Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2445 Esas
KARAR NO: 2020/126 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/14 Esas 2019/546 Karar
TARİH: 24/09/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin talebi ile 06.03.2014 tarihinde gelir koruma sigortası poliçesini tanzim ettiğini, müvekkilin işsiz kalması halinde 18.000,00TL limit ile zararın tazminini üstlendiğini, müvekkilinin iş akdine Şubat 2015 tarihinde işvereni tarafından son verilmiş olup müvekkilin poliçe kapsamında kalan işsizlik teminatının tazmini için 18.02.2015 tarihinde davalı yana başvurmuş ise de davalı firmanın iş akdinin müvekkil işçi tarafından fesih edilmiş olduğunu iddia ederek ödeme yapmadığını, müvekkilin iş akdindin işveren tarafından haksız olarak fesih edilmiş olduğunun İstanbul 3. İş Mahkemesinin 2015/170 E. sayılı kararı ile de tespit edilmiş olduğundan söz konusu mahkeme ilamının davalı yana sunulduğu halde davalı yanın 07.09.2016 tarihinde evrakı kabul etmeyerek ödemeyi yine reddettiğini, müvekkilinin yıllık bürüt 217.000,00TL maaş ile çalıştığı işinden kendi isteği ile ayrılarak işsiz kalmayı tercih etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aylarca işsiz kalan ve aile geçindiren müvekkilinin zor zamanlar için tedbir olarak davalı yana tanzim ettirdiği poliçenin ne yazık ki müvekkilinin zor gününde işe yaramadığını, davalı yanın haksız tutumu sebebi ile müvekkilin mağdur edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 6100 sayılı HMK md 119/2’de açıkça belirtildiği üzere, tarafların, delil listesi sunulurken, söz konusu delillerin iddia edilen hangi hususu ispatladığını ifade etmek durumunda olduklarını, fakat, dava dilekçesinde, hangi vakıaların hangi delillerle ilişkilendirilebileceğinin belirtilmediğini, söz konusu durumun 6100 sayılı HMK’ya aykırılık teşkil ettiğini, bu durumda, davacının ileri sürdüğü delillerin, davacı tarafça, yargılamanın ilerisinde başka amaçlarla da kullanılabilir durumda olduğunu, savunmanın genişletilmesi yasağı nedeniyle, söz konusu duruma cevap verilememesi hususunun gündeme geleceğini, bu nedenle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/09/2019 tarih 2017/14 Esas 2019/546 Karar sayılı kararında; “Dava, taraflar arasında düzenlenen Gelir Koruma Sigortası başlıklı sigorta poliçesine dayalı olarak işsizlik sigortasından kaynaklanan 18.000.TL tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olarak açılmıştır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da Tüketiciyi; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemini ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşemeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi olarak tanımladığı nazara alındığında; dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı …”gerekçesi ile, 1-Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE; Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; 2-Karar kanun yoluna başvrulmadan kesinleşmiş ise kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararını tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davanın görevli Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, Davacının davayı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığını, ancak mahkemenin hatalı şeklinde görevsizlik kararı verdiğini, buna ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2016/15712 E. 2018/207 K. 29.01.2018 tarihli güncel kararında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiğini belirttiğini, Öncelikle TTK m.4/a’da Ticaret Kanunu’nda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı öngörüldüğünü, sigortaya ilişkin hükümler Ticaret Kanunu’nun altıncı kitabında ayrı bir bölüm olarak düzenlendiği, ayrıca TTK m.5’e göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye Ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2014/9153 – Karar: 2014/11176 sayılı ve 11.06.2014 tarihli kararı) Gerek kanun hükümleri, gerekse yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda, belli bir uzmanlığı gerektiren ve her şeyden önemlisi ticari bir konu olan sigorta sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, söz konusu Yargıtay ilamlarının güncel olması ise yeni yürürlüğe giren Tüketici Kanunu açısından da durumun değişmediğini göstermekte olduğu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, davanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmeye devam etmesine, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/14 Esas 2019/546 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Gelir Koruma Sigortası Poliçesine dayalı olarak sigorta tazminatının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece Tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Yasa’nın 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 11. HD 2017/1841 E., 2018/6187 K.) Buna göre davacı tüketici olup, uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklandığından 6502 saylı kanun 73/1 maddesine göre uyuşmazlığın çözümünde Tüketici mahkemesi görevli olduğundan, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.