Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2750 E. 2022/115 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2750 Esas
KARAR NO: 2022/115 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/46 Esas – 2019/568 Karar
TARİH: 23/05/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde davalının 29.673,00 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde davalının borcun 692,70 TL’sini kabul ettiğini ve icra dosyasına yatırdığını, ancak kalan kısma ilişkin takibin haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya ödenmemiş bir borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/05/2019 tarih ve 2015/46 Esas 2019/568 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…Bilirkişi raporunda belirtilen 31/09/2014 keşide tarihli 5.000,00-TL meblağlı çek, ,30/07/2014 keşide tarihli 6.700,00-TL meblağlı, 30/10/2014 keşide tarihli 6.850,00-TL meblağlı, 30/07/2014 keşide tarihli 3.000,00-TL meblağlı ve 30/05/2014 keşide tarihli 3.000,00-TL meblağlı çeklerin ibraz ve ödemelerine ilişkin kayıtlar ilgili bankalardan celbedilmiş, yapılan incelemede söz konusu çeklerin bizzat davacı tarafından bankaya ibraz edilerek bedellerinin tahsil edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı tarafça 29.673,00-TL cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle davalı aleyhine icra takibi başlatılmışsa da yapılan bilirkişi incelemesinde her iki tarafın defterlerinde ve davacının davalıya düzenlediği fatura toplamının 121.673,00-TL olduğu, fakat davalının yaptığı ödemeler konusunda tarafların defterleri arasında ihtilaf bulunduğu, davalının sunduğu toplam 28.981,00-TL bedelli ödemelerin ispata muhtaç olduğu belirtilmiş, bilirkişi raporunda sonra tarafların beyanları, sunulan tahsilat makbuzu asılları, tahsilat makbuzlarında geçen çeklerin ibraz ve ödemelerine ilişkin kayıtlar ve tahsilat makbuzlarında ismi bulunan tanık …’nın beyanları bir arada değerlendirildiğinde davalının söz konusu ödemelere ilişkin iddiasını ispatladığı anlaşılmıştır. Şöyle ki tahsilat makbuzları altındaki imzalar davacı tarafça reddedilmiş olsa da tanık … beyanında imzaların kendisine ait olduğunu ve tahsilatların davacı adına yaptığını kabul etmiştir. Tahsilat makbuzlarında bahsedilen çekleri davacı tarafından tahsil edildiği gelen banka kayıtlarından anlaşılmıştır. Bunun yanında ihtilaf konusu olmayan tahsilat makbuzunda geçen 2 adet 10.000’er TL’lik çeklerin de …’ya tahsilat makbuzunda verildiği ve bu çeklerin davacı tarafından tahsil edildiği anlaşıldığından davacının tahsilatları reddetmesinin iyi niyetli olmadığı değerlendirilmiştir. Yine davacı her ne kadar 2 adet çekte cirosu bulunan …’nun borcuna mahsuben alındığını iddia etmişse de verilen süre içerisinde bu yöndeki iddiaların incelenmesi için belirlenen bilirkişi ücretini yatırmadığı gibi ticari defter ve belgeleri bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Böylece davalının ispatladığı bilirkişi raporunda belirtilen tahsilat makbuzlarındaki çekle ve nakit olarak yapılan ödemeler toplamı olan 28.981,30-TL ile icra dosyasına yaptığı 692,70-TL’lik ödeme nazara alındığında, davalının davacıya borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, yukarıda belirtildiği üzere icra davalının sunduğu tahsilat makbuzlarını kabul etmemesine rağmen toplanan delillerle tahsilatların davacı tarafından yapıldığı anlaşılmakla, buna rağmen yapılan icra takibinde davacının iyi niyetli olmadığı anlaşılmış olup, davalı lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.. ” gerekçeleri ile; “Davanın reddine, 28.980,30 TL’nin %20’sine denk gelen 5.796,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin sözlü yargılama için bildirimde bulunmadığını ve son duruşmada sadece davalı tarafın son beyanlarının alındığını, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, Davalı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmesi nedeniyle ek rapor alınması gerekmiş olup ek rapor masrafının davalı tarafa yükletilmesi gerekirken taraflarına yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi ücretini süresinde yatırmamış olmaları sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken, esastan reddinin doğru olmadığını, Tanık …’nın da beyan ettiği üzere 30.07.2014 tarihli 6.700 TL bedelli çek ile 31.09.2014 tarihli 5.000 TL bedelli çeklerin davalının borcuna mahsuben değil dava dışı …nun borcuna mahsuben alınmış çekler olduğunu, çeklerde davalı cirosunun olmadığını, müvekkilince … hakkında başlatılan takiplere ilişkin bilgi verildiğini, 30.05.2014 tarihli … nolu 3.000 TL miktarlı çekte …nın imzasının olmamasına karşılık mahkemenin söz konusu çekin … tarafından tahsil edildiği yönündeki tespitine katılmalarının mümkün olmadığını, Yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen mahkemenin hukuki dinlenilme haklarını ihlal etmiş olması nedeniyle bu delile dayanma haklarının kısıtlandığını, Müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, davanın bilirkişi incelemesi yapılamamış olması nedeniyle reddedildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı ödenmemiş borcu olmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının 29.673,00 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının 692,70 TL borçlu olduğu, farkın davalının toplam 28.981,30 TL bedelli ödemelerinin davacı defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, 5.000,00 ve 6700,00 TL bedelli ödeme kayıtlarına ilişkin davalı tarafından … isimli şahsa çekle ödeme yapıldığına dair para makbuzu verildiği, yine toplam 9.850,00 TL tutarlı 2 adet çek ve 1.000,00 USD nakit ödemeye ilişkin makbuz verildiği, 30/05/2014 tarihli 3.000,00 TL bedelli çekin davalı tarafından davacıya verildiğine dair delil olmadığı, 2.239,00 TL ödeme kaydına ilişkin 1.000,00 USD bedelli makbuz verildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafça 5.000,00 TL, 6.700,00 TL ve 30/05/2014 tarihli 3.000,00 TL bedelli çek ödemeleri dışında kalan ödemelere ilişkin bir istinaf nedeni ileri sürülmediğinden, diğer davalı ödemelerinin uyuşmazlık konusu olmadığı kabul edilmiştir. Uyuşmazlık konusu … Bankası Terme Şubesine ait … nolu 31/09/2014 tarihli 5.000,00 TL bedelli keşidecisi … olup hamiline düzenlenmiş olan, arkasında sırasıyla … ve davacı ciroları olan, ayrıca … Gaziosmanpaşa/İstanbul şubesine ait … nolu 30/07/2014 tarihli 6700,00 TL bedelli keşidecisi … olup hamiline düzenlenen, arkasında sırasıyla …, …, … ve davacı ciroları olan çeklere ilişkin olarak davalı tarafça para makbuzları sunulmuş, yargılama sırasında makbuzlarda imzası olan … isimli şahsın davacı çalışanı olduğu ve davacı adına tahsilata yetkili olduğu davacı tarafça kabul edilmiştir. Öte yandan davacı tarafça söz konusu çeklerin davalıdan dava dışı …’nun borcuna karşılık alındığı ileri sürülmüş ve bu hususta ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talep edilmiştir. Mahkemece davacının bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçesiyle davacı defter ve kayıtlarının incelenmesinden vazgeçilmiş ise de, HMK 324/2 m. uyarınca taraflardan birisi delil avansı yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer taraf bu avansı yatırabileceğinden, mahkemece davalı tarafa bu husus hatırlatılarak ve ücretin yatırılması halinde davacı defter ve kayıtlarının incelenerek düzenlenecek bilirkişi raporuna göre karar verilmesi ve gerektiğinde taraflara yemin teklif haklarının da hatırlatılması suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Öte yandan … Bankası A.Ş.’nin 03/04/2018 tarihli yazı cevabı ile söz konusu çeklerin davacı tarafından ibraz edildiği belirtilmiş ise de, bedelinin ödenip ödenmediği hususu belirtilmemiş, dosya kapsamında da bu yönde bir bilgi veya belgeye rastlanılmamış olduğundan, bankadan bu husus sorularak açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih 2015/46 Esas – 2019/568 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/01/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.