Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2579 E. 2019/1888 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2579 Esas
KARAR NO : 2019/1888 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 31/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/1434 D.İş – 2019/1464 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından borçlular … A.Ş. lehine …. A.Ş., …TİCARET A.Ş.’ne ve diğer borçlulardan …, … ‘ın müteselsil kefaleti ile tanınan kredi limiti çerçevesinde imzalanan kredi sözleşmeleri ile kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine banka alacağını teminen tahsilde tekerrür olmamak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Karşı taraf borçlular vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketlerin uluslararası medikal sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketlerin vadesi gelmiş hiçbir borcunun bulunmadığını, hesap kat ihtarnamelerinin müvekkillerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, ayrıca kredi sözleşmelerinde ve protokollerde müvekkillerinin kefil sıfatıyla yer aldığını, imzaların onlara ait olup olmadığı belli olmadığını, bu sözleşmelerin yapıldığı dönemde müvekkillerinin asıl borçlu … şirketlerinin hissedarı ve genel müdürü ile bağlı olduğu ekip hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan İstanbul CBS nca düzenlenen iddianame ile İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/218 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, söz konusu somut olayda ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, müvekkillerinin mal kaçırma yada aktiflerini azaltma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, banka alacağının her türlü teminat ile teminat altına alındığını, ihtiyati haciz kararı verilmesi durumunda müvekkillerinin çok zor duruma düşüceğini ve mağduriyetlerine sebebebiyet verileceğini bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 31/10/2019 tarih ve 2019/1434 D.İş Esas – 2019/1464 D. İş Karar sayılı kararında;”…Talep konusu para alacağının rehinle temin edilmemiş olması ve vadenin gelmiş olması dikkate alınarak ve borçlularca ileri sürülen itiraz nedenlerinin menfi tespit davasına konu edilebileceği kabul edilerek mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla…”gerekçesi ile;”19.795.266,91 Euro ( KUR : 6,4132 TL ) =126.951.005,75 TL alacak yönünden 6219 sayılı kanuna eklenen geçici 5. Madde gereğince TEMİNATSIZ olarak İİK”nun 257/1 maddesi ve devamı maddeleri gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,” karar verilmiş ve karara ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararının İİK 257/1 ve devamı maddeleri uyarınca verildiği belirtilmiş ise de; somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi için gereken koşulların mevcut olmadığını,Müvekkilinin herhangi adres değiştirme ve mal kaçırma riski bulunmadığını, vadesi gelmemiş borçları yönünden ihtiyati haciz kararının verilemeyeceğini, … Grup Şirketlerinin Kurucu ortağı … ailesi ve haklarında ihtiyati haciz kararı verilen şirket ortakları müvekkilleri … – …, ülke ekonomisine uzun yıllardır, katkı sağlayan saygın iş insanları olduğunu, mal varlığının aktifini azaltma/gizleme, adres değişikliği yönünde herhangi bir girişimlerinin olmadığını ve böyle bir durumun (İİK 257/2 de belirtilen haller) söz konusu olamayacağının ihtiyati haciz talep edenler tarafından bilinmesine rağmen yargılamayı gerektiren alacaklara istinaden müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz talep edilmesi açıkça kötü niyetli olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,Müvekkillerinin bankaya muaccel hale gelmiş bir borcunun olmadığını, hesap kat ihtarnamesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,İlk derece mahkemesi kararında İİK 260. madde uyarınca ihtiyati haczin sebepleri, talebe konu edilen belgeler ile haczin ne gibi belgelere müsteniden konulduğu hususuna yer verilmediğini, bu nedenle kaldırılmasının gerektiğini,İhtiyati haciz talep eden banka tarafından alacağın varlığı ve muaccelliyeti konusunda ispata elverişli hiçbir belge ya da bilginin sunulmadığını,Rehinle temin edilmiş alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, kefiller yönünden alacak rehinle temin edilmiş olup verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkilleri talep edilen alacak için rehin ve ipotek verdiklerini, onlar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin hem yasaya hem de Yüksek Mahkemelerin kararlarına aykırı olduğunu, Genel kredi sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz taleplerinde; kefillere başvurmak için asıl borçluya kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinin gerektiğini, borçlu görünen ve kefil sıfatıyla verilen adreslere tebligatların yapılmadığını, ihtarnamede borcun ne kadarının ödenmediğini, ne kadar sürede ödenmesi gerektiği hususu tereddüte yer bırakmayacak kadar açık olmadığını,Mahkeme ihtiyati haciz kararını hiçbir teminat takdir etmeksizin verdiğini, kat ihtarına itiraz edilmiş olması, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, dosyada herhangi bir ticari alacak kaydına yer verilmemiş olması ve müvekkillerinin oluşak zararının dahi göz önüne alınmaksızın teminatsız olarak ihtiyati hacze karar verilmesine itiraz ettiklerini, İleri sürerek, istinaf başvurularının kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin reddine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Uyuşmazlık konusu, talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilerek duruşma açılarak verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya dosya içeriğine uygun olup olmadığı, bu bağlamda ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 2004 Sayılı İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)İhtiyati haciz kararına itiraz İİK 265 maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265/1 maddesine göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Maddede öngörülen itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup maddede öngörülün sebepler dışında ihtiyati haciz kararına itiraz mümkün değildir.Dosya arasında fotokopileri bulunan sözleşmeler incelendiğinde, alacaklı banka ile muteriz şirketler arasında 27/02/2018 tarihinde 55.000.000,00 TL. miktarlı GKS. İmzalandığı, sözleşmeyi muteriz gerçek kişilerin müteselsil kefil olarak imzaladıkları, aynı taraflar arasında 27/03/2018 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesine Ek Limit Artırımı sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi gerçek kişi muterizlerin müteselsil kefil olarak imzaladıkları ve kredi limitinin 300.000.000,00 TL.’ ye çıkartıldığı görülmüştür.Somut olayda, alacaklı banka tarafından Üsküdar … Noterliği’nin 23/10/2019 tarih ve … yevmiye nolu kat ihtarı ile hesabın kat edildiği, asıl borçlulara ve kefillere ihtiyati hacze konu kredi borcuna ilişkin olarak, sözleşmedeki adreslerine kat ihtarı tebliğe çıkarıldığı, kat ihtarının tebliğ edildiği, İİK 257/1 madde kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğu ve dosyada da bu gereğin karşılandığı ve 6219 sayılı kanuna eklenen geçici 5 madde gereği talep eden banka teminattan muaf olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden dosya içeriğine ve hukuka uygun olup muterizler vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan muterizler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçluların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,3.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.