Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2587 E. 2020/77 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2587
KARAR NO: 2020/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/1404 D.İş – 2019/1404 Karar
TARİH: 19/11/2019 ( Ek Karar )
TALEP: İhtiyati hacze itiraz
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesi ile, fazlaya ilişkin dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarına istinaden, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, ihtiyati haciz talep tarihi itibari ile faiz ve masraf hariç olmak üzere; Müteselsil garantörler … Paz. Satış ve Dağıtım A.Ş., … San. Ve Dış Tic. A.Ş., …, … ve … yönünden şimdilik hesap kat ihtarnamesinin 2. sırasında yer alan döviz kredisi tutarı olan 346.964.404,39-TL üzerinden müvekkili banka alacağının tahsilini teminen teminatsız olarak borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 16/10/2019 tarihli kararı ile; İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçluların, 346.964.404,39-TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler itiraz dilekçesi ile; müvekkili olduğu şirketlerin uluslararası medikal sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, yaklaşık 70 ülkeye ihracat yapmakta ve binlerce çalışanın bulunduğunu, yerli teknoloji ve yerli üretim ile ülkemizin ekonomisinde stratejik bir öneme sahip olduklarını, devletimiz tarafından yatırım ve ihracatı açıkça desteklendiğini, bu doğrultuda sayın cumhurbaşkanımızında destekleri ile yatırım ve kredi teşviği aldığını, müvekkil olduğu şirketin vadesi gelmiş hiçbir borcu ve riski olmadığı halde ihtiyati haciz isteyen bankanın müvekkili şirket ve yetkililerini zor duruma düşürmek suretiyle iflasına dahi sebebiyet verebileceğini bilerek ihtiyati haciz talebinde bulunmasının kanunun amacına aykırı olduğunu, müvekkillerinin kredi kullandıran ile kredi kulanan, yapmış oldukları sözleşme ile borcu ertelemiş yapılandırmış ve işbu sözleşme ihlal edilmemiş ve vadesi gelmiş ve ödenmemiş bir borç da yok ise kredi kullandıranın kredi kullanana ve rehin/teminat verene ve müteselsil kefillere ihtarname keşide edemeyeceği gibi herhangi bir yasal yola başvurmasının da mümkün olmadığını, ayrıca ortada vadesi gelmiş ödenmemiş kesinlenmiş ve mutabık kalınmış bir borcun da olmadığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken somut olayların sağlanamadığını, müvekkillerinin yatırım teşvikleri ile banka aalacaklarının her türlü teminat ile teminat altına alındığını, müvekkillerinin mal kaçırma, aktifini azaltma, adres değiştirme gibi ihtiyati haciz koşullarını gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmasından söz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, banka alacakları rehinle teminat altına alınmış olup İİK nin açık hükmü uyarınca rehinle temin edildiğini belirterek açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz kararınının kaldırılmasına icra takininin müvekkili açısından yeniden durdurulmasına karar verilmesine, müvekkili açısından dosyada mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/11/2019 tarih ve 2019/1404 D. İş – 2019/1404 Karar sayılı ek kararında; “Dosya kapsamındanda anlaşılacağı üzere mahkememizce verilen 16/10/2019 tarihli 2019/1404 D.İş esas sayılı ve 2019/1404 D.iş karar sayılı ihtiyati haciz kararı dosyasıdaki dava dilekçesine ekli bulunan genel kredi ve teminat sözleşmesi buna ilişkin kat ihtarnamesi ve sunulan ödeme yapılmadığına ilişkin kayıtlı belgeler dikkate alındığından verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olduğu, yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği itiraz edenlerin ileri sürdüğü sebeplerin yerinde görülmediği …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz kararına itirazın REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İhtiyati haczi kararının İİK’ nın 257/1 ve devamı maddeleri uyarınca verildiğinin belirtildiğini ancak somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi için gereken koşulların mevcut olmadığını, Müvekkilinin herhangi bir adres değiştirme ve mal kaçırma riski bulunmadığı için vadesi gelmemiş borçları yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, Müvekkillerinin bankaya muaccel hale gelmiş bir borcu olmadığını, hesap kat ihtarnamesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme kararında İİK’nın 260. madde uyarınca ihtiyati haciz sebepleri, talebe konu edilen belgeler ile haczin ne gibi belgelere müsteniden konulduğu hususuna yer verilmediğini, İhtiyati haciz talep eden banka alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda ispata elverişli hiçbir belge yada bilgi sunmadığını, Rehinle temin edilmiş alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, kefiller yönünden alacak rehinle temin edilmiş olup, verilen ihtiyati haczi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemenin ihtiyati haciz kararını %15 teminat karşılığında verdiğini, kat ihtarına itiraz edilmiş olması, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, dosyada herhangi bir ticari alacak kaydına yer verilmemiş olması ve müvekkillerinin oluşacak zararının teminat tutarından çok fazla olması nedeniyle teminat oranına itiraz ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1404 D.iş 2019/1404 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı olarak kredi sözleşmesinin garantörü olan borçlular hakkında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Talep eden alacaklı, asıl borçlu ile imzalanan genel kredi sözleşmesini aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettikleri borçluların garantör sıfatı ile imzaladıklarını, asıl borçluya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edildiğini, yapılan ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini belirterek sözleşmede garanti veren olan borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kabulü ile teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Haklarında ihtiyati haciz kararı verilen borçluların itirazı üzerine duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda itirazların reddine karar verilmiş, bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu genel kredi sözleşmesini istinafa başvuranlar garanti veren sıfatı ile imzalamışlardır. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Tebliğ edilmesi temerrüd bakımından sonuç doğurur. Garanti sözleşmesi, garanti verenin lehine garanti verilenin borcunu yerine getirmemesinden doğacak zararı üstlendiği sözleşme türüdür. Hukukumuzda ayrı bir düzenleme bulunmamakla birlikte özel bir kefalet sözleşmesi olduğu kabul edilmiştir. Aksine hüküm bulunmaması halinde garanti sözleşmelerine de kefalete ilişkin hükümler uygulanacaktır. İhtiyati haciz talep eden banka tarafından kredi hesabı kat edilerek kat ihtarnamesi tebliğe gönderilmiştir. Kredi sözleşmesine göre kredi hesabının kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiştir. İtiraz edenlerin alacağın muaccel olmadığına ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. İhtiyati haciz kararı verilmesi için tam ispat koşulu gerekmemekte olup, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Dosyaya alacaklı tarafından sunulan belgeler alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispata yeterlidir. Ayrıca ihtiyati hacze konu borcun rehinle teminat altına alınmış olması garantör hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmemektedir. İtiraz edenler de söz konusu rehinlerin garanti veren olarak kendilerinin borcunun teminatını teşkil etmek üzere konulduğunu iddia etmedikleri gibi buna ilişkin bir belge de sunmamışlardır. Mahkemece takdir edilen teminatta yasada öngörülen miktarın altında olmayıp, mahkemenin takdirine göre olaya ve dosya içeriğine uygundur. Borçluların diğer itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmekte olup İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz edenler taafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.