.2013 tarihinden itibaren 10 gün, Montreal Konvansiyonuna göre 14 gün içerisinde ispat edilmesi gerekmektedir. Hasarın; montaj öncesi, ambalajdan ayrılma sonrası tespit edilmiş olması, hasarın taşıma sürecinde değil de öncesi veya sonrasında hasar olma ihtimalini beraberinde getirmektedir. Ahşap kasalarla ambalaj hasar görmeksizin içinde emtianın hasarlı olması şeklindeki durumu davacı taraf taşıma işi sonunda dıştan anlaşılan hasarı da tutanak altına tutması gerekmektedir. Buna ilişkin dosya kapsamında belge olmadığı gibi, Uluslar arası hava taşıma işlerine dair Montreal Konvansiyonu m. 31 gereği de 14 gün içinde taşıyıcıya yapılmış bildirim bulunmamaktadır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; sigortacısına bildirim yapan sigortalının taşıyıcıya da bildirim yapması gerekirdi ancak davacı sigortalıya halef olmakla onun yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu davasını zararın davalıların taşıma süreci içerisinde olduğunu ispatlayamamıştır. Alacak likit olmadığından, yargılama gerektirdiğinden, kusur- zarar ve illiyet ile tazminat hesabı gerektirdiğinden davalı lehine tazminata hükmolunmamıştır. Bu nedenle davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine, Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalının iyi halde teslim aldığı emtiayı iyi halde teslim etmekle yükümlü olup bu yükümlülüğünü yerine getiremediğini, emtianın kendi hakimiyeti sırasında ezilme, eğilmesi ve darbe alması sonucu hasara uğramasına sebep olduğunu, emtiada oluşan hasar eksper raporu ile de tespit edilmiş olmasına rağmen davanın reddi yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece hasar ihbarının usulüne uygun olmadığı değerlendirildiği, ancak, bir an için hasar ihbarının geçerli olmadığı düşünülse dahi Yargıtay’ın müstekar içtihatları doğrultusunda diğer deliller göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiğini, dosyada ihtarnamenin mevcut olduğunu, Danıştay kararı uyarınca delil niteliği haiz olan ekspertiz raporunda sigorta konusu metal dedektörün sac kasasının üst sağ köşesinin muhtemelen almış olduğu darbe neticesinde ezilmek, eğilmek sureti ile hasarlanmış olduğu tespit edildiği, raporda aynen ” Cihazın uğramış olduğu nakliye hasarı sebebi ile paslanmaz çelik ana gövdesi yırtılmış olup, tamiri mümkün değildir.” denildiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca sigorta eksperleri, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarlarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen tarafsız ve bağımsız gerçek ve tüzel kişiler olup Hazine Müsteşarlığı’ndan aldıkları ruhsat ile görev yaptıklarını, Danıştay kararı uyarınca ekspertiz raporları, delil niteliğini haiz hukuken geçerli belge niteliğini taşımakta olduğunu, (Danıştay 8. D. E. 2011/2237 K. 2011/2623 T. 11.5.2011)Emtia sigortalıya 23/09/2013 tarihinde teslim edildiğine göre Montreal Konvansiyonu’na göre teslim tarihine kadar olan süre taşıma sürecinden sayılması gerektiğini, (Montreal Sözleşmesi md. 18/4, 18/3, Türk Sivil Havacılık Kanunu md. 21) Dava konusu emtia havayolu ile taşınmak üzere taşıyan tarafından gönderenden teslim alındığı, taşıyan havayolu taşıma konşimentosuna emtiayı hasarlı aldığına ilişkin bir ihtirazı kayıt koymadığından, davalı malları hasarsız ve tam olarak aldığını kabul ettiği ve bu durumda, emtianın iyi halde yüklendiğine dair karine oluştuğunu, Taşıyanın zaman bakımından sorumluluğu ise, yükün teslim alınması ile başlayıp gönderilene teslimi ile sona ereceğini, teslim kelimesinden anlaşılması gereken ise, taşıyanın yük üzerindeki hakimiyetini sona erdirerek zilyetliğini gönderilene devretmesi olduğunu, somut olayda hasar, sigortalı emtianın alıcısına tesliminden sonra meydana gelmediği ve kaldı ki düşürülme ve çarpmanın da emtianın taşıyanın sorumluluğu dışında meydana gelmiş olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Hasar meydana geldiğinde taşınan yükün zilyetliği henüz gönderilene devredilmemiş olup, taşıyanın üzerinde olduğunu, Somut olaya konu taşımada emtia depo tesislerine geldiğinde hasarlı olduğunun anlaşıldığı, bu sebeple ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere, davalıların tam ve eksiksiz olarak aldığı emtianın gereği gibi teslim edilmemesinden dolayı sorumluluğu doğmakta olduğu ve hasarın emtianın, taşıyanların bakım ve gözetim yükümlülüğünde bulunduğu sırada meydana geldiğini, kaldı ki, aksi durumun yukarıda belirtilen maddeler ışığında davalılar tarafından ispat edilmesi gerektiği açık ve davalılar bu durumu ispat edemediklerini, bu sebeple davalılar gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden Montreal Konvansiyonu uyarınca sorumlulukları gündeme geldiğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla Yargıtay kararları uyarınca hasar ihbarının yapılmaması durumunda bile diğer deliller göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiğini, Somut olayda hasar, ekspertiz raporu ile ve dosyaya sunulan diğer deliller ile de belgelendiğini, (Yargıtay 11. H.D.’nin 2005/12615 E. 2007/1540 K. ve 08.02.2007 tarihli kararı) Bu nedenle, yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü üzere davalının hasardan sorumlu olduğu açık olduğundan mahkemenin ihbar koşullarının karşılanmamış olduğu yönündeki tespitlerinin kabulü mümkün olmadığını, nitekim dosya içerisinde ihtarname mevcut olduğu ve aynı zamanda hasarın varlığı eksper raporlarıyla da ortaya konulduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2009/5771 E. 2010/11820 K., T. 22.11.2010 tarihli emsal kararı) Kararda belirtildiği gibi somut olayda da davalılar taşıyan olarak gösterilmiş olup oluşan hasardan bizzat sorumlu olduğu, bu nedenle, ihbar olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair Yerel Mahkeme kararı usule ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası havayoluyla taşınan emtianın hasarlanmasından dolayı TTK 1472. maddesi gereğince nakliyat sigortacısı tarafından akdi hava taşıyıcısı aleyhine halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazmin talepli yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde,Eksper raporunda; ” Dava dışı sigortalı … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Tarafından Almanya’da yerleşik … isimli firmadan 05/08/2013 tarih ve … no.’lu fatura muhteviyatı olarak satın alınan ve ALMANYA/KÖLN – İstanbul Atatürk Hava Alanı nakliyesi … TİC. A.Ş. Sorumluluğunda 24/09/2013 tarih ve … no.’lu navlun faturası, … TK 6404/20 nolu seferi ile 18/09/2013 tarih ve … nolu konşimentosu kapsamında gerçekleştirilen 3 kap, METAL DEDEKTÖRÜ emtiasının Atatürk Hava Limanı …. Antreposuna tahliyesinin yapıldığı, bilahare A.H.L. Gümrük Müdürlüğü tarafından 24/09/2013 tarih ve … no.lu Gümrük Beyannamesi düzenlenmesi sonrasında katı ithalatının tamamlanarak depo tesislerine getirildiği ve burada konveyör üzerine monte edilmek üzere ambalajdan ayrıldığında MDE-C 050X35 MODEL …. SERİ NO.’lu METAL DEDEKTÖRÜN paslanmaz çelik ana gövdesinin darbeli,deformasyona uğramış, ezilmiş, kenarının yırtık olduğunun görülmesi üzerine sigortalı yetkililerine bilgi verildiği, sigortalı yetkililerinin de meydana gelen hasarın tespiti ve tazmini için sigorta şirketine ihbarda bulundukları,” belirtilmiştir. Dosya içerisinde bulunan … numaralı konişmento kapsamında, davalı SCHENKER DEUTSCHLAND AG.’nin taşıyıcı olarak imzasının bulunduğu, Navlun Faturasınında davalı … TİC. A.Ş. Tarafından davacının sigortalısı dava dışı şirket adına düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla taşıma senedinden davalıların akdi olarak üstlendiği taşıma işini, fiili taşıyıcı olarak dava dışı … firmasına yaptırdığı, dava konusu taşımanın Almanya ile Türkiye arasında yapılması sebebi ile uyuşmazlık hakkında Varşova Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, davalının düzenlemiş olduğu navlun faturası dikkate alındığında, taşıma işinin nakliye sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmıştır.Montreal Konvansiyonu 18. maddesi uyarınca, akdi taşıyıcı davalı, hasarın hava yolu taşıması sırasında meydana gelmesi halinde sorumlu olacaktır. Yine Konvansiyon’un 31. maddesindeki düzenleme uyarınca, hasarın, teslimden itibaren 14 günlük sürede taşıyıcıya ihbarı gerekmektedir. Aksi halde gönderilene, taşınan emtianın eksiksiz ve hasarsız teslim edildiği karine olarak kabul edilir. Montreal Sözleşmesi’nin 31. maddesinde ihbar yükümlülüğü eşyanın hasara uğraması haline özgü olarak düzenlenmiştir.Konvansiyonun 31 maddesi gereği dıştan görülen hasarlarda derhal,ve her halde 14 gün içinde hasar bildirimi yapılması gerektiği açıktır.Varşova Sözleşmesi’nin 26. ve Montreal Sözleşmesi’nin 31.maddeleri uyarınca, yükün zarar görmesi halinde, taşıyıcının bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için söz konusu hasarın, yükü teslim almaya yetkili kişi tarafından davacıya ihbar edilmesi şarttır. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/10/2015 tarihli 2015/3494 E, 2015/10300 K. sayılı emsal kararında belirtildiği üzere, taşıyıcının herhangi bir şekilde hasarı öğrenmesi halinde, ihbarın süresinde yapılmadığının ileri sürülmesi iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, ihbar şartı aranmayacaktır. Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/02/2006 tarihli 2005/651 E. 2006/1488 K sayılı kararında, yükte oluşan hasarın, depo görevlileri tarafından düzenlenen tutanak ile tespit edildiği durumlarda ayrıca ihbara gerek kalmayacağı belirtilmiştir.Somut olayda, taşıma süresi sonucunda tutulmuş hasar tespit tutanağının dosyada tespit edilemediği anlaşılmıştır.Davacı, sigortalı olan dava dışı alıcı şirketin hasar bildirimi yapıldığını belirtmiş ise de dosyaya ibraz edilen belge okunaklı olmayıp ayrıca bildirimin tebliğ edildiğine dair bir belgeninde sunulmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/10/2014 tarihli, 2014/11013 E, 2014/17440 K sayılı kararında, ” Oysa kabulün aksine taraflar arasında taşıma sözleşmesi dışında ayrı bir ardiye sözleşmesinin bulunmadığı ve depolama işleminin taşıma sözleşmesi uyarınca yapıldığı hallerde bagaj veya yükün teslimi henüz gerçekleşmediği için teslim gerçekleşinceye kadar taşıyıcının sorumluluğunun taşıma sözleşmesi uyarınca devam edeceği kuşkusuz olup, bu bağlanmada, davalı hava yolu taşıyıcısı, malı gönderenden aldıktan sonra gönderilene teslim edilinceye kadar olan taşıma süresinden sorumludur ” denilmiştir. Eksper raporuna göre, 19/09/2013 tarihinde taşımaya alınan yükün 24/09/2013 tarih ve … no.lu Gümrük Beyannamesi düzenlenmesi sonrasında katı ithalatının tamamlanarak depo tesislerine getirildiği ve alıcıya teslim edildiği, 03/10/2013 tarihinde sigorta ihbarı yapıldığı, 07/10/2013 tarihinde ekspertiz çalışmasının yapıldığı anlaşılmıştır.Somut olayda, davacının sigortalısı dava dışı şirketin malı teslim alırken malın hasarlı olduğuna dair tutanak tutturmadığı, dosya içerisinde kargo hasar raporu, hasar tutanağı veya hasarın hava taşıması sırasında meydana geldiğine dair somut bir delilin olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça hasarın taşıma süresince meydana geldiği dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf kara harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahubu ile bakiye 10,00.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/11/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.