Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2537 E. 2019/1913 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2537
KARAR NO : 2019/1913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2019 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/1114 D. İş – 2019/1114 Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Alacaklı vekili ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; müvekkil banka tarafından davalıya Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını, borçlu tarafından kredi şartları ihlal edildiğinden kredi hesapları kat edilerek Kahramanmaraş …. Noterliği’ nin 11.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davalı/ borçlulara toğlamda 371.153,59 TL borçlarının ödenmedi ihtar edildiğini, ihtarnamelerin davalı/ borçlulara tebliğe çıkarıldığını ve İİK 68/b maddesi uyarınca tebliğ edilmiş olup, ihtarnamelere rağmen borçların ödenmediğini, söz konusu alacaklarının muaccel ve teminatsız olduğunu, hesap kat ihtarına rağmen borçluların borçlarını ödemedikleri gibi, mal kaçırma hazırlığı içinde ve bulundukları adreslerini terk etmek üzere bulunduklarının istihbar edildiğini, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etme zorunluluğu doğduğunu, yetki sözleşmesi gereğince İstanbul Merkez ( Çağlayan ) İcra Daireleri’ nin yetkili olduğunu beyanla; müvekkil bankanın muaccel ve teminatsız olan toplamda 371.153,59 TL alacağının tahsilini teminen, davalı/ borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekilinin talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi’ nin 02/08/2019 tarihli kararı ile; “1- İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçluların, 371.153,59-TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının İHTİYATEN HACZİNE, 2- İİK’nın 259/1. maddesine göre İhtiyati haciz isteyen alacaklının ihtiyati haciz talebinde haksız çıktığı taktirde borçlunun, kefilinin ve üçüncü şahısların uğrayacakları zararlarına karşılık olarak borç miktarının % 15 oranında (55.673,03-TL ) nakdi teminat yatırmasına veya aynı oranda başka bankadan kesin ve süresiz teminat mektubu sunmasına, 3- Miktar ve çeşidi yukarıda yazılı teminat, mahkeme veznesine depo edildiğinde, teminatın yatırıldığın karara şerh verilmesine, 4- İİK.nun 261. maddesi gereğince karar verildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde belirlenen teminat mahkememiz veznesine yatırılmaz veya teminat yatırıldığı halde mahkememiz yargı çevresindeki İcra Dairelerinin birinde infazı istenmediği taktirde; ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlular vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, 04/09/2019 tarihinde araçlarına polis tarafından el konulması üzerine müvekili şirketin haberdar olduğunu, müvekkili şirket ile davacı-alacaklı olan bankadan KGF kredisi kullandırıldığını, Bakanlar Kurulu 162 sayılı kararı ile Finansal Sektöre olan borçların yapılandırılmasına dair yönetmelik ile değişiklik yapıldığını yapılan bu değişiklik 11.10.2018 tarih ve 30562 sayılı Resmi Gazete de yayınlarak yürürlüğe girdiğini,bahsi geçen değişikliğe göre kredi borçlusunun temerrüdü halinde kredi alacaklısının öncelikjle borçluyu yeniden yapılandırma için davet etmesi gerektiğini, kredi borçlusuna yeniden yapılandırma için davet mektubu veya yapılandırman faydalanmayacağına dair beyan belgesi düzenlenmesi zorunluluğu getirildiğni, ihtiyati haciz talep tarafın, bu yükümlülükleri yerine getirmediği gibi buna dair bir belgede sunmadığını, yönetmeliğin açık düzenlenmedi ve getirilen zorunluluk karşısında verilen kararın yerinde olmadığını,açıklanan nedenlerle itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını yargılama harç ve masraflarının vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 25/10/2019 tarih ve 2019/1114 D.İş-2019/1114 Karar sayılı Ek Kararı ile; ” … Öncelikle; İ.İ.K.nun 265/1. maddesine göre, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzura ile yapılan haczin tatbiki aksi takdirde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtirazı konu ihtiyati haciz karara itirazın 09/09/2019 tarihli dilekçe ile yapıldığı anlaşılmakla ihtiyati haciz kararına itirazın yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı saptanmıştır. Tüm dosya kapsamı ve itiraz değerlendirildiğinde, itiraza dayanarak olan ileri sürülen kararın kredi veren bankalar ile krediye kefil olan kredi garanti fonu arasındaki ilişkiyi düzenlediği görüldüğünden 162 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile borçluya yapılandırma imkanı tanınıp tanınmaması, kararın yapılandırma zorunluluğu getirip getirmediğinin tespiti huzurdaki davanın konusu olmamakla birlikte; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmesinin” yeterli görüldüğü Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları arasında olduğundan bu suretle itirazın İİK.nun 265 nci maddesindeki itiraz sebeplerinden olmadığından itirazın reddine karar vermek gerektiği … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1- İhtiyati hacze vaki itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ihtiyat-i hacze itirazları üzerine verilen red kararının, usule, yasaya ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, Davalı yanın müvekkili şirket aleyhine yapmış olduğu ihtiyat-i haciz talebinin, ilk derece mahkemesinin 2019/1114 D. İş sayılı dosyasından, duruşma açılmaksızın 2019/1114 sayılı kararı ile kabul gördüğünü, verilen ihtiyati hacze itiraz edildiğini, ancak itirazlarının süresinde olmadığından bahisle taleplerinin reddedildiğini, Davalı yanın, müvekkil şirkete İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile ödeme emri gönderdiğini, gönderilen ödeme emrinde alacak kalemi olarak ihtiyat-i haciz masraf harç ve vekâlet ücretinin talep edildiğini, fakat ödeme emrinde dayanak yaptığı ihtiyati haciz kararından hiç bahsetmediğini, takip dayanağı ödeme emrinde yer almadığını, yine icra dosyasından müvekkil şirkete gönderilen ödeme emrinin içinde yer aldığı tebligat zarfında da zarfın içerisinde sadece ödeme emrinin olduğunun belirtidiğini, takip dayanağı mahkeme kararından da hiç bahsedilmediğini ve mahkeme kararının müvekkil şirkete tebliğ de edilmediğini, ödeme emrinin usulüne uygun olmadığının icra dosyasına yapılan itirazda belirtildiğini, müvekkiline bir icra takibi yapıldığını ve alacak kaleminde ihtiyati haciz masraf ve vekalet ücreti olduğunun da belirtildiğini, fakat talebin hangi karara istinaden olduğunun belirtilmediğini, ilamsız yapılan takip olması nedeni ile takibe itiraz edildiğini, fakat hangi mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararı olduğu bilinmediğinden ihtiyati haciz kararına itiraz yapılamadığını, ne zaman ki müvekkil şirketin aracı 04.09.2019 tarihinde fiilen haczedilmiş ancak bu tarihte müvekkil şirketin, hakkında yapılan haczin dayanağı ihtiyat-i haciz kararını öğrendiğini, ödeme emri içeriğinde ve ödeme emrinin gönderildiği tebliğ zarfında herhangi bir mahkeme kararı belirtilmediğinden ve mahkeme kararı tebliğ edilmediğinden müvekkili şirketin verilen ihtiyati haciz kararını ancak fiilen haczin yapıldığı 04.09.2019 tarihi itibariyle öğrendiği kabul edilmesi gerekir iken süresinde itiraz edilmediğinden bahisle verilen red kararının, dosya kapsamına, usule ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkil şirketin davalı bankadan KGF kredisi kullandığını, Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın yürürlüğe konulmasına, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20. maddesince 10.Ekim.2018 tarih ve 162 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile verilen karar gereğince, kanunun 6 madde ikinci fıkrasına eklenen” KREDİ VEREN TARAFINDAN TAZMİN TALEBİNDE BULUNULMADAN ÖNCE, YARARLANICIYA KARARIN 4.MADDESİ İLE HÜKÜM ALTINA ALINAN YAPILANDIRMA KAPSAMINDA VEYA 15/8/2018 TARİHLİ VE 30510 SAYILI RESMİ GAZETE DE YAYIMLANAN FİNANSAL SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK KAPSAMINDA YAPILANDIRMA İMKANI TANINMIŞ OLMASI GEREKİR “HÜKMÜNCE davalı bankanın alacağını icraya konu etmeden evvel müvekkili şirkete borcun yapılandırılması hususunda imkan tanıması gerektiğini, fakat davalı bankaca bu imkan tanınmadan doğrudan haciz işlemlerine başlandığını, anılan nedenle de verilen ihtiyati haciz kararının, kanun hükmü gereğinin yerine getirilmeksizin verilmiş olduğu nedeniyle itiraz edildiğini, ülkede yaşanan ekonomik güçlük nedeni ile piyasaya nefes aldırılmak istendiğini ve kullanılan kredinin niteliği itibariyle bu yasal düzenlemenin getirildiğini, kanunun açık hükmü hilafına, ihtiyat-i haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmesi ve kanun gereğince yapılandırma zorunluluğunun dava konusunu içermediği gerekçesiyle verilen red kararının da usule, yasaya ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, İkinci kez aynı dosyadan vekâlet ücretine takdir edilmiş olmasının da usule ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; Anılan istem ve nedenlerle, – İlk Derece Mahkemesi’ nin 2019/1114 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, ihtiyat-i haciz kararına itirazlarının kabulüne, yargılama harç ve masrafları ve vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık; ihtiyati hacze itiraz üzerine mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır. Mahkeme itirazın süresinde yapılmadığını ve yeniden yapılandırma için davet edilmemiş olmanın ihtiyati haciz kararı vermeye engel olmadığı gerekçesiyle itirazı reddetmiştir. İstinaf eden, ödeme emrinde ihtiyati haciz masraf ve vekalet ücretinin yazılı olduğunu fakat, kararın ayrıntılı bilgilerinin yazılı olmadığını bu yüzden itiraz edemediklerini, 04/09/2019 tarihinde aracın fiili hacziyle dayanak ihtiyati haciz kararını öğrendiklerini, esas olanın öğrenme olduğunu belirterek fiili haciz tarihi itibariyle de itirazın süresinde olduğunu öne sürmektedir. Her ne kadar süresinde ödeme emrinde ihtiyati haciz kararının tebliğ edildiği hususu savunmanın aksi ispatlanamadığından tam olarak anlaşılamasa da, borçlunun ihtiyati haciz kararının verildiğini ödeme emrinden anlamış olmasına göre bu durum sonuca etkili olmadığından bu istinaf nedeni yerinde değildir. İkinci istinaf nedeni 4749 sayılı Kanunun geçici 20. maddesinin 10/10/2018 tarih ve 162 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca ve 15/08/2018 tarih ve 30510 sayılı R.G de yayınlanan yapılandırma yönetmeliği uyarınca işlem yapılmadan ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğidir. Borçlu şirketin borçlarının yeniden yapılandırma koşullarına uyup uymadığı veya mevzuat doğrultusunda işlem yapılmaması ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Mahkemenin de yerinde olarak belirttiği gibi ihtiyati haciz kararı verilmesi için İİK 257/1 ya da 2. maddesindeki koşulların oluşması yeterlidir. Sonuç olarak; borçlunun ihtiyati hacze itirazı yerinde olmayıp, itirazın reddine dair mahkeme kararı esas itibarıyla doğru olduğundan, HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz eden borçlunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden arafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.