Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/258 E. 2019/1577 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/258 Esas
KARAR NO : 2019/1577 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/173 Esas 2018/873 Karar
TARİH : 02/10/2018
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının davalıdan 8.401,23 TL alacağının bulunduğunu, söz konusu alacağın tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını ancak davalının haksız yere itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde cevap sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 02/10/2018 tarih 2018/173 Esas 2018/873 Karar sayılı kararında;”Dava itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerinden ibaret olup, uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanmaktadır. Ticari ilişki mal, hizmet, ve fatura tutarına ilişkindir. Ticari ilişkinin ve edimin gerçekleşeceği yer davalının adresidir. Davalının icra dairesine yaptığı itiraz değerlendirildiğinde yetkili yer davalının yerleşim yeridir. İncelenen dosya kapsamına göre; davalının adresinin … Mah. … Cad. No… Merkez/Düzce olduğu, bu duruma göre yetkili mahkemenin Düzce/Merkez Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu …” gerekçesi ile,Mahkemenin yetkisizliğine dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Düzce/Merkez Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu ve ileri sürülmedikçe değerlendirilemeyeceğini, Para borçlarının götürülecek borçlardan olup, Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın para borcu olduğu, borçlunun teslim aldığı malların parasını ödemediği, bu nedenle TBK m. 89/1 gereği borcun ifa yeri, dolayısıyla HMK m.10 gereği yetkili mahkeme ve icra dairesinin Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğu, buna rağmen ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı vermesinin hukuka aykırı olduğu, Yargıtay HGK konuya ilişkin olarak 2013/11-630 E. 2014/332 K. Sayılı ilamında ” Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket merkezinin davanın açıldığı İzmir ili mülki sınırlarında olduğu ve davalı şirket merkezinin de dava tarihi itibariyle … ili, … ilçesinde bulunduğu konusuyla taraflar arasında fesihten önce akdi ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde davacı tarafın talebi, sözleşmenin feshi sebebiyle uğranılan kazanç kaybı ve sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masraf tutarıyla manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi istemini içermekte olup, davanın konusunun para alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, B.K.nun 73. maddesiyle H.U.M.K.nın 10. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, alacaklının, şirket merkezinin bulunduğu yer olan İzmir ili mülki sınırlarındaki mahkemeler nezdinde dava açmasında usulsüzlük bulunmamakta olup, davalının yetki itirazının reddi gereklidir.” şeklinde hüküm verdiğini, Yine Yargıtay HGK 2005/19-63 E. 2005/61 K. Sayılı ilamında “İcra ve İflas Kanunu’nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HUMK’nın 9. maddesine göre, yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. 10. maddede ise, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde dahi dava açılabileceği belirtilmiştir. Bu hüküm, özel yetkiye ilişkin bir düzenlemeyi içermektedir. Anılan Kanunun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir. Olayda, genel yetki uyarınca davalının ikametgahında bulunan icra daireleri genel yetkilidir. Öte yandan, özel yetki kuralına göre, sözleşmenin ifa edileceği yerdeki icra dairesinde de takip yapılabilir.Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, ifa yeri belirlenirken, uyuşmazlık konusu ifanın hangi tarafa ait olduğu ve ne şekilde, nerede gerçekleştirileceği esas alınmalıdır.Taraflar arasındaki satış sözleşmesinde alıcı davalının yükümlendiği edim, satış bedelini ödemektir. Borçlar Kanunu’nun 73. maddesi, para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceğini öngörmektedir.Özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmadığı gibi davacının seçimine göre, takip hem genel hem de özel yetkili icra dairesinde açılabilir. Olayda, edimin ifa yeri davacının ikametgahı olduğundan buradaki icra müdürlüğü yetkilidir. ” şeklinde karar verdiği, gerek mevzuat hükümleri ve Yargıtay içtihatları gerekse dosya içeriği incelendiğinde ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kaulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/173 Esas 2018/873 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrası ç) bendinde “yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması” dava şartı olarak öngörülmüştür. 116. maddede ilk itirazlara yer verilmiş olup 1. fıkra a) bendinde “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak belirtilmiştir. 117/1 maddesinde “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. ” hükmü düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.Kesin yetki halleri HMK’da ( Mirastan doğan davalarda yetki 11. madde, taşınmazın aynından doğan davalarda yetki 12. madde, can sigortalarında yetki 15/2. madde) ve özel kanunlarda düzenlenmiş olup itirazın iptali davalarında kesin yetki söz konusu değildir.Somut olayda davacı, davalı hakkında yaptığı takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresinde davaya cevap vermemiştir. Dava itirazın iptali davası olduğundan davada kesin yetki hali bulunmamaktadır. Buna göre yetki itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda mahkemece yetki hususu resen gözetilemez. Buna göre kesin yetki söz konusu olmadığı halde dava şartı yokluğu nedeniyle davanını reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur,Ayrıca dava itirazın iptali davasıdır. Yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip ve bu takibe süresinde yapılmış bir itirazın bulunması dava şartıdır. Davalı borçlu süresinde takibe yaptığı itirazda icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Buna göre mahkemece öncelikle yapılacak iş icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz hakkında bir karar vermektir. Zira yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip bulunmaması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle diğer hususlar incelenmeden red kararı verilecektir. Mahkemece davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı konusunda bir karar verilmeden inceleme yapılması usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davada kesin yetki hali bulunmadığından ve usulüne uygun yetki itirazı olmadığından davada ilk derece mahkemesi yetkili olduğundan davanın görülerek sonuçlandırılması için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarih ve 2018/173 Esas – 2018/873 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 32,00 TL olmak üzere; toplam 130,10,TL’nin davalıdan alınarak istinaf talep eden davacı tarafa verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi