Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2704
KARAR NO: 2021/1896
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2014/1467 Esas – 2019/707 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1002 Esas 2015/747 Karar sayılı dosyası;
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan bir kısım alacakları olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla Adana … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak itiraz ederek takibi durduğundan belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça, davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır. İşbu dosya ile birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1002 Esas 2015/747 karar sayılı dosyasına davacı tarafça ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludan bir kısım alacağının tahsilini teminen fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, Adana … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmek suretiyle takibin durduğunu, davalının itirazının iptali için İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1467 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, akabinde müvekkili şirket tarafından davalı borçludan kalan bir kısım bakiye alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerinde takibin durduğunu belirterek, iş bu davanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1467 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 04/11/2015 tarihli kararla, dosyanın işbu İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1467 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/10/2019 tarih ve 2014/1467 Esas – 2019/707 Karar sayılı kararı ile; ” … Dava: İtirazın iptali davasıdır. Mahkememizce dosyadaki tüm deliller, belgeler ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 05/04/2012 tarihli süpermarket işletme anlaşması imzalanması hususunda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır dava bu sözleşme nedeniyle fatura ve cari hesap alacağına ilişkindir. Dosya içinde mübrez bilirkişi raporunda davacı tarafça 03/01/2013 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamede 125.786,80TL borcun ödenmesi talep edildiği bu tarih itibari ile fesih oluşmadığı, 25/01/2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamede ise ihtarnamenin keşide tarihi itibari ile borcun ödenmesi gerektiği ve sözleşmenin feshedildiği belirtilmiş borç miktarı net olarak belirtilmediğinden davacının temerrüt faizine hak kazanmadığı belirtilmişse de ikinci ihtarnamenin ilk ihtarnamenin devamı olduğu, davacı tarafın her iki ihtarnamede de fesih iradesini ortaya koyduğu, ikinci ihtarnamede borç miktarının belirtilmemesinin dar yorumlanmaması gerektiği keza borç miktarının ilk ihtarnamede ve taraflar arasında da bilinebilir olduğu anlaşılarak ikinci ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren temerrüt faizinin istenebileceği ve bu hususta davacı tarafça itiraz dilekçesinde belirtilen hesaplamanın doğru olduğu anlaşılarak ve anılı raporda asıl alacak yönünden dosya kapsamına uygun hesaplama olduğu gözetilerek takibin talepnamedeki koşullarla devamına alacağın likit, itirazın ise haksız oluşu karşısında itirazın iptaline karar verilen toplam 51.936,81TL üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kabulüne, Adana … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin talepnamedeki koşullar ile beraber devamına, 2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Vekil eden tarafından davalı- borçlu … aleyhine Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı – Borçlunun Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında bora itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, işbu itiraza karşı vekil edeni tarafından istinafa konu İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1467 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, Davalı – Borçlunun 2. takip olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına da itiraz ettiğini ve vekil edeni tarafından İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1002 Esas sayılı dosyası ile İtirazın iptali davası açıldığını, İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.11.2015 Tarih 2015/1002 Esas ve 2015/747 Karar sayılı ilamı ile dosyanın istinafa konu İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1467 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verildiğini ve birleştirme gereği tüm yargılamanın birleşen dava kapsamında yürütüldüğünü, Yerel Mahkemece birleşen dosya kapsamında da delillerin toplandığını, bilirkişi raporları alındığını, ancak haklılıkları ispatlanmış olmasına rağmen, gerek kısa kararda gerekse gerekçeli kararda birleşen dava yönünden hüküm kurulmadığını, birleşen dava yönünden hüküm kurmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme dosyasında sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporları incelendiğinde müvekkili şirketin asıl davaya konu icra takibi yanında, birleşen davaya konu icra takip miktarı kadar da alacaklı olduklarının ispatlandığını, bu nedenle yapılacak yargılama sonucunda asıl dava yanında birleşen davanın da kabulü gerektiğini belirterek, Yapılacak yargılama sonucunda, yerel mahkemece hüküm altına alınmayan birleşen dava yönünden hüküm kurularak, davanın kabulü ile davalı- borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı- borçlunun %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin, davacı tarafın beyan ve delil listesinin ve bilirkişi raporunun vekil edene usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, Taraflar arasında 28.09.2012 tarihinde 3 yılda bir yenilenmek üzere toplam süresi 10 yıl olan Süpermarket İşletme Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında mağazada halihazırda bulunan mal bedeline karşılık 120 ay vadeyle 88.000 TL. lik senet imzalatıldığını ve 20.000 TL değerinde nakdi teminat verildiğini, bu tarihten itibaren davacı tarafça, vekil edeni tarafından yukarıda adresi yazılı Süpermarketin işletilmeye başlandığını, ancak daha işin başında 24.12.2012 tarihinden itibaren davacının, vekil edenin borçlu olmamasına rağmen sevkiyat taleplerini karşılanmamaya başlandığını, ayrıca Süpermarket İşletme Sözleşmesi’nin “İade Listelerine” göre iadesi alınması gereken bazı ürünlerin vekil edeni tarafından defalarca şifahi uyarılarına rağmen alınmadığını, Ayrıca bahsi geçen sözleşmenin imzalanmasından ve davalı vekil edeni tarafından market işletmeciliğine başlanmasının üzerinden henüz daha 3-4 aylık bir süre geçmişken 07.01.2013 tarihinde … Bölge Müdürü, Bayi Müdürü, … Süpervizör ekibi ve davalı vekil edenin ve diğer Süpermarket İşletmecilerinin hazır olduğu toplantıda vekil edeni davalıya davacı şirket tarafından … Akdeniz ve Güneydoğu bayilerinin kapatılacağının şifahen söylendiğini, davalı vekil edeni ve diğer süpermarket işletmecilerine davacı şirketten herhangi bir talepte bulunmamaları ve bunun yanı sıra vadesi gelmemiş cari borçlarının ödenerek kendi rızaları ile yapılan sözleşmeyi fesh ederek işletmekte oldukları Süpermarketleri kapatmalarının istendiğini, davalı vekil edeni ve diğer market işletmecileri tarafından bu talebin kabul görmediğini, Bunun üzerine davacı şirketin kötü niyetli olarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme iradesini haklı gösterebilmek amacıyla vekil edeni ve diğer Market İşletmecilerine ihtarnameler göndererek; Süpermarkette satılacak ürünleri … A.Ş.’ harici başka yerlerden de satın aldığı ve bu şekilde şirketin kurumsal itibarını ve ticari kariyerini zedelediği; mağaza stoğunun olması gerekenin altında olduğu vs. sebepler göstererek gerçekle yakından uzaktan ilgisi olmayan bahaneler üreterek kötü niyetli asıl iradesine haklı sebepler bulmaya çalıştığını, İş bu ihtarnamelere karşılık vekil edeni tarafından süresinde cevaplar verildiğini ve iddia edilen sözleşmeye aykırı davranışların vekil edeni tarafından hiçbir zaman gerçekleşmediği, gönderilen ihtarnamelerin haksız ve kötü niyetli olarak gönderildiği hususlarının bildirildiğini, davalı vekil edenin, dava konusu edilen icra takibi başlatıldığı sırada davacı şirkete vadesi gelmiş ve ödenmemiş hiçbir borcu bulunmadığını, davacı şirketin asıl amacının vekil eden tarafından işletilmekte olan mağazaları hiçbir haklı sebebi yokken keyfi bir şekilde kapatmak olduğundan vekil eden ile imzalamış olduğu sözleşmeye kötü niyetli olarak aykırı davrandığını ve tek taraflı olarak feshettiğini, Taraflar arasında toplam süresi 10 (on) yıl olan bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile davacı şirket tarafından davalı vekil edenin işleteceği mağazada satılmak üzere 80.000.TL değerinde mal teslim edilmesi ve bu mallara karşılık da davalı vekil eden tarafından ayda 667,00.TL olmak üzere toplamda 10 yılda ödenmek üzere senetler alındığını, davacı şirket tarafından teslim edilmesi gereken 80.000.TL tutarındaki malın bile tam teslim edilmediğini, sözleşmenin davacı şirket tarafından haksız feshi akabinde davacı şirkete teminat amaçlı olarak verilen teminat mektubunun davacı şirket tarafından paraya çevrildiğini ve yine vekil edene açılış sırasında teslim edilen demirbaş eşyaların tamamının davacı şirkete vekil eden tarafından iade edildiğini, fakat mahkemenin gerek teminat mektubu bedelini, gerek ise iade edilen demirbaş eşyaların bedelini mahsup etmeden eksik ve yanlış değerlendirme sonucu karar verdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen dosyalar ile açılan davalar, açık hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl dosya ile açılan davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça davalı aleyhine, Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dossyası ile iki ayrı ilamsız icra takibi başlatıldığı, her iki takibe de davalı tarafça itiraz edildiği, Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali için işbu dosya ile; İstanbul 24 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali için ise İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1002 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1002 esas sayılı dosyasının işbu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunarak, yukarıda yazılı kararın verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Anılan Yasa’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler.(Yargıtay 11. HD 2019/3137 Esas 2020/3699 Karar) Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Hükümden anlaşılacağı üzere, mahkemece asıl dosya yönünden hüküm kurulmuş, birleşen dosya yönünden ise bir karar verilmemiştir. İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1002 Esas sayılı dosyasının, bu dosya ile birleştirilmesi nedeniyle mahkemece birleşen dosya kapsamı ve delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, birleşen dosya yönünden gerekçesi de açıklanarak hüküm kurulmaması, ayrıca birleşen dosyanın karar başlığında da gösterilmemesi usul ve yasaya uygun değildir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre asıl ve birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davada davacı …’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2019 tarih ve 2014/1467 Esas – 2019/707 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Asıl ve birleşen davada davalı …’ün istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.