Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2532 E. 2021/1872 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2532 Esas
KARAR NO: 2021/1872 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/1112 Esas – 2019/804 Karar
TARİH: 04/07/2019
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, kargo taşımacılığı işi yapan müvekkilinin üstlendiği bir taşıma işini 30/08/2016 tarihinde davalıya yaptırdığını, ancak davalının 31/08/2016 tarihinde aracındaki 45 adet … ibareli, 20 adet … ibareli ve 1 adet … yazılı kolinin çalındığı iddiasıyla polis amirliğine şikayette bulunduğunu, davalının sorumluluğundaki malların çaldırılması nedeniyle … Ayakkabı firmasına irsaliyeli faturada yazıla bedel olan 20.528,64 TL’nin müvekkilince ödendiğini, bu alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibi devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, taraflar arasında taşıma işine ilişkin akdedilen bir sözleşme bulunmadığını, kendisinin dava dışı … ile de bir sözleşmesinin bulunmadığını, kendisinin davacıya ait herhangi bir taşıma işi almadığını, aracındaki hırsızlık olayı sonucunda çalınan malların davacıya ait olmasının mümkün olmadığını, aracından çalınan kolilerin kime ait olduğunun ve içinde ne olduğunun belirsiz olduğunu, ayrıca davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturanın tarihinin hırsızlık olayı tarihinden çok sonra olduğunu, hırsızlık olayından sonraki bir sevkten dolayı kendisinden talepte bulunulamayacağını, taşıma irsaliyesinde de imzasının bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiş, 19/09/2017 tarihli öninceleme duruşmasında ise, … Nakliyatın sürücüsü olduğunu, firma sahibinin babası olduğunu, hırsızlık olayının doğru olduğunu, hırsızlığın nasıl olduğunu bilemediğini, yüklemeyi davacının yaptığını, davacının sunduğu faturanın farklı bir döneme ilişkin olduğu, çalınan mallara ilişkin olmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/07/2019 tarih ve 2016/1112 Esas 2019/804 Karar sayılı Kararı ile; ” …davalı asil … 19.9.2017 tarihindeki celsede “Kapı açılmış çalınmış, ben ne olduğunu bilmiyorum,yüklemesini de davacı taraf yapmıştır. Bizim haberimiz yok,… ayakkabıların çalındığını söyledim demekle, davacı tarafın malları yüklediğini ikrar ettiğinden bu hususun kesin delille ispat edilmesi nedeniyle (,davalı asıl’in faili meçhul suçlar bürosunca takip edilen … soruşturma dosyasındaki müşteki sıfatı ile davalı …’un beyanında “… plakalı … marka aracında Ankara … de 45 adet … ibareli koli ,20 adet … ibareli koli 1 adet … ibareli koli yi yükleyip …’e getirdiğini ,uyuduğu sırada telefonunun çalması nedeniyle uyandığında kasanın kapağının açık olduğu 19 tane … ibareli kolinin çalındığını değerlerinin 20.000 Tl olduğu ve şikayetçi olduğu yönündeki beyanı dosyada görülmüştür.)dosyada bulunan Kargo … tarafından taşıma irsaliyesinde … plakalı kamyon sahibinin davalı asilin babası olan … şoför olarak … olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede Davacı ile … ayakkabı-… arasında taşıma işi olduğu ,… ayakkabı tarafından … nolu fatura ile 30.08.2016 tarihinde İstanbul … A.Ş adına gönderilen ve … plakalı araçtan çalınan … adet ürün karşılığı davacı … inş.Kargo taşı…LTd Şti adına 20.528,64 TL tutarında fatura kesildiği , davacı defterlerinde bu faturanın kayıtlı olduğu ,sektör bilirkişi tarafından .. A.Ş ait botların üretici satış fiyatının 80-100 TL arasında olduğu belirtildiğinden söz konusu zarar kalemi kadri maruf sayılmakla, Davalı asil’in C.Savcılığında müşteki sıfatı ile verdiği ifadesinde … marka koli olduğu yönündeki beyanı,keza mahkememizdeki duruşma sırasında davacı tarafından yüklemenin yapıldığına dair ikrarı da değerlendirildiğinde,hırsızlama nedeniyle … adet ürün karşılığı davacı tarafın zarar kalemi olarak … ayakkabı’ya borçlandırıldığı 20.528 Tl nın davalı tarafın sorumluluğunda bulunduğu yönünde illiyet bağı kurulduğu anlaşıldığından ( taşıma irsaliyesinde … ayakkabı olarak da kolilerin belirtildiği )davanın kabulü cihetine gidilmiş,davalı tarafın sorumluluğu yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebi reddedilmiş …” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 20.528,64TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, 2-20.528,64TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, 3 -İcra inkar tazminat talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ürünlerin ve değerinin tespiti hukuka uygun biçimde yapılmadığını, zira taşıma irsaliyesinin usulüne uygun tanzim edilmediğini, müvekkilin çalıştığı firma ile herhangi bir anlaşma yapılmaksızın müvekkile alacağa konu ürünlerin taşıma görevi verildiğini, ancak ürünlerin miktarının, modelinin tespitinin hukuka uygun biçimde gerçekleştirilmediğini, yalnızca davacı ve 3. Şahıs … firmasının ticari defterleri incelenerek miktar tespiti yapıldığını, bahse konu ürünlerin ticari defterde yer alan ve alacağa dayanak kabul edilen ürünler olup olmadığının tespitinin yapılmadığını, bahse konu irsaliye davacı ve üçüncü şahıs arasında tanzim edilmiş bir belge olup bu belgede yazılı ürünlerin müvekkili tarafından taşındığını gösterir herhangi bir bilgi ve belge dosyada yer almamaktadır. Müvekkilinin araca şoförlük yapmakta olduğunu, aracın yahut taşıma şirketinin sahibinin müvekkili olmaması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zararın tazmini için şirket sahibi aleyhine TBK’nun 66. maddesinde düzenlenen “…” yoluna başvurulması gerektiğini, müvekkilinin adam çalıştıran konumunda bulunan … tarafından kendisine yüklenen işi ifa ettiği sırada hırsızlık olayına maruz kaldığını, Davacı firma tarafından … Ayakkabı-…’na verilen çeklerin hangi borca ve hangi hukuki ilişkiye istinaden düzenlendiğinin açık olmadığını, İşbu davaya konu malların çalındığı hırsızlık olayı 31/08/2016 tarihinde gerçekleştiğini, ancak davacı yan tarafından dosyaya sunulan faturanın ise 01/10/2016 tarih ve … sayılı irsaliyeli fatura olduğunu, zira bu durumun bahse konu faturanın hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra düzenlendiğini ortaya koymakta olduğunu, çalınan ayakkabı miktarı konusunda çekişme söz konusu iken hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra düzenlenen faturadaki miktarın dikkate alınamayacağını, Taşıma işinin yapıldığı araç sahibi, taşıma firması hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davaya cevap dilekçesinde bildirilmiş olmasına karşın ticari defterlerinin incelenmediğini ve taşıma irsaliyesinin usulüne uygun tanzim edilip edilmediğinin dikkate alınmadığını, Bilirkişi incelemesi için yerinde inceleme yönünde karar oluşturulduğunu, ancak müvekkiline yerinde inceleme gün ve saatini bildiren davetiye gönderilmediğini ve yerinde inceleme işleminin müvekkilin yokluğunda yapıldığını,Tanık deliline dayanıldığını ancak talebinin reddine ilişkin herhangi bir karar oluşturulmadığı gibi bildirilen tanığın dinlenmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı iş bu davaya cevabında davacı ile akdi ilişkisi bulunmadığını, çalınan malların davacıya ait olmadığını savunmuş, ön inceleme duruşmasında ise … Nakliyatın sürücüsü olduğunu, firma sahibinin babası olduğunu, hırsızlık olayının doğru olduğunu, hırsızlığın nasıl olduğunu bilemediğini, yüklemeyi davacının yaptığını, davacının sunduğu faturanın farklı bir döneme ilişkin olduğu, çalınan mallara ilişkin olmadığını beyan etmiştir. Davacı, davalı tarafla olan akdi ilişkisini ispata yarar yazılı bir sözleşme sunmamış, delil olarak taşıma irsaliyesine dayanmış ise de bu belgede kamyon sahibi olarak davalının babası olduğu iddia edilen …, sürücü olarak ise davalı gösterilmiştir. Davalı duruşmada yüklemeyi davacının yaptığını kabul etmiş ise de kendisinin taşıma işini üstlenen firmanın sürücüsü olduğunu belirtmiş olmakla, davacının öncelikle taşıma sözleşmesinin tarafının davalı olduğunu ispat etmesi gerekir, ancak dosya kapsamımda bu yönde bir delile rastlanılmamıştır. Bununla birlikte davalının aracın sürücüsü olması nedeniyle davacının haksız fiil hükümlerine göre davalıdan talepte bulunması mümkündür. Davalı kolluk beyanında çalınan 19 koli … ayakkabının tahmini değerinin 20.000,00 TL civarında olduğunu belirtmiştir, gönderici firma tarafından davacı adına düzenlenen zarar faturasında da 216 adet ayakkabı bedeli açıklaması mevcut olup davalı beyanı ile uyumludur, davalı ayakkabı değerinin tespitine yönelik bilirkişi raporuna da yasal sürede itiraz etmemiştir. Zarar faturası ve davacı ödemeleri de davacı defterinde kayıtlı olup, davalının zarar tutarından sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.402,31.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 350,27.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.052,04.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.