Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2682 E. 2020/136 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2682 Esas
KARAR NO: 2020/136 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/332 Esas
TARİH: 18/10/2019 E-İmza onay tarihli.
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.490.239,78.TL alacaklarının tahsili amacıyla davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, GKS’nin 30.maddesi ve müvekkili bankanın güven kurumu olduğu dikkate alınarak, ihtiyati haczin teminatsız olarak kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, somut olayda davacının alacağı kredi sözleşmesine tahsis edilmiş olan taşınmaz rehinleri ile güvence altına alındığını, davacının alacağı hiçbir tehlike altında olmadığını, davacı için HMK. 389’daki hiçbir şart oluşmadığını, bu nedenle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/10/2019 e-imza onay tarih 2019/332 Esas sayılı ara kararında; “Davalı tarafından icra takibine itiraz edilmiş ve takip durmuştur. Davacı tarafından Mahkememizde açılan itirazın iptali davasında yapılacak yargılama sonucunda alacağın varlığı ve miktarı belli olacağından…” gerekçesi ile;
İhtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili banka ile dava dışı … Ltd. Şti firması arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden firmaya ticari krediler açılıp kullandırılmış olup davalı/borçlu … ise işbu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, Borçlular tarafından kredi şartları ihlal edildiğini, Kahramanmaraş … Noterliği’nin 01.10.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı/borçlulara; 2.459.839,78 TL nakit, 30.400,00 gayri nakit olmak üzere toplam 2.490.239,78 TL borçlarının ödenmesini ihtar ettiğini, borçlu tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, söz konusu icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmiş olup, işbu itirazın iptali için yukarıda esas numarası belirtilen dosya üzerinden itirazın iptali davası ikame edildiğini, İşbu davada yerel mahkemeden davalı borçlunun malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinin talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, verilen kararın yasa ve usule aykırı olduğunu, İİK 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, Yerel mahkeme tarafından verilen kararda; “davacı tarafından mahkemede açılan itirazın iptali davasında yapılacak yargılama sonucunda alacağın varlığı ve miktarı belli olacağından ihtiyacı haciz talebinin reddine.” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, İİK 257. maddesi ve TBK 117. maddesi hükümleri gereğince müvekkili banka tarafından noter aracılığıyla gönderilen ihtarname ile davalı borçlunun temerrüde düşürüldüğünden, muaccel hale gelen borç sebebiyle borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları diğer haklarının ihtiyaten haczinin talep edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, Taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin; Madde 20.1 ve 2. ve Borcun Muacceliyeti Madde 21.1 maddeleri uyarınca kredi hesabının kat edilmesi ile müvekkili banka alacağının muaccel hale geleceğinin taraflarca kabul edildiğinden, kanuna ve taraflar arasında akdedilmiş bulunan sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili banka tarafından davalı kredi borçlusuna Kahramanmaraş … Noterliği’nin 01.10.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, bu sebeple ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul, yasa ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, Yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, (Yargıtay 11. HD’nin 13.05.2013 tarihli, E.2013/6254, .2013/9715 sayılı karar, Yargıtay 11. HD., E. 2016/750 K. 2016/750 K 2016/1406 T. 15.2.2016 sayılı karar) İhtiyati haciz talebinin dayanağı olan kredi sözleşmeleri ve ihtarname suretleri, talebe dayanak Yargıtay kararları incelenmek üzere dilekçe ekinde ilk derece mahkemesine sunulduğunu, haksız ve gerekçesiz olarak talebin reddine karar verildiğini bu sebeple işbu kararın kaldırılması ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin talep edildiğini, (Yargıtay 19. HD., E. 2016/2067 K. 2016/10868 T. 16.6.2016, Yargıtay 19. HD., E. 2016/1984 K. 2016/10631 T. 14.6.2016 ) Yukarıda belirtilen nedenlere binaen; yerleşik Yargıtay içtihatları ve İcra İflas Kanununun ilgili maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini verilen usul ve yasaya aykırı işbu Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını, borçlunun malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İ.İ.K 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/332 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesi gereğince asıl borçluya kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edilerek gönderilen ihtara rağmen borcun ödenmediği, alacağın tahsili için yapılan takibe davalı müteselsil kefilin itiraz ederek takibi durdurduğundan bahisle itirazın iptali davasında davalı borçlu hakkında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Davacı, davalının müteselsil kefili olduğu kredi sözleşmesi ile asıl borçluya kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, borçlular hakkında yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve şartları oluşmakla davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece ara kararı ile davalı tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, açılan itirazın iptali davasında yapılacak yargılama sonucunda alacağın varlığı ve miktarı belli olacağından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Dosyaya sunulan kredi sözleşmesine göre davalı, asıl borçlu ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine müteselsil kefil olmuştur.Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK)’nın 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. İhtiyati haciz talep eden banka tarafından kredi hesabı kat edilerek kat ihtarnamesi tebliğe gönderilmiştir. Kredi sözleşmesine göre kredi hesabının kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz kararı verilmesi için tam ispat koşulu gerekmemekte olup, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Dosyaya alacaklı tarafından sunulan belgeler alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispata yeterlidir. Buna göre mahkemece dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı ve muacceliyeti hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği gözetilerek şartların oluşması nedeniyle İİK 257. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile nakdi alacak yönünden alacağın %15 oranında teminat karşılığında davalının alacağa yeter taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, gayri nakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2019 e-imza onay tarihli ve 2019/332 Esas sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve davalı/borçlunun durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, ihtiyati haciz talep edenin talebinin KISMEN KABULÜ ile İİK.’nın 257 ve müteakip maddeleri gereğince nakdi alacak için davalı/borçlunun 2.459.839,78.TL’lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, Davacının gayrinakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE 2-Davacı tarafın İİK.259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve nakdi alacak miktarının %15’ine tekabül eden 368.975,97.TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/02/2020 tarihinde İİK’nın 258/2. ve HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.