Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2697 E. 2021/1895 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2697
KARAR NO: 2021/1895
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
DOSYA NUMARASI: 2016/583 Esas – 2019/315 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edilmiş bulunan ve … isimli markanın sahibi olan Kore menşeli uluslar arası şirket olan … Limited Şirketi’nin Türkiye’deki tek satıcısı ve distribütörü olduğunu, müvekkilinin, mümessilliğini yaptığı Kore şirketinden yurt içi ve yurt dışı piyasalarda hassas sanayi ucu olarak ifade edilen mamulleri yurt dışından ithal yolu ile getirdiğini, bir kısmını yurt içinde ürettiğini ve iç pazarda piyasada bulunan bayileri ve satıcılan kanalı ile alıcıların ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin tek satıcısı olduğu … VE … olarak vasıflandırılan mallann … ve … tarafındaki iş yerlerinde satıldığının öğrenilmesi üzerine bu tür ve başka … mamullerin satıldığı yerleri tespit etmek maksadıyla çalışmalar başlattığını, İstanbul 8. Asliye Ticaret mahkemesine yapılan müracaat neticesinde 2015/1500 D. İş dosyası ile yapılan tespitte, davalının iş yerinde alınan mamulün üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, müvekkiline ait ismi taşıyan ürünlerin taklit ürünler olduğunun ortaya çıktığını, taraflar arasında herhangi bir satıcılık sözleşmesi olmadığı için, davalının iş yerinden elde edilen malzemelerin orijinal olmadığını, davalının, … ürünlerini tek satıcı olan müvekkili firmadan almak yerine yurt içi ya da yurt dışından temin ettiği taklit edilmiş … ürünlerini hem kalitesiz bir şekilde piyasaya sürdüğünü hem de orjinalinden çok daha ucuz fiyatlara satmak suretiyle haksız rekabet yaptığını, bu şekilde müşterileri aldattığını, hem de dürüstlük kuralına aykın hareket ettiğini, davalının satmış olduğu kesici uç takımlarına müvekkili şirketin ünvanını, logosunu, rengini, şeklini bire bir benzetmeye çalışarak yurt içinden ya da yurt dışından muhtemelen yasal olmayan yollardan temin etmek suretiyle orijinal ürün satıyormuş gibi gösterip, müvekkilinin unvanına, markasına ağır şekilde zarar verdiğini, piyasada belirli bir fiyatı olan malzemeyi daha ucuz yolla müşteriye sunmak suretiyle haksız rekabet yaparak, haksız menfaat elde ettiğini belirterek, davalının yapmış olduğu haksız rekabetin tespiti ile, haksız rekabetine son verilmesine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldınlmasına, davalının yapmış olduğu haksız fiilin kınanmasına, bu karann basın yolu ile ilan edilmesine, kanunun 56 maddesinin e fıkrasında bahsedildiği şekli ile, tazminat olarak davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı tespit edilecek olan şimdilik 5000.TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, kanunun 56. Maddesi son fıkrasına göre davalının haksız rekabete konu ettiği malların tespiti ile, bu mallan doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan üçüncü kişiler hakkında da uygulanmasına, haksız rekabete konu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, yanıltıcı beyanlann düzeltilmesine, davalının haksız rekabeti sonucu müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla şimdilik 5000.TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/05/2019 tarih ve 2016/583 Esas – 2019/315 Karar sayılı kararı ile; ” …. açılan dava, haksız rekabetin men’i’ne ilişkin davadır. Davacı firma ile Kore menşeli … Ltd. Arasında imzalanan tek satıcılık sözleşmesi gereği davaya konu ürünün dağıtıcının davacı taraf, sağlayıcısının ise dava dışı … Ltd olduğu, ” … ” markasının 09/12/1998 tarihinde tescil edildiği yasal olarak süresinin de uzatılmış olduğu, davaya konu … no’lu ürünün bu marka altında Türkiye’de 80 ‘in üzerinde farklı müşteriye satıldığı hususları sunulan belgelerle sabit olup ihtilaf yoktur. İstanbul 8.ATM ‘nin 2015/1500 D.İş sayılı tespit dosyasında alınan kök ve ek raporlarda …Limited fabrikasında da imalat yapıldığı dikkate alınarak Barkod no’ları ile kaplama etiket renk tonu farklılıklarının mamullerin orjinal olup olmadıklarının belirlenmesinde yeterli olmadığı, bu hususta belge ibraz edilmediği ” tespiti yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı tarafın 2016 yılından 2017 yılı satışlarında düşmede yaşanmamış olduğu hususları gözetildiğinde 6102 sayılı TTK ‘nun 56.mad.uyarınca haksız rekabet yüzünden müşterileri, kendisi, mesleki sırları, ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz kalan kimsenin açabileceği haksız rekabete ilişkin çeşitli davalar belirtilmiş olup somut olayda TTK 56 mad.uyarınca davacı yönünden zarar olgusu oluşmamıştır.Mamullerin orjinal olup olmadıkları da net ve şüpheden uzat tespit edilemediğinden haksız rekabete konu fiilde ispatlanmış olmamaktadır. Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde TTK 56.Mad.kapsamında ispatlanan dava bulunmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edilmiş bulunan … isimli markanın sahibi olan … Ltd. Şti.’nin Türkiye’de tek satıcısı ve distribütörü olduğunu, müvekkilinin mümessilliğini yaptığı Kore şirketinin uluslararası bir üne sahip olup kötü niyetli iş çevreleri tarafından … firmasının imal ettiği ürünlerin birebir kopyasını ya da benzerini yapmak suretiyle Türkiye’de piyasaya arz ettiklerini öğrenmeleri üzerine yapmış oldukları tespit işlemi ile, davalıya ait iş yerinde her birinde 10 adet … kesici uç ihtiva eden … markalı ürünler tespit edildiğini, Dosyaya ibraz ettikleri orijinal parçalar ile bulunan parçaların yapılan incelemede kesici uç kutusunun kaplama etiketlerinin renklerinde farklılıklar olduğunun tespit edildiğini, ancak bilirkişinin Türkiye’ye nasıl ve kimler tarafından getirilmiş olduğuna dair dosyada bir belge olmadığını açıkladığını, Mahkemenin delillerini topladığını, ancak nihai kararında yanlışlık yaptığını, aynı benzer bir dava olan ve İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne birebir benzer olayda sadece iş yeri ayrı olan hadisede taleplerinin kabul edilerek rekabetinin tespit edildiğini, Davalının, müvekkilinin Türkiye distribütörü olarak dava konusu ürünleri yasal olmayan yollardan ithal ederek satmasıyla, müvekkilinin orijinal ürünlerine karşılık davalının taklit ettiği hususlarının, bilirkişi raporu ile saptandığını ve aynı ürünleri daha ucuza satmak suretiyle rekabete aykırı davrandığını, haksız rekabet oluşturan eylemlerinin TTK 55 maddesi 4,9 nolu bentlerinde sayılan haksız rekabet halleri altında değerlendirilmesinin mümkün olduğunu, anılan hükümlerin haksız rekabetin en çok rastlanan örneği olan iltibas, yani başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri karıştırmaya yol açma ve malların veya iş ürünlerinin faaliyetleri, özellikleri kullanım amaçları, yararları noktasında yanıltma hallerine ilişkin olup, davalının sattığı ürünlerin taklit olması ve orijinalinden daha düşük bedelle satılması suretiyle davalı tarafça rekabetin ihlal edildiğini, Davalı tarafın orijinalmiş gibi müvekkili şirketin ürünlerini pazarladığını, ürünler orijinal olmadığı için kullanıcı için kötü sonuçlar doğurduğunu ve marka hakkında kısa zamanda olumsuz düşüncelere girildiğini, böylece haksız yere müvekkilinin mallarının piyasada kötülendiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi ilamının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, haksız rekabetin tespiti, meni, haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve maddi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilince, müvekkili şirketin tek satıcısı olduğu ürünlerin davalı tarafından taklit edilmek suretiyle aynı ve benzeri şekilde piyasaya daha ucuz fiyatla sunulduğu, müvekkilinin tek satıcısı olduğu ürünlerin kötülendiği ve kalitesiz mal verilmesi suretiyle müvekkili şirketin zarara uğradığı iddia edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir. Davalı asil mahkemenin 03/10/2017 tarihli duruşmasında, fabrikalardan atıl durumda bulunan ürünlerin geldiğini, kendilerinin bunun ticaretini yapmadıklarını, sunulan 20 adet ürünün farkında bile olmadıklarını, bu nedenle açılan davayı kabul etmediklerini beyan etmiş; yine mahkemenin 14/05/2019 tarihli duruşmasında, davaya konu uçların Yurtdışından ihraç edildiğini ve yüzbinlerce firma arasından sadece 20 tanesinde eksiklikler çıktığını, herhangi bir sorumlulukları bulunmayıp davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince, TTK 56 mad. uyarınca davacı yönünden zarar olgusunun oluşmadığı, mamullerin orjinal olup olmadıklarının net ve şüpheden uzak tespit edilemediğinden haksız rekabete konu fiilin ispatlanmış olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1500 D.İş sayılı tespit dosyasında alınan 11/11/2015 tarihli bilirkişi kök raporunda; davalıya ait iş yerinde yapılan incelemede her birinde 10 adet … kesici uç bulunan … marka iki adet kutu bulunduğunun tespit edildiği, 25/02/2015 tarihli ek raporda ise; tespit isteyen tarafından dosyaya sunulan … kesici uç kutu numunesi ile iş yerinde yapılan incelemede bulunan iki adet … kesici uç kutusunun kaplama etiketlerinin renklerinde farklılık olduğu, ayrıca barkod numaralarının farklı olduğu, … Limited fabrikasında da imalat yapıldığı dikkate alınarak, Barkod no’ları ile kaplama etiket renk tonu farklılıklarının, mamullerin orjinal (veya sahte) olup olmadıklarının belirlenmesinde yeterli olmadığı, bu hususta belge ibraz edilmediği, iş yerinde bulunan mamullerin Türkiye’ye nasıl ve kimler tarafından getirildiğine dair dosyada belge bulunmadığı, 11/11/2015 tarihli raporuna herhangi bir ilave yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Raporlardan anlaşılacağı üzere bilirkişi tarafından ürün görselleri dış görünüşleri itibariyle kıyaslanmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise, davalıya ait iş yerinde bulunan dava konusu ürünlerin taklit olup olmadığı yönünde yeni bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, dosya üzerinden ve davacıya ait ticari defterler incelenmek suretiyle rapor tanzim edilmiştir. Değişik iş dosyasından alınan bilirkişi raporunda, davaya konu ürünlerin orjinal ya da sahte olup olmadıkları hususunda doğrudan bir tespit veya değerlendirme bulunmamaktadır. Bu yönde yeni bir inceleme ve değerlendirme içermeyen bilirkişi raporu ile yetinilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle mahkemece, aralarında uzman bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden, mevcut ise delil tespitinde davalıya ait iş yerinde bulunan ürünler de incelenmek suretiyle rapor ya da ek rapor alınarak sonucuna göre karar kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2016/583 Esas – 2019/315 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.