Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2696 E. 2020/554 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2696
KARAR NO : 2020/554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 25/03/2019
NUMARASI : 2018/518 Esas – 2019/439 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 14/05/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket tarafından; 27.12.2017 tarihinde (… Mahallesi … Sokak …. Sitesi … Blok No:…, D: … Kadıköy/ İSTANBUL adresinde bulunan) dava dışı …Anonim Şirketi’ne (…) gönderilmek üzere 22 adet toplamda 1160 ilaç salınımlı stent muhteva eden kolilerin; … kargo yetkilileri tarafından teslim alındığını ve Yaşamkent Şube’ye götürüldüğünü, Yaşamkent Şube’den Ankara Aktarma’ya ve Ankara Aktarma’ dan Marmara Aktarma’ ya 22 koli görünse de Marmara Aktarma’ dan …’e teslim süresinde kolilerden birisinin kaybolduğunu ve …’e 22 yerine 21 koli teslimatı yapıldığını, davalı tarafça düzenlenen teslimat belgesinde … kaşesinin altında 21 adet teslim alındığının da yazıldığını, kayıp koli içerisinde 48 adet medikal ürün bulunduğunu … firmasına teslim edilecek 18.325,44 TL Tik fatura konusu malların davalı yanca zayi edildiğinin firma yetkililerinin de sözlü kabulünde olduğunu. dava konusu alacak miktarı olan 18.325,44 TL’nin davalıya ihtarın tebliğ edildiği 29.01.2018 tarihinden itibaren, bu talep kabul edilmezse iş bu dava tarihinden geçerli olmak üzere ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasını, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davalı taraf cevap dilekçesini süresinde sunmadığı, süresinde olmayan cevap dilekçesinde dava konusu emtianın alıcısına teslim edildiğini beyan etmiş, teslime ilişkin belge sunmamıştır. Davacı vekili 30/11/2018 tarihli dilekçesinde; kayıp kolinin 11/10/2018 tarihinde davadışı … Şirketine teslim edildiğini beyan ederek, teslime ilişkin davalı firma kaşe ve imzasını taşıyan belgeyi dosyaya sunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/032019 tarih ve 2018/518 Esas – 2019/439 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taraf beyanları ve teslim tutanağı dikkate alındığında; dava konusu emtianın dava tarihinden sonra 11/10/2018 tarihinde alıcısına teslim edildiği, bu suretle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı dava tarihinde dava açmakta haklı görüldüğünden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili Şirketin dava konusu olayda hiçbir kusuru yokken aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin mesnetsiz olduğunu, işbu haksız ve hukuksuz kararın kaldırılması gerektiğini, şöyle ki; Müvekkili şirketin sektöründe öncü bir firma olup mezkûr taşımada müvekkil şirkete izafe edilebilecek hiçbir bir kusur bulunmadığını, Davacı, her ne kadar ikame ettiği davada Müvekkil Şirketin üstlenmiş olduğu taşıma işi neticesinde zarara uğramış olduğunu, Müvekkili Şirketin kusuru olduğunu iddia ederek bunun Müvekkil Şirket tarafından tazmin edilmesini talep etmiş ise de, mezkûr taşımaya ilişkin olarak Müvekkil Şirketin Davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, Nitekim dosyaya, kayıp olduğu iddia edilen kargonun teslim belgesinin sunulduğunu, müvekkili şirketin dava konusu taşımada hiçbir kusuru yokken aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usulsüz olduğunu, Davanın konusuz kalması üzerine vekalet ücretine hükmedilebilmesi için, yerel mahkeme tarafından esasa girilerek davanın açıldığı sırada kimin kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, HMK’ nın 331. maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlendiğini, anılan madde doğrultusunda davanın konusuz kalması halinde davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacağını,bu nedenle yargılama gideri hakkında hüküm kurulabilmesi için mahkemece davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafın tespit edilmesi gerektiğini, Mezkur taşımada Müvekkil Şirkete atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, cevap dilekçesinde de belirttiği üzere Müvekkili Şirket tarafından kargo alıcısına malın teslim edildiğini, Yerel Mahkeme tarafından esas hakkında bir inceleme yapılıp davanın açıldığı tarihte kimin kusurlu olduğunun tespiti yapılmadan Müvekkil Şirket aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasının gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından davanın açıldığı sırada kimin kusurlu olduğunun tespiti yapılmayarak eksik inceleme sonucu karar verildiğini ve kararda bu hususa ilişkin bir gerekçe bulunmadığını, Yerel Mahkeme gerekçeli karar içeriğinde, kimin kusurlu olduğunun tespitini yapmadan Müvekkil Şirketin kusurlu olduğunu kabul ettiği ve bu varsayımına ilişkin herhangi bir gerekçe sunmadığını, Yerel Mahkeme kararında, anayasanın ve kanunun aradığı anlamda gerekçe oluşturulmadığını, HMK’nın 297. maddesi ile hükmün kapsamı belirtildiğini, Nitekim, Anayasa’ nın 141. Maddesi ile de düzenlendiği üzere; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” şeklinde düzenlendiğini, Yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması hususunun anayasal bir zorunluluk olduğunu, Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev gördüğünü, Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, Yerel Mahkemece verilen kararda HMK’ nın 297. maddesine aykırı davranılarak kararın gerekçesiz olarak yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Eksik incelemeye, usul ve yasaya aykırı Yerel Mahkeme’nin 2018/518 E. 2019/439 K. ve 25/03/2019 tarihli kararının İstinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine; karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kargo taşıma sözleşmesine istinaden davalı tarafından taşınan kolinin kaybı nedeniyle taşıyıcıdan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kargo taşıması yurt içi taşımaya ilişkin olup uyuşmazlık TTK hükümlerine tabidir.Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ihtilafsızdır. Söz konusu emtianın alıcıya teslim edildiğini ispat yükü davalıdadır.Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişkide taşıyıcı;“taşıma sorumluluğunu üstlendiği emtiayı varma yerinde gönderilene veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiğinden”, bu borca aykırı davranış nedeniyle taşıma süresi içinde eşyaya gelecek hasarlardan veya ziyadan ötürü; sözleşme ile sarahaten kararlaştırılmamış olsa bile “kural olarak” gönderene karşı mesuldür. Bu hususu düzenleyen 6102 Sayılı TTK. Md.875/1Maddesinde; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur,” hükmünü havidir.6102 Sayılı TTK.nın 874/1 Maddesinde ise;” (1) Eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. Sınır ötesi taşımalarda bu süre otuz gündür,” hükmü düzenlenmiştir.Somut uyuşmazlıkta; ispat yükü kendisinde olan davalı emtianın zamanında teslim edildiğini yazılı belge ile ispat edemediği, İDM.ce davalı … Kargo Şirketinin Kozyatağı Acente Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta;” 27/12/2017 tarihinde kayıp olan PY 131313 Nolu kargonun 1 parçasının 11/10/2018 tarihinde teslim edildiği,”belirtilip buna dair tutanak gönderilmiş olup ilk derece mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere dava dilekçesinde belirtilen 1 kolinin dava tarihinden sonra kargoya teslimden yaklaşık 1 yıl sonra alıcısına teslim edildiği ve davacının dava tarihine göre dava açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. HMK 331/1 maddesinde yer alan ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder,” hükmüne uygun olarak mahkemece yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutulmuştur. Mahkeme kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle; ilk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde, dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam: 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/05/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.