Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2562 E. 2020/16 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2562 Esas
KARAR NO : 2020/16 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/569 Esas
TARİH: 19/11/2019
DAVA: Çek İptali – İhtiyati Tedbir Talebi.
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava konusu 4 adet kaybolan / bulunamayan çekler ile ilgili olarak ibraz edilmesi durumunda ibraz eden tarafa ödeme yapılmaması için teminatsız ve/veya mahkemece belirlenecek teminat karşılığında üçüncü kişilere ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek ödemeden men yasağı konulmasına ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/11/2019 tarih 2019/569 Esas sayılı ara kararında;”Davacı tarafça mahkememizde açılan davada 4 adet çek için ihtar ve ödeme yasağı tedbiri talep edilen çeklerin çalındığı veya kaybolduğu bildirilmiş, mahkememizce 14.11.2019 tarihli tensip 7 no’lu ara kararı ile 4 ve 5 no’lu ara kararlar ikmal olduktan sonra tedbir talebinin değerlendirileceği ara kararı üzerine davacı vekilince tensip 4 ve 5 no’lu ara karar gereklerine ilişkin sunumda bulunulmuştur.Açılan dava hasımsız açılıp, çek lehtarının açtığı çek iptali davası olup, 6102 sayılı TTK’nun 818/1-s maddesi uyarınca çekler hakkında da TTK 757 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekir.Mahkememizin 6102 sayılı yasanın 764 maddesi uyarınca iptal kararı verebilmesi için davacı tarafça öncelikle 754.maddeye uygun olarak poliçe elindeyken zayi olduğu, inandırıcı delilleri ile mahkemeye sunumda bulunmakla yükümlü olduğu ve mahkemece de dilekçesi sahibinin çek elindeyken ziyaya uğradığına dair verdiği açıklamaların inandırıcı bulunması halinde verilecek ilanla çeki eline geçirenin, çeki(poliçeyi) belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde poliçenin(çekin) iptaline karar verileceğinin ihtar edileceği şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, davacı tarafça TTK 757 maddede ön görülen, iptale konu edilen çekler yönünden ödeme yasağı talep edebileceği ve mahkemenin de önleyici tedbir olarak muhatabın poliçeyi(çeki) ödemekten men edilebileceğinin karar verileceği düzenlenmiştir.Davacı limited statüsünde bir tacir olup, gerek mahkememizde dava konusu ettiği 4 adet, gerek İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/616 esas sayılı dosyasında dava konusu ettiği 8 adet olmak üzere 12 adet ve halen dava konusu etmediği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/192634 soruşturma numaralı şikayet dilekçesinde dile getirdiği 10 adet olmak üzere toplamda 22 adet ve toplamda 1.957.523,42 TL’lik oldukça yüksek meblağlı çeklerin hamili olduğuna dair sunduğu belgeler uyarınca kanaat getirilmiş ise de; bu çeklerin elinden rızası dışında çıktığına dair inandırıcı delil sunamadığına kanaat getirilmiştir.Davacı kendisi için çok büyük önemde olan çeklerin neredeyken ve ne şekilde rıza dışı elinden çıktığını, gerek mahkememize gerek diğer dava açtığı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına sunduğu dilekçesinde ve gerekse de rıza dışı elinden çıkıp çıkmadığına dair maddi gerçekliliği araştıracak olan Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasına konu şikayet dilekçesinde dahi soyut kaybolma veya çalınma beyanlarının dışında çeklerin konulduğu veya bulunduğu yere ilişkin en küçük bir bilgi sunmadan, yine kasada ise kasanın kırıldığı veya kasanın alındığına, çalındığına dair bir bilgi sunmadığından iş yerine hırsız girip girmediğine dair bir beyan veya başkaca kamera kaydı, görgü şahidi belirtilmeden ya da bu çeklerin çalınmasına karışmış olabilecek kişi(ler) ve kişi(ler) ile çalınma olayının bağlantısını gösteren bir bilgi vermeden ve varsa olağan şüphelilere dair bir bilgi vermeden yapmış olduğu şikayet dilekçesi içeriği de dikkate alındığında bir tacir için oldukça fazla sayıda ve yüksek miktarda çeklerin rızası dışında elinden çıktığına dair davacının mahkememize yeterli kanıt sunmadığına, bu nedenle de tedbir talebinin yerinde görülmediğine kanaat getirilmiş…”gerekçesi ile, Davacının tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirket adresinde iken müvekkili şirketin müşterilerinden alınan ileri tarihli çekler (toplamda 22 adet çek) müvekkili şirket adresinde kaybolduğu veya çalındığını, Kaybolan veya çalınan çeklerden en yakın tarihli olan Kasım 2019 ayına ait keşide tarihleri bulunan, 4 adedinin iptali için dava açıldığı ve tedbiren ödeme yasağı talep edildiğini, Bilgileri verilen Kasım 2019 ayı içerisinde, 20.11.2019, 23.11.2019, 28.11.2019 ve 31.11.2019 tarihlerine keşideli, müvekkili şirket emrine düzenlenmiş olmakla birlikte müvekkili şirket cirosu bulunmayan 4 (dört) adet çekin iptali için 05.11.2019 tarihinde dava açıldığını, ödeme yasağı kararı verilmesi yönünde talebine dair, çeklerin iptali için ilan yapılmasına ve teminat verebilecek olmalarına rağmen tedbir talebi, en yüksek bedelli en yakın keşide tarihli çekin ibraz tarihinden bir gün önce reddedildiğini, Yerel mahkemenin 14.11.2019 tarihli tensip tutanağının 3 numaralı ara kararı gereği dava konusu çekler bakımından Ticaret Sicil Gazetesinde gerekli ilanlar yapıldığı, 4 ve 5 numaralı ara kararlar gereğince ise müvekkilinin çeklerin hamili olduğuna dair her türlü bilgi ve belge sunulduğu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde de suç duyurusunda bulunularak yerel mahkeme dosyasına bildirildiği, tensiben istenilen bütün belge ve bilgiler dosyaya sunulmasına rağmen tedbir (ödeme yasağı konulması) talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İstinafa konusu mahkeme ara kararı; ” Davacı limited statüsünde bir tacir olup, gerek mahkememizde dava konusu ettiği 4 adet, gerek İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/616 Esas dosyasında dava konusu ettiği 8 adet olmak üzere 12 adet ve halen dava konusu etmediği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/192634 soruşturma numaralı şikayet dilekçesinde dile getirdiği 10 adet olmak üzere toplamda 22 adet ve toplamda 1.957.523,42TL’lik oldukça yüksek meblağlı çeklerin hamili olduğuna dair sunduğu belgeler uyarınca kanaat getirilmiş ise de; bu çeklerin elinden rızası dışında çıktığına dair inandırıcı delil sunamadığına kanaat getirilmiştir.” şeklinde olduğu, mahkeme kararına göre müvekkili şirketin yetkili hamil olduğuna kanaat getirildiği, ancak rıza dışı elden çıktığına kanaat getirilmediği, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
Aralık 2019 ayına keşideli 8 (sekiz) adet çekin iptali için de ve daha sonraki tarihte İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/616 E. sayılı dosyası üzerinde görülen dava açıldığı, aynı kapsamda açılan davada, tedbir talebi kabul edilerek ödeme yasağı yönünde tedbir kararı verildiği, bir mahkeme tarafından tedbir talebi çok daha kısa sürede kabul görüp gereği yapılırken, aynı gerekçelerle daha önceki tarihli açılan ve sadece çek bilgileri farklı olan davada tedbir talebi çek keşide tarihinden bir gün önce reddedilmesi, hem mahkeme kararları arasında çelişki yarattığı ve hem de keyfi değerlendirme yapıldığı intibaı oluşturduğunu, Çeklerin miktarının çok yüksek olması sebebiyle, çek iptal davaları, mahkeme dosyalarına yatırılacak teminat tutarları da göz önünde bulundurularak ve en yakın tarihli olandan en ileri tarihli olanlar arasında ay bazında birleştirme yapılarak ayrı ayrı açıldığı, Ocak 2020 ve Şubat 2020 keşide tarihli 10 (on) adet çek henüz dava konusu yapılmadığı, ancak kaybolan/ çalınan çekler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/192634 soruşturma numarasına kayıtlı suç duyurusunda bulunulduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818. Maddesi’nin s bendi gereğince iptal hakkındaki 757 ila 763üncü maddelerle 764 üncü maddenin birinci fıkrasının çek hakkında da uygulanacağı hüküm altına alındığını, Aynı kanunun 760. Maddesi; “MADDE 760- (1) Mahkeme, dilekçe sahibinin, poliçe elinde iken zıyaa uğradığına dair verdiği açıklamaları inandırıcı bulursa, verilecek ilanla, poliçeyi eline geçireni, poliçeyi belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde poliçenin iptaline karar vereceğini ihtar eder.” hükmüne havi olduğu, İlgili madde hükmü gereğince yerel mahkemenin, dava konusu çeklerin ziyaa uğradığına dair açıklamaları, inandırıcı bulması halinde, ilan kararı verileceği düzenlendiği, yukarıda yer verilen ara kararın ” çeklerin müvekkil şirketin elinden rızası dışında çıktığına dair inandırıcı delil sunulmaması” şeklinde gerekçelendirildiği, halbuki mahkeme tarafından hazırlanan 14.11.2019 tarihli tensip tutanağının 3 numaralı ara kararı gereği çeklerin ilanının yapılmasına karar verildiği ve karar gereği ilan yerine getirildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 760. Maddesinde, ilanın, dava konusu çeklerin ziyaa uğradığına dair açıklamaları inandırıcı bulunması halinde yapılacağı hüküm altına alındığını, mahkemenin ilan kararı ile çeklerin ziyaa uğradığını kabul etmiş iken, sonrasında tedbir talebini reddetmesi açıkça Türk Ticaret Kanunu’nun emredici hükümleriyle çeliştiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 19/11/2019 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, dava konusu çeklerle ilgili tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/569 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, zayi nedeniyle çek iptali davasında ödemeden men kararı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.TTK’nın 818/1-s maddesi yollaması ile çekler hakkında uygulanacak olan TTK’nın 757/1 maddesinde ‘ İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşiim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.’ hükmü düzenlenmiştir.Maddeye göre iradesi dışında çek elinden çıkan yetkili hamil, mahkemeden muhatap bankanın çek bedelini ödemesinin önlenmesi için tedbir talep edebilecektir. Zayi nedeniyle kambiyo senedinin iptali davaları, hasımsız dava olup Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere kesin hüküm teşkil etmemektedir.(Çekin zayi nedeniyle iptali davası olup, bu davanın hamil tarafından açılması gerektiği hususu tartışmasızdır. Bu kapsamda, davacının çekin hamili olduğunu yaklaşık olarak ispatı ve bu hususunun iddiasını yeterli saymak gerekir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasına zorlanması zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkansız hale getirecektir. Yargıtay 11 HD 2014/6701 E. 2014/12060 K.)Zayi nedeniyle çek iptali davaları hasımsız olarak açılan davalar olup, çekin ortaya çıkması (ibrazı) halinde davacıya çeki elinde bulundurana karşı istirdat davası açması için süre verilecek olup, açmaması durumunda iptal davası reddedilecektir. Süresinde müracaat edilmemesi halinde çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi halinde ise çeki elinde bulunduran bu kararın iptalini talep edebilecektir. İstirdat davası açılması veya iptal kararın kaldırılmasının talep edilmesi halinde esas hakkındaki uyuşmazlık bu davada çözümlenecektir.
İhtiyati tedbir HMK 389. Maddesinde düzenlenmiş olup, 390. Maddeye göre haklılığın yaklaşık ispatına yeterli delil gösterilmesi yeterli görülmüştür.Buna göre ödemeden men kararı verilmesi talebi ihtiyati tedbir olduğundan ve mahkemece davacının söz konusu çeklerin yasal hamili olduğuna ilişkin yaklaşık ispata yeterli delil gösterildiği de kabul edildiğinden TTK 757/1 maddesi gereğince muhatap banka hakkında ödemeden men ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken talebin reddi hatalı olmuştur.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme ara kararının kaldırılmasına ve tedbir talebinin kabulü ile teminat karşılığında çekin bankaya ibrazı halinde ödemeden men kararı verilmesine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih ve 2019/569 Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILARAK, 1-Davacının ödemeden men talebinin teminat karşılığında KABULÜ İLE; Dava dilekçesinde aşağıdaki şekilde bildirilen; – … İzmit Şubesi’ne ait … çek nolu, 275.000,00.TL tutarlı, 20/11/2019 keşide tarihli ve keşidecisi …San. Ve Tic. A.Ş.olan,- … Bankası İzmit Ticari Şubesi’ne ait … çek nolu, 100.000,00.TL tutarlı, 23/11/2019 keşide tarihli ve keşidecisi …. San. Ve Tic. A.Ş.olan, -…Bankası Gebze Akse Sapağı Şubesi’ne ait … çek nolu, 39.182,81.TL tutarlı, 28/11/2019 keşide tarihli ve keşidecisi …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.olan, -… Sanayi / Kayseri Şubesi’ne ait … çek nolu, 5.000,00.TL tutarlı, 31/11/2019 keşide tarihli ve keşidecisi … San. Ve Tic. Ltd. Şti.olan 4 adet çeke ilişkin olarak; 6102 sayılı TTK’ nın 818/s madde hükmü delaleti ile aynı kanunun 757.maddesi hükmü uyarınca çeklerin bankaya ibrazı halinde bedellerinin ödenmemesi hususunda ÖDEMEDEN MEN KARARI VERİLMESİNE, 2-Davacı tarafça çek bedelleri toplamı olan 419.182,81.TL’nin %20’si tutarında (83.836,57.TL) nakdi veya mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve mutaber banka teminat mektubu ilgili ilk derece mahkemesi veznesine depo edilmesi halinde, ödemeden men kararının ilk derece mahkemesince muhatap banka şubelerine bildirilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde davacıya iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/01/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi