Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2448 E. 2020/14 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2448 Esas
KARAR NO: 2020/14 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/918 Esas
TARİH: 19/06/2019
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım) – İhtiyati Tedbir.
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların iş güvenliği ayakkabısı satın alımı konusunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından 9 adet 1.150.000,00 TL tutarında çekin keşide edilerek davalıya verildiğini, edimin ifa edilmemesi üzerine 14/05/2018 tarihinde çeklerin iadesi için noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, davalının çeklerle ilgili işlem yapılmaması, sözleşmeyi ifa edecekleri beyanı üzerine iyiniyetle yaklaşıldığını, davalı şirket ile 16/05/2018 tarihli protokol yapıldığını, protokol gereğince en geç 15/07/2018 tarihine kadar malların teslim edileceğinin öngörüldüğünü, ancak davaya konu çek bedeli olan 450.000 TL tutarındaki malların protokolde taraflarca belirlenen son teslim tarihi olan 15/07/2018 tarihine kadar teslim edilmediğini, ifa edilmeyen edimlerin 7, 8 ve 9. sıradaki çeklere tekabül ettiğini, davalının çekleri davalı bankalara kredi teminatı olarak vererek kredi kullandığını belirterek müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığının tespitine, çeklerin ödenmemesi ve hacze konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu … seri numaralı 30/10/2018 keşide tarihli, 150.000 TL bedelli çekin diğer davalı … tarafından kredi borçlarından mahsup edilmek üzere müvekili bankaya verildiğini, müvekkilinin davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden haberdar olmasının mümkün olmadığını, iyiniyetli 3. kişi olduğunu, tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; … seri no’lu, 30/09/2018 keşide tarihli, 150.000,00 TL bedelli çekin diğer davalı … tarafından kredi riskinin teminatı olarak müvekkili bankaya verildiğini, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 27/09/2018 tarihli ara karar ile; Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve davanın mahiyeti dikkate alınarak davanın menfi tespit davası olduğu anlaşılmakla ödeme yasağı talebinin reddi ile davacı tarafa dava değeri olan 450.000,00-TL nin % 15 (67.500,00-TL) i oranında teminat yatırıldığı takdirde dava konusu çeklere istinaden başlatılmış icra takibi mevcut değilse takibin durdurulması, icra takibi bulunmakta ise icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı konulmasına, karar verilmiştir. Davalı … Bankası A.Ş. Vekili 23/01/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile; davaya konu edilen … Bankası A.Ş. … seri numaralı 30.10.2018 keşide tarihli ve 150.000 TL bedelli çekin bankanın kredili müşterisi diğer davalı “… A.Ş.” tarafından karşılığı çıktığında kredi borçlarından mahsup edilmek üzere ciro edilerek bankaya verildiğini, bankanın ciro ile çeki iktisap eden iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, … A.Ş. Firmasının, bankaya olan kredi borçlarının halen devam ettiğini ve davalı bankanın iş güvenliği ayakkabısı ile ilgili olduğu anlaşılan davacı şirket ile diğer davalı şirket arasındaki protokole taraf olmadığını, davacının iş bu dava ve taleplerini müvekkile yöneltmesinin haksız ve mesnetsiz olduğundan bahisle 27.09.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının öncelikle kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmediği takdirde çekler bakımından müvekkil banka iyiniyetli üçüncü kişi meşru hamil olduğu için tedbir kararının müvekkili banka yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/06/2019 tarih 2018/918 Esas sayılı ara kararında; “Talep mahkemece verilen 27/09/2018 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkememizce 27/09/2018 tarihinde davanın mahiyeti itibariyle teminat mukabilinde başlamış icra takibi mevcut değilse takibin durdurulmasına, icra takibi bulunmakta ise icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir (İİK 72/2.f). İİK’nın 72/3.maddesinde ise; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” Yukarıda da belirtildiği gibi, İİK.’nın 72/3.maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değil ise de, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilecektir. Davalı … Bankası AŞ vekili tarafından ibraz edilen dilekçeyle müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğundan bahisle ihtiyati tedbir kararına itiraz etmiş ise de, itiraza konu hususların yargılama ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu aşamada ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ya da değiştirilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili … Bankası AŞ vekili mahkememizin 19.06.2019 tarihli duruşmasında yeniden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş olmakla itiraza konu hususların yargılama ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu aşamada ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ya da değiştirilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebin REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davalı … Bankası A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili bankanın çekte meşru hamil olup, çekin keşidecisi ya da lehtarı olmadığını, taraflar arasındaki şahsi def’i niteliğindeki itirazın, iyiniyetli meşru hamil olan müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararının, müvekkili bankayı (üçüncü kişileri de) kapsayacak şekilde tedbir kararı verilmesinin TTK. hükümlerine ve Yargıtay yerleşik kararlarına aykırı olduğunu, Huzurdaki davaya konu edilen … Bankası A.Ş. … seri numaralı 30.10.2018 keşide tarihli ve 150.000 TL bedelli çekin, müvekkili bankanın kredili müşterisi diğer davalı “… A.Ş.” tarafından karşılığı çıktığında kredi borçlarından mahsup edilmek üzere ciro edilerek müvekkili bankaya verilmiş olup, müvekkili bankanın ciro ile çeki iktisap eden iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, Diğer davalı “… A.Ş.” firmasının, müvekkili bankaya olan kredi borçlarının halen devam ettiğini, Müvekkili bankanın, davacı şirket ile diğer davalı şirket arasındaki mal alışverişinden ve ürünlerin teslim edilmemesinden sonra ise davacı ve diğer davalı şirketin kendi aralarında akdettikleri protokolden haberinin olmasının mümkün olmadığını, müvekkili bankanın iş güvenliği ayakkabısı ile ilgili olduğu anlaşılan davacı şirket ile diğer davalı şirket arasındaki protokole taraf olmadığını, Kambiyo senedi sebepten mücerret olup, esas ilişkideki ihtilaflar ve kişisel def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, “Kambiyo Senetlerindeki Mücerretlik” ilkesi uyarınca, kambiyo senetlerinin her türlü temel ilişkiden bağımsız olduğunu, temel ilişkide bulunan sözleşme ya da hukuksal işlem geçersiz olsa dahi, kambiyo senedinin geçerli olduğunu, Davaya konu çekte, müvekkili bankanın lehtar olmadığını, ciro ile iktisap eden meşru hamil olduğunu, kambiyo ilişkisindeki mücerretlik ilkesi uyarınca, davacı ile çekin lehtarı arasındaki ihtilafların müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 10.09.2013 tarihli, 2013/8722 Esas ve 2013/13431 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12.12.2016 tarihli, 2016/ 8709 Esas ve 2016/15664 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 13.10.2015 tarihli, 2015/ 9159 Esas ve 2015/ 12615 Karar sayılı ilamı) Doktrinde; “kişisel def’ilerin dermeyan edilememesinin nedeni iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarının korunmasıdır. Ancak hamil poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlu zararına hareket ederse, kişisel def’iler bit hamile karşı ileri sürülebilir” (Gönen Eriş, TTK Şerhi, syf. 3721, 599. Madde Şerhi) “Borçlu ile emre yazılı senet alacaklısı arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan ilişki, kişisel (nispi) def’ilerin dayanağıdır. … Ancak bütün bu hallerde, senedin hukuki işlemle, ciro ile iyiniyetle iktisap edilmesi halinde, bu kişisel def’ilerin iyiniyetli senet hamiline karşı ileri sürülmesi mümkün değildir” (Prof. Dr. Haşan Pulaşlı, Kıymeti Evrak Hukukunun Esasları, sf. 69) Bu nedenlerle, davacının huzurdaki dava ve taleplerini müvekkiline yöneltmesinin ilgili yasa ve içtihatlar karşısında tümüyle haksız ve mesnetsiz olduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.09.2018tarihli ihtiyati tedbir kararının müvekkili banka yönünden kaldırılmasını talep ettiklerini, İhtiyati tedbir kararının sadece davacı şirket ile diğer davalı … arasında geçerli olacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda müvekkili yönünden kaldırılmasına, davanın müvekkili yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/918 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasında İİK 72/3 maddesi ile verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir. Dava dosyasının, verilen ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ara kararın istinafı üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilmesinden sonra ilk derece mahkemesince esas hakkında karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre ilk derece mahkemesince davanın esası hakkında karar verilmiş olduğundan istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kalmıştır. Bu nedenle verilen ara kararın nihai kararla birlikte kanun yolu aşamasında değerlendirilmesi hususu saklı kalmak üzere, istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi bu aşamada konusuz kaldığından istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … Bankası A.Ş.’nin istinaf başvurusu hakkında konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 15/01/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.