Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/250 E. 2020/1169 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/250 Esas
KARAR NO : 2020/1169 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : 2014/1179 Esas 2018/968 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tasarımlarıyla plastik sektöründe renkli ve fonksiyonel çözümler sunan yenilikçi, plastik sektöründe uzmanlaşmış, ülkemizin en Önde gelen firması olduğunu, müvekkilinin her gün farklı tasarımlar yaratan ve piyasaya sunduğu bu Özgün tasarımlar sayesinde yurt dışında ve yurt içinde oldukça geniş bir müşteri kitlesi oluşturmayı başardığını, yeni ve tamamen özgün tasarımlar oluşturduğunu, dava konusu TEMİZLtK FIRÇASI tasarımlarını da ilk kez tasarlayan ve üreten firma olduğunu, davalı tarafın müvekkiline aît ürünler ile iltibasa sebep olan ürünleri üretmekte^ internet sitesinde tanıtmakta, satışını yapmakta ve piyasaya sunmakta olduğunu, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK’nın 1.Maddesi uyarınca müvekkiline ait davaya konu ürün tasarımları tescilsiz olduğundan haksız rekabet hükümlerinden faydalanılacağım, davalı tarafından müvekkiline ait dava konusu ürünler ile İltibas yaratacak derecede benzerinin üretilip piyasaya sürüldüğü, delil olarak davalıya ait 2014 Tarihli … katalogunun bir suretinin sunulduğu, Davalıya ait 2014 tarihli … isimli katalogun 22* Sayfasında F333 kodu ile teşhir edilen ürünün müvekkiline ait ürünler ile İltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu iddia ederek haksız rekabetin giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla mahkemece ihtiyati tedbir karan verilmesini* davalı tarafından oluşturulan iltibas sureti ile gerçekleştirilen haksız rekabetin tespitini* men’ini, Tecavüze konu ürünlere ait görüntülerin davalıya ait “http://www….com/tr/… adresli internet sitesinden kaldırılmasını* kazanç kaybı nedeniyle davalıdan 10.000*00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini, manevi zararının karşılanması için 5.000*00 TL manevî tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından davaya konu Ürüne ilişkin olarak 2Û02/Û0147 başvuru numaralı tasarım tescil başvurusunda bulunulduğunu* davacı tarafından tasarım tescil başvurusu yenilenmediği davacının tasarım üzerindeki hakkının sona erdiğini, davacının davaya konu ürüne ilişkin olarak tasarım tescil belgesini yenilememesin in bir tesadüf olmadığını* ürünün piyasada harcı âlem olduğundan ticari anlamda bîr önemi kalmadığından tasarımın yenilenmediğini* müvekkilinin fiillerinin davacının iddia ettiği gibi haksız rekabet teşkil edebilmesi için öncelikli olarak davaya konu ürünün bir hususiyet arz etmesi gerektiğini* davaya konu ürünün yıllardır, yurt içinde ve yurt dışında birçok gerçek ve tüzel kişi tarafından Üretilmekte ve satılmakta olduğunu* ürünün görünüşünün de hitap ettiği kitle açısından da bir Önemi bulunmadığım, Davaya konu ürünün hiçbir ekonomik değerinin olmadığını* Müvekkili şirketin hukuka aykırı hiçbir fiili olmadığından davacı şirketin manevi zarara uğramasının mümkün olmadığını* sektör bilirkişinin de yer aldığı bir heyet oluşturularak davaya konu ürünün harcı alem olup olmadığının inceletîirilmesini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/10/2018 tarih ve 2014/1179 Esas – 2018/968 sayılı kararında;”Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları, Tpe Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanlığı cevabi yazısı, Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/49 E.sayılı dosya sureti celp edilmiş haksız rekabetin varlığı ve tazminatın miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.Bilirkişi heyetinden alınan 05/04/2018 tarihli raporda ” dava konusu Ürünler He davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen ticari deflerler ile tüm dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan incelemelerde;Davalının ürünün Davacmmkiyle karışıklık ve iltibas yaratmayacağı ve haksız rekabet oluşturmayacağı,Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin incelenmesinde davacı nezdindeki dava konusu Ürünlerin satış miktarlarının ve tutarlarının karşılaştırılmasında 2014 yılında ve sonraki yıllarda satış miktarında ve tutarında azalma olduğu, davacı şirketin tüm satışlarında düşüklük olmadığı,Davalı tarafından sunulan ticari defterlerinin dava konusu ürünlerin satışları ile İlgili satışların yapıldığı firmalar bazında miktar ve tutar olarak incelenmesinde davalı firma tarafından 2014 yılında dava konusu F-333-FIora Çok amaçlı Fırça olarak 33.576 adet 33*900,46 TL.hk (Kdv hariç) satış yapıldığı, davacı tarafından dava konusu ürünlerin satıldığı firmaların listesi sunulmadığından, davalı tarafından dava konusu ürünlerin yapıldığı firmalarla karşılaştırılmasının yapılamadığı hususlarını, davacı taleplerinin yerinde görülemeyeceği ” görüşü bildirilmiştir.Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava 6102 sayılı TTK ‘nın 54 mad.dayanak yapılarak açılmış haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. TTK 54 mad.de aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek 55.mad de başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiş olup 56.mad de ise hukuki sorumluluk ve haksız rekabet halinde açılabilecek dava ve taleplere yer verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde TP 150 ve TP 151 kod no’lu ürünlerin davalı tarafından üretilip satılan F333 ve F185 kod no’lu ürünlerle birebir aynı olduğunu, bu ürünü tasarlayanın müvekkili şirket olduğunu, ürünlerin birebir aynı olmasının iltibasa yol açtığını iddia etmiş ise de iltibasa neden olduğu belirtilen ürünler dosyaya celp edilmiş olup herşeyden önce davacının tasarladığını iddia ettiği ürünün eski tescil yenilenmediğinden hükümsüz olduğu, bunun davacının da kabulünde olduğu, davacı tarafından üretilen saplı temizlik fırçası ile davalı tarafından üretilen saplı temizlik fırçasının birebir aynı olup olmadığı, haksız rekabetin mevcut bulunup bulunmadığı hususunda yaptırılan ayrıntılı, kapsamlı ve denetime açık bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının ürününe benzerlik gösteren Türkiye’de ve dünyada başka markalara ve o markaların ürünlerine rastlandığı, sap kalıbının dünya çapında kullanıldığı, bu nedenle ürünün anonim nitelik taşıdığı, harcı alem özellikle bulunduğu, davacı ve davalı ürünleri arasında fırçaların kıl yapısı, formu ve işlevi bakımından farklılık olduğu, müşteri gözüyle ayırt edici biçimsel ve işlevsel özelliklerin olduğu, TTK 54 – 55 mad.kapsamında karışıklık ve iltibasa yol açacak bir durumun olmadığı, haksız rekabeti oluşturacak davranış satış ve uygulama sözkonusu olmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun çelişkili olup eksik incelemeye dayalı olduğunu,Müvekkiline ait TP 150 kod nolu ürün ile davalı yana F333 kod nolu ürün ve müvekkiline ait TP 151 kod nolu ürün ile davalı yana F185 kod nolu ürün karşılaştırılması gerekirken, bilirkişilerce sadece müvekkilinin TP150 kod nolu ürün ile davalının F185 kod nolu ürünü karşılaştırıldığını,Bilirkişilerin ürünler üzerinde karşılaştırma yaparken farklı ürünleri birbiri ile karşılaştırdıkları gibi müvekkiline ve davalıya ait ürünleri eksik olarak incelediğini, ürünler arasındaki benzerliğin boyutunu anlayabilmek için bilirkişi olmaya dahi gerek olmadığı, Öte yandan hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda hatalı değerlendirilme yapıldığı, bilindiği üzere tasarım hukukunda korunan tasarımların teknik ya da fonksiyonel zorunluluk gözetilmeksizin dış görünüşü olup bu tasarımı faydalı model yahut patentten ayıran en önemli özellik olduğu, yerel mahkemenin kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda her iki ürünün sap kısımlarının birebir aynı olduğunu fakat kıllarının malzemesi ile kılların ürüne sabitleniş tarzının farklı olduğunu belirttiği, bu tespit yerinde olmadığı, zira tasarımların benzerlik değerlendirilmesinde ürünlerin genel görünüme bakılmakta olup, kılların yapısı, malzemesi ürüne sabitlenişi fonksiyonel özellik gösterdiğinden tasarım değerlendirmesinde nazara alınamayacağını, bu nedenle yapılan tespite dayalı kararın hatalı olduğunu, Dava dışı şirketlere ait ürünlere bakıldığında bunlara ilişkin hiçbir tarih bilgisinin yer almadığının görüldüğü, dolayısıyla tarih içermeyen görsellere dayanılarak tasarımların harcıalem olduğuna karar verilmesinin eksik ve hatalı olduğunu, ( Yargıtay 11. HD 2009/14414 E. 2011/7790 K. 28/06/2011 T. – Yargıtay 11 HD 20/06/2018 T. 2016/13287 E ve 2018/4596 K ) Bilirkişilerin tarih içermeyen görselleri dayanak göstererek müvekkili tasarımlarının harcıalem olduğunu iddia etmesi soyut açıklama mahiyetinde olduğundan hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun bu yönüyle de eksik ve hatalı olduğunu, Davaya konu müvekkiline ait ürünler ilk kez müvekkili tarafından kamuya arz edildiğini, müvekkili, plastik temizlik gereçleri üretiminde Türkiye’nin en büyük üç şirketinden biri olduğunu, sonradan çıkan iş bu ürünleri de müvekkilin taklidi olan ürünlerden olduğunu, dolayısıyla müvekkilini taklit eden ürünleri öne sürüp bu ürünleri kötü niyetli şirketlere mal edilmesinin kabul edilemeyeceğini, Müvekkiline ait tasarımların yenilemesinin yapılamadığını, yenilemesi yapılmaması sebebiyle korumadan yararlanmayan tasarımların eğer yanıltıcı hali piyasaya sürülüyorsa bu durumun haksız rekabet olarak kabul edildiğini, tasarımın birebir mahiyetinde olan ürünler kamuoyunu yanıltacak düzeyde ise bu tür eylemler haksız rekabet olarak kabul edilmesinin gerektiğini, İlk derece mahkemesinin haksız rekabet oluşturacak satış ve uygulamanın olmadığına dair görüşün hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 Sayılı TTK 54 ve devamı maddeleri gereğince açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, haksız rekabet şartlarının oluşup oluşmadığı ve mahkemece davanın reddine yönelik verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır.Davacı vekilinin hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun çelişkili olup eksik incelemeye dayalı olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun 55. Maddesinin “a) dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar” kategorisinin (4) numaralı alt bendinde, yanıltıcı duruma( karışıklığa veya karıştırılmaya) yol açma(iltibas ve iktibas) fiili, “başkasının malları, işürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklinde ifade edilmiştir.Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, özellikle başkasının haklı olarak kullandığı, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak haksız rekabettir.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait F333 ve F185 kod numaralı temizlik fırçasının davacı müvekkiline ait TP 150 ve TP 151 sayılı ürünler ile iltibas oluşturduğundan bahisle haksız rekabetin tespiti, meni, sonuçlarının ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.Mahkemece alınan 09/04/2018 teslim tarihli bilirkişi heyet raporunun inceleme ve değerlendirme başlığı altında tasarım yönünden inceleme bölümünde; sadece davacıya ait TP150 kod nolu ürün ile davalıya ait F185 kod nolu ürünün karşılaştırıldığı görülmüştür.Bilirkilerce dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacıya ait TP 150 kod nolu ürün ile davalı yana ait F333 kod nolu ürün ve davacıya ait TP 151 kod nolu ürün ile davalı yana F185 kod nolu ürün karşılaştırılması gerekirken, bilirkişilerce sadece davacıya ait TP150 kod nolu ürün ile davalıya ait F185 kod nolu ürünün karşılaştırıldığı ve eksik inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 17/05/2018 teslim tarihli beyan dilekçesinde bu hususu belirtip raporun eksik ve hatalı olduğuna yönelik beyanda bulunup yeni heyetten yeni rapor alınmasını aksi taktirde önceki heyetten ek rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiği halde mahkemece 09/10/2018 tarihli duruşmanın ara kararı ile; bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun denetime açık olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporuna karşı yapılmış itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ise de, bilirkişi raporu bu hali ile eksik olup davacının dayandığı ürünlerle ilgili olarak tescilli bir tasarımı söz konusu olmadığına göre, mahkemece dosyanın bilirkişi heyetine verilerek davalıya ait F333 ve F185 kod numaralı temizlik fırçasının davacıya ait TP 150 ve TP 151 sayılı ürünler ile karşılaştırma yapılarak ve bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin vermiş olduğu beyan dilekçesindeki itirazlarda değerlendirilmek suretiyle tanıtıcı işaret ve benzer ibareler kullanılıp kullanılmadığının ve iltibas tehlikesine yol açacak eylemler bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz, eksik ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru olmamış davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde tarafların davanın esası ile gösterdikleri delillerin toplanmadan veya deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını inceleme yapılmadan kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi sebeplerinden saymıştır. Tarafların taleplerinin biri hakkında her hangi bir karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir.Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 tarih ve 2014/1179 Esas- 2018/968 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.