Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2748 E. 2022/114 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2748 Esas
KARAR NO: 2022/114 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/638 Esas – 2019/962 Karar
TARİH: 23/10/2019
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin lehdarı olduğu 4 adet çekin çalınması nedeniyle çek iptali davası açıldığını ve mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğini, ancak bu çeklerden … ve … nolu çeklerin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini ve arkalarına ödeme yasağı kararının şerh edildiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, ancak davalının babasının müvekkili şirket yetkilisi ile olan arkadaşlığını kullanarak müvekkili şirket yetkilisinden cezaevinde olduğu dönemde oğlu olan davalıya sahip çıkmasını istediğini, davalının bir süre müvekkili şirket yetkilisinin yanında durduğunu, ancak yapmış olduğu araç yolsuzluğu sonrasında ortadan kaybolduğunu ve çeklerin de davalı tarafından çalındığının ortaya çıktığını, davalının söz konusu çeklere ilişkin hiçbir alacağının bulunmadığını ileri sürerek dava konusu çeklerin istirdatına ve müvekkilinin haklı hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacı şirket yetkilisinin cezaevinde olduğu süreçte müvekkilinden davacı adına kayıtlı aracın satışına aracılık etmesini istediğini ve bu doğrultuda aracın müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin aracın tüm bakım ve masraflarını yaptığını ve vergisini ödediğini, aracın 3.şahsa satıldığını ve satış bedelinin davacı şirket yetkilisine teslim edildiğini, davacı şirket yetkilisinin de müvekkilinin araç satışına aracılık etmesi ve yaptığı masraflar karşılığında dava konusu çekler de dahil toplam 80.000,00 TL bedelli 4 adet çek verdiğini, çekleri düzenleyen ve ciro eden şahsın aynı şahıs olduğunu, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/10/2019 tarih ve 2016/638 Esas 2019/962 Karar sayılı Kararı ile; “….…Davacı taraf her ne kadar, davacı şirketin alış veriş nedeniyle almış olduğu 4 adet çek kendileri tarafından zayi edildiğini, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde çek iptali için dava açıldığını, ancak söz konusu çeklerin davalı tarafça bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini, davalıyla herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını belirterek söz konusu çeklerin istirdadını talep etmiş ise de, bu hususta hırsızlık suçundan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2017/62743 sayılı soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığı, karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidildiği ancak talebin reddedildiği, dolayısıyla davacının son hamilin kötü niyetli olduğu ve çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “Asıl ve birleşen davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosya yeterince incelenmeden, itirazları karşılanmadan ve davalının çeklere ilişkin alacaklı olup olmadığına dair inceleme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, Davalının savcılık soruşturmasında verdiği beyanların çelişkili olduğunu, davalı beyanlarından aracın davacı şirket yetkilisi cezaevinde iken satıldığı şeklinde anlaşılmakta olduğunu, oysa cezaevinden çıktıktan sonra satıldığını, Ceza soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararının mahkemeyi bağlamayacağını, kaldı ki kanun kararına bozma yoluna gidildiğini, talepleri reddedilmiş olsa da ilgili mütalaada takipsizlik kararının hatalı olduğunun ifade edildiğini, İspat yükünün davalıda olduğunu ve çekler nedeniyle alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu hususta davalıya muhtıra gönderilerek yaptığı masraf ve ödemelere ilişkin belgelerini sunmasının istenilmesi gerektiğini, Davalının çeklerin iptaline ilişkin karara itiraz etmediğini ve kararın kesinleştiğini, dolayısıyla davalının yetkili hamil olduğunun kabul edilemeyeceğini, Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/238 E. sayılı dosyasında davalının satışına aracılık ettiğini iddia ettiği araca ilişkin dava açıldığını, bu dosya içeriği incelenmeksizin karar verilmesinin doğru olmadığını, davalının kendi adına devraldığı aracın satışına aracılık ettiği hususu kabul edilemeyeceği gibi, değeri 300.000,00 TL olarak beyan edilen aracın satışına ilişkin olarak komisyon ücretinin 80.000,00 TL olmayacağının da açık olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava, davaya konu çeklerin yetkili ve meşru hamili olduğunun tespiti ile çeklerin istirdatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalının babasının ricası üzerine bir süre müvekkili şirket yetkilisinin yanında bulunduğunu, ancak yapmış olduğu araç yolsuzluğu sonrasında ortadan kaybolduğunu ve çeklerin de davalı tarafından çalındığının ortaya çıktığını, davalının söz konusu çeklere ilişkin hiçbir alacağının bulunmadığını ileri sürmüş, davalı ise davacı şirket yetkilisinin talebi üzerine şirkete ait aracın satışına aracılık ettiğini ve bu süreçte aracın bir takım masraflarını karşıladığını, bunun karşılığında dava konusu çekler de dahil 4 adet çekin düzenlenerek kendisine verildiğini savunmuştur. Dava konusu çekler incelendiğinde, … Bankası Karaköy Şubesine ait … nolu 21/06/2016 tarihli 20.000,00 TL bedelli ve … nolu 14/07/2016 tarihli 20.000,00 TL bedelli keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti, lehdarı davacı olan, arkasında sırasıyla davacının ve davalının ciroları olan, süresinde ibraz edilmiş ancak ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılamamış olan çekler olduğu görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Davacı çekte taraf olduğundan yetkili hamil olduğunu ispatlamış olmakla birlikte, çekin rızası hilafına elinden çıktığına ve davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğine dair delil sunamamıştır. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Dolayısıyla davalı çeklerin, araç satışına aracılık ve araç masraf bedeli olarak verildiğini ileri sürmüş olsa bile, ispat yükü kendisinde olmadığından bu iddiasını kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/01/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.