Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2444 E. 2020/654 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2444
KARAR NO: 2020/654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/476 Esas – 2019/470 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline ait davalı banka nezdindeki hesabına kimliği belirsiz kişiler tarafından internet bankacılığı ile girilerek kredi kullandırıldığını, kredi tutarının dava dışı …’ a gönderildiğini, bu hesaptan da paranın çekildiğini, Şile Cumhuriyet Savcılığı’nın 2017/2376 sayılı soruşturma dosyası ile şikayette bulunulduğunu, kredinin kullandırıldığı hesaptan müvekkilinin emekli maaşını aldığını, kullanılan kredi tutarlarının 22/01/2018 tarihinden itibaren müvekkilinin hesabından çekildiğini, bu konuda davalı bankanın Beşiktaş Şubesi ile iletişime geçildiğini, davalı banka şube yönetici tarafından savcılık kararına göre hareket edildiğinin bildirildiğini, akabinde davalı bankaya noter yoluyla ihtarname gönderildiğini, davalı banka tarafından müşteri bilgilerinin 3. kişilerle paylaşılamadığının bildirildiğini, kredi kesintilerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu kredi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini ve tahsil edilen paraların bankadan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının dava konusu kullandırıldığı belirtilen kredi tutarlarının hesabına gönderildiği …’ a dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkiline karşı dava açtığını, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, kredinin internet yoluyla kullandırıldığını, davacının kimlik numarası ve parola girişi yapıldığı gibi sistemde kayıtlı telefonuna SMS yoluyla gelen şifre girişinin de gerçekleştirildiğini, dolayısıyla müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, bu nedenle de müvekkilinin davalı sıfatı bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuat gereğince davaya konu edilen zarara ilişkin davacının münferiden sorumlu olduğunu, sıfat yokluğundan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17/07/2019 tarih ve 2018/476 Esas – 2019/470 Karar sayılı kararında; “davacı ile davalı Banka arasında “Bireysel Müşteri Sözleşmesi” imzalandığını, mahkemece davacı ile davalı Banka arasındaki ilişkinin Bankacılık işlemi, davacının ise ticari ve mesleki amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda oldukları, dava tarihi itibariyle bu tür davalarda Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu … ” gerekçesi ile, Mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 mad. gereğince Davanın usulden REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu olan işlemin bankacılık işlemi olup ticari bir iş olduğunu, ayrıca müvekkilinin banka olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın huzurdaki davanın mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenle de yerel mahkemenin kararının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, Davaya konu ihtilafın Tüketici Kanunu kapsamında kalan mal ve hizmet alımına ilişkin olmadığını, Davaya konu işlemin bankacılık işlemi olduğunu, dolayısıyla ticari iş olduğunu, bu nedenle huzurdaki davada yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yerel mahkemenin eksik incelemeyle görevsizlik kararı verdiğini, Müvekkili … A.Ş.’ nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından verilen lisans kapsamında ve 5411 sayılı yasa çerçevesinde bankacılık alanında faaliyet gösteren bir ticari kuruluş olduğunu, Davaya konu işlemin bankacılık işlemi olduğundan ticari iş mahiyetinde olduğunu, TTK’ nun Ticari İşler başlıklı 3. maddesinde ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir ” denilmekte olduğunu, Yine TTK’ nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari davalar olduğunun hüküm altına alındığını, bu nedenlerle huzurdaki davada yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Müvekkil banka ile davacılar arasında davaya konu işlem bakımından sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi davaya konu ihtilafın sözleşmeden kaynaklanmadığını, dolayısıyla huzurdaki davanın Tüketici Mevzuatı muvacehesinde değerlendirilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Ticaret Mahkemeleri’ nin görevli olmadığının kabulü halinde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ nin görevli olduğunu beyanla; Yerel Mahkeme tarafından verilen 17/07/2019 tarihli görevsizlik kararının kaldırılarak işbu davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğuna ilişkin hüküm kurulmasına, kabul anlamına gelmemekle birlikte Ticaret Mahkemeleri’ nin görevli olduğunun kabul edilmemesi durumunda huzurdaki davada Asliye Hukuk Mahkemeleri’ nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacının davalı bankada bulunan mevduat hesabına internet bankacılığı aracılığı ile girilerek, internet üzerinden davacı adına bireysel kredi kullanılması ve kullanılan kredinin 3. kişiye havalesi üzerine kullanılan krediden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile, kredi borcu nedeniyle emekli maaşından yapılan kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı, davalı bankada mevduat hesabı bulunduğunu, emekli maaşının bu hesaba yattığını, bilgisi dışında internet bankıcılığı aracılığı ile hesabına girilerek adına kredi kullanıldığını, kredi bedelinin yine bilgisi dışında 3. Kişiye havale edildiğini belirterek borçlu olmadığının tespiti ile kredi nedeniyle yapılan kesintilerin istirdadını talep etmiş mahkemece davacının tüketici olduğu, 6502 sayılı kanunun 73. maddesi gereğince uyuşmazlıkta tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklandığından TTK 4. Maddesine göre mutlak ticari davadır. TTK 5. maddeye göre aksine hüküm bulunmadıkça Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. 6502 sayılı kanun 73. maddede Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir denilerek TTK 5. maddede öngörülen istisnai durum belirtilmiştir. Ayrıca 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre dava mutlak ticari dava olsa bile taraflardan birinin 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olması halinde ve uyuşmazlık konusu tüketici işlemine ilişkin olması durumunda görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Somut olayda davacının 6502 sayılı kanunun 3. maddesi k) bendinde tanımlanan tüketici, uyuşmazlık konusunun l) bendinde tanımlanan tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/06/2020 tarihinde HMK 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.