Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2442 E. 2019/1879 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2442 Esas
KARAR NO : 2019/1879 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/522 D.iş 2019/522 Karar
TARİH : 25/07/2019
TALEP : Merci Tayini (Tevdii Mahali)
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Tevdi yeri talep eden davacı vekili dava dilekçesi ile, alıcının satım sözleşmesine konu taşınır malları teslim almada temerrüde düşmesi nedeniyle, TBK’nun 107. Maddesi vd. Maddeleri ilgili hükümlerinden hareketle hasar ve giderleri alıcı/ karşı tarafa ait olmak üzere temerrüt konusu kaya belek baskılı peçeteler ile kaya baskılı mandırıne vücut losyonu vasfındaki taşınır malların uygun bir yere teslimi yönünden tevdi yeri tayin edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/07/2019 tarih 2019/522 D.iş 2019/522 sayılı kararında; “Talep; TBK 107.m. uyarınca tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. TBK’nun 107. maddesinde ”Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.TBK’nun 106/1.maddesi ” Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” şeklinde, aynı yasanın 107.maddesi ise ”Alacaklının temerrüte düşmesi durumunda…” şeklinde düzenlenmiş olup, buna göre borçlunun tevdi mahalli tayinini talep edebilmesi için öncelikle alacaklının temerrüde düşmesi gerekir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14/01/2015 tarih, 2014/18350 Esas, 2015/258 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; HMK’nın 382/d-3.maddesi gereğince, TBK’nın 107.maddesine dayalı tevdi mahalli tayini çekişmesiz yargı işi olup, istemin HMK’nın 382/2-e bendinde sayılan çekişmesiz yargı işleri kapsamında da bulunmadığı gibi TBK’nın 107.maddesinin 2.fıkrasında da “Tevdi yerini, ifa yerindeki hakim belirler.” düzenlemesi kapsamında bu maddeye dayalı istemi değerlendirmekle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Çekişmesiz yargı, çekişmeli yargıdan farklı özellikleri bulunan bir yargı çeşididir. Bu sebeple bazı (örneğin Avusturya) ülkelerde, çekişmesiz yargı işleri için, ayrı (özel) bir yasal düzenleme bulunmaktadır. Ülkemizde çekişmesiz yargı konusunda ayrı bir kanun bulunmadığı gibi, mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu(HUMK)’nda da çekişmesiz yargıya ilişkin hükümler bulunmamakta idi. Buna karşılık, çeşitli kanunlarımızda çekişmesiz yargı ile ilgili dağınık bazı hükümler bulunmaktadır. Bu eksikliği gidermek amacıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun, “çekişmesiz yargı” başlığını taşıyan dokuzuncu kısım hükümleri (m.382-388) kabul edilmiştir. HMK’nun 382/l maddesi uyarınca bir işin çekişmesiz yargı işi sayılabilmesi için, şu üç temel ölçütten birinin veya birkaçının varlığı gerekir: a) ilgililer arasında bir uyuşmazlığın bulunmaması; b) ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın olmaması; c) Hakimin kendiliğinden (resen) harekete geçtiği bir halin varlığı.HMK’nun 382. maddesinin birinci fıkrasındaki genel çerçevenin dışında; kolaylık sağlamak üzere, ikinci fıkrada öğreti ve Yargıtay kararlarında kabul edilen çeşitli çekişmesiz yargı işleri; kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, icra-iflas hukuku ve çeşitli kanunlar kategorileri çerçevesinde örnek olarak sayılmıştır. Çekişmesiz yargı işleri, HMK 382/2. maddede belirtilen hallerden ibaret (numerus clausus) olmayıp, burada yer alanlar yalnızca örnek olarak belirtilen hallerdendir. HMK 382/2. maddede sayılmasa dahi, temel ölçütlere (HMK m. 381/1) uyan diğer haller de, çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme ile ilgili genel bir hüküm yer almamaktadır. TTK ‘nın ticari davalarda görevli mahkemeyi düzenleyen 4-5 maddeleri çekişmeli yargı işleri için sevk edilmiş maddelerdir. Bu nedenle tüm çekişmesiz yargı işleri için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira TTK 5.maddesinde de Ticaret Mahkemelerinin aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde çekişmesiz yargı işlerine bakacağı söylenmiş olup, HMK 382.maddesinde de aynı şekilde aksine düzenleme yoksa tüm çekişmesiz yargı işlerine Sulh Hukuk mahkemesinin bakacağı düzenlenmiştir. TTK’da çekişmesiz yargı işleri tek bir madde halinde sayılmamış, ancak her çekişmesiz yargı işini düzenleyen maddede görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu özellikle belirtilmiştir. (örn.Sermaye tesbiti, zayi belgesi verilmesi v.s) Bu düzenleme şekli de TTK 5.maddesinin tüm çekişmesiz yargı işlerinde görevi düzenleyen bir madde olmadığını göstermektedir…”gerekçesi ile, Talebin, mahkemenin görevsizliği nedeni ile usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı tevdi yeri talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Tevdi yeri talep eden davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Ticari satım sözleşmesine konu olan taşınır malların alıcı/karşı taraf şirket tarafından teslim alınmaması nedeniyle ilk derece Mahkemesinden tevdi yeri talebinde bulunulduğu, ancak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçe gösterilerek talebin reddedildiğini, İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararının TTK. Md: 4 (1), TTK. Md: 5 (1) ilgili hükümlerine tümü ile aykırı olduğunu TTK. Md: 4 (1) ilgili hükmü gereğince; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayıldığını, TTK. Md: 5 (1) ilgili hükmü gereğince; aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, Dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere, tacir tüzel kişi durumundaki taraflar arasında bir ticari satım sözleşmesi mevcut olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, “GENEL KANUN” vasfında olup “ÖZEL KANUN” vasfı taşıyan Türk Ticaret Kanunu’nun hüküm altına aldığı hususlar yönünden işbu genel kanun hükümleri “TEVDİ YERİ TAYİNİ” yönünden uygulama alanı bulamayacağını, TTK. ilgili hükümleri gereğince; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan “çekişmesiz yargı işleri” münhasıran Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanı içinde olup ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında atıfta bulunulan, HMK. Md: 382, TBK. Md: 107 vd. ilgili maddeleri hükümleri ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerinde uygulama alanına sahip olmadığını, Tevdi yeri talebine konu olan her iki taraf, “TACİR TÜZEL KİŞİ” durumunda olup, mahkemece, tevdi yeri kararı verilmesi sonrasında, alıcı/karşı tarafa yönelik olarak satıcı/ müvekkili şirket tarafından “Ticari alacak davası” da açılacağından olayın bu yönü göz önüne alındığında sonradan çekişmeli hale gelecek hukuki ihtilaf, TTK. Md: 4, Md: 5 ilgili hükümleri gereğince münhasıran Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanı içinde görüleceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tevdi yeri talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 D.iş 2019/522 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir.Mahkemece, ticari nitelikte iş olsun olmasın tevdi mahalli tayininde özel hüküm bulunmadıkça Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Tevdi mahalli tayini HMK’nın 382/2-d-3 maddesinde de belirtildiği üzere çekişmesiz yargı işidir. Aynı kanunun 383/1 maddesine göre aksine düzenleme bulunmadığı takdirde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.TTK’nın 4. maddesinin 1. fıkrasında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ve tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın fıkranın alt bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı, 5/1. maddesinde aksine düzenleme bulunmadıkça asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari dava ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.HMK usul hukuku açısından genel kanun olup, Türk Ticaret Kanununda yer alan usule ilişkin düzenlemeler HMK’ya göre daha özel düzenlemelerdir.HMK’da yer alan göreve ilişkin düzenleme genel bir düzenleme olup, 383/1 maddesinde de belirtildiği üzere aksine bir düzenleme bulunmaması halinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Maddede belirtilen aksine düzenleme TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 4 ve 5. maddelerinde yer alan düzenlemeye göre nisbi ve mutlak ticari nitelikte çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme aksine düzenleme bulunmadıkça Asliye Ticaret mahkemesidir.Buna göre nisbi ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olan tacirler arasında tevdi mahalli tayinine ilişkin taleplerde görevli mahkeme TTK’nın 5/1 maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesidir.Somut talepte tevdi mahalli belirlenmesini isteyen ve karşı taraf tacir olup talep her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan kaynaklanmaktadır. Bu durumda görevli mahkeme TTK 5/1 maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesi olup, mahkemece genel ve özel yasa düzenlemesine dikkat edilmeden genel yasa olan HMK’nın 383/1 maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle tevdi mahalli belirlenmesini talep edenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve talep konusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tevdi yeri talep eden davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarih ve 2019/522 D.iş 2019/522 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 1-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 2-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30.TL, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş dönüş masrafı 23,50.TL toplamı 144,80.TL’ nin davalıdan alınarak istinaf talep eden davacıya verilmesine, 3-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.