Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2516 E. 2021/1846 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2516 Esas
KARAR NO: 2021/1846 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/232 Esas – 2019/382 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 24/12/2008 başlangıç tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, acentelik sözleşmesinden kaynaklı ve faturaya bağlanan hakkediş alacaklarının takibi ve tahsili gayesiyle davalı/borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalı icra takibine ve takip konusu borç ve ferilerine süresi içinde kısmen itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu davalı şirketin takip konusu borcun bir kısmının aslına, böyle bir borçlarının olmadığı gerekçesiyle, kabul ettiği kısmın faiz alacaklarına da temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle itiraz ettiğini, davacı/alacaklı şirketin davalı nezdinde doğan alacakları taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi, faturalar ve banka kayıtlarıyla sabit olduğunu, davacının bahse konu faturalara istinaden kabul ederek ödediği 18.863,04-TL dışında ayrıca davacı/alacaklı şirkete tediye makbuzu karşılığında bir kısım ödemeleri olduğunu, davalı/borçlu şirketin sözleşme uyarınca üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek taraflar arasında imzalanan anlaşmaya aykırı davrandığını ve kabul ettiği ve tediye makbuzuna bağladığı alacaklar dışında kalan alacakları ödemediğini, bu nedenlerle, borçlunun icra takibine 25.600,00-T lik kısmına ve ferilerine yaptığı itirazının ve ayrıca kısmen kabul ettiği 18.863,04-TL lik kısım bakımından fatura tarihi olan 10/09/2017 tarihi ile takip tarihi arasında tahakkuk etmiş faize yaptığı haksız itirazların iptaline, borçlunun dava konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, acentelik sözleşmesi gereğince davalı şirket defterlerinin kesin delil niteliğinde haiz olduğunu, kapaklı irtibat bürosunun işletilmesinin 24/12/2008 tarihli sözleşme ve eklerine istinaden devredildiğini, davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, davacı yanın davalıdan takip tutarı kadar alacağı bulunmadığından, takibe konu faturaların karşılığı ödenmiş olduğundan takibe kısmen itiraz edildiğini, tüm hak edişlerin sözleşmeye uygun olarak tam ve zamanında ödendiğini, sözleşmede bahse konu borcun vade tarihinin belirlenmediğini, alacaklının borçluyu temerrüde düşürmek için ihtar çekmediğini, işlemiş faiz talebinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle, davacı tarafından usuli eksiklerin tamamlanması için süre verilmesine, aksi halde davanın usulden reddine, haksız davanın külliyen reddine, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 07/05/2019 tarih ve 2018/232 Esas – 2019/382 Karar sayılı kararında;”….Davacı yan sözleşme ilişkisinde faturaya bağlanan hakedişlerinin ödenmediği gerekçesiyle takip başlatmış, davalının kısmi itirazı nedeniyle eldeki davayı açmıştır. Davalı yan ise davacı hak edişlerinin tam ve zamanında ödenmiş olduğunu, takip dosyasına yapılan kısmi ödemeyle de davacının herhangi bir alacak hakkının kalmadığını savunmuştur. Bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan incelemede; raporda ayrıntısına yer verildiği üzere gerçekte var olan banka hareketlerinin, nakden tahsil edilmiş olarak kayıtlara alınmış olması sebebiyle davacı ticari defter ve kayıtlarının gerçek durumu yansıtmadığı tespit edilmiştir. Davalı kayıtlarına yönelik incelemede, takip/dava konusu edilen 10/09/2017 tarihli, … numaralı 39.083,27-TL bedelli ve 10/10/2017 tarihli, … numaralı ve 29.035,08-TL bedelli faturaların kayıt altına alındığı, takip dosyasına yapılan ödeme de dikkate alınarak davacının davalıdan 26.328,64-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanca düzenlenen faturaların davalı kayıtlarına düzenleme tarihlerini de içerir şekilde işlenmesi, davalı yanın faturalara ve/veya faturaların teslim tarihine yönelik itirazını gösterir bir belge dosyaya sunmamış olması, faturalara istinaden başkaca ödeme yaptığını da ispatlayamaması sebebiyle davalının davacıya 26.328,64 TL borçlu olduğu; TTK. 1530. Maddesi de nazara alınarak davalının 10/10/2017 tarihli fatura bakiyesine ilişkin 09/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğü ve davacının takip tarihine kadar 434,24-TL işlemiş faiz talep etmekte haklı olduğu kabul edilmiştir. Davacı yan, dava dilekçesinde harca esas değeri 26.180,00-TL olarak bildirmiştir. Talep sonucunda ise 25.600-TL asıl alacak ve bakiye işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporunda asıl alacak miktarı talepten fazla tespit edilmişse de taleple bağlılık ilkesi gereği talep edilen asıl alacak miktarı ve hesaplanan işlemiş faiz talebi doğrultusunda davalının takip dosyasına vaki kısmi itirazının kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında kabul edilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan icra inkar tazminatını da içerir şekilde…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki kısmi itirazının 25.600,00-TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 434,24-TL faiz alacağı yönüyle iptaline, takibin kabul edilen 25.600,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin reddine,
Kabul edilen alacağın (26.034,24-TL) %20’si tutarında hesap ve takdir olunan 5.206,84-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı taraf, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığı ve ödeme emri müvekkiline tebliğ edildiğini, yasal süre içesi içerisinde işbu icra takibine kısmi olarak itiraz edilmiş olup, davacı tarafça itirazın iptali talepli dava açıldığını, Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğunu, kararın hatalı olduğunu, Davacının icra takibinde yer alan talebi ve işbu davadaki talep tutarı birbiri ile örtüşmediğini, davacının iddialarının asılsızlığı dosyada mübrez bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, Davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyası ile 69.985,97 TL alacak talebinde bulunduğu, müvekkili şirket tarafından davacıya 18.863,04 TL tutarı dışında başka borcu olmaması nedeniyle ödeme kısmi itiraz sunulduğu ve işbu 18.863,04 TL tutarındaki borç davacıya ödendiğini, ancak davacının huzurdaki davayı 25.600,00 TL tutarındaki alacağa ilişkin olduğunu belirttiği, davacının talepleri ile iddialarının birbiri ile örtüşmediğini, Davacı ile müvekkili şirket arasındaki acentelik sözleşmesi ve sair ticari ilişki kapsamında davacının müvekkili şirketten 18.863,04 TL tutarında alacağı doğduğu ve bu alacak da davacıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi kapsamında ödendiğini, davacının müvekkili şirketten başkaca hak ve alacağı kalmadığını, Müvekkili şirketten başkaca hak ve alacağı kalmadığını, davacının hak edişleri tam olarak ödenmiş cari hesapta sözleşme hükümlerine uygun kesintiler yapıldığını, davacı kötü niyetle 69.985,97 TL tutarın üzerinden takip başlatarak müvekkili şirketten haksız kazanç elde etmeyi amaçlamakta olduğunu, davacının iddialarının asılsızlığı huzurdaki kök bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, Davacı tarafın müvekkili şirketten alacaklı olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte mahkeme aksi kanaatte ise bilirkişi raporu doğrultusunda fazlaya dair hüküm tesis edecek ise de taleple bağlılık ilkesi gereği davacının talebini aşan miktarda hüküm kurulmaması hukuk ve hakkaniyet gereği olduğunu, Kaldı ki, dosyada kök bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutmadığı, açılış kapanış tasdiklerini yaptırmadığı belirtildiğini, işbu sebeple davacının delillerinin ispata elverişli olmadığını, dosyaya iddialarını ispatlar nitelikte somut delil sunamayan davacının taleplerinin reddi gerekmekte iken Yerel mahkemenin kısmi kabul kararı vermesi hatalı olduğunu, Huzurdaki uyuşmazlıkta, davacı tarafça müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğini, temerrüde düşürme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının davasının reddi gerektiğini, Borçlu temerrüdünün oluşumu için geçerli olarak doğmuş ve ifası mümkün olan borcun muaccel olması gerekli olmakla birlikte; kural olarak alacaklının borçluya ihtarda bulunması da gerekli olduğunu, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesi gereği, taraflar borcun vade tarihi olarak herhangi bir tarih belirlemediklerini, vade tarihi belli olmayan borç için alacaklının borçluyu temerrüde düşürmek için ihtar çekmesi gerekirken davacı bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, İhtarın önemli bir sonucu, ifa zamanının gün olarak belirlenmediği veya belirlenebilir şekilde gösterilmediği hallerde borçlunun temerrüdün ağır sonuçlarına doğrudan maruz kalmasını önlemesi olduğunu, Yerel mahkemenin kararı eksik inceleme ürünü olmakla beraber haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda müvekkili şirket aleyhine olan kısımların kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi uyarınca acente komisyon bedeli açıklamalı 2 adet fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine kısmen itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki kısmi itirazının 25.600,00-TL asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş 434,24-TL faiz alacağı yönüyle iptaline, takibin kabul edilen 25.600,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, dava dışı … ile davalı … Kargo A.Ş. Arasında 24/12/2008 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı, Acente …’ın 11/12/2015 tarihli ”Sösleşme Devir Protokolü” ile davalı … Kargo A.Ş.’nin muvafakati ile 24/12/2008 tarihli acentelik sözleşmesi ve ekleri, ek protokol niteliğindeki cari hesap sözleşmesi, 25/12/2008 tarihli acentelik sözleşmesi ek protokolü, 01/10/2013 tarihli alt kira sözleşmesinden doğan tüm hak ve borçlarını davacı … Kargo Ltd. Şti.’ye devrettiği anlaşılmıştır. Davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 04/01/2018 tarihinde 10/09/2017 tarih ve 39.083,27 TL. Bedelli ve 10/10/2017 tarih ve 29.035,08 TL. Bedelli iki adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan Genel Haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; 68.118,35 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş 1.867,62 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 69.985,97 TL alacağın, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte tahsili talep olunmuş, ödeme emri davalıya 10/01/2018 tarihinde tebliğ olunmuş, davalının süresinde yaptığı 17/01/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile, borcun 18.386,04 TL(icra masrafları ile birlikte 22.125,00 TL) dışındaki kısmına yönelik itirazı üzerine takibin itiraz edilen kısım yönüyle durduğu ve süresi içerisinde davacı alacaklı tarafından 26.180,00 TL. Yönünden itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.Davacının delil listesine göre; taraflara ait ticari defterleri delil olarak gösterdiği ve davalının delil listesine göre de, ticari defter ve kayıtları delil olarak gösterdiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında yapılan acentelik sözleşmesinin 43.a. Maddesinde delil sözleşmesi yapıldığı ve Acente ile … Kargo arasında çıkacak çekişmelerde … Kargonun defter ve kayıtlarının geçerli ve kesin delil olacağı düzenlenmiştir.Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporunda; incelenen davacının ticari defterlerinin delil niteliği bulunmadığı, davalının ticari defterlerinin delil niteliği bulunduğu, icra takibine konu her iki faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre icra takibine konu fatura bedelinin kasa hesabına tahsil kaydı yapıldığı ve davalı firmadan alacaklı gözükmediği, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı yana 26.328,64 TL. Borçlu gözüktüğü, davalının icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesi ile 18.863,04 TL. Alacağı kabul ettiği, davalı tarafından kabul edilen 18.863,04 TL. Asıl alacak ve takip sonrası ferileride dahil olmak üzere 22/01/2018 tarihli … Dekont örneğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü hesabına … Esas dosya borcu açıklamalı 22.125,00 TL. Tutarında ödeme yaptığı belirtilmiştir. Somut olayda, İcra takibine konu her iki faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre icra takibine konu fatura bedelinin kasa hesabına tahsil kaydı yapıldığı ve davalı firmadan alacaklı gözükmediği, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı yana 26.328,64 TL. Borçlu gözüktüğü, davalının icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesi ile 18.863,04 TL. Alacağı kabul ettiği, kabul edilen 18.863,04 TL. Asıl alacak ve takip sonrası ferileride dahil olmak üzere 22/01/2018 tarihli … Dekont örneğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü hesabına … Esas dosya borcu açıklamalı 22.125,00 TL. Tutarında ödeme yaptığı anlaşılmıştır. TBK’ nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu takip talebinde ve ödeme emrinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. Maddesine göre öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceği belirtilmiştir. Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır (Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas – 2002/781 Karar sayılı kararı). Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.(Yargıtay 12 HD.nin 2018/7452 Esas,2019/9523 Karar sayılı içtihadı) Buna göre mahkemece yapılacak iş, itiraz üzerine duran takipte davalı borçlunun kısmi ödemelerinin TBK 100. Maddesine göre öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye kalması halinde asıl borçtan düşülerek buna göre davacı alacaklının takipte talep edebileceği asıl alacak miktarının tespiti ile bu miktar yönünden davalı borçlunun takibe itirazının haksız olması halinde bu miktar yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi ya da taraflar arasında yapılan sözleşme ile ödeme gününün kararlaştırılması gerekmektedir. Somut olayda, icra takibinden önce davalının temerrüde düşürülmediği ve sözleşme ile ödeme tarihinin belirlenmediği, buna göre takip öncesi işlemiş faiz şartlarının oluşmadığı tesbit edilmekle; davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3266 Esas- 2018/4228 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.) İcra takibinden sonra davalı borçlunun 18.863,04 TL. Alacağı kabul ettiği, kabul edilen 18.863,04 TL. Asıl alacak ve takip sonrası ferileride dahil olmak üzere 22/01/2018 tarihli … Dekont örneğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü hesabına … Esas dosya borcu açıklamalı 22.125,00 TL. Tutarında ödeme yaptığı gözetildiğinde, takip öncesi işlemiş faiz alacağı hesaba katılmaksızın takip konusu alacağın 26.328,64.TL. Asıl alacak olduğu baz alınmak suretiyle davalı borçlu tarafından takip tarihinden sonra 22/01/2018 tarihinde yapılan 22.125,00.TL’lik ödemenin BK. 100 maddesi gözetilerek mahbubunun yapılarak dava tarihi olan 12/03/2018 tarihi itibariyle kapak hesabının çıkartılarak gönderilmesi için Dairemizce İstanbul … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır, kapak hesabı yapılarak müzekkere cevabı Dairemize gönderilmiş olup gelen cevabi yazıda; davacının dava tarihi itibariyle 8.890,93 TL. Alacaklı olduğu belirtilmiştir.Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davalı vekilinin istinaf talebi kısmen yerinde görülmüştür. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüre ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yaptığı takipte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartları oluşmadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/05/2019 tarih ve 2018/232 Esas 2019/382 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin kapak hesabına göre 8.890,93.TL. üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- Alacak likit olduğundan kabul edilen 8.890,93 TL. alacağın %20’si (1.778,19.TL) oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacının yaptığı takipte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartları oluşmadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 607,34.TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 447,09.TL harcın mahsubu ile bakiye 160,25.TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 488,19.TL toplam harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen 49,30.TL ilk masraf, 186,50.TL tebligat/posta gideri ile 800,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.035,80.TL yargılama giderinin davanın haklılık oranına göre takdiren (% 35 kabul) 362,53.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (44,40.TL+400,20.TL=) 444,60.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 12-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 152,80.TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.