Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2389 E. 2020/635 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2389 Esas
KARAR NO : 2020/635 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2010/417 Esas – 2019/229 Karar
TARİH: 26/02/2019
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …’nın 10.08.2005 tarihinde, … plakalı ticari taksisinin dava dışı …. Ltd Şti yetkilisi … satın aldığını, ancak kendisinin işletmeyip 15.09.2010 tarihinde kira sözleşmesi ile …. şirketine kiraladığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, 2007 yılında Türkiye’ye geldiğinde … şirket yetkilileri …, … ve …’nun kira süreci boyunca aracın yıprandığını, yeni bir araca ihtiyaç duyulduğunu, alınacak yeni aracı yine müvekkilinin üzerine yapacaklarını, bu araç için kredi çekilebileceğini, kredinin müvekkili üzerine olması gerektiğini, …’ın da bu krediye kefil olacağını söylediklerini, müvekkilinin bu şartlar altında durumu kabul ettiğini, davalı … Bankası Bahçelievler şubesine diğer davalılar ile birlikte gittiklerini, 25.07.2007 tarihli kredi sözleşmesini boş olarak müvekkilinin imzaladığını, kredinin tutarı hakkında müvekkilinin bilgi sahibi olmadığını, ödemelerin davalılar tarafından yapıldığını, 2009 yılının Kasım ayında başka bir kredi için bankaya müracaat ettiğinde davalı bankadan 250.000 TL kredi çekildiğini öğrendiklerini, bunun üzerine davalı bankaya yazılı olarak müracaat edilip kredinin kapsamı hakkında bu aşamada bilgi sahibi olduklarını, bu durumun davalıların hilesi neticesi gerçekleştiğini, Bakırköy CBS’ye suç duyurusunda bulunduklarını, Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/532 Esas sayılı dosyadan davalılar …, … ve … hakkında dava açıldığını, davalı banka personelinin de yaşanan bu durumdan sorumlu olduğunu, bankanın sorumluluğunun adam çalıştıran sorumluluğu olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 147.000 TL alacağın zararın doğduğu 18.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ….Bankası vekili cevap dilekçesi ile; davacının hukuki ve fiili ehliyetinin sakatlandığına ilişkin bir ibare olmadığını, kredinin bir kısmının hesap kat ihtarından önce, bir kısmının da sonra ödendiğini, bankanın müşterilerine bütün bilgileri verdiğini, diğer davalılar ile arasındaki hukuki anlaşmazlıkların bankayı bağlamayacağını, bu sebeple davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar …, …, … davaya karşı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/02/2019 tarih ve 2010/417 Esas – 2019/229 Karar sayılı kararında;”Davacı tarafından bildirilen Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/532 Esas sayılı dosyadan görevsizlik kararı verildiği, dosya Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi 2011/305 Esas sayılı dosyasına kaydedildiği, yargılamanın devamı sırasında bu dosyanın sonucunun bekletici mesele yapıldığı, mahkemenin 21.05.2013 tarihinde 2013/215 karar numarası ile sanıklar …, … ve … hakkında beraat kararı verildiği, 15.04.2018 tarihinde kararın Yargıtay incelemesi neticesi kesinleştiği, davacı tanıklarının dinlendiği , delillerin toplandığı görüldü.Davacı vekili 26.02.2019 tarihli celsede davadan feragat ettiğini bildirmiş, davacı … tarafından vekili Av…. verilen 13.11.2009 tarih Bakırköy …. Noterliği vekaletnamesinde davacı vekilinin feragat yetkisi olduğu, vekil tarafından feragat beyanı sunan Av. …. yetkilendirildiği, görülmüştür.Hmk’nın 307. Maddesine göre davadan feragat davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesidir, yine aynı kanunun 311. Maddesine göre feragat kesin hüküm sonuçlarını doğurur, bu hükümler gözetildiğinde davadan feragatın davayı kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğundan kuşku bulunmamaktadır, davacının vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu ve davanın niteliği itibariyle davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususlardan olduğu anlaşılmış olmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, ”-Feragat nedeniyle davanın reddine,- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6.maddesi gereğince 14.510,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6.maddesi gereğince 14.510,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,- Davalı … BANKASI T.A.O. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6.maddesi gereğince 14.510,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Gerekçeli kararın asile çıkartılmasının usulsüz olduğunu, Dava sonunda tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini,İlk derece mahkemesinin feragat nedeni ile davanın reddine kararının doğru olduğunu, ancak tüm davalılar için tek vekalet ücretine hükmetmesinin gerektiğini, gerekçeli kararın 4,5,6 numaralı kısmında kendini vekille temsil ettiren her davalı vekili için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu, dava konusu talebin tek olduğunu, dolayısı ile kendilerini vekille temsil ettiren tüm davalılar yönünden tekbir vekalet ücretine hükmetmesinin gerektiğini, konu ile ilgili 27.6.1956 tarih, 2/14 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Emsal Yargıtay Kararları ve yasal mevzuat dikkate alındığında yerel mahkeme kararının hatalı olduğunun anlaşılacağını, ( YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12809 K. 2006/3364 T. 28.3.2006 – T.C.YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/3525 K. 2008/7377 T. 10.4.2008)İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmında yer alan 4-5-6 nolu kararın kaldırılmasına, tüm davalı vekilleri için tek vekalet ücretine karar verilmesine, karar verilen tek vekalet ücretininde üç davalı vekili arasında eşit olarak bölüştürülmesine karar verilmesine, yargılama masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, alacak davasıdır.Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine, kendisini ayrı vekiller ile temsil ettiren davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, ilk derece mahkemesince her üç davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.Davacı vekilinin tüm davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti” başlıklı 3. maddesinin 2. bendinde birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddi halinde ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir. Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar hakkında ret sebebi aynı olup, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. bendi uyarınca tek vekalet ücreti taktir edilmesi gerekir. Mahkemece anılan ilke ve kanun maddeleri göz ardı edilerek kendini vekil ile temsil ettiren her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. (Yargıtay 4 HD.nin 2014/15457 Esas, 2015/12811 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 8 HD.nin 2012/4583 Esas, 2012/10726 Karar sayılı ilamı benzer mahiyettedir.) Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle, davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar yararına AAÜT 3/2. maddesi gereğince tarife hükümlerine göre hesaplanan tek vekalet ücretine hükmedilmesine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih ve 2010/417 Esas – 2019/229 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle;1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile tahkikat aşamasında davadan feragat edilmiş olması nedeniyle, Harçlar Kanunu 22.md gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 36,27 TL (54,40/3*2) karar ilam harcının peşin alınan 2.182,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.146,68 TL.nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3- Davalı …, … ve ….BANKASI T.A.O. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 3/2.maddesi gereğince 17.915,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,6-Dosyada artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN; 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 8-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından 08/07/2019 tarihli Sayman Mutemedi Alındısı ile mükerrer yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 9-Davacı tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile (37,90.TL+28,43.TL+1,00TL=) 67,33.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 188,63.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.