Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2610 E. 2020/637 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2610
KARAR NO : 2020/637
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 12/09/2019
NUMARASI : 2018/17 Esas – 2019/750 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin nufus kayıtlarına göre 69 yaşında olduğunu ancak gerçek yaşının 75 olduğunu, yaşlılık nedeniyle unutkanlık ve algılma yeteneğinde zayıflama söz konusu olduğunu, müvekkilinin yaşlı ve hasta olduğu için resmi işleri yapma , hastaneye gitme gelme, gayrimenkullerde tamir ve tadilatların yapımı işlerinde bir yardımcıya ihtiyaç duyduğunu, mahalleden tanığı insanlar vasıtasıyla 2012 de davalı … ile tanıştığını, müvekkiline yardımcı olduğu ve bu hizmetlerinin karşılığında müvekkilinden ücretini aldığını, borçl ilişkisinin kabul etmediklerini, davacının hiçbir borcu olmadığını ve alacaklı olduğunun ispatının davalı tarafa ait olduğunu, dava konusu 7.000.000TL ve 8.000.000 TL gbii fahiş miktar borcu olmasının mümkün olmadığını, davalının, algılama yeteği zayıflamış ve unutkan ve yanlız yaşayan müvekkilinin güvenini kazanmayı başardıktan sonra hile ve desise ile müvekkilin gayrimenkullerine sahip olmak için harekete geçtiğini, davacıya iki adet bono imzalattığını ve iki farklı icra takibine konu edildiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyasında takip konusu 05/08/2016 keşide tarihli,05/09/2016 vadeli 8.000.000TL bedelli bir adet bono için ödeme emrinin muhtara tebliğ olduğunu, müvekilinin iskilip/Çorum daki taşınmazlarına haciz konulduğunu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyasında takip konusu bonolardan diğer yine 05/08/2016 tanzim tarihli 01/12/2016 vadeli 7.000.000TL bedelli bir adet bono için ödeme emrinin muhtara yapıldığını, müvekilinin Fatih/ İstanbul ve İskilip/ Çorum’ daki taşınmazlarına haciz konulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı icra satış dosyasında Fatih’ teki tüm gayrimenkullerinin satışa çıkarıldığını, davalı müvekile karşı hile ve desiseler kurduğunu, 27/08/2017 ve daha sonraki sahte ihbarlar nedeniyle müvekkilinin evine değişik tarihlerde defalarca polis tarafından baskınlar yapıldığını,müvekil avukat … isimli avukatı tanımadığını, tanıştıran ve vekalet verdiren kişi kötü niyetli davalı … olduğunu,icra dosyalarından …’ a hiç bahsetmediğini, daha sonra avukatın vekillikten çekildiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ na 2017/158880 soruşturma dosyası ve özel soruşturma bürosu 2017/22326 nolu dosyası ile şikayet yapıldığını, daha sonra bu davanın açıldığını, davalının ekonomik durumu zayıf ve borçlu bir kişi olduğunu,senetlerdeki imza biçimi şekli hiç benzemediğinden ve senetlerdeki yazı ve rakamların farklı kişilerce farklı zamanlarda yazılığı da ilk bakışta görüldüğünü ve imza incelemesi yapılmasını, davalının aleyhinde icra takipleri olan yine hakkında sahtecilik şikayeti olan bir kişi olduğunu, adli yardım talep ettiğini,davacının harç ödeme imkanı hiç olmadığından dolayı adli yardım talebinin kabulüne, davanın kabul ile davacı …’ın davalı …’e borçlu olmadığının tespitine, icra takiplerinin iptaline, bonoların tarafına iadesini, teminatsız aksi halde davacı adına kayıtlı olan İstanbul ili, … ilçesi, … Mah … ada … ve … parseldeki gayrimenkullerin 1/1 hisse yani tamamı ile … Mah. … ada … parseldeki taşınmazda yer alan 4 nolu bağımsız bölümün, … ili, … ilçesi, …mevkii … parsel’in teminat olarak kabul edilerek İhtiyaten Durdurulmasını,icra dosyalarına yatan paraların alacaklı görünen davalı …’ e ödenmemesine, davalı takip yamakta haksız ve kötü niyetli olduğundan % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 12/09/2019 tarih ve 2018/17 Esas- 2019/750 Karar sayılı kararında; “Davacı tarafça mahkememizde açılan iş bu davanın, işlemden kaldırıldığı 16/05/2019 tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla dosya res’ en ele alındı. Delillerin Değerlendirilmesi: Tüm Dosya kapsamı dikkate alınarak;Davacı tarafça açılan ve takip edilmeyen davanın davalı tarafça da takip edilmediği,dosyanın takipsiz bırakılma tarihinden itibaren 3 aylık süre zarfında davanın yenilenmediği anlaşılmış olmakla davanın açılmamış sayılması yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir. …”gerekçesi ile, ” 1-)Davacının davasını işlemden kaldırılma tarihinden itibaren 3 ay içinde yenilemediği anlaşıldığından DAVANIN 6100 Sayılı Kanunun 150.md/5 f UYARINCA AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, ” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafın işbu davayı ikame ederken, adli yardım talebinde bulunduğunu, mahkemenin bunu reddettiğini, davacı tarafa dava harcını yatırması için 2 haftalık süre verildiğini fakat davacı tarafın yatırmadığını, 11.04.2019 tarihli duruşmada, 2 haftalık kesin sürenin sonuç ve mahiyeti yeteri kadar açıklanmadığı gerekçesiyle sayın mahkemece davacı tarafa tekrar 2 haftalık bir kesin süre verildiğini ve 2 haftanın sonunda harç yatırılmadığı takdirde, davanın resen işlemden kaldırılacağına karar verildiğini, Bahsi geçen 2 haftalık süre sonunda da, davacı tarafın harç yatırmadığını, fakat mahkemece 2 haftalık süre sonunda dosyanın re’sen işlemden kaldırılmadığını tekrar duruşma açıldığını, davacı tarafın açılan duruşmaya iştirak etmediğinden dosya takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini oysa mahkemece davanın, takip edilmediğinden değil harç yatırılmadığından dolayı işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davacı tarafça süresinde harç ikmal edilmediğinden davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece, davacının davasını işlemden kaldırılma tarihinden itibaren 3 ay içinde yenilemediği anlaşıldığından davanın 6100 Sayılı Kanun’ un 150.md/5 f uyarınca açılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin, dosya takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği oysa mahkemece davanın takip edilmediğinden değil harç yatırılmadığından dolayı işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Mahkemece 11/04/2019 tarihli duruşmanın ara kararı ile; ”1-)Davacı taraf Adli Yardım talebinde bulunmuş ise de; tensip aşamasından talebi reddedildiğinden yeniden bu konuda karar verilmesini yer olmadığına, 2-) Her ne kadar tensip zaptında harç yatırmak için kesin süre verilmiş ise de, kesin sürenin sonucuna ilişkin açıklamanın yer almadığı tensip zaptının gönderildiği davetiyede ihtarın bir hafta kesin süre olarak belirtildiği, ancak tensip zaptındaki sürenin 2 hafta olarak belirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir ihtar yapılmadığı anlaşılmakla; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin toplam değerinin 16.650.000.TL. olduğu anlaşılmakla bu değer üzerinden hesaplanan 1.1337.361,50.TL.karar ve ilam harcının 1/4 ü olan 284.340,37.TL.peşin harcı İKİ HAFTAIK KESİN SÜRE içersinde yatırması hususunda uyarılmasına; verilen süre içinde harcın yatırılmaması halinde davacı tarafından açılan DAVANIN 2 HAFTA SONRASINDA RESEN İŞLEMDEN KALDIRILACAĞI HUSUSUNUN İHTARINA; 3-)Davacı tarafça eksik harcın tamamlanması halinde Tedbir Talebinin ara karar ile değerlendirilmesine; 4-)Davacı tarafın gider avansının bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafa 6100 Sayılı Kanunun 120.md./2 uyarınca 130.TL.gider avansını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine; 5-Bu nedenle duruşmanın 16/05/2019 günü saat 15:15 bırakılmasına karar verildiği,” Mahkemece, 16/05/2019 tarihli duruşmada; taraflarca takip edilmeyen davanın 6100 Sayılı Kanun’ un 150 maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Yargıtay 1 HD.nin 2015/11586 Esas – 2018/10254 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 8 HD.nin 2016/14469 Esas, 2017/13476 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, harca tabi davalarda peşin harcın eksik yatırılması halinde Harçlar Kanunu’ nun 30. ve 32. maddelerinde ne yapılacağı gösterilmiştir. Verilen süre içerisinde harç tamamlanmadığı takdirde yapılacak işlem dosyanın işlemden kaldırılmasıdır. Daha sonra da 3 ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermek olarak gösterilmiştir (HMK m.150). Hemen belirtilmelidir ki, 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz şeklindeki yasal düzenlemede öngörülen ” müteakip işlemlerin yapılamayacağı ” ilkesinin uygulamadaki karşılığının dosyanın işlemden kaldırılması olduğu açıktır. Mahkemece, davacı vekiline 11/04/2019 tarihli duruşmanın ara kararı ile eksik harcın ikmali için iki haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması sebebiyle 16/05/2019 tarihli duruşmada davanın müracaata bırakılması ve Harçlar Yasası’ nın 30.maddesi delaletiyle HMK’nun 150. maddesinde de öngörülen 3 aylık sürenin beklenmesi ve bu müddet içerisinde harç ikmal edilmediği takdirde, dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken taraflarca takip edilmediği gerekçesiyle işlemden kaldırılması yerinde görülmemiş ise de sonuç itibariyle aynı işlem yapıldığından ve aynı karar verilmiş olup sonuca etkili olmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.