Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/271 E. 2020/1374 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/271
KARAR NO : 2020/1374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/408 Esas – 2018/886 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul Toplanması ve Genel Kurul Karanın Tescili ve İlanı İstemli)
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %49 payına sahip olduğunu, dava dışı … ise %51 oranında ortak ve tek yetkili göründüğünü, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/320 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda … ortak olmadığına, yapılan hisse devri işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurulda alınan bu yöndeki kararları iptaline ve aynı zamanda yürütmenin durdurulmasına hükmedildiğini, bu kararla dava dışı ortağın yönetici sıfatının sona erdiğini, TTK’nun 623. maddesinin en az bir ortağın müdür olmasını öngördüğünü, 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilinin müdür olarak seçildiğini, ancak tescil ve ilanının yapılmadığını belirterek, 28.03.2018 tarihinde yapılan … Genel Kurulunda müdür seçilen müvekkilinin Ticaret Sicilde tescil ve ilanı için öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka birine yetki verilmesine, tescil talebi yerinde görülmez ise, … şirketinin TTK 623/1 uyarınca yeni yönetiminin oluşturulması gündemli genel kurul toplantı çağrısı yapması hususunda öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka bir kişiye yetki verilmesine ve toplantı için gereken şirket kayıt ve defterlerinin yetkili kişiye teslim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nın 412. maddesi uyarınca mahkemeye başvurmadan önce genel kurula başvurunun dava şartı olduğunu, şirketin yönetiminde bir organ eksikliğinin bulunmadığını, müvekkilinin, 16.02.2011 tarihli ortaklar kurulu kararıyla (dışardan) müdür olarak atandığını, o tarihte yürürlükte olan 6752 sayılı yasanın 541. maddesi gereği, dışarıdan müdür atanmasının mümkün olduğunu, 16/02/2012 tarihli kararla müdürlük görevinin 20 yıl olarak belirlendiğini, 6103 sayılı yasanın 25. maddesinde eski yasa döneminde atanan müdürlerin görevinin devam edeceğinin öngörüldüğünü, bu nedenle yöneticinin görevini sürdürdüğünü, müdürlük görevinin, ortaklığın yapısından etkilenmeyeceğini, İstanbul Anadolu 6 ATM’de verilen kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2017/1056 Esas, 2018/500 Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırıldığını, davacının İstanbul Anadolu 7 ATM’de müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması, yöneticilikten azledilmesi ve kar payı alacağının ödenmesi istemli açtığı davanın ise reddine karar verildiğini, davacının 28/03/2018 tarihli toplantıda müdür olarak atanmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/09/2018 tarih ve 2018/408 Esas – 2018/886 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, davacının davalı şirketin 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında müdür olarak atandığı ancak tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığı iddiası ile tescil ve ilan işlemlerinin yapılması konusunda yetki verilmesi ile bu istemin haklı görülmemesi halinde TTK’nun 412. maddesinde düzenlenen şirket genel kurulu toplantısı yapılması için izin istemine ilişkindir. Davalı şirketin 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; davacı adına katılan vekilinin, davacıyı şirket müdürlüğüne seçtiğini, …’in İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2016/320 esas sayılı dosyasında verdiği karar nedeniyle toplantıya başkanlık edemeyeceğini, oy kullanamayacağını ve müdürlük yapmasının mümkün olmadığını bildirdiği, …in katılımı ile toplantının yapıldığı, birlikte karar alındığı, davacının müdür seçildiğine dair bir gündem belirlenmediği gibi bu konuda bir oylama ve belirleme yapılmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davacının müdür seçildiği iddiası haklı bulunmamakla tescil ve ilan istemi için yetki verilmesine dair davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2016/320 esas sayılı dosyasında verilen hükümden sonra şirketin yönetimsiz kaldığını iddia etmiş ise de ilgili ilanda dava dışı ortak … yapılan hisse devri sözleşmelerinin onayına ilişkin genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğu tespit edilerek iptallerine karar verildiği. Kararların şirketin yönetim yetkisi ile ilgili olmadığı, TTK’nun 6752 sayılı yasanın yürürlükte olduğu dönemde ortaklar dışında şirket müdürü atamanın mümkün olup …’in 16/02/2012 tarihli kararla müdür olarak atanıp görev süresinin 20 yıl olarak belirlendiği, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 25(1) maddesi ilk cümlesinde 6752 sayılı TTK’nun yürürlüğü döneminde görevde bulunan şirket müdürlerinin görevden alınma hariç sürelerinin sonuna kadar görevlerine devam edeceklerinin hükme bağlandığı, İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2016/320 esas sayılı dosyasında verilen ve iptal edilen 4 nolu kararının …’in şirketi temsile devamına ilişkin kararın niteliği itibariyle 20 yıllık süreye bir etkisinin bulunmaması nedeniyle ilgili kişinin müdürlük görevine son veren bir iptal kararı niteliğinin bulunmadığı anlaşılmakla … dava tarihi itibariyle müdürlük görevi devam edip davalı şirketin yöneticisiz olmadığı dikkate alınarak davacı tarafın davacı ya da bir başka kişiye yetki verilerek organ borçlunun tedbiren giderilmesi istemi haklı görülmemiş ve istemin reddine karar verilmiş, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin başvurunun esastan reddine ilişkin kararı ile karar kesinleşmiştir. Davacının terditli istemi müdür seçimi yapılması amacıyla genel kurulun toplantıya çağrılması için izin verilmesine ilişkindir. TTK’nun 412(1) maddesinde pay sahiplerinin genel kurul toplantısında gündeme madde konulmasına ilişkin istemde bulunmaları, bu istemin reddedilmesi ya da yedi gün içinde olumlu cevap verilmemesi hali dava şartı sayılmıştır. Davalı şirketin davadan önce 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul toplantısının gündeminde müdürlük seçiminin bulunmadığı, davacı vekilinin şirket müdürlüğü seçimi yapılmasını talep ettiğine ve bu talebin reddedildiğine dair toplantı tutanağında bir kayıt bulunmadığı, davacı vekilinin …’in müdürlük yapamayacağına, davacıyı müdür sıfatıyla seçtiğine dair tutanağa geçen beyanının TTK’nun 412(1) maddesi kapsamında aranan nitelikte istem olmadığı, buna göre TTK’nun 412(1) maddesindeki dava şartının yerine getirilmediği gibi davalı şirketin yönetim borçluluğununda bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın genel kurulun toplantıya çağrılması konusunda yetki verilmesine yönelik davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davacı tarafın 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısının davacının müdür olarak atandığı iddiasına ilişkin kararın tescil ve ilanı için yetki verilmesine yönelik davasının reddine, 2-Davacı tarafın genel kurulu toplantıya çağrılması konusunda yetki verilmesine yönelik davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle … yapılan hisse devri hususunun hukuken incelenmesi gerektiğini, Öncelikle … yapılan hisse devri hususunun hukuken incelenmesi gerektiğini, …, …’ nın % 2 hissesini,…ise % 49 hissesini 25.04.2012 tarihinde devrettiğini, fakat öncesinde 12.01.2012 tarihinde … noter huzurunda %49 hissesini … ve %49 hissesini …’ ya devrettiğini, bu devrin 17.01.2012 tarihli şirket genel kurulunda onaylandığını ve … bu devirle şirket ortaklığından ayrıldığını ve müdürlükten istifa ettiğini, bu genel kurul kararının son maddesince devrin şirkete bildirildiğini ve pay defterine kaydına karar verildiğini, davalının, ilk devir işleminden tarafların vazgeçtiğini ve devrin pay defterine kayıt edilmemesi nedeniyle hükümsüz olduğunu savunduğunu, ancak pay defterine yapılan kayıtların açıklayıcı nitelikte olduğunu, davalının hisse devrini pay defterine işlenmemesinin devrin geçersizliği sonucunu doğurmayacağını ve bu halde ilk devrin geçerli olduğu ve … ilk devirle şirketle tüm ilişkisinin sonlandığının anlaşıldığını, bu hisse devri ile ortaklık sıfatını yitiren … olmayan hisselerini … devretmesi ifası imkansız olup ikinci hisse devrinde yapılan işlemlerin mutlak butlan olduğunu, ifası imkansız bir hisse devriyle, hisseleri devir alan … pay sahipliği kazanamayacağını, açıklanan hukuki gerekçelere göre davalı şirketin şeklen tek müdürünün, ortak olmayan … olduğunu, Şirket genel kurulunda müdür azlinde TTK 412 yerine TTK 364′ ün uygulanacağını, bu nedenle davanın usulden reddinin isabetsiz olduğunu, İlk derece mahkemesince şirket toplantısı için TTK 412′ ye uygun şekilde gündem oluşturup karar alınmadığı gerekçelendirilerek davanın reddine karar verildiğini, fakat TTK’ nin 617/3. maddesinin yollamasıyla, kıyasen limited şirketlere de uygulanması mümkün olan TTK’nin 364. maddesinde, şirket genel kurulunun, gündemde azille ilgili madde bulunması veya madde bulunmasa bile haklı sebebin varlığı halinde her zaman yönetim kurulu üyelerini görevden alabileceğinin belirtildiğini, haklı sebebin TTK 623/1 uyarınca en az bir ortağın müdür olması zorunluluğu olduğunu, Eldeki davada açıklanan gerekçelerle, 28.03.2018 tarihinde yapılan davalı şirket toplantısında TTK 623/1 gereği en az bir ortağın müdür olması zorunluluğu karşısında, bu haklı sebebe dayanarak toplantı tutanağında usulüne uygun bir şekilde herhangi bir muhalefet olmadan… görevden alındığını ve yeni müdür atandığını, o halde usulüne uygun bir şekilde yapılan müdür ataması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, – İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne, 28.03.2018 tarihinde yapılan … Şirketi Genel Kurulunda müdür seçilen müvekkilinin Ticaret Sicilde tescil ve ilanı için öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka birine yetki verilmesine, tescil talebi yerinde görülmez ise … şirketinin TTK 623/1 uyarınca yeni yönetiminin oluşturulması gündemli genel kurul toplantı çağrısı yapması hususunda öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka bir kişiye yetki verilmesine ve toplantı için gereken şirket kayıt ve defterlerinin yetkili kişiye teslim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise res’en gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacının, davalı şirketin 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında müdür olarak atandığı ancak tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığı iddiası ile tescil ve ilan işlemlerinin yapılması konusunda yetki verilmesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde müdür seçimi yapılması amacıyla şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması için izin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının müdür olarak atandığı iddiasına ilişkin kararın tescil ve ilanı için yetki verilmesine yönelik davasının reddine, genel kurulu toplantıya çağrılması konusunda yetki verilmesine yönelik davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; Davalı şirkete 2011 yılında dava dışı … ortaklar dışında 20 yıllığına müdür olarak atandığı, atama kararının 6762 sy TTK 541 maddesinin yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiği, 6103 sayılı TTK’nın Yürürlülüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 25. maddesinde, 6102 sy TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan limited şirket müdürlerinin görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hariç, sürelerinin sonuna kadar görevlerinin devam edeceğinin düzenlendiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/320 Esasında açılıp karara bağlanan davada, davalı şirketin 25.04.2012 tarihli genel kurul kararlarının 1 ve 2 nolu maddelerinde alınan ve şirket müdürü … ilişkin hisse devir kararlarının yok hükmünde olduğuna ilişkin kurulan hükmün, kararın istinaf edimesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’ nin 2017/1056 E – 2018/500 K sayılı ve 18.05.2018 tarihli kararı ile ortadan kaldırıldığı, Dosyada mübrez davalı şirketin 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul toplantı tutanağına göre, davacının müdür seçildiğine dair belirlenmiş bir gündem, oylama ve alınmış bir karar bulunmadığı, TTK’ nın 623. maddesinin, şirketin yönetim ve temsilinin düzenlendiği, genel kurula çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerde uygulanması gereken usulün ise, aynı yasanın 412. maddesinde düzenlendiği, dosya kapsamı ile davacı tarafça, söz konusu yasa maddesinde belirtilen usuli işlemler gerçekleştirilerek dava açıldığına dair delil bulunmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, mükerrer yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcının, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan toplam (35,90.TL+35,90.TL=) 71,80.TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,40.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 26/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.