Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2711 E. 2021/1898 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2711
KARAR NO: 2021/1898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/960 Esas – 2019/125 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; taşımacılık işi ile iştigal eden müvekkili şirketin zaman zaman kendi araçlarının yeterli olmadığı durumlarda 3. şahıslara ait araçlar ve sürücüler vasıtası ile müşterilerine ait emtianın nakliyesini gerçekleştirdiğini, davalı taraf ile imzalanan Araç Kiralama Sözleşmesi çerçevesinde … operasyonunda davalı …’in araçları kiralık araç olarak çalıştırılmakta iken 03/09/2015 tarihinde davalı taraf hiçbir bildirim yapmadan ve onay almadan operasyonda görevli olan 3 aracı operasyondan çektiğini, 03/09/2015 tarihi itibariyle de araçların tamamını operasyondan çektiğini, sözleşmenin 13.2 ve 13.6 hükümlerine göre sözleşmesinin feshedilmesi zorunluluğu doğduğunu, ihtarname ile feshin ihbar edildiğini, müvekkili şirketin müşterisi … firması tarafından müvekkili şirkete ürünlerin tam ve eksiksiz olarak teslim edilmemesi sebebiyle hasar faturası yansıtıldığını, yine davalının eksik ürün teslim ettiğinin tespit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre emtianın zayi olmasından veya müşteriye eksik ürün teslimatından sorumluluğun davalı tarafa ait olduğunu, müvekkili şirketin gerek taşıtanın haklarını muhafaza kendi sorumluluğunu ifayı müteakip fiili taşıyana müracaat haklarına binaen davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, yetkili icra dairesi ve mahkemenin İzmir icra daireleri ve İzmir mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp, alacaklı olduğunu, müvekkili tarafından davacı aleyhine İzmir 1. ATM’nin 2017/642 esas sayılı dosyası ile alacaktan kaynaklanan itirazın iptali davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, iş bu davanın söz konusu dava ile birleştirilmesine karar verilmesini istediklerini, karşı tarafın icra takibine hiçbir borcu olmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, davanın reddine, karşı tarafın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/02/2019 tarih ve 2017/960 Esas – 2019/125 Karar sayılı kararı ile; “….Somut olayda, taraflar arasında yazılı şekilde akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesi sunulmadığı, davacının cari hesaptan kaynaklı alacağının varlığını ispat edemediği, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, sunulan yansıtma faturaları nedeni ile alacaklı olup olmadığının iş bu davanın sübuta ermesinde etkili olmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının REDDİNE, 2-Kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı icra takibine itiraz etmiş ise de, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin varlığına bir itirazda bulunmadığını, cari hesap ilişkisini inkar etmeyen davalının, kendisinin alacaklı olduğunu öne sürdüğünü ve buna binaen müvekkili şirket aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden başlattığı icra takibini dayanak olarak gösterdiğini, davalının alacak iddialarının mesnetsiz ve afaki olup, gerekçesinin de belirtilmediğini, iddiasını destekler bir belge de sunmadığını, ispat külfetinin cari hesap ilişkisini kabul edip borca itiraz eden davalı borçluya geçtiğini, dolayısıyla yerel mahkemece yazılı cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı ve müvekkilinin alacağını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, yazılı bir cari hesap söyleşmesinin olmadığı ihtimalinde dahi, taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, mahkemenin gerekçesinde yer verdiği Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı ile de mahkemenin gerekçesinin çelişkili olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04.05.2015 tarih, 2014/19398 Esas ve 2015/6503 Karar – Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30.10.2018 tarih, 2016/20574 Esas ve 2018/5306 Karar sayılı ilamlarına göre, mahkemece tesis edilen hükmün ortadan kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin davaya konu alacağını, dosyaya ibraz ettiği fatura ve sair belgeler ile ispat ettiğini,Mahkemenin, müvekkili şirketin alacağını ispata ilişkin her türlü fatura ve sair belgeyi dosyaya ibraz etmiş olmalarına karşın, dosyada mevcut talep ve iddialar açısından herhangi bir inceleme yaptırmadığını, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi dahi yaptırmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, aksi kanaat hasıl olduğu takdirde yeniden esas hakkında karar verilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, yansıtma faturasından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, davalı ile Araç Kiralama Sözleşmesi yaptıklarını, İzmir … operasyonunda davalı …’in araçları kiralık araç olarak çalıştırılmakta iken davalı tarafça hiçbir bildirim yapılmadan ve onay alınmadan operasyonda görevli olan araçların tamamının operasyondan çekildiği, bu nedenle sözleşmesinin feshedildiği, müvekkili şirketin müşterisi … firması tarafından müvekkili şirkete hasar faturası ve eksik ürün teslimatı nedeniyle fatura yansıtıldığı, sözleşmeye göre emtianın zayi olmasından veya müşteriye eksik ürün teslimatından sorumluluğun davalı tarafa ait olduğu, davacı şirketin kendi sorumluluğunu ifayı müteakip fiili taşıyana müracaat haklarına binaen davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği belirtilerek, davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesi talep edilmiş; davalı ise, davacıya borçlu olmadığı, tam tersi alacaklı olduğu, alacağını tahsil etmek için başlattıkları takibe davacı tarafça itiraz edildiği, davacı aleyhine itirazının iptali için dava açtıkları savunularak, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yukarıda belirtildiği üzere; taraflar arasında yazılı şekilde akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesi sunulmadığı, davacının cari hesaptan kaynaklı alacağının varlığını ispat edemediği, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, sunulan yansıtma faturaları nedeni ile alacaklı olup olmadığının iş bu davanın sübuta ermesinde etkili olmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında takip dayanağının, 15/12/2015 vade tarihli cari hesap alacağı olarak gösterildiği, dosyaya cari hesap özeti örneğinin ibraz edildiği; mahkemece 10/10/2018 tarihli duruşmada davacı vekiline, davalının eksik ürün teslimatından sorumluluğuna, eksik ürünlerin neler olduğuna, hangi tarihli taşıma ile eksik ürün teslim edildiğine dair yazılı delillerini sunmak ve 10/06/2015 tarihli hasar yansıtma faturası içeriği kosunda beyan ve delillerini sunmak üzere süre verildiği; davacı vekilinin ibraz ettiği dilekçe ekinde, … tarafından davacı adına tanzim edilen faturalar ile davacı tarafça davalı adına düzenlenen yansıtma faturalarının birer örnekleri ibraz edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı sabittir. Davacı da, davalı ile aralarında TTK.’nun 89. Maddesinde düzenlenen yazılı cari hesap sözleşmesinin bulunduğuna dair bir iddiada bulunmamaktadır. Davacı vekilince yargılama sırasında alacağın dayanağı olduğu bildirilen belgeler dosyaya ibraz edilmiştir. Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme, sunulan faturalar dikkate alınarak, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığının tarafların göstereceği tüm deliler toplanılıp, taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçede dayanılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı hatalı değerlendirilerek, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi isabetsizdir. HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2019 tarih ve 2017/960 Esas – 2019/125 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.