Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2733 E. 2021/1788 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2733 Esas
KARAR NO: 2021/1788 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2018/260 Esas 2019/709 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkili ile dava dışı … Ltd Şti arasında GNGKS Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, adı geçen firmaya krediler kullandırıldığını, davalı …’nın söz konusu GNGKS’yi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine davalı borçlulara Kartal …Noterliğinin 28.05.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının haksız, hukuka aykırı ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu iddia ederek davalı borçluların yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan kısım üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı tarafından başlatılan haksız ve kötü niyetli takibe ilişkin hiçbir borcu bulunmadığını, davacı/ alacaklının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası kapsamında başlatılan haksız ve kötü niyetli takibin kaldırılması taleplerinin reddini, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/10/2019 tarih ve 2018/260 Esas – 2019/709 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; davacı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen GNGKS’yi davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalının nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde 1974 yılından beri evli olduğu, GNGKS’nin incelenmesinde davalının eşinin rızasına ilişkin herhangi bir muvafakatinin alınmadığı, bu haliyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 44,40-TL maktu harçtan peşin alınan 2.562,84-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 2.518,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 18.681,96-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Müvekkili bankanın Tuzla Tersane / İstanbul şubesi ile … Ltd. Şti. Arasında GNGKS, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı ve adı geçen firmaya krediler kullandırıldığını, dava dışı … Ltd. Şti. Firmasının kefili … da söz konusu GNGKS’yi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, Bankadan kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine davalı borçlulara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, Davalı gönderilen ödeme emrine karşı borca itiraz ettiğini, davalının tüm itirazlarının haksız, hukuka aykırı ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, kötü niyetli olduğunu, Davalının kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, zira imzalanan sözleşme asılları incelendiğinde, her bir kefilin imzası ve el yazısı ile kefaletinin alındığı açık olmakla birlikte, kredilere ilişkin ödeme planı da kefil sıfatı ile bulunan … tarafından imza edildiğini, İlaveten davalı eş rızası yönünden itirazları kabul etmenin mümkün olmadığını, şöyle ki öncelikli davalı tarafından yerel mahkemeye sunulan dilekçelerinde dosya borçlusunun … Ltd. Şti. ‘nin olduğunu iddia ettiğini, ancak davaya konu takip dosyasının borçlusu dava dışı … Ltd. Şti. ve işbu şirketin borçlarına kefillerden biri huzurdaki davada davalı olarak bulunan … olduğunu, Diğer yandan davalının borçlarına kefil olduğu dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı vekilinin de dilekçesinde yer verdiği … Ltd. Şti. arasında grup ilişkisi bulunduğunu, her iki firma arasında aynı faaliyet konusu ve grup ilişkisi nedeniyle birbirlerine kefaletleri söz konusu olduğu, davalının kefaleti yukarıda izah edildiği üzere firmalar arasındaki ilişki nedeni ile verilmiş bir kefalet olduğunu, dolayısıyla davacının davalının temsilci veya tüzel kişinin organı sıfatıyla kurduğu kefalet sözleşmelerinde eşin rızası aranmayacağını, Davalı taraf hem sözleşmeyi hem de ödeme planlarını imza ettiğini, dolayısıyla ileri sürmüş olduğu iddiaların tamamıyla hukuki dayanaktan yoksun, gerçeklerle bağdaşmayan, kötü niyetli iddialar olduğunu, Firmalar arasındaki grup ilişkisi, davalı …’nın ortağı bulunduğu, … Ltd. Şti.’nin kullandığı kredisinin dava dışı … Ltd. Şti. tarafından devralındığını ve bu devralınan krediye de …’nın kefil olduğu hususları açık bir şekilde ortada olmasına rağmen yerel mahkemece bu iddiaları incelenmeksizin karar verildiğini, firmalar arasındaki bağlantı nedeni ile davacının sorumluluğu bulunduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ KATILMA YOLUYLA SUNDUĞU İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Davalı müvekkili aleyhine davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatıldığı, davalının işbu takibe borcu olmaması nedeniyle itiraz etmesi üzerine huzurdaki davanın açıldığı, yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, karar yerinde olup bu hususta bir diyecekleri bulunmadığını, Gerekçeli kararda cevap dilekçesinde yer alan haksız takip tazminatı (kötüniyet tazminatı) talepleri değerlendirilmediği, bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, işbu durumun düzeltilmesi için yerel mahkeme hükmünün düzeltilmesini talep ettiklerini, Hükmün HMK 297/2 uyarınca düzeltilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece 10.10.2019 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, davacının kötüniyetli olarak haksız takip yapması nedeniyle İİK 67/2 uyarınca davalı müvekkili lehine takip alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet (haksız takip) tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ancak Yerel Mahkemece bu hususun gözardı edildiğini, tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığını, Mahkemece verilen karar, ilgili yasal düzenlemeye uygun olmayıp, Kanun’a uygun olarak hüküm kurulması gerektiğini, işbu nedenle istinaf incelemesi yolu ile, Yerel Mahkeme hükmüne, “takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına (haksız takip) hükmesilmesi” ibaresi eklenmesi gerektiğini, yerel mahkeme hükmünün kötü niyet tazminatı talebi yönünden düzeltilmesi, kararın diğer kısımlar yönünden hukuka uygun olduğunun kabulü gerektiğini, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/32057 Esas, 2016/11313 Karar 25.04.2016 Tarihli İlamı) Emsal Yargıtay kararında da görüldüğü üzere Yerel Mahkemenin bu yönde bir hüküm kurması gerektiğini, açıklamalar kapsamında davacı aleyhine takip konusu miktarın %20sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına ilişkin fıkra eklenmesini ve işbu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Neticeten, davacı bankanın gerekli araştırmaları yapmaksızın davalıya başvurduğu, davalının mağduriyetinin bu nedenle açık olduğu, davalıya imzalatılan kefalet sözleşmesindeki tarihlerin çelişkili olduğu, kefalet sözleşmesi düzenlenirken davalının eşinin rızası alınmadığı ve bu şartların kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarından olduğu, geçerlilik şartlarını taşımayan kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, işbu kesin hükümsüz sözleşmeye dayanarak davalı aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak takibe girişilmesi nedeniyle işbu takibin iptali ile davacı tarafından ikame edilen haksız davanın REDDİNE karar verilmesini yerinde olup, davacının istinaf dilekçesinde yer alan tüm iddialarını kabul etmediklerini, davacının istinaf taleplerinin tümden reddine karar verilerek, hükmün kötüniyet tazminatı yönünden açıklamaları ve talepleri doğrultusunda düzeltilmesine ve kararın bu şekilde kabul edilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı yönünden istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına, 6100 sayılı kanunun 329′ uncu maddesi kapsamında haksız ve kötüniyetle davalı aleyhine açılan işbu dava sebebiyle, davalıların vekiline ödemekle mükellef olduğu ücretin davacıdan tahsiline,6100 sayılı kanunun 330,332 vd maddeleri kapsamında; yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı Bankanın Tuzla Tersane Şubesi ile dava dışı kredi asıl borçlusu … Ltd. Şti. arasında 15/02/2017 tarihli ve 396.000,00 TL.miktarlı GKS.imzalandığı,sözleşmeyi davalı … ve dava dışı …’in ise Müteselsil Kefil sıfatı ile imzalamış olduğu ve davalının asıl kredi borçlusunun borcuna kefil olunan miktarın 325.000,00 TL. Olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. ile davacı banka arasında 13/02/2017 tarihli GKS. Kapsamında Taksitli Ticari Kredi Ödeme Planı tanzim ve imza edildiği ve geri ödeme planını davalı … ve dava dışı …’in ise Müteselsil Kefil sıfatı ile imzalamış olduğu ve kefil olunan miktarın 325.000,00 TL. olduğu anlaşılmaktadır. Kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından muhataplar asıl borçlu … Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’e Kartal … Noterliği’ nin 28/05/2018 tarih ve … yevmiye no.lu hesap kat ihtarnamesiyle, taksitli ticari kredi ve ticari kredi kartı borcundan kaynaklı toplam: 207.828,39 TL.alacağın tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği ve verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile asıl borçlu … Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’e karşı ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı borçlunun itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Davalı vekili cevap dilekçesi ile, haksız ve kötüniyetli takibin iptaline ve İİK. 67/2 madde uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği halde mahkemece bu talep yönünden olumlu/olumsuz bir karar verilmediği tesbit edilmiştir. HMK’ nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. HMK.nın 3531-a-6 mad. uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy.Kanun-35.madde) Açıklanan nedenlerle, kararın kaldırılma sebebine göre davacının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davalının kötüniyet tazminatı talebi konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/10/2019 tarih ve 2018/260 Esas – 2019/709 Karar sayılı kararının HMK’nın 297 ve 353/1-a6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Kararın kaldırılma sebebine göre davacının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 6-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 7-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.